İnovasyon Kültürü, Bilim ve Teknoloji

Güncelleme Tarihi:

İnovasyon Kültürü, Bilim ve Teknoloji
Oluşturulma Tarihi: Aralık 26, 2014 14:05

Bilim ve teknolojik gelişmeler son elli sene içersinde kocaman dünyayı küçücük bir köye dönüştürdü. New York Times'in ünlü köşe yazarı Thomas Friedman 'Dünya düzdür' (The World is Flat') adlı çok satan kitabında bu dönüşümün öyküsünü, anlatır. Türkçe düz anlamına gelen Flat sözcüğü sınırların kalktığını yani Küreselleşmeyi ima eder.

Haberin Devamı

İnsanlar dinleri, inançları, ırkları, renkleri, dilleri farklıda olsa, bu küçük köyde beraber yaşıyor, mutluluğu beraber arıyor, birbirleri ile her alanda yarışıyor. Dünya bilgiyi üretenler, bilgiyi depolayanlar, bilgiyi dağıtanlar, bilgiye ulaşanlar, bilgiyi kullanabilenler ile bunları yapamayanlar diye ikiye ayrılıyor. Sağ, sol muhafazakâr, laik gibi siyasi eksenler üzerindeki rekabet bilgi üretim eksenine kayıyor. Türkiye ise dünyadan kendisini soyutlayarak muhafazakârlık ekseni üzerinde ortaçağa zaman yolculuğuna çıkıyor. Nedir bu İnavasyon denilen sihirli şey?

İnavasyon, küreselleşmenin yarattığı bir olgudur; bilgiyi insanların yararına ekonomik değere dönüştürme eylemine denir. Toplum üreten ve tüken bir sistemdir. Üretim ve tüketim süreçlerinin tümü ekonomiyi tanımlar. Başbakan, bilim bakanı, ulaştırma bakanı, kültür bakanı ve benzeri diğer önemli zevat konuşmalarının bir yerinde hiç alakası olmadığı halde, lafa sıkışınca, İnavasyon çok önemlidir diyor sonrada dinleyenlere anlamlı, anlamlı bakıyorlar. Söylemlerinden ve eylemlerinden bu kavramı anladıklarını ve içselleştirdiklerini hiç sanmıyorum.

Şimdi birkaç örnekle İnavasyon nedir somutlaştıralım. İçinden elektrik akımı geçen iletken ısınır, ısınma akkor sıcaklığına yükseldiğinde iletken ışır, yani ışık saçar. Edison elektrik akımı ve iletkenin bilinen özelliklerinden yararlanarak AMPÜL icat etmiştir. Sonuç olarak kültürel değer, yani bilgi, ekonomik değere dönüşmüştür. Elektromanyetik spektrumunun her frekans bandındaki ışımalardan yararlanarak günümüzdeki yaygın olarak kullanılan TV, Cep telefonu, telsiz radar, mercek, mikroskop, teleskop, gözlük, röntgen, benzeri cihazlar üretilmiştir. Bunların tümü İnavasyon süreci geçirilerek elde edilmiştir. Gökdelen inşa etmenin İnovatif bir tarafı yoktur.

Yeni bir teknoloji üretmenin yani İnavasyon yapmanın gerek şartı bilgidir. Edison iletkenlerin voltaj amper karakteristiklerini bilindiği için AMPÜL yapabilmiştir, bu kadar basit. Günümüzde artık klasik fizik ve kimya kanunlarına dayanılarak katma değeri yüksek ileri teknoloji üretmek mümkün değildir. Bilgi ekonomik değer üretmekte kapitalin önüne geçmiştir. Dünyanın en zenginlerinden Bill Gates işe neredeyse sıfır sermaye ile başlamıştır. Her ülke veya uluslar arası bir şirket ürettikleri özgün bilgiye stratejik değer olarak bakıyor ve bilgisini casusluğa karşı en üstün güvenlik önlemleri ile koruyor. Bilgi günümüzde ticareti yapılan bir meta haline gelmiştir. Ülkemizde ise kakalanan bir değer, şimdi gelelim günümüz teknolojilerine.

Nano bir fiziksel büyüklüğün milyarda biri demektir; örneğim nano saniye saniyenin, nano metre metrenin, milyarda biridir. Burada amacım fizik dersi vermek değil, bir sonraki cümlemi dikkatle okuyun lütfen. Yeni bir teknoloji üretmek maddeyi, metre boyutunda değil atomik boyutlarda, yani nano boyutlarda, kontrol etmekle mümkün olur. Eğer elini ve aklını bu boyutlara kadar uzanabiliyorsan, kimsenin bilmediği teknoloji üretip para kazanabilirsin. Gerisi bakanların söylediği masaldır. Ne yazık ki ülkenin %50 'si bu masal inanıyor, sandıktan teknoloji çıkmaz.

Maddenin atomik boyutlardaki yani nano boyutlardaki davranışlarını, kuantum fiziği verir. NANO TEKNOLOJİ kuantum fiziğinden türetilmiştir. Türkiye'de sayısı iki yüze yakın devlet ve vakıf üniversitesi var. Bunlar arasında ODTÜ, BİLKENT; BOĞAZİÇİ;KOÇ, SABANCI, İTÜ, AÜFF, İÜFF gibi çok az sayıda üniversitede Kuantum fiziği öğretilir. YÖK'ün veya evlere şenlik Mili Eğitim bakanlığının umurunda değildir. Yani anlayacağınız bizim İnavasyon yapacak bilgimiz yok, yetkililer kimi zaman bunu itiraf da ederler. Türkler icat yapamaz derler. Bunun anlamı katma değeri yüksek üründen para kazanma şansımız sıfır olduğudur. Sonuç olarak para verip teknoloji transfer ederiz, bunu da marifet sayarız. Siyasetin İnavasyon gibi bir derdi yoktur. Bilgi kaynaklı teknolojiler endüstriyel devrimlerde olduğu gibi, dünyanın sosyal, ekonomik, kültürel ve politik yapısını değiştirecektir. Bu kesindir.

TV kanallarının çokbilmişleri A. Selvi, H.Yayman gibi derin bilgili yeminli köktenciler bu ülkeye yön veriyor, bilim insanları değil. Neden Ahmet Hakan veya Şirin Payzın veya Didem Aslan, horoz düğüşü yaptırır gibi yeminli muhteremleri ekrana çıkarırlar da, örneğin Celal Şengör'ü veya Süha Sevük, Ayşe Erzan gibi bilim insanlarını davet edip ülkenin bilimsel kalitesini tartışmazlar.

Bilgi çağının yol haritasını, yani toplumun kültürel yapısındaki dönüşümleri sağlayacak özgün bilgi üreten üniversiteler ve araştırma merkezleri çizecektir. Üniversitelerimizin uyguladıkları programlar ve ürettikleri özgün bilgi, uluslar arası bilgi pazarında değer ifade edebiliyor mu? Bu soruya evet demek mümkün değildir, istatistikler hayır diyor. Akademisyenlerimiz, yani profesör ve doçentlerimizin, çok azı uluslar arası kaliteye sahiptir. Her cümlesinde bir akademisyen olarak diye söze başlayan o anlı şanlı muhterem zevat, bilgisi ile yurt dışında piyaz parası bile kazanamaz.

Dünyanın kaliteli ilk 100 üniversitesine sadece ODTÜ girebilmektedir. Ülkemiz üniversite ve araştırma kurumlarında üretilen bilgiyi ekonomik değere dönüştürmek istiyorsa, en azından 30-40 tane ODTÜ ayarında üniversiteye kurulmalı ayrıca o üniversitelere mali ve idari özerklik verilmelidir. ODTÜ'YE yapılanlar ortada. TÜBİTAK'ın başına, uluslar arası bilgi bankalarınca ve çevrelerince tanınan bilim insanları yerine bahçe uzmanını müdürü yaparsanız bu iş olmaz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!