Zor zamanlarında arkadaşımızın elinden tutmak, canı yandığında çocuğumuza sarılmak, karşımızdakine destek verdiğimizi ve her zaman yanında olduğumuzu göstermek için omzuna vurmak… İnsanlar arası iletişimde en etkili yöntemlerden biri belki de dokunmak… Gerçekten de araştırmalar tensel temasın stres seviyesini düşürdüğünü, kalp sağlığını koruduğunu, acı hissini hatta ölüm riskini azalttığını gösteriyor.
#Temasİnsanlık tarihi boyunca en çok önem verilen konularından biri hiç şüphesiz: 'aşk' oldu. Aşkın insan beynindeki etkileri ise oldukça dikkat çekici. Tutkulu aşk döneminde sinir hücrelerini büyüten hormon, normalden 2-3 kat fazla salgılanıyor. Aşkın beyni gençleştirdiğini belirten Prof. Dr. Sultan Tarlacı, sırılsıklam aşk döneminde beynin karar mekanizmasının daha az çalıştığını belirterek, “Aşk gelince akıl gider” deyişinin sinirbilim alanındaki doğruluğuna dikkat çekti.
#Aşık Olunca Vücudumuza Ne OlurBesin ve sıvıların vücuda geçişini sağlayan yutma eylemi, hayati önem taşıyor. Yutmanın da nefes almak gibi yaşam için elzem olduğunu vurgulayan uzmanlar, 1 saatlik yemekte yutma eyleminin 300 defa gerçekleştirildiğini belirterek, yutma bozukluğunda meydana gelebilecek tehlikelere dikkat çekti.Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Sultan Tarlacı, yutma bozuklukları hakkında önemli bilgiler verdi.
#Genel SağlıkÇağrı Özkan ve Ahmet Gürkan Atay, işe 16 yıl önce evreni araştırarak başladı; uzun çalışmalar sonucu Türk milli karakterinin Tunguzlar ve Kıpçaklar kavminin etrafında şekillendiğini saptadı. Bu tezlerini de iki ciltlik bir kitapta topladılar. Sekiz cildi daha bu yıl içinde yayımlanacak ‘Milletlerin Karakteri, Kültürü, Bilinci’ adlı kitabı Çağrı Özkan’la konuştuk.
#Milletlerin Karakteri Kültürü, BilinciYapılan araştırmalar aşkın kalpte değil, beyinde yaşandığını gösterdi. Universal Ege Sağlık Hastanesi Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Sultan Tarlacı, aşıkta oluşan fizyolojik değişikliklerin binlerce yıldır kalple ilişkilendirildiği için aşkın simgesi olarak seçildiğini, aslında beyinde yaşanan bir olay olduğunu söylerken bir de bilimsel gerçeği açıkladı; “Aşkın ömrü en fazla 3 yıl.”
Yapılan araştırmalar aşkın kalpte değil, beyinde yaşandığını gösterdi. Milyonlarca kişi Sevgililer Günü'nü kalbi yüzünden mi beyni yüzünden mi kutluyor. Binlerce yıldır aşkın simgesi olarak gösterilen kalp değişmeli mi? Yapılan araştırmalara göre aşk kalpte değil, beyinde yaşanıyor. Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Sultan Tarlacı, insanın aşıkken hissetiği duygunun karşılığının beyinde olduğunu dile getirdi. Aşk başladığında meydana gelen iştah azalması, yemeden içmeden kesilme, nabız artışı, çarpıntı, terleme, titreme, barsak hareketleri, mide asidi ve yutma sıklığı gibi fizyolojik değişiklikler nedeniyle kalbin binlerce yıldır aşkım simgesi olarak seçildiğini anlatan Doç. Dr. Tarlacı, Aşkın simgesinin değişmesi çok zor. Binlerce yıldır gelen bir simgeleştirme var ama insanlarda esas olarak aşk duygusu beyinde yaşanıyor. Ancak vücutta yansıması kalpte oluyor. Oysa aşk beyinde başlar beyinde gelişir ve beyinde biter" dedi. Turan GÜLTEKİN/HAKAN GÜNGÖRDÜ/İZMİR (DHA)
#Htvhaber