Meclis’te iklim brifingi... ‘O kızılderilinin dediği zaman geliyor’

Birpınar’ın çizdiği tablo, endişe vericiydi:

“Hani, o kızılderilinin söylediği gibi: ‘O beyaz adam paranın yenmeyecek bir şey olduğunu anladığı zaman geç olacak’ diyor ya, işte o zaman aslında geliyor çünkü şu aşırı yağışlarda, kuraklıkta veya orman yangınlarında veya hortumlarda insanoğlunun çaresizliğini hep beraber görüyoruz. Paranın bir işe yaramadığı günü de hep beraber biz görmesek bizim çocuklarımız görecektir. Paris Anlaşması çerçevesinde Türkiye’yi anlamalarını sağladık aslında. Türkiye emisyon azaltım potansiyeli çok yüksek olan bir ülke....

Türkiye eğer bu denklemin dışında kalırsa 85 milyonluk nüfusuyla ve büyük sanayi ve endüstrisiyle bölgede lider bir ülke olabilir, hatta Orta Doğu’nun lideri olabilir. Biz çünkü bu konuda iyiyiz, yani siz şunun için sevinmeyin: 3 milyonluk, 5 milyonluk bir sürü ülkeyi Paris Anlaşması’na taraf yaptık; herkes taraf, siz değilsiniz, değil. Türkiye’nin taraf olması ile onların taraf olması arasında çok büyük bir fark olduğunu bilmemiz lazım.

Onun için yüce Meclis’in, Gazi Meclis’in aldığı karar dünyada çok büyük bir sevinçle karşılanmış çünkü denkleme çok büyük bir oyuncunun girdiğini herkes biliyor. Bu sayede de hem iklim değişikliğiyle mücadelede çok pozitif adımlar atılacak bundan sonra hem oranın eli güçlenecek hem de bizim elimiz güçlenecek.”

SON BALIK ÖLDÜĞÜNDE...

Kızılderili Şef Seattle; 1854’te bir mektup yazarak kendisinden toprak isteyen ABD Başkanı Franklin Pierce’e böyle seslenmişti:

“Beyaz adam; annesi toprağa ve kardeşi olan gökyüzüne, alıp satılacak, yağmalanacak bir şey gözüyle bakar.

Onun bu ihtirasıdır ki, toprakları çölleştirecek ve her şeyi yiyip bitirecektir.

Beyaz adamın kurduğu kentlerde huzur ve barış yoktur.

Bu kentlerde bir çiçeğin taç yapraklarının açarken çıkardığı tatlı sesler ve bir kelebeğin kanat çırpışları duyulamaz.

Beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu, son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde anlayacak...”