Hürriyet'e mektuplar

Güncelleme Tarihi:

Hürriyete mektuplar
Oluşturulma Tarihi: Kasım 17, 2003 01:50

Viyana’da türban manşeti

GEÇTİĞİMİZ günlerde, ‘‘Viyana'da Türban Kuşatması’’ başlığıyla genişçe bir haber yayımladınız. Bu haberinizi kınıyorum.

Viyana haberiyle bence ‘‘bütün türbanlılar birer sponsor bulsunlar, gitsinler’’ deniyor. Avusturya bizim ülkemizin parçalanması için buna izin veriyor.

Ayrıca Hürriyet'in yayın politikasının değişmesinden rahatsızım. Fatih Altaylı gibi bazı yazarlarınızın yazılarında da dikkat çekici bir değişiklik var. Bu ülke batarsa hepimiz birlikte batacağız.

‘‘Türban konusu özgürlüktür, herkes istediğini yapabilir’’ denilemez. Fransa ve Almanya'da bile kanun çıkarılıyor. Orada irtica sorunu olmadığı halde kanun çıkarılıyor. Bence bu Yeniçeri adımıdır, iki ileri bir geridir.

Sabiha GÜL Yeşilköy

TEMSİLCİNİN NOTU:

‘‘Viyana'da Türban Kuşatması’’ başlıklı haberi başka bazı okurlarımız da eleştirdi. Ancak bu haber, Hürriyet'in yayın ilkelerine aykırı bir özellik taşımıyor. 1 numaralı yayın ilkemizde, ‘‘Gazetecilikte temel işlev, gerçekleri bulup bozmadan, abartmadan ve hişbir baskının etkisi altında kalmadan, en kısa zamanda ve edinilebilen tam bilgiyle kamuoyuna iletmektir’’ deniliyor. Sadece bir habere bakıp, ‘‘Hürriyet'in yön değiştirdiğini’’ söylemek de amacını aşar. Hürriyet'in yazarları ise düşüncelerinde tamamen özgürdürler.

Okurumuzun eleştirisi için Fatih Altaylı da şöyle dedi:

‘‘Ben bu iktidarın yaptığı birçok işi, geçmiş iktidarlara göre başarılı buluyor ve bunu yazıyorum. Şeriatçı olmak, laiklikten ödün vermek aklımın ucundan bile geçmez. Okurlarımız müsterih olsun. Ama kitleye hoş görünmek için inanmadığım şeyleri de yazmam.’’


Düzce depremi

12 Kasım Düzce depreminin 4. yılında gazetenizde tek bir habere bile yer vermemenizi kınıyorum. Üstelik Ankara'da Düzceli depremzedeler gözaltına alınırken.

Hale SOĞUKKUYU

TEMSİLCİNİN NOTU: Haber taşra sayfalarımızda yer almıştı. Ancak şehir sayfalarında atılmış.


TV sayfasında adaletsizlik

BU mektubu öncelikle kırk yıllık bir Hürriyet okuru olarak yazıyorum. Hürriyet'in TV sayfasındaki film sütunu, yıllardır olabildiğince filme yer veren bir köşe olarak ilgiyle izlenirdi. Ama yakın zamanda her şey değişti. Kimi kanallara inatla yer verilmiyor, sinemasever denilen kesim hiç önemsenmiyor. Son ve somut örnek: 8 Kasım Cumartesi, sinemaseverlerin başlıca kanalı olan CNBC-e'nin İki Film Birden'inde yer alan iki film, görkemli savaş filmi ‘‘Uzaktaki Köprü’’ ve Jane Fonda ile Jon Voight'a Oscar kazandıran ünlü ‘‘Eve Dönüş’’, ayrıca benim Alin Taşçıyan'la TRT-2'de sunduğum kuşakta yer alan Robert Altman ustanın ‘‘Uzun Veda’’ filmleri üzerine tek bir satır bile yok. Buna karşılık TV 8'de yer alan bir TV filmi için tam 56, evet, yanlış okumadınız, 56 satır... Bu adaletli, sanatsever ve eşitlikçi bir yaklaşım oluyor mu? Önemli bir gazetenin sanata ve haber vermeye saygılı yaklaşım ilkesi, diğer sayfalarda olduğu gibi TV sayfasına da yansımalı değil mi? İlgilerinize.

Atilla DORSAY

TEMSİLCİNİN NOTU: Sayfanın editörü Magazin Müdürü Selim Akçin, Sayın Dorsay'ın bu eleştirisini şöyle yanıtladı:

‘‘Eleştiriye katılmıyorum. Eğer arşivlere bakılırsa, bu daha iyi ortaya çıkar. Bugüne kadar, ‘Sinema ve Edebiyat' kuşağı da dahil, ilk kez TRT'de gösterilen ‘Er Ryan'ı Kurtarmak', ‘Truman Show' gibi filmleri hep önemsedik. CNBC-e'de gösterilen filmler sütunlarımızda hep yer aldı, diğer kanallardaki iyi filmler gibi. Peki geçen hafta ne oldu derseniz, işte orada ‘yer' sorunu ortaya çıkıyor. Cumartesi günleri, TV sayfamız ‘Cumartesi' ekinde yayımlanıyor. İlan durumuna göre alanımız daralabiliyor. Yer sorununu hep yaşıyoruz. Hazırladığı ‘Sinema Büyüsü' kuşağını izleyeceğiz diye uykusuz kalan biz TV sayfası çalışanları, bu hafta ‘özenle' hazırladığımız cumartesi sayfasını gören Atilla Dorsay'dan bir parça adalet bekliyoruz.’’


Bakü-Ceyhan kredisine onay

GEÇENLERDE Ertuğrul Özkök, ‘‘Hürriyet'in içindeki Financial Times’’tan söz etti. Oysa Financial Times'ta da yer alan bir haberi Hürriyet tamamen atladı. Dünya Bankası'nın yan kuruluşu IFC, 4 Kasım toplantısında neredeyse oybirliği ile kurumun Bakü-Ceyhan projesine 310 milyon dolar kredi vermesini onayladı. Bu çok önemli bir haberdi; çünkü bu kararı takiben EBRD (Avrupa Bankası) ve diğer birtakım Avrupa devletlerinin ihracat bankalarının projeye kredi sağlamaları olasılığı çok arttı. Türkiye için hayati önemde olan bu kritik gelişmeyi Hürriyet'in tamamen atlaması üzücü. Haber FT'nin 9'uncu sayfasında yer aldı, halbuki Hürriyet'in birinci sayfasına girecek kadar önemliydi. Financial Times'ı örnek alan gazetenin artık biraz daha dünyayı takip etmesi lazım.

Hakkı MÜMİNOĞLU

TEMSİLCİNİN NOTU: Ekonomi Müdürümüz Vahap Munyar, okurumuza hak verdi ve şöyle dedi: ‘‘Okurumuzun sözünü ettiği günü iyi hatırlıyorum; gündem çok yoğundu. Bazı şeyleri görerek, bazılarını da görmeyerek atlamak durumunda kalıyoruz. Yine de okurumuzun eleştirisine saygı duyup teşekkür ediyoruz.’’


Tanrı’ya tazminat davası haberi

14 Ekim tarihli gazetenizde yer alan bir haberi yayımlamanızı kınıyorum. 3 kere yıldırım düştü diye Tanrı'ya (haşa) tazminat davası açan bir delinin haberini yayımlamanızın yayın ilkelerine uyduğunu hiç sanmıyorum. Bu haberin milletimize ne faydası var? Faydası olmadığı bir yana, Allah'a inanan bir topluma böyle densiz, saçma, deli denebilecek haberi yayımlarken bir daha düşünmeniz bizi mutlu edecektir. Sahip olduğunuz sorumluluk gereği, bu toplumun maneviyatına yönelik alaylı, rencide edecek ifadeleri, haberleri yayımlamamanız gerekir diye düşünüyoruz. Bu sorumluluğunuzu yerine getirmenizi bekler, yayın ilkelerine uygun haberlerinizin devamını dileriz.

Selim TEKELİ

selim_tekeli@yahoo.com


‘Ne... ne...’ kalıbı zaten olumsuz

27 Ekim tarihli gazetenizin spor sayfasında, ‘‘Sinan Engin, ne Ümit Karan'a ne de Necati'ye talip olmadıklarını söyledi’’ deniyordu. Bilindiği gibi ‘‘ne... ne...’’ kalıbı zaten olumsuzluk bildirmektedir. Cümlenin yüklemi olumsuz olmamalıdır. Burada bir anlatım bozukluğu vardır. Cümle şu şekilde olmalıydı:

‘‘Sinan Engin, ne Ümit Karan'a ne de Necati'ye talip olduklarını söyledi.’’

Bu tip hataları bu şekilde halkımıza gösterme fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim.

Ahmet KUTLU Öğrenci

OKURLARIMIZDAN KISA KISA

NADİR ALTAŞ (LONDRA) Türkiye-Mısır voleybol maçı için attığınız ‘‘Mısır'ı Patlattık’’ başlığınızı kınıyorum. İngilizlerin bizimle ilgili Turkey-hindi esprilerini eleştirirken, siz de aynı şekilde davranmışsınız. Size yakıştıramadım.

TURİST REHBERLERİ BİRLİĞİ (TUREB) Antalya-Manavgat'ta 2 Alman turist ile Türk arkadaşlarının öldürülmesi olayıyla ilgili gözaltına alındığı duyurulan ve ‘‘rehber’’ olduğu ileri sürülen Gündoğan Tansel, profesyonel turist rehberi değildir. Bilgilerinize sunarız.

ŞAMİL KÜRŞAD ERTEKİN Hürriyet, yayınları ve yazarlarının ele aldıkları konular ile bence gazete ötesi. Ama kitap bölümüne biraz daha yer verebilir misiniz?

YILDIRAY ÇAMLIK (BURSA) ‘‘Akıl Oyunları’’ köşesi nedeniyle sizi kutluyorum. Ama lütfen bu köşe her gün belirli ve sabit bir yerde olsun.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!