Daha sert şeyler söyleyecektim ama kavga çıkmasını istemedim

Güncelleme Tarihi:

Daha sert şeyler söyleyecektim ama kavga çıkmasını istemedim
Oluşturulma Tarihi: Şubat 28, 2010 00:00

Önce Hakan Peker’in kim olduğunu hatırlatalım ki, röportajda söylediklerine daha bir güzel ve derinden şaşırabilelim. 47 yaşındaki Peker, Türk popunun 90’lardaki patlamasının müsebbiblerinden ve eski dans krallarından. “Hey Corç Versene Borç, Olmaz Maykıl Bende de Yok” şarkıları söylediğinde “Yaptığımız müzik poptur, kaliteli olma iddiamız yoktur” diyordu.

Haberin Devamı

O TOPLANTININ PERDE ARKASI (FOTO ANALİZ)

Devir döndü, devran değişti artık siyasetin öfkeli ve dertli dilinden çalıyor. Başbakan’ın “Kürt açılımı” için elini taşın altına koymalarını istediği sanatçılar arasında Hakan Peker de vardı. Geçen hafta Dolmabahçe’deki çalışma ofisinde yapılan buluşma kahvaltısında en muhalif çıkışı da o yaptı; “Açılım tamam ama bir yandan da belediye başkanları gözaltına alınıyor” deyiverdi. Hakan Peker ile çok önemsediği Balyoz Operasyonu’nun yapıldığı gün buluştuk. Malum kahvaltıda söylediklerine taş çıkartacak keskinlik ve netlikteki siyasi görüşlerini dinledik.

Toplantıda söylediklerinizle herkesi çok şaşırtınız. Hiç politik bir söyleminiz olmamıştı çünkü... Şimdiye kadar fırsat bulamadığınız için mi bu konuda hiç konuşmadınız?
- Biz genellikle magazin muhabirleriyle röportaj yapıyoruz, onlar da hiç böyle sorular sormuyor. Daha çok aşk-meşkle gündeme geliyoruz. Hatırlatayım, Başbakanın sanatçılarla buluşmasını gereksiz bulan yazar çizerler de oldu. Siyaset sanki sadece siyasetçilerin tekelinde. Televizyonlarda da köşe yazarlarından başka kimse yorum yapamıyor.

Şu an Türkiye’nin en önemli sorunu nedir sizce?
- Toplumdaki kamplaşma. Başbakan yaşadığımız gerginliği düşürmeli ve bu kamplaşmaya bir son vermeli. Bazı hamleleri insanları kışkırtmadan yapmalılar. “Bize oy vermeyen kansızdır” diyen AKP milletvekili var.

Siyasi anlamda güvendiğiniz bir kurum var mı?
- Bu ülkeyi artık emniyetli bulmuyorum. Açıkçası burada yaşamak beni tedirgin ediyor. Her an birileri sizi sorgulayıp içeri atabilir ve bir daha haber alınmayabilir. Bu kadar çok haber kanalı olması ve onlarca adamın konuşup durması da ondan. İtalya’ya şuraya buraya gittiğimde, televizyonda bizimki gibi şişmiş bir gündemleri olmadığını görüyorum. Çocuk programları, filmler falan, güzel güzel takılıyorlar. Bir tane mutlu haber görmüyoruz bizim televizyonlarda. Artık müzik yapmak da şarkı söylemek de gelmiyor içimden.

BARAJ SİSTEMİ DEĞİŞMEDİKÇE OY VERMEM

En son seçimlerde kime oy verdiniz?

- Oy kullanmadım. Bunu bir tavır olarak yaptım ve baraj sistemi değişmedikçe de oy vermeyi düşünmüyorum.

Yarın seçim yapılsa kime oy verirdiniz?
- Açıkçası bilmiyorum. Kendim parti kurmayı düşünüyorum (gülüyor). Tek bir partinin de seçimden galip çıkacağını sanmıyorum, muhtelemen koalisyon olur.

Şimdiye kadar hangi partiler için kullandınız oyunuzu?
- Sağ-sol ayrımım yok aslında. Çalışan ve iyi şeyler yapmaya çalışan sağduyulu insanları seçtim. Özal’a ve Ecevit’e oy verdiğimi hatırlıyorum. Genelde CHP ve Ecevit çizgisinde bir aileden geliyorum.

Anayasadan memnun musunuz?
- Değilim, demokratik bir anayasa istiyorum. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. AB’ye uyum yasalarını uygulayın, yeter.

Bir baba olarak, gösterilere katıldığı için içeride tutulan çocukların davasını izliyor musunuz?
- Galiba içeride 5000’e yakın çocuk var. Bu duruma seyirci kalmaktan başka bir şey gelmiyor elimden ve üzülüyorum.

Tekel işçilerini destekliyor musunuz?
- Demokratik haklarını kullandıkları sürece evet. Ki, kullanıyorlar. İnsanlar mağdur edilmeden haklarını koruyarak yaşayabilmeli bu ülkede.

ROJİN BİLE SÖYLEDİKLERİMİ SÖYLEYEMEDİ

Kahvaltıda söylediklerinizi sonradan sert buldunuz mu?

- Aslında daha sert şeyler söyleyecektim ama kavga çıkmasını istemedim.

Nelerdi bunlar?
- PKK adına terör eylemi yapanlar zafer çığlıkları arasında affedilirken, sempatizanların 17 yıl hapse mahkum edilmelerini garip buluyorum mesela. Şu anda hem yargı mensupları hem de devlet kanunları çiğniyor. Orgenerallerin sorgulanması yasak, diye bir kanun var ama üç gündür emniyette tutuluyor bu generaller

Nasıl davet edildiniz Başbakan’la Dolmabahçe’deki kahvaltılı sanatçı buluşmasına?
- AKP genel başkan yardımcısı Hüseyin Çelik aradı. Ben de, “Tabii, hay hay” dedim, sonuçta Başbakan bizi ciddiye almış.

Tam olarak neler konuşuldu?
- Başbakan somut olarak pek bir şey anlatmadı aslında, destek istedi sadece. Öncesinde bilgilendirilmediğimiz için kimsenin bir şey bildiği de yoktu. Bizim Kürt’lerle problemimiz yok, eğer siyasi ve sosyal hakları verilmiyorsa bunun sorumlusu devlet. Bize niye soruyorlar ki? Onlar çözüm makamı, şikayet makamı değil. Biz Kürtlere ev ve aş vereceğiz, bunun için de daha fazla vergi alacağız gibi şeyler söyleseler kimse itiraz etmez. Önce devlet barışmalı bu sorunlarla. Bunun için bizden müsaade istemelerine gerek yok...

Ne kadar sürdü bu kahvaltı?
- Sabah 10.30’tan öğlen 16.00’ya kadar. Başbakanımıza geçen yıl iptal edilen belediye konserlerini sorduğumda ekonomik güçlükler olduğunu söyledi. Bunu çok tatmin edici bulmadım. Neden bir kesinti olduğunda ilk önce sanatçılardan başlanıyor? O festivallerde halkın stresini alıyoruz biz.

Sanatçı da emekçi nihayetinde, değil mi?
- Tabii... Sanatçı arkadaşlarımız festivallerde iş yapamazsa nasıl ayakta duracak?

Rojin’den başka siyasi kimliği olan sanatçı yok gibiydi o buluşmada. Türkiye’deki popçuların da muhalif ruhu olduğu pek söylenemez. Damgalanmaktan korkmadınız mı?
- Rojin bile orada söylediklerimi söyleyemedi. Çıktıktan sonra da beni tebrik etti. Niye korkayım, Türkiye’deki kavram kargaşalarını dile getirmemek salaklık bence. Hayatım boyunca hiçbir zaman yalak bir sanatçı olmadım. Telif haklarıyla ilgili boykot yaptığım için 3 yıl Cem Uzan’ın Kral TV’sine çıkamadım mesela. Kimseye minnet etmememi en büyük özgürlüğüm olarak görüyorum. Ben bu hükümete sırtımı dayamadım ki, emeğim ve şarkılarımla bir yere geldim.

ERGENEKON DAVASI BELKİ DE 20 YIL SÜRECEK

Tutuklananların neden tutuklandığını, dışarıdakilerin neden dışarıda olduğunu anlayamıyorum. Ve ortada somut olarak hiçbir şey yok, şu adam da bunu yapmış diye çıkamıyor kimse. Belki de bu yargılamalar 20 yıl sürecek. İnternet sitesi sahibi bir arkadaşımız (Devrimci Karargah davasını kast ediyor) 10 aydan sonra suçsuz bulunarak bugün salıverildi ve devlet sadece “pardon” dedi. Halk önce bunun hesabını sormalı. Ama eylem de yapamıyoruz, içeri atıyorlar çünkü.

EĞLENCE ARTIK AYIP

İsteyen isteği gibi yaşasın. Ancak kendini laik olarak tanımlayanlar, kapalılara “başınızı açın” demezken, kapalılar “başı açıklar kapansa ne iyi olur” diyebiliyor. Mahalle baskısı çok. Son zamanlarda sigara, içki ve eğlence kültürü giderek ayıp gibi görülmeye başladı. AKP’nin radikal kanadının baskıcı tutumundan kaynaklanıyor bu durum. Dinsizler de Müslümanlarla aynı haklara sahip olmalı. Bir sanatçının festivallerde iş alabilmesi için belediye başkanlarıyla yakınlığı olması gerekiyor artık. Eskiden böyle şeyler yaşanmazdı hiç...

BENİM MAHSUN’DAN NEYİM EKSİK?

Nisan’da yeni müzik albümünü çıkaracak Hakan Peker’i son zamanlarda en çok heyecanlandıran şey sinema. “Benim Mahsun’dan neyim eksik” diyen Peker; ilk sinema filmini yönetmeye ve oynamaya hazırlanıyor. Senaryo yazarlarıyla görüşmelerini sürdüren Peker’in hayalinde “Pretty Woman” tadında bir romantik komedi yönetmek var.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!