Cumhurbaşkanı Erdoğan: 400 değil de diyelim ki 335 oldu...

Güncelleme Tarihi:

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 400 değil de diyelim ki 335 oldu...
Oluşturulma Tarihi: Nisan 09, 2015 01:26

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. 400 milletvekili talebi hakkında konuşan Erdoğan, "400 olmadı da diyelim ki 335 oldu, referandum şansı elde edildi. Şimdi referandumun şansının yakalanması dahi olumlu netice verecektir çünkü kamuoyu araştırmalarımızda biz bunu gördük" dedi.

Haberin Devamı

İran’dan dönerken uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, özetle şunları söyledi:

PEŞİNİ ASLA BIRAKMAYACAĞIZ

MİT TIR’larının 2012’de sizin dinlendiğiniz görüşmeye neredeyse delil oluşturmak için durdurulduğu gibi bir manzara var. 2009’dan 2014’lere uzanan bir yapı... Fotoğraf biraz daha netleşti mi?
Şimdi burada bir şeyi tavzih etmekte fayda var. Vatandaş, asker denildiğinde normal askeri anlıyor. Yani er, erbaş gibi... Aslında ağırlığını subaylar ve astsubaylar oluşturuyor. Paralel, böyle bir operasyonda maalesef Jandarmamızı kullanmak suretiyle böyle bir adımı attı. Bununla ilgili süreç de yargıda. Yargıda olması hasebiyle fazla beyanda bulunmam doğru olmaz. Ama burada her zaman söylediğimi yine söyleyeceğim: Biz bu görevde olduğumuz sürece bu işin peşini asla bırakmayacağız. Çünkü bu yapı bizim ulusal güvenliğimizi tehdit eden bir yapıdır. Bu sadece benim görevim değil, hükümetin de muhalefetin de herkesin ortak görevidir. Sessiz kalırsak bunun hesabını tarihe veremeyiz. Şimdi ne yapıyorlar, kaçıyorlar. Kaçmayanlar da biliyor ki er veya geç bu bana da gelecek.

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 400 değil de diyelim ki 335 oldu...
İSLAM DÜNYASINDA ATILMASI GEREKEN ADIM…

HAKLARIMI ARIYORUM

Uluslararası medyada da geniş yer bulan bir dizi dava var. Size edilen hakaretlere karşı açtığınız ya da resen açılmış davalar... Bu konuda görüşünüz nedir?
Türkiye demokratik bir hukuk devletidir. Demokratik hukuk devletinde benim de haklarım olacak mıdır? Olacaktır. Ben bu haklarımı kimler vasıtasıyla savunacağım? Şüphesiz ki avukatlarım vasıtasıyla. Bir başbakana, bir cumhurbaşkanına isteyen istediği gibi hakaret edince bu karşılıksız mı kalmalı? Burada kendimi normal bir insan yerine koyuyorum ve avukat arkadaşlarıma diyorum ki hakaret noktasında kim yaparsa, siz de hukuk içinde gereği neyse yapacaksınız. Hukuk devletiysek ben de hukuk içinde haklarımı sonuna kadar arayacağım.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 400 değil de diyelim ki 335 oldu...
Erdoğan'dan Fenerbahçe açıklaması: Erteleme bizce de çok isabetli oldu

İLANLARI GÖRÜNCE GÜLDÜM

Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın şehit edilmesinden, onu şehit edenleri onaylar durumunda sesler çıkmasından sonra bir direniş oluştu. Seçime de az kaldı. Bu olaylar bir başlangıç mı, devamı gelir mi?
Ben seçimler noktasında falan bu tür şeylerden çekinmiyorum. Ne yaparlarsa yapsınlar, 2 ay sonra biz sandığa gideceğiz ve irademizin gereğini ortaya koyacağız. Fakat başka bir vaka var. Bakıyorsunuz Baro, işte çıkmışlar gazetelere tam sayfa ilan veriyorlar, yine tehdit ediyorlar. Üstelik barolar olarak siz, yargının tamamı da değilsiniz, yargının 3 ayağından birisisiniz. Kalkıp da Türkiye’de bir jüristokrasi mi oluşturmak istiyorsunuz? İlanları görünce güldüm, gerçekten “vah zavallılar” dedim, “Siz Türkiye’yi ne zannediyorsunuz” dedim. Türkiye’yi eğer Barolar Birliği idare etmek istiyorsa, hodri meydan çıksınlar siyaset meydanına.

Haberin Devamı

23 NİSAN’DA 1915 MESAJI

1915 olaylarının 100. Yılı için Ermeniler uluslararası düzeyde çok iyi hazırlandı. Ama geçen yıl yayınladığınız taziye mesajı birçok ezberi bozdu. Bu yıl strateji ne?
Bu yılın mesajını biz 23 Nisan’da inşallah İstanbul’daki Barış Zirvesi’nden vereceğiz. Zirveye 30’a yakın devlet başkanı geliyor. İlk gün İstanbul’da açılış, paneller yapacağız. Ertesi gün hep birlikte Çanakkale’de olacağız. Üçüncü gün bizi temsilen kalanlar olacağı gibi Avustralya ve Yeni Zelanda devlet başkanları orada şafak ayinini yapacaklar. ASALA geleceğini bildiren ülkelere tehdit yağdırıyor, “Oraya gitmeniz doğru değil, gitmeniz halinde siz bilirsiniz” gibi. Onların arkasında da kimlerin olduğu ortaya çıkar.

Haberin Devamı

‘ÖZEL'LER EMNİYETE KAYDIRILABİLİR

(Özel güvenlikçiler konusu) Kesinlikle özel güvenliğin kamu kurumlarının tamamında bence ayıklanması lazım. Benim ilk hedefim bu kamu kurumları. Ancak şu olabilir ikinci özel sektörde de bu tür güvenlik talebi olursa bu konuyla ilgili İçişleri Bakanlığı özel bir hazırlık yapabilir. Çünkü özel güvenlik kuruluşunda bazıları ayırt ediyordum ama bazı sıkıntılar var. Çoğu emekli, gençler varsa gençlerle ilgili de üzerinde çalışılır. Emniyet teşkilatı sürekli eleman alıyor gelirler onlarla ilgili çözümü İçişleri Bakanlığı rahatlıkla yürütebilir. Ve hakikaten emniyete ve ya güvenlik teşkilatımıza girecek kalitede kapasitede onları da oraya rahatlıkla alınabilir.

Haberin Devamı

İNŞAATI TAHRİK ETMEMİZ LAZIM

(Ekonomideki gelişmeler konusu) Ekonomide dere yatağında akar, Dolar da Avro da er yada geç yatağını bulacak. Ekonomide kendi altyapımızı güçlü tutmanız lazım. İnşaat sektörünü asla hafife almıyorum, inşaat sektörü ile sanayi at başı gider. Biri bir kenarda kalsın asla olmaz. İstihdam diyorsak inşaat sektörünü tahrik etmemiz lazım. İki, bizim en önemli hizmet sektöründe bir gücümüz var. Özellikle turizm geliyor mevsimsellik noktasında da istihdamda çok ciddi bir sıçrama bu aydan itibaren mayısla birlikte başlar. O başladı anda zaten kendini hemen gösterecek. Ve ben 2015’in özellikle istihdamda bizim çok daha rahat olacağına inanıyorum.

Haberin Devamı

Listeleri bana sormayın

Seçim listeleri açıklandı. Bu konuda bir değerlendirmeniz var mı?
Artık seçim listelerini bana sormayacaksınız.

Cumhurbaşkanlığı seçimindeki rakibiniz Ekmeleddin İhsanoğlu, MHP’den aday oldu...
Öyle mi? Hayırlı olsun.-

Seçime 2 ay kala bir Cumhurbaşkanı olarak nasıl bir seçim atmosferi öngörüyorsunuz ve 8 Haziran’da nasıl bir Türkiye hayal ediyorsunuz?
Benim bütün arzum 7 Haziran seçimlerinde parlamentoda, yeni anayasayı, yeni Türkiye hedefiyle çıkartabilecek bir sayının ortaya çıkması. Ben bunu 400 olarak ilan ettim. 400 olmadı da diyelim ki 335 oldu, referandum şansı elde edildi. Şimdi referandumun şansının yakalanması dahi olumlu netice verecektir çünkü kamuoyu araştırmalarımızda biz bunu gördük. Çünkü artık burada da bir patinaj var. Belli bir yere geliyorsunuz, yüzde 10-11 aralığına geldik, burada patinaj başladı. Bizim kişi başına milli gelirimizi 2023’te 25 bin dolar olarak belirledik. Bunu yakalamamız lazım ama birileri eteğimizden çekiyor. Paçamızdan çekiyor.

ONLAR DİKTATÖR OLMUYOR

Son zamanlarda Batı medyasında da Türkiye’nin başkanlık sistemine yürüyüşünü engellemek isteyenler var. G20’nin yarısı başkanlık sistemi ve en iyi olanlar. Onlar diktatör olmuyor, onlar padişah olmuyor, onlar asıp kesmiyor ama biz eğer Türkiye olarak başkanlık sistemine geçersek biz böyle oluyoruz. Olmaz.

Ey Baro Başkanı

CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan, Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın Adliye Sarayı’nda şehit edildiği olayla ilgili medyaya ve İstanbul Barosu’na yüklendi. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki muhtarlar toplantısında şunları söyledi:
“Vakanın olduğu gün hemen örgüt, dayanışma içinde olanlar ‘Bizi arayamazsınız’ gibi ifadeler kullanmaya başladılar. Barolar ‘Bu yargının susturulmasıdır’ dediler. Sen avukat mısın, tamam. Niye aranmaktan çekiniyorsun? X-ray’den geç, olsun bitsin. Ey Baro Başkanı, sen de telefonla görüştün teröristlerle. Hani sözün çok dinleniyordu, alsaydın ya bir netice. Bütün avukatları temsil etmiyorsun, yargı oylarının da üçte birini temsil ediyorsun. Yargı adına konuşuyorum havasına da girme.”

BASINA: BATIDA KİLİT VURURLAR

Erdoğan, medyaya da şöyle yüklendi:
“Mehmet Selim Kiraz odasına giren iki terörist tarafından şehit edildi. Teröristlerin bu eylemdeki amacının asla intikam olmadığı ortadadır. Amaç terör örgütlerinin meseleyi propaganda olarak kullanmasını temin etmektir. Basın yayın kuruluşları da bilinçli olarak aynı amaca hizmet ediyorlar. Demokrasinin, hak ve özgürlüğün beşiği olarak kabul edilen Batı ülkelerinde böyle bir duruma asla şahit olamazsınız. Kapılarına anında hukuk eliyle kilit vurulur. Türkiye bu anlayışla yoluna devam edemez. Bu konuda mutlaka en azından Batı ülkelerindeki standartlara yakın bir uygulamayı hayata geçirmeliyiz. Batıdaki güya basın meslek kuruluşları, insan hakları örgütleri tarafından hapisteki gazeteciler diye sürekli önümüze çıkartılanlar, işte bu tür teröristlerdir.”Ümit ÇETİN/ANKARA

BAKMADAN GEÇME!