Bahçeli'den sert eleştiriler

İşte Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları:

MHP’nin Çankırı adayı Sayın Hakkı Yalçın beyefendidir. Yalçın bey tecrübelidir ve değerli bir dava arkadaşımızdır.
Muhterem dava arkadaşlarım 30 Mart seçimlerine çok büyük önem veriyoruz.
Bu söz boşa söylenmemiştir.
5 yıl önceki seçimin önemi yok muydu diyebilirsiniz.
Her seçimin önemi vardır.
Farklı anlam yüklenmemeli neyi kast ediyorsunuz diyebilirsiniz.
AKP ile 12 senedir ülkemiz yönetiliyor.
2002 yılından itibaren TBMM’de bir çoğunluğu vardır.
Hükümeti kurma yetkisi de AKP’nin olmuştur.
Abdullah Gül’ün daha sonra da Başbakan Erdoğan başbakanlığında hükümet kurulmuştur.
Bunu iyi bilmek lazım, iyi tartmak lazım.
Bu yönü ele almaları gerekir.
Bu iktidar Türkiye’nin değişimi için yola çıktığını söylemiştir.
Ama sıkıntılar bitmemektedir.
Çok önemli belde belediyeleri kapatılmıştır.
Kapatılırken de çok farklı amaçlar güdülmüştür.
Nüfus neden azaları işsizlikten azalır.
Çankırı’nın nüfusunun 3 katı Ankara’da değil midir.
Kasabada 2 bin kişinin altına düşünce neden belediyeyi kapatıyorsun, köye döndürüyorsun.
Bunun kime ne yararı vardır.
İktidarımızda ilk işimiz kapanan belde belediyelerini açacağız.
Herkesle tartışın, AKP’liler tartışın.
Van’ı, Mardin’i, Şanlıurfa’yı büyük şehir yaptınız.
MHP olarak büyükşehir olmalarına karşı değiliz itiraz yok ama.
Bunun altında haince bir düşünce varsa, bir tuzak varsa bu MHP’nin dikkatini çeker.
Çankırı gibi iller de var. Batman, Şırnak, Tunceli, Ağrı da var.
Bunlar da il belediyeleri.
Hakkari’de vali var vali yok.
Batman’da vali var vali yok.
Vali kadrosunda bir şahsiyet var odasından dışarı çıkamıyor.
Dışarda kim var PKK var dışarıda.
Emniyetten sorumluluğu PKK almış.
Her gün olaylar yaşanıyor.
Polis kardeşlerimiz gece gündüz bunlarla uğraşıyor.
Devlet ortada yok.
15 il Kuzey Kürdistan’ın haritasında var bu.
AKP’liler dikkat edin! Bütün partililer dikkat edelim.
Diyorlar ki burası 144 bin km Kuzey Kürdistan coğrafyasıdır.
Bu ne demektir.
Bu halk Kürt halkıdır.
Kuzey Kürdistan’ı istiyoruz, yolu açmak istiyoruz.
Federal Kürdistan’ı istiyoruz demektir.
Sokaklarda Kürtçe afişler asıldı sonra kaldırıldı.
Hükümet diyorlar, demokrasi diyorlar.
Alayına bakıyoruz bir çözüm kutuları var.
Bir kutuyu kaldırıyorsun milyon dolarlar.
Öbür kutuyu kaldırıyorsun bağımsız Kürdistan.
Türkiye’de değişik olaylar oluyor
Açlık başını almış gidiyor
TOKİ’nin imkanlarıyla açılışlar yapılsa da
Temeller atılıyor gibi gözükse de Türkiye’de işsizlik almış başını gidiyor
Öğretmenler perişan
İsmim çıkacak mı diye kuranın çekildiği yerlerde gözleri açılmış bekliyor ismim çıkar mı diye
Yargı bende, yürütme bende diyor, çoğunluk bende diyor
Ama yargıya da musallat olmuş
Bunun ikisi bendeyse yargıya da kendime alayım
Şimdi tam diktatör olabilmem için cumhurbaşkanlığının yolunu açmam lazım diyor
Vicdanen rahatsanız yine evet ama deyin onlara…
Artık yeter deyin!
Nedir bu?
İşte gizli gündem bu
Yüce Divan’a düşersem beni rahatlatırlar diye düşündü
Ondan yargıya el atıyor
Şimdi de HSYK’nın yapısını değiştirmeye çalışıyor
Şimdi niye değiştiriyorsun
Binlerce kişiyi ailesinden ayırmadın mı
Onları sen atamadın mı?
17 Aralık’ta Ak Parti diye ısrar ettiği AKP birden patladı
O savcılardan bir tanesi dört bakanlardan birinin oğlunun evine girdi
Aynı Balyoz gibi, Ergenekon gibi….
Savcı da şaşırıyor.

“PARA SAYMAKTAN PARMAKLARI UYUŞMUŞ”

Artık para saymaktan parmakları uyuşmuş para sayma makinesi koymuş.
Adam söylerken yoruluyor .
4,5 milyon dolar…Yazsak kolumuz kopar.

İç ve dış odaklar bundan besleniyor, bize o oldu bu oldu.
Tamam olduklarını sayıyorsun da olanı niye söylemiyorsun.
O paralar oralarda ne geziyor demiyor.
Yolsuzluk, rüşvet bir komploymuş.
İkinci dalga geldi.
Bir baktı ki ikinci dalganın içerisinde Bilal oğlan var.
Useme Mutup var, El Fadıl bilmem kim var.
Argo kelimelerle, zenginliğin şımarıklığıyla bir havuz oluşturmuşlar.
2 TV’yi Erdoğan’a hediye etmişler.
100 milyon dolar verilmiş….
Diğeri diyor ki ben 150 milyon dolar vereyim ihaleyi bana versinler diyor…
O savcıyı kaldırıp atıyor.
Emniyet güçlerini yerlerinden alıyor yoluna devam etmek isterken başlıyor bu sefer;
İnkarcılar, haşaşiler…
Mübarekte hiç kara leke yok.
Şaşırmış kalmış haspel kader TBMM’de bir çoğunluğu var.
Ama bu sırada AKP diyenlere kızmaya başlamış.
Ne diyeceğiz sana AK Parti deyin.
Kazan dibi kadar kapkaraymış da haberimiz yokmuş.

Yolsuzluk ve rüşvet bir hastalıktır.
Bunun hesabı sorulmazsa bu vebal hepimizi etkiler.
AKP’ye oy veren kardeşlerim;
Biraz düşünün, bunu partinize sorun.
Başbakanınızı mutlaka yolsuzlukla mücadele eder bir hale ulaştırın.
Sayın Başbakan milletimize şunu demeli;
Şimdi 57. Gün oldu sonuç alamıyor ama 60. Gününde TV’ye çıksın;
“Aziz milletim benim desteğinizle iktidar oldum ama başaramadım. Ben ve yakınların yolsuzluğa kapıldı. Yandaşlarımız zengin oldu. Çıkan olayların üzerine çıkmamız lazım. Bütün savcıları, elinde belgesi olan kim varsa davet ediyorum. Yargının önüne çıksınlar, hesap versinler.” demeli
Emaneti milletimize teslim edip çekilmesi lazım.
Bu adamın gezmediği ülke kalmadı. Her gün bir yere gidiyor. Sayın Başbakan nerede. Aklaşma karalaşma olurken Başbakan nerede ya karada havada.
Şimdi anlıyorum bir gün gelir 17 Aralık başıma eserse gidip kalacak bir yer arıyor demek ki.
30 Mart’ta mührü vurun.
Yüce Divan’a oğlun Bilal’le hesap verecekken hala bizi oyalıyorsun.
Ne padişahsın, ne başbakansın be diktatörsün.
Bundan sonra herkesin soyan biri olarak halkın arasında olacaksın, Yüce Divan’da olacaksınız.