Yüzyılımızın teknolojisi ve çocuklarımız

Güncelleme Tarihi:

Yüzyılımızın teknolojisi ve çocuklarımız
Oluşturulma Tarihi: Şubat 04, 2019 11:29

Günümüzde televizyon, bilgisayar, akıllı telefon gibi teknolojik araçlar insan yaşamının önemli bir parçasını oluşturuyor. Teknoloji hayatımızın kaçınılmaz gerçeği. Peki bu kaçınılmaz gerçek hayatımızı nasıl etkiliyor? Teknolojinin bilgiye hızlı ulaşım, hızlı haberleşme, çalışmalarımızı düzenli ve pratik hale getirme gibi birçok olumlu etkisi var.

Haberin Devamı

Eskiden kitaplardan, dergilerden, ansiklopedilerden araştırarak bulduğumuz bilgiye şimdi birkaç saniye içinde ulaşabiliyoruz. Teknoloji bu kadar işimizi kolaylaştırmasına rağmen ne gibi olumsuz etkilere yol açıyor? Teknolojinin gelişimiyle insanlararası iletişimde farklılıklar oluşmaya başladı. Samimiyet, içtenlik yerini kendini ispat çabasına ve yapaylığa bıraktı. Selfieler için verilen saniyelik pozlar çoğunlukla gerçeği yansıtmıyor. Mutlu görünmeye çalışan mutsuz insanlar kendilerini sosyal medya ile yatıştırıyorlar. Bu durum aile ilişkilerine yansıyor. Çocuklar çok canlı, renkli tabletlerle yalnızlaşıyorlar.

ÇOCUKLAR 2-3 YAŞLARINA KADAR TEKNOLOJİYLE TANIŞMAMALI
Günümüzde birçok anne baba çocuklarının telefon, tabletlerle geçirdiği vakitten yakınıyorlar. Çoğu ailenin ortak gözlemi çocuklardaki öfkenin, hareketliliğin, tahammülsüzlüğün, dikkatsizliğin artması. Çocukluk döneminden itibaren teknolojinin sınırlı kullanımı ailelerin endişesini azaltabilir. Tabii ailelerin çocuğun yanında teknolojiyle geçirdiği kendi vakitlerini sınırlayabilmeleri de önemli. Çocuklar 2-3 yaşlarına kadar teknoloji ile tanışmamalı, dünyayı tüm duyularıyla deneyimleyebileceği uyaranlarla keşfetmesine olanak verilmeli. Televizyon, tablet ileti aracı. Bu tek yönlü iletişim özellikle küçük yaşlarda çocuklarda konuşma gecikmesi, sosyal iletişim yetersizliği, duygusal ve algısal güçlükler gibi sorunlara yol açıyor. Sanal ortamda her şey çok hızlı değişiyor. Bu hıza alışan çocuklar günlük yaşamda da aşırı hareketli olma eğilimine girebiliyor. Sinir hücrelerinin etrafında çıplak telin çevresindeki plastik madde gibi bir kılıf vardır. Buna miyelin kılıfı deriz ve ilk beş yaş içinde miyelin kılıfının oluşma potansiyelinin artmasını bekleriz. Miyelin, bilgilerin doğru beyin alanlarına hangi hız ile gitmesini sağlar. Yeteri kadar eğitim almamış çocuklarda miyelin kılıfının gelişmesi gecikebilir. Bunu beyin görüntüleme yöntemlerinde beynin iç tarafının beyaz olması ile fark edilebilir. Özellikle 2-6 yaş çocuklarının en belirgin özelliği taklittir. Bu yaşlardaki çocuk iyiyi kötüden ayıramadığından dolayı izlediği, oynadığı oyunların ailelerin kontrolünde olması önemli. Aynı durum daha büyük yaşlarda muhakeme yetisi gelişemeyen çocuklar için de geçerli.

Haberin Devamı

UYARANLAR KONUSUNDA DİKKATLİ OLMAK GEREKİYOR
Teknolojinin bir diğer olumsuz etkisi öfke, korku gibi olumsuz  duyguları, fark edilemeden tetiklemesi. Gün içinde çok sık şiddet içerikli oyunlar oynayan, filmler izleyen çocuklar yaşadığı dünyanın gerçeklerine yabancılaşmakla kalmıyor çocuklarda uyku sorunu, davranış problemi, kaygı-korku gibi birçok soruna meyilli hale getiriyor. Böylece akıl yürütme, dikkat, sosyal ilişkiler, karmaşık hareketler, empati gibi insanlara özelleşmiş alın bölgesinin gelişimi gecikiyor. Bu durum beslenme, savunma, türünün devamı gibi eylemlerle ilgili beynin iç alanlarının yönetimini de güçleştiriyor ve saldırganlık, beslenme sorunu vb. oluşmasına neden oluyor. Teknoloji görsel ve işitsel uyaranlar veriyor olsa da bunun mekanikliğinin çocukların gelişimine katkısı yeterli olmuyor. Dokunma gibi sosyal etkileşim için çok önemli duyusal bilgiler eksik kalıyor. Bu durum da beynin doğumdan sonra ilk gelişen arka alanlarının gelişimini engelliyor. Teknoloji ile meşguliyet nedeni ile hareketler de kısıtlandığı için beyindeki birçok alan gibi beyinciğin gelişimi de etkileniyor. Kullanılmayan hücreler budama denilen terim ile ölüyor ve diğer hücreler arasındaki bağlantılar azalıyor. Bu da çeşitli öğrenme güçlüklerine neden oluyor. Sinirler arası iletişimi sağlayan elektriksel ve kimyasal maddeler yeterli olmuyor. Bu nedenle bağımlılıkla ilgili dopamin maddesi artsa bile diğer keyif alma, mutluluk, öğrenme ile ilgili kimyasal maddelerin üretiminde eksiklikler söz konusu olabiliyor. Beyin hücreleri çalıştıkça kan akımı arttığı için çocuğa sunulan uyaranlar konusunda dikkatli olmak gerekiyor.

Haberin Devamı

AİLELER MODEL OLMALI
Teknoloji bağımlılığı en çok görülen bağımlılık türlerinden biridir. Teknolojinin bağımlılık düzeyine gelmemesi için aileler neler yapabilir?
- Teknoloji, ‘çocuk sakinleştiricisi’ olarak kullanılmamalı.
- Aileler, sınırlı teknoloji kullanmalarıyla uygun modeller olmalı.
- Teknolojik araçlar ailenin kontrolü ve sınırıyla kullanılmalı.
- Ev içi üretken oyunlar veya doğada eğitim gibi beyin geliştirici faaliyetler üretilmeli.
- Eğer çocuklarda teknolojinin olumsuz etkilerinin yansıdığı düşünülüyorsa erken yaşlarda destek alınması önemli. İleri yaşlarda eğitim için beyinde yeteri kadar hücre bağlantısı geliştiremediği için çözüm de güçleşiyor. Erken eğitim ve/veya terapi desteği alınması gerekir. 

Haberin Devamı

DR. BÜLENT MADİ KİMDİR?
Dr. Bülent Madi 1976’da İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi’nden mezun oldu, 1980’de aynı üniversiteden ‘nöroloji uzmanlığı’nı aldı. 1982-2002 yılları arasında kurucularından olduğu Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı’na bağlı rehabilitasyon merkezlerinde nöroloji uzmanı olarak görev yaptı, aynı kurumda 2009-2012’de Araştırmalar ve Rehabilitasyon Direktörlüğü’nde bulundu. 10 binin üzerinde gelişimsel sorunu olan çocuğun tanılanması, eğitim ve rehabilitasyonunun programlanmasıyla ilgilendi. 1989-2002 yılları arasında Amerikan Hastanesi’nde nöroloji uzmanı olarak çalıştı. 1989-2011 arasında Marmara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik, Okul Öncesi Öğretmenliği, Zihinsel Engelliler Öğretmenliği, Sosyal Bilgiler Öğretmenliği, Fen Bilgisi Öğretmenliği bölümlerinde lisans ve yüksek lisans dersleri verdi. 1980 yılından bu yana muayenehanesinde çalışıyor. Madi, aynı zamanda Yankı Çocuk ve Genç Psikolojik Danışmanlık’ta danışman nörolog olarak çalışmalara destek veriyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!