Temel Eğitim Sempozyumu’ndan çıkan sonuç: Eğitim sistemi değişikliğinde pilot uygulama şart

Güncelleme Tarihi:

Temel Eğitim Sempozyumu’ndan çıkan sonuç:  Eğitim sistemi değişikliğinde pilot uygulama şart
Oluşturulma Tarihi: Aralık 10, 2014 12:57

‘Eğitim Ekosistemi’ başlığıyla bu yıl 5’inci kez düzenlenen Temel Eğitim Sempozyumu’nun sonuç bildirgesi açıklandı. Sonuç bildirgesinde, eğitim sistemi ile ilgili alınan kararlar, toplumun tümünü etkilediği için öncelikle pilot uygulamaların yapılması gerektiği vurgulandı.

Haberin Devamı

Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği, 6-7 Aralık’ta 5. Temel Eğitim Sempozyumu düzenledi. ‘Eğitim Ekosistemi’ başlıklı etkinliğe, Türk ve yabancı akademisyenlerle birlikte yaklaşık 520 özel okul öncesi eğitimi ve ilkokul kurucu, yönetici ve öğretmeni katıldı. Bireyin etkileşim içinde olduğu ve gelişimine etki eden yakın çevresiyle ilişkilerin mikro, mezo, ekzo ve makro düzeyde incelendiği sempozyumun sonuç bildirgesinde, eğitim sisteminde alınan kararlar, tüm toplumu etkilediği için yapılan değişikliklerin öncelikle pilot uygulamaları yapılması gerektiği vurgulandı. Sempozyumdan çıkan sonuçlar özetle şöyle:

- Eğitim sistemi ile ilgili alınan her karar, toplumun yaşantısını da etkiliyor. Örneğin, sınav sisteminin değişmesiyle çocuk, okul, aile ve tüm çevre etkileniyor. Kısacası mikrosistemde yapılan değişiklik, sonraki tüm sistemleri, dolayısıyla tüm ekosistemi etkiler. Bu nedenle eğitim sisteminin değişimi ile ilgili kararlar alınmadan önce pilot uygulamaları yapılmalı.

Haberin Devamı

- Öte yandan makrosistemden baktığımızda da sanal ortamdaki baş döndürücü hızlı gelişim sürecinde öğrencilerimizi henüz var olmayan meslekler için hazırlamak durumundayız. Çocuklar, henüz varlığı bilinmeyen problemleri, hiç bilinmeyen teknolojileri kullanarak çözecekler, bu nedenle onları beynin bütün alanlarını kullanmaya ve ilişkisel deneyimler üzerinde düşünmeye yönlendirmeliyiz.

- Yapı ve sürecin amaca uygun olması için öncelikle olumlu bir atmosfer gerekir. Sağlıklı bir ortam için meslektaşlar arasında ortak bir amaç ve ahenk yaratılmalı. Öğretmenler, açık olabilme, ruhsal-duygusal gelişimi destekleme, her çocuğu kabul etme ve eğitime dahil etme konularında desteklenmeli.

- Öğrencilerin okula getirdikleri ile okul kültürü karşılıklı olarak birbirini besler ve yeniden üretir. Bu nedenle motivasyon, başarı ve başarısızlık gibi pek çok konu eğitim ekosistemindeki kültürel temellerle birlikte tartışılmalı.

- Beynimiz, duygusal bağ kuramadığı zaman öğrenemez. İnsanlarda kendi varlığını şekillendiren güçleri genellikle dışarıdan arama eğilimi vardır. Çocuğun özerk ve sağlıklı kişilik gelişimi için bağımlılık yerine özerklik, dış odaklılık yerine iç odaklılık, “sen odaklı ben dili” yerine “ben odaklı ben dili”, “değistirilemez benlik” yerine “değiştirilebilir benlik”, “övgü” yerine “geri bildirim” kullanılmalı.

Haberin Devamı

- Çocuklardan, ailenin, okulun, öğretmenin, toplumun beklentisi devamlı başarıdır. Aile-okul ve toplumun kültürü örtüşürse sonuç başarı olur. Bu nedenle, aile-okul iletişimine önem verilmeli.

- Sürdürülebilirlik için eğitim, öğretmenlere, eğitimin ekosisteminde yer alan, değişik düzeyler, konu alanları, müfredat ve okulun işleyişi, veliler ve toplum arasında köprüler kurmalarına yardımcı olur. Bunun için mevcut düşünme şekillerini incelemeli, bağlantıları ve sistemleri ve çevremizin işleyişini anlamalı, alışkanlıklarımızı, istek ve ihtiyaçlarımızı gözden geçirmeliyiz.

- Gelişmek ve sorunlarla başa çıkabilmek için içsel kaynaklarını kullanabilmesi ve çocuğun duyusal işlemleme becerilerinin geliştirilmesine yardımcı olmak açısından fiziksel çevrenin duyusal açıdan zengin olarak yapılandırılması, duyusal modülasyona yardımcı olur. Ergoterapist-öğretmen ortak çalışmaları da duyu modülasyonuna ihtiyacı olan çocuklara hizmet için yararlı olacaktır.

BAKMADAN GEÇME!