Çocukları geleceğe hazırlayın

Güncelleme Tarihi:

Çocukları geleceğe hazırlayın
Oluşturulma Tarihi: Şubat 24, 2020 09:22

Sevinç Atabay, öğrenme heyecanı hiç bitmeyen, çocuk istismarı, kadına şiddet, iklim değişiklikleri, sağlıksız beslenme düşmanı Türkiye’de birçok ilki gerçekleştiren bir eğitimci. Amerika’da eğitim ateşeliği yaptı. Talim Terbiye Kurulu’nda döneminin tek kadın üyesi oldu. 2006’da TED ile yolları kesişti. TED Genel Müdürlüğü koltuğunda birçok sosyal sorumluluk projelerinin baş aktörü.

Haberin Devamı

Sevinç Atabay, velilerin kendilerine bağımlı nesil yetiştirme çabası içinde olduğunu söyleyerek, “Çocuklara gelecek hazırlamak değil, onları geleceğe hazırlamak amaçları olmalı” diyor. TED Genel Müdürü Sevinç Atabay ile eğitimi konuştuk:

Çocukları geleceğe hazırlayın
- Kendinizi nasıl tanımlarsınız?
Öğrenmeyi öğrenmenin ne demek olduğunu anladığımdan beri öğrenme heyecanı hiç eksilmeyen bir eğitimciyim. Gözlem yapmayı, dikkatle dinlemeyi, anlamayı, merak etmeyi ve dünyadaki gelişmeleri yakından takip etmeyi önemsiyorum. Ayrıca bir aktivistim. Çocuk İstismarına, kadına şiddete, iklim değişikliğine, sağlıksız beslenmeye karşı yapılan çalışmalarda bizzat yer alırım.

Haberin Devamı

- Eğitim yolculuğunuz nasıl başladı?
Öğretmen olmamda ilkokul ve lisedeki Sanat Tarihi öğretmenlerimin etkisi çok. Ama en çok da öğretmen olan annem ve akademisyen olan babamdan etkilendim. Dil öğrenmeyi sevdiğim için de İngilizce öğretmenliğini seçtim. Mezun olduktan sonra İngiltere ve Amerika’da eğitimimi öğrenme isteğiyle yaptım. 1980’de MEB Talim ve Terbiye Kurulu’nda göreve başladım. Eğitim ve öğretimle ilgili konularda ülkemizin politika ve stratejilerinin belirlenmesinde rol almak, milli eğitimin gerçekleştirilmesinde etkili olan bir kurulda çalışmak benim için büyük bir sorumluluk ve onurdu.

- Kariyer planı nasıl gelişti?
Talim ve Terbiye Kurulu’nda, İngiltere ve Amerika Bölge sorumluluğu ilk görevimdi. 9 yıl çalıştıktan sonra Devlet Lisan Okulu’na geçtim, 1991’de Cicago eğitim ataşesi oldum. Amerika’daki görevim sırasında bir üst öğrenime devam ettim. Döndükten sonra İngilizce ders kitaplarının yazımı, incelenmesi, program hazırlanmasına kadar farklı alanlarda çalıştım. Milli Eğitim Bakanlığı’ndaki 20’inci yılımda, AB Genel Sekreterliği’nde AB’nin Eğitim ve Gençlik Programlarından sorumlu Türkiye koordinatörü ve bilim araştırma komisyon üyesi oldum. Talim ve Terbiye Kurulu üyeliğine atandım. 2004-2006 arasında 13 kişilik kurulun tek kadın üyesiydim. 26 yıllık devlet memurluğunun ardından 2006’da emekli olarak Türk Eğitim Derneği’nde Genel Müdür oldum. Avrupa Birliğinin anlaşılması için oluşturulan AB Takımı, TÜSİAD Eğitim Komisyonu, TOBB Eğitim Meclisi, TÖZOK Yüksek İstişare Kurulu ve çeşitli alanlardaki STK’larda üyelikler ile YGA hayal ortaklığım var.

Haberin Devamı

- Kimlerden çok etkilendiniz, eğitimci olmaya nasıl karar verdiniz?
YGA’da öğrendiğim “Bir kitapla, bir seminerle hayat değişmiyor; hayat çok kitapla, çok seminerle ve doğru insanların hayatımıza girmesiyle değişiyor” sözüne çok inanıyorum. Doğru bir rehber, mentör, rol model çok önemli. Benim de bu yolculuğumda önce ilkokul, sonra başka başka öğretmenlerim ve alanlarında çok başarılı toplum ve kanaat önderi olabilmiş 'kadınlar'dan çok etkilendim. Betül Mardin’in “Ben mesleğimi genç tuttum, mesleğim de beni genç tuttu” yaklaşımı bence önemli. Şu kişiler ve sözleri beni çok etkiledi: Marie Curie “İnsanlar konusunda daha az, fikirler konusunda daha çok meraklı olun”; İndira Gandhi “İnsanlar, görevlerini unutmaya, haklarını hatırlamaya meyillidirler”; Coco Chanel “ Zerafetin esası sadeliktir” Yıldız Kenter “İhtiyar değilim ama yaşlıyım. İçimdeki genci hep sırtımda, omzumda, yüreğimde taşıdım. Ondan hiçbir zaman vazgeçmedim”

Haberin Devamı

- Yurtdışı görevlerinizde sizi en çok etkileyen şey nedir?
Birçok okulu gezme, ülkelerin eğitim sistemlerini inceleme ve bilgi birikimimi artırma olanağı buldum. Mesleğimin ikinci yılında Hollanda eğitim sisteminden de sorumlu olduğum için Flamanca dilini öğrenmem gerekti. 1991’de Chicago eğitim ataşesi oldum. 2000-2006 arasında AB üyesi ülkelerinin eğitim sistemlerini inceledim. Deneyimlerime göre bir ülkenin eğitim sistemini alıp başka bir ülkeye transfer edemezsiniz. Eğitimlere yönelik yatırımı ve yaklaşımları belirlerken o ülkenin toplumsal yapısı, ekonomisi, yerleşmiş kültürü ve değerleri gibi pek çok kriteri göz önünde bulundurmalı. Eğitim sistemi mükemmel olan tek bir ülke söylemek zor. Her ülkenin iyi yaptığı ve yapmadığı durumlar var.

Haberin Devamı

- Kadın yönetici olarak bakanlığın en üst kademesine kadar görev yapmak nasıldı?
13 kişilik Talim Terbiye Kurulu’nun tek kadın üyesiydim. Bu benim için onur verici olsa da eğitimle ilgili bir karar organında tek kadın üye olması aslında düşündürücüydü. Bütün bu basamakları tırmanırken elbette engeller, zorluklar oldu. Mesleğimde kadın olarak var olmayı çok çalışarak, çok okuyarak, her gün bir öncekinin üstüne yeni bilgiler katarak sağladığıma inanıyorum.

- TED’de hedefleriniz ne?
TED, bir Cumhuriyet kurumu, köklü bir geçmişe sahip. Böyle bir kurumun yöneticilerinden biri olarak önceliğim kuruluş çizgimizi, Cumhuriyet değerlerini ve misyonumuzu sürdürmektir. Yönetici olarak önem verdiğim bir diğer nokta ise öğrenci, veli, öğretmen ve çalışanlarımızın kendilerini güvende ve mutlu hissettiği bir ortam yaratmak ve yaptığımız çalışmalarda mezunlarımızın desteğini almak. Öğrencilerimizin akademik, sosyal ve entelektüel boyutta gelişimine, gelecekte hangi mesleği severek yapmak istiyorsa o doğrultuda yolunu açmaya ve bunu yaparken de uluslararası sertifikalarla desteklenmesine önem veriyorum.

Haberin Devamı

- Başarmak isteyip de yapamadığı şeyler neler?
Başarmak demeyelim de; edebiyata, yazınsal türlere ve sanata olan ilgim konusunda daha üretken olmak isterdim. Öğrenciyken kompozisyon yarışmalarında birinciliklerim oldu ve dergilerde yayınlandı. Şimdilerde makaleler yazarak bu isteğimi az da olsa yerine getirmeye çalışıyorum.

VELİLER KENDİLERİNE BAĞIMLI BİR NESİL YETİŞTİRİYOR
Ailelerin okuldan istek ve beklentisi çok fazla. Öğrenci üzerindeki kontrolü zaman zaman aşırıya kaçıyor. Velilerinin gelecek kaygıları, her konuda yarış halinde olmaları hem çocuğu hem de okulu zorluyor. Velinin, okulun ve öğretmenin önüne geçmeden, destekleyici bir tutum içinde olması beklenir. Heikopter ya da buldozer aileler farkında olmadan çocuklarının yapmaları gereken her işi kendileri yapıyor, birey olarak kendi karakterlerini ve gelecekle ilgili alışkanlıklarını oluşturabilmelerine engel olup, sürekli kendilerine bağımlı bir nesil yetiştiriyor. Oysa ki okul ile çocuk arasında köprü görevi gören aile, hem okuldan destek alarak hem de çocuğa destek olarak onların başarılı bir geleceğe adım atmasına daha çok yardımcı olabilir.

Oysa, çocuklarının kendi ayakları üzerinde durabilmeleri, başarısızlıklarının sorumluluğunu almaları ve bunlardan öğrenebilmelerine olanak sağlamalı. Onların önünde değil, yanında olmalı. Gelecekte iyi biri olmanın yanı sıra, öğrenme çevikliği kazanmış, yeniliklere uyum sağlayan, geleceğin hibrit dünyasında kendine yaşam alanı bulan, evrensel düşünüp yerel hareket edebilen, en az bir iki dili konuşan, kültürel zekası gelişmiş ve kendine çeşitli hobileri yoluyla zaman ayırabilen dünya insanı olmalarına destek olmalı. Çocuklara gelecek hazırlamak değil, onları geleceğe hazırlamak amaçları olmalı.

EĞİTİMCİLER KENDİLERİNİ GÜNCEL TUTMALI
Öğrencilerine karşı sorumlulukları nedeniyle eğitimciler kendilerini güncel tutmalı. Her gelen yeni öğrencinin bir öncekinden farklı olduğunu unutmadan sürekli öğrenen olmalı. Nietzsche’nin 130 yıl önce söylediği gibi “Her nesil kendi şarkısıyla gelir”. Öğretmenlerin bu şarkıları iyi bilmesi, öğrenmesi ve anlaması gerekir. Bilginin sürekli arttığı, kuşakların değişim dönemlerinin bir kaç yıla indiği günümüzde, eğitimcilerin de belirsiz bir gelecek için öğrencilerini hazırlama sorumlulukları var. Teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin öğretmenin yeri ve önemi her zaman aynı değerde kalacak. Çünkü, insan unsuru duygu ve psikolojiden oluşur bu da öğretmenin öğrencisine dokunuşunu her zaman değerli kılar. Yüksek motivasyon ile sınıfa giren öğretmenlerin öğrencilerde öğrenme istek ve hevesini çok arttırdığı birçok araştırmada tespit edildi. Ben de buna inanıyorum.

KİMDİR?
1980 yılında MEB Talim ve Terbiye Kurulunda göreve başlayan Sevinç Atabay, 1991-1993 yılları arasında eğitim ataşesi olarak ABD’de bulundu. 2000-2006 yılları arasında AB Genel Sekreterliğinde Topluluk Programları Genel Koordinatörü olarak ve AB’nin eğitim politikalarının tanıtılması alanlarında çalıştı. Talim ve Terbiye Kurulu üyeliğinden ve AB Genel Sekreterliğindeki kamu hizmetlerinden 2006 yılında emekli oldu. Türk Eğitim Derneği ve TED Ankara Koleji Genel Müdürü olarak görev yapıyor. AB Takımı, TÜSİAD Eğitim Komisyonu, TOBB Eğitim Meclisi ve çeşitli STK’lardaki üyelikleri yanı sıra Genç Liderler Akademisi’nde (Young Guru Academy) hayal ortağı. İngilizce öğretimi, AB eğitim politikaları konularında yayınları var. Evli ve bir çocuk annesi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!