‘Avrasya Yükseköğretim Zirvesi’ sona erdi...

Güncelleme Tarihi:

‘Avrasya Yükseköğretim Zirvesi’ sona erdi...
Oluşturulma Tarihi: Şubat 22, 2020 11:21

Avrasya Üniversiteler Birliği’nin (EURAS) bu yıl 5’incisini düzenlediği Avrasya Yükseköğretim Zirvesi (EURIE) sona erdi. 19 Şubat’ta başlayan etkinlik, 21 Şubat’ta gerçekleştirilen son oturumlarla tamamlandı. Zirvede konuşan YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Zeliha Koçak Tufan, ‘Akademik yaşamda kadının durumu fena değil ama yönetici ve lider pozisyonlarda muhakkak geliştirilmeye ihtiyaç duyuluyor” dedi.

Haberin Devamı

Avrasya Üniversiteler Birliği (EURAS) tarafından bu yıl 5’incisi gerçekleşen Avrasya Yükseköğretim Zirvesi (EURIE) 19-21 Şubat tarihlerinde yapıldı. Moderatörlüğünü Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Zeliha Koçak Tufan’ın yaptığı panelde akademide kadının pozisyonu ve liderliği ele alındı.

‘YÖNETİCİLİK POZİSYONLARI İÇİN İYİLEŞTİRMEYE İHTİYAÇ VAR’
Oturumun başında bir sunum yapan Prof. Dr. Tufan, “Aslında kadın sadece sayı değil, ancak sayılara bakacak olursak Türkiye’de akademisyenlerin yüzde 45’i kadınlardan oluşuyor. Yöneticilik pozisyonlarına baktığımızda ise bu oran yüzde 18’lere iniyor. Dolayısıyla akademik yaşamda kadının durumu fena değil ama yönetici ve lider pozisyonlarda muhakkak geliştirilmeye ihtiyaç duyuluyor” dedi.

Haberin Devamı

Zirve kapsamında gerçekleştirilen ve başta akademik yaşam olmak üzere toplumda kadın-erkek eşitliğinin ve kadınların liderlik pozisyonunun tartışıldığı ‘Yükseköğretimde Kadın Liderliği’ panelinde konuşan EURAS ve EURIE Genel Başkanı Doç. Dr. Mustafa Aydın, “Kadın-erkek eşitliği ve kadın liderliği evde başlıyor. Bizim ülkemizin kendine has bir doğası var. Bu nedenle erkeğe evde eşitlik kültürünü aşılayamaz ve onu bu anlayışla eğitmezseniz, bu alanda gerçekleştirilen çalışmalardan bir sonuç almak hayal olur” dedi.

‘KOTA UYGULAMASI ZORUNLU’
YÖK Başkan Danışmanı Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu da “Türkiye’de 1960’ta üniversitelerde 52 kadın akademisyen varken 1970’te bu sayı 114’e çıktı. Aslında Avrupa’da da durum pek farklı değil. Hatta Türkiye olarak biz, kadın akademisyen oranında Avrupa’dan çok daha iyi bir durumdayız. Akademide kadın lider sayısının arttırılması için ise şahsen ben kota uygulamasını zorunlu görüyorum. Aksi takdirde yol alamayız. Biz kadınlar akıllı, çalışkan ve mücadeleci olmak durumundayız. İş bizde bitiyor. Bir kadın hem akademik kariyer yapıp en üst düzey göreve gelebilecek, hem de eviyle, eşiyle ve çocuklarıyla ilgilenebilecek potansiyele sahip. Bu nedenle genç akademisyen arkadaşlarıma şiddetle aile, ev, kayınvalide ve akademik kariyer tavsiye ediyorum” diye konuştu.

Haberin Devamı

‘KADIN LİDERLİĞİNİN 7 SIRRI’
Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nigar Demircan Çakar, kadın liderliğinin sırrını; bilgi, risk alabilme, özgüven, vizyon ve yenilikçilik, vicdan, güven oluşturma ve hukuka bağlılık olmak üzere yedi başlıkta açıklayan bir sunum yaptı. Rektörlük görevini Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu’ndan devraldığında medyada kadın kadına devir teslim şeklinde haberler çıktığını hatırlatan Prof. Dr. Çakar, şunları söyledi:
“Bu aslında hem hoş bir durum, hem de çelişik bir şekilde rahatsız edici bir durum benim için. Çünkü başarının ve liderliğin cinsiyeti yok. Özel olarak kadın rektör şeklinde üstünde durulması bir açıdan rahatsız edici.”

Haberin Devamı

‘DEĞİŞİME DİRENEN KAYBEDER’
Kadir Has Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sondan Durukanoğlu Feyiz, “Kadın liderliğinden kolayca vazgeçilmesinin beklendiği bir dönemdeyiz. İnsan ve öğrenci odaklı politikalarınızdan asla vazgeçmeyin, ısrarcı olun. Politikalarınızı uygularken mutlaka öğretim üyelerinizle ve öğrencilerinizle birlikte çalışın, politikalarınızın tüm paydaşlarınız tarafından anlaşılmasını sağlayın” dedi.

‘ÜST YÖNETİMDE KADIN OLUNCA KARLILIK ARTIYOR’
İstanbul Üniversitesi Kadın Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (KAUM) Müdürü Prof. Dr. Elif Haykır Hobikoğlu, şunları söyledi:
“Kadınların üst yönetimde yer aldığı firmaların karlılık oranı artıyor. Halihazırda istihdam edilen kadınların, çalışmak isteyen kadınlara oranla yüzde 30’u teşkil ediyor. Çalışmak isteyen kadınların hepsi işgücüne katılsa, gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 3 gibi ciddi bir oranda artacağı hesaplanıyor. Dolayısıyla kadın istihdamının ülke kalkınmasına pozitif etkisi çok büyük. Kadının yaşamında iki önemli kırılma noktası var. Bunlardan biri evlilik, biri ise çocuk. Bu olguların ardından kadının kariyerinden vazgeçmesi adeta bir tabu halinde bizlere öğretilmiş. Bu tabuyu yıkmamız lazım. Kim bilir belki de günün birinde erkek eşitliğini konuşuyor oluruz. Ancak o gün geldiğinde bu sefer de erkekler için haykıracağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.”

BAKMADAN GEÇME!