Yeşiller kendi ayağına sıkıyor

Güncelleme Tarihi:

Yeşiller kendi ayağına sıkıyor
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 20, 2020 10:59

Almanya’da koronavirüse yakalananların sayısı 177 bini geçti. Bunlardan 154 bini iyileşerek ‘şimdilik’ bu beladan kurtuldu. Ama 8 bin 150’nin üzerinde kişi yaşamını yitirdi.

Haberin Devamı

Yeşiller kendi ayağına sıkıyor
SON günlerde Almanya’nın Bavyera, Baden Württemberg, Kuzey Ren Vestfalya, Aşağı Saksonya ve Schleswig Holstein eyaletlerindeki bazı mezbaha ve kesimhanelerde çalışan birçok işçiye koronavirüs bulaştığı ortaya çıktı.
Özellikle de başta Romanya olmak üzere Doğu Avrupa ülkelerinden getirilen ve düşük ücretle çalıştırılan işçiler ile ailelerinde.
Bunun üzerine Almanya’da yeni bir tartışma başladı.
Et ve süt ürünleri fiyatının artırılması tartışması.
Bu topa ilk giren Yeşiller oldu.
Yeşiller Eş Başkanı Robert Habeck, et fiyatlarının artırılmasını gündeme getirdi.
Habeck, “Şayet çiftçilerden iyi iş yapmalarını, iklim ve hayvanların korunmasına özen göstermelerini talep ediyorsak, bunun karşılığında bir şeyler ödememiz gerekiyor” dedi.
Çiftçilerin et ve sütü üretim maliyetinin altında satmak zorunda kaldıklarını belirtirken, “Bu tam bir domuzluktur” dedi.
Robert Habeck, et ve süt ürünleri fiyatına artıştan elde edilecek girdilerin bir bölümünün iklim korunmasına aktarılmasını da önerdi.
*
Evet...
Yeşiller Partisi, kurulduğu 1980 yılından beri çevre korunmasından yanadır.
Her alanda özgürlükten yanadır.
Kadın-erkek eşitliğinden yanadır.
Nükleer santrallere karşıdır.
Silahlanmaya karşıdır.
Yenilenebilir enerjiden yanadır.
Maden ocaklarının kapatılmasından yanadır.
Almanya’da et ve süt fiyatlarının artırılması hiç şüphesiz ilk planda dar gelirli insanları olumsuz yönde etkileyecektir.
Resmi verilere göre Almanya’da geçen yıl kişi başı 59.5 kilo et tüketilmiştir.
Kesimhanelerde Almanya’da en çok tüketilen domuz etinin kilo fiyatı 1.92 Euro’dur.
Markette ise en az bunun 2-3 katı.
Yeşiller koronavirüs krizinin aşılması için yeni politikalar üretmek yerine, et fiyatlarının artırılmasını gündeme getirmekle adeta kendi ayağına kurşun sıkmaktadır.
Nitekim benzer yaklaşımlara daha önceki yıllarda da tanık olduk.
Yeşiller 1998 yılındaki genel seçim öncesi seçim proğramına o günlerde litresi 1.52 Mark olan benzin fiyatının kademeli olarak 5 Mark’a yükseltilmesini de aldı.
Tabii bu yaklaşım seçim sonuçlarına da yansıdı ve Yeşiller ancak yüzde 6.7 oy alabildi.
Neyse ki, Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) yüzde 40’ın üzerinde oy toplaması sayesinde, Yeşiller federal düzeyde ilk koalisyon hükümetinde yerini aldı.
2011 yılında yapılan kamuoyu yoklamalarına göre de genel seçimlerde Yeşiller’in yüzde 20-28 oy alacağından hareket ediliyordu.
Hatta Yeşiller’in kendi başbakan adayını göstermesi bile gündemdeydi.
Ama durduk yerde Yeşiller, haftada bir gün ‘Veggie Day’ (Vejetaryen Günü), yani ‘etsiz yiyecek günü’ uygulamasını gündeme getirdi.
Kendi tabanı bile Yeşiller’in bu yaklaşımına sıcak bakmadı.
Bu yetmiyormuş gibi, 2009 yılındaki genel seçim öncesi olduğu gibi, Yeşiller 2013 yılındaki genel seçimler yaklaşırken vergi artışını da yeniden gündeme taşıdı.
Aslında yılda 80 bin Euro’nun üzerinde gelirleri olan varlıklılardan yüzde 42 yerine yüzde 49 vergi alınmasını önerdikleri, bunun da dar ve orta gelirli insanları hiç etkilemeyeceği apaçık ortada olduğu halde, ‘vergi artışı’ söylemi halkı ürküttü.
Ve Yeşiller toplam oyların ancak yüzde 8.4’ünü alabildi.
*
Koronavirüs belasına kadar yapılan kamuoyu yoklamaları da Almanya’da o günlerde genel seçim olsa Yeşiller’in yüzde 20-25 arasında oy alarak SPD’yi sollayacağını ve Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) ile yarışacağını gösteriyordu.
Ancak son dönemlerde Yeşiller’e destek yüzde 15’lere düştü.
Et fiyatlarının artırılması önerisi kesinlikle Yeşiller’e desteğin azalmasını körükleyecektir.
Bunu Yeşiller’de sorumluluk taşıyanların bilmemesi mümkün değildir.
Acaba Yeşiller, kendi ayağına kurşun sıkmaktan ne zaman vazgeçecek?
Acaba Yeşiller, “Ben seçim öncesi, seçimlerden sonra vergileri artıracağız diyecek kadar aptal değilim” diyen Türkiye’nin 1980’li yıllardaki Başbakanı Turgut Özal’ı ne zaman örnek alacaktır?

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!