Unutmayacağız da, unutturmayacağız da

Güncelleme Tarihi:

Unutmayacağız da, unutturmayacağız da
Oluşturulma Tarihi: Haziran 03, 2020 09:45

Almanya’ya gelen sığınmacı sayısı 1980’li yılların sonlarına doğru büyük ölçüde artınca, ülkede ‘İltica Yasası’nda değişiklik tartışmaları yoğunlaştı. Alman Anayasası’nın ‘politik takibata uğrayanlar iltica hakkına sahiptir’ ilkesini içeren 16’ncı maddesinin değiştirilmesi uzun süre tartışıldı. İlk kez 1991 yılında Almanya’ya gelen sığınmacı sayısının 200 bini aşması üzerine yasa değişikliği tartışmaları daha da arttı. Yabancılara ve sığınmacılara dönük saldırılar da.

Haberin Devamı

Unutmayacağız da, unutturmayacağız da
VE ‘Başka bir Avrupa Birliği (AB) ülkesi üzerinden gelenlere iltica hakkı verilmemesi’ 1993 yılında hayata geçirildi.
İki Almanya 3 Ekim 1990 tarihinde resmen birleştikten kısa bir süre sonra, eski Doğu Almanya sınırları içinde oluşturulan yeni eyaletlerde tam bir yabancı düşmanlığı yaşanmaya başladı.
Saksonya’ya bağlı Hoyerswerda kentinde aşırı sağcılar 17 Eylül 1991’de Vietnamlı işçilerin kaldığı yurtlara molotof kokteyli saldırıda bulundular.
Hem de çevrede oturan Almanların alkışları arasında.
Mecklenburg-Vorpomern Eyaleti’ne bağlı Rostock-Lichtenhagen’de 22-26 Ağustos 1992’de, aşırı sağcılar günlerce başta Vietnamlılar olmak üzere adeta ‘yabancı avı’na çıktılar.
Vietnamlıların ve sığınmacıların yaşadığı binaları ateşe verdiler.
Almanya’nın çeşitli kesimlerden gelen neonaziler saldırganları alkışladılar.
Polis, aşırı sağcıları susturmak yerine, ‘pes edip’ Vietnamlıları ve sığınmacıları otobüslere doldurarak Frankfurt ve Berlin’e taşıdı.

*

Haberin Devamı

23 Kasım 1992’de Schleswig-Holstein Eyaleti’ne bağlı Mölln kentinde yabancı düşmanı ırkçı neonaziler, Türklerin oturduğu bir binayı kundakladı. 10 yaşındaki Yeliz Arslan, 14 yaşındaki Ayşe Yılmaz ile 51 yaşındaki büyükanneleri Bahide Arslan yanarak can verdi.
Almanya’nın o dönemdeki Hükümet Sözcüsü Dieter Vogel’e, eski başkent Bonn’da düzenlenen bir basın toplantısında, o zamanki Başbakan Helmut Kohl’ün cenaze törenine katılıp katılmayacağı sorulmuştu.
Vogel, aynı zamanda Hıristiyan Demokrat Birlik Parti’nin (CDU) Genel Başkanı olan Başbakan Kohl’ün katılmayacağını söyledi.
Gerekçe olarak da, “Tanrı biliyor ki, Başbakan’ın daha önemli randevuları var. Başsağlığı turizmi istenmiyor” demişti.
O basın toplantısında ben de vardım.
Bu yanıt beni hem üzmüş hem yaralamış hem de öfkelendirmişti.
Kendisine, “Bu ırkçı kundaklamada yaşamını yitirenler Yahudi kökenli olsaydı, aynı şekilde başsağlığı turizminden söz edebilir miydiniz?” diye sormuştum.
Eveleyip gevelemiş, mantıklı bir yanıt verememişti.
Basın toplantısından sonra birçok Alman meslektaş yanıma gelip, “İyi yaptın. Güzel ve yerinde bir soruydu” demişti.
Helmut Kohl, cenaze törenine katılmadı.

*

Haberin Devamı

29 Mayıs 1993’te Kuzey Ren Vestfalya (KRV) Eyaleti’ne bağlı Solingen kentinde neonaziler, Türklerin oturduğu bir binayı kundakladılar.
4 yaşındaki Saime Genç, 9 yaşındaki Hülya Genç, 12 yaşındaki Gülistan Öztürk, 18 yaşındaki Hatice Genç yanarak can verdi.
27 yaşındaki Gürsün İnce, yavrusunu kucağına alıp, onu sıkıca bağrına basarak hayatta kalabilmek umuduyla alevler içindeki binanın balkonundan atladı.
Küçük yavrusu kurtulurken anne Gürsün İnce yaşamını yitirdi.
Dönemin Almanya Başbakanı Helmut Kohl, Solingen’e de gitmedi.
Cenaze törenine Almanya Cumhurbaşkanı Richard von Weizsaecker katıldı.
‘Solingen katliamı’nın 25’inci yıl dönümünde 2018’de düzenlenen anma törenine Almanya Başbakanı Angela Merkel, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile KRW Eyalet Başbakanı Armin Laschet katılmıştı.
Geçen hafta cumartesi günkü 27’nci yıl dönümünde ise Solingen kurbanları ‘sessizce’ anıldı.
İki kızlarını, iki torunlarını ve bir yeğenlerini kaybeden Mevlüde Genç ile eşi Durmuş Genç, koronavirüs belası yüzünden anma törenlerine katılamadılar.
Acıları hiç dinmediği, yüreği hep yandığı halde yıllardır birlikte yaşam, barış, dostluk ve dayanışma mesajları veren Mevlüde Genç, Kovid-19 yüzünden kapandığı evinden yine sevgi mesajları gönderdi.

*

Haberin Devamı

Mehmet Kaymakçı 24 Temmuz 1985’te ve Ramazan Avcı 21 Aralık 1985’te Hamburg’da ‘Skinheads’ olarak bilinen ‘Dazlaklar’, yani neonaziler tarafından öldürüldü.
Enver Şimşek 9 Eylül 2000’de Nürnberg’te, Abdurrahim Özüdoğru 13 Haziran 2001’de Nürnberg’te, Süleyman Taşköprü 27 Haziran 2001’de Hamburg’ta, Habil Kılıç 29 Ağustos 2001’de Münih’te, Mehmet Turgut 25 Şubat 2004’te Rostock’ta, İsmail Yaşar 9 Haziran 2005’te Nürnberg’te, Mehmet Kubaşık 4 Nisan 2006’a Dortmund’ta, Halil Yozgat 6 Nisan 2006’da Kassel’de ‘NSU’ kısa adıyla tanınan aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı örgütü teröristleri tarafından öldürüldüler.
Biz, ‘tek suçları’ Türk ve yabancı olmak olduğu için ırkçı Almanlar tarafından yakılarak, kurşunlanarak, sopalarla dövülerek Almanya’nın çeşitli kesimlerinde acımasızca öldürülen bu kurbanlarımızı hiçbir zaman unutmayacağız.
Unutmayacağız da, unutturmayacağız da.

BAKMADAN GEÇME!