Fesli diye dövdüler, Alman çıktı!

�

BERLİN polisi tarafından yapılan açıklamaya göre, geçen hafta cumartesi akşamı kentin Neukölln kesiminde bir lokale giren fesli birine iki kişi sataştı.
Müslüman olduğundan hareket ettikleri 34 yaşındaki şahsın başından fesini alan saldırganlardan biri “Ne giydiğine dikkat et” diyerek birkaç tokat attı.
Hızını alamayıp yumrukladıktan sonra iki saldırgan fesi de alıp olay yerinden uzaklaştı.
Lokaldakilerin bilgi vermesi üzerine gelen ilk yardım ekipleri burnu kırılan, yüzü yaralanan ve dişlerinden biri sallanan kişiyi hastaneye kaldırdı.
*
Polis, saldırıya uğrayan şahsın Müslüman değil, Alman olduğunu ve farklı bir görünüm sergilemek için moda diye fes taktığını açıkladı.
Bundan bir süre önce de Berlin polisi Neukölln Belediyesi metro istasyonunda 20 yaşındaki başörtülü Müslüman bir kadının bir kişinin sözlü ve fiziksel saldırısına uğradığını açıklamıştı.
Aynı günlerde yine Neukölln kesimindeki Tempelhofer Damm Caddesi üzerinde yürüyen başörtülü 17 yaşında bir kızın, biri kadın üç kişi tarafından saldırıya uğradığını, kendisine hakaret edildiğini ve başörtüsünün zorla çıkarılıp saçlarının çekildiğini de.

‘İSLAM FAŞİSTİSİNİZ’
Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyaletindeki Bonn-Rhein-Sieg Yüksek Okulu’nda öğrenim gören Türkiye kökenli başörtülü bir kız öğrenci de kendi ifadesine göre bu yıl yaz tatili öncesi hakarete uğradı.
Profesörlerden biri 23 yaşındaki başörtülü kız öğrenciye “Üzerinizdeki giysileri çoğaltmışsınız. Yarın da peçeyle mi geleceksiniz?” diye laf attı.
Öyle bir düşüncesi olmadığını söyleyince de kızan profesör, “Sizi burada oturtmayacağım. Ben Neonazi kıyafetiyle derse gelmiyorum. Siz de bu kıyafetle derse gelemezsiniz. Burada gamalı haç kıyafetiyle birisi gelse onu da oturtmam. Bu senin başındaki gamalı haç gibi bir sembol. Siz İslam faşistisiniz” diye hakaret etti.
Ne yazık ki bu ve benzer ‘çirkin olaylar’ ile saldırılar birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi Almanya’nın çeşitli kesimlerinde de yaşanmaktadır.
Nitekim artan İslam ve Müslüman düşmanlığı resmi makamlar tarafından da kayıtlara geçmekte ve yapılan araştırmalarda da yer almaktadır.
*
Bu yıl haziran ayı sonlarına doğru yayımlanan ve 396 sayfadan oluşan Müslüman Düşmanlığına Karşı Bağımsız Uzmanlar Kurulu’nun (UEM) raporunda da, Almanya’da ‘ırkçılık düzeyinde’ Müslüman düşmanlığı yaşandığına dikkat çekilmekte ve önlemler alınması önerilmektedir.
19 Şubat 2020 tarihinde Almanya’nın Hessen eyaletine bağlı Hanau kentinde ırkçı bir Alman’ın 4’ü Türk 9 göçmen kökenli insanı katletmesinden sonra dönemin CSU’lu Federal İçişleri ve Yurt Bakanı Horst Seehofer’in girişimiyle oluşturulan UEM’nin raporuna göre, Almanya’da her iki kişiden biri Müslümanlara yönelik düşmanca söylemlere onay veriyor.
“Ülkede yaşayan bu kadar çok Müslüman yüzünden kendimi ülkemde yabancı hissediyorum” diyenlerin oranı yüzde 56’ya ulaşıyor.
Bunu 2003 yılından beri yapılagelmekte olan başka araştırmalar da ortaya koyuyor.
Evet...

MÜSLÜMANLARIN NÜFUSU YÜZDE 7’Yİ GEÇMİYOR
Federal İstatistik Dairesi’nin verilerine göre Almanya’nın nüfusu 84 milyon 433 bindir.
Ülkedeki Müslüman sayısı 5.4 milyon civarındadır.
Yani Müslümanların oranı toplam nüfusta yüzde 7’yi bile bulmamaktadır.
Acaba bu veriler ışığında insanlar kendilerini Müslümanlar yüzünden kendi ülkelerinde nasıl yabacı hissedebilmektedir?
Kaldı ki, Almanya artık burada yaşayan Müslümanların da ülkesidir, vatanıdır.
Aynı rapora göre, Almanların yüzde 52’si, İsviçrelilerin yüzde 50’si, Avusturyalıların yüzde 47’si, Fransızların yüzde 38’i ve İngilizlerin yüzde 35’i İslam’ı bir tehdit ve tehlike olarak görmektedir.

*
Almanların yüzde 30’u Müslümanların dini vecibelerini yerine getirmelerinin sınırlandırılmasını, yüzde 43’ü İslami dernek ve cemiyetlerinin faaliyetlerinin Alman Kurum ve Kuruluşlar tarafından kontrol edilmesini istiyor.
Yani İstihbarat Teşkilatlarının devreye sokulmasını.
Evet...
Düşünceyi ifade ve din özgürlüğünün büyük harflerle yazılı olduğu demokratik, hukuk devleti Almanya Federal Cumhuriyeti’nde, söz konusu İslam ve Müslümanlar olunca, tutum birden değişivermektedir.
UEM’nin raporunda, yazılı, sözlü ve görüntülü Alman medyasında İslam ve Müslümanlarla ilgili haberlerin ve yayınların çok büyük bir bölümünün tek taraflı ve olumsuz olduğuna da yer verilmektedir.
Almanya’da bu hiç de yeni bir olgu değildir.
Daha önceki dönemlerde yapılan bilimsel araştırmalar da bunu ortaya koymuştur.

ÖNLEM ÖNEMLİ VE GEREKLİ
Almanya’da yaşayan Müslümanların yüzde 52.3’ünün en az bir kez fiziksel şiddete uğradığı da aynı raporda yer almakta.
Tabii önlemler alınması da önerilmekte.
Önlem hiç şüphesiz önemlidir ve gereklidir de...
Ama Almanya’da kafalar değişmedikçe, bu durum değişmeyecektir.
Müslümanlar da, onların dini İslam da, artık Almanya’ya aittir ve bu ülkenin ayrılmaz bir parçasıdır.
Bu gerçeği artık ‘biyo Almanlar’ da kabullenmelidir.