Çeşitlilik yine lafta kalıyordu

Güncelleme Tarihi:

Çeşitlilik yine lafta kalıyordu
Oluşturulma Tarihi: Kasım 27, 2021 13:28

Son yıllarda Almanya’da siyasi arenada en çok duyulan söylemlerin başında ‘çeşitlilik’ gelmektedir.

Haberin Devamı

Çeşitlilik yine lafta kalıyordu
TABİİ, “Göçmen kökenliler Almanya’nın bir parçasıdır” söylemi de.

Nitekim Almanya ile Türkiye arasında 30 Ekim 1961 tarihinde imzalanan İşgücü Sözleşmesi’nin 60’ıncı yılı vesilesiyle düzenlenen etkinliklerde de bu söylemleri sık sık işittik.
Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, Bellevue Sarayı’nda konuk ettiği Türkiye kökenli ‘misafir işçiler’le (Gastarbeiter) onların çocukları ve torunlarına hitaben yaptığı konuşmasında, “Sizler Almanya’nın bir parçasısınız. Hepimiz Almanya’yız” dedi.
Başbakan Angela Merkel de “Ben sizlerin de başbakanıyım” dedi.
Evet...
83.2 milyon nüfuslu Almanya’da 3 milyondan fazlası Türkiye kökenli olmak üzere 21 milyon göçmen kökenli insan yaşamaktadır.
Bu insanların çok büyük bir bölümü Alman vatandaşıdır.
Bu insanların yarıdan fazlası bu ülkede dünyaya gelmiştir.
Yani bu insanlar gerçekten de artık ‘buralıdır’.
Ama ne yazı ki bu gerçek hâlâ toplumsal yaşamın her alanına yansımamaktadır.

Haberin Devamı

ORAN ÇOK DÜŞÜK
İşte buna bugünlerde yeniden tanık olduk.
Almanya’da 26 Eylül’de yapılan genel seçimlerde Federal Meclis’e 736 milletvekili girdi.
Sosyal Demokrat Parti (SPD) 206, Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) 196, Yeşiller 118, Hür Demokrat Parti (FDP) 92, Almanya için Alternatif (AfD) 83 ve Sol Parti 39, Danimarkalı azınlığın partisi SSW de 1 bir milletvekili çıkardı.
SPD’den 35, CDU/CSU’dan 8, Yeşiller’den 17, FDP’den 5, AfD’den 6 ve Sol Parti’den 11 göçmen kökenli milletvekili Federal Meclis’e girdi.
Evet...
Almanya’da yaşayan göçmen kökenlilerin oranı yüzde 26’yı bulduğu halde, göçmen kökenli milletvekili oranı yüzde 11.3’ü geçmedi.
Bu oran SPD’de yüzde 17’de, CDU/CSU’da yüzde 4.6’da, Yeşiller’de yüzde 13.6’da, FDP’de yüzde 5.4’te, AfD’de yüzde 7.2’de kalırken, Sol Parti’de yüzde 28.2’ye ulaştı.
Tabii daha seçim akşamı koalisyon hesapları yapılmaya başladı.
Yüzde 25.7 oy alarak seçimlerden ‘en güçlü parti’ olarak çıkan SPD’nin başbakan adayı Olaf Scholz liderliğinde FDP ve Yeşiller’in ‘trafik lambası koalisyonu’ oluşturması olasılığı daha seçim akşamı ağırlık kazandı.

Haberin Devamı

KANATLAR KAVGASI YAŞANDI
Nitekim öyle de oldu.
SPD’li Olaf Scholz ile partinin Eş Başkanları Saskia Esken ve Norbert Walter-Borjans, Yeşiller’in Eş Başkanları Annalena Baerbock ve Robert Habeck ile FDP Genel Başkanı Christian Lindner bir araya gelerek yeni hükümeti kurma kararı aldılar.
Seçimlerden yaklaşık 4 hafta sonra başlayan koalisyon görüşmeleri beklenmedik bir biçimde ‘gizli’ yürütüldü.
Her şeyin anında yayıldığı sosyal medya çağında, müzakerelerden dışarıya doğru dürüst bir şeyler sızmadı.
Sızdırılmadı da...
Koalisyon sözleşmesinde uzlaşma sağlandığı çarşamba günü ortakların ortaklaşa düzenlediği bir basın toplantısıyla ilan edildi.
Tabii bakanlıkların nasıl paylaşılacağı ve kimlerin bakan olacaklarına dair bir takım spekülasyonlar vardı.
Yapılan sıkı pazarlıklarda SPD’ye 6, Yeşiller’e 5 ve FDP’ye 4 bakanlık verilmesi kararlaştırıldı.
Bazı isimler de telaffuz edilmeye başlandı.
Ama bu isimler arasında göçmen kökenli birilerinin ismi yoktu.
Sürekli ‘çeşitlilikten’ ve ‘çok kültürlülükten’ bahseden Yeşiller yaptıkları hatanın bilincine varmış olmalı ki, son anda Türkiye kökenli Cem Özdemir’in Federal Beslenme ve Tarım Bakanı olmasına karar verdi.
Ancak partinin ‘fundis’ olarak bilinen sol kanadının öncülerinden Anton Hofreiter de aynı koltuğa talip olunca, Yeşiller’de tam bir ‘kanatlar kavgası’ yaşanmaya başladı.
Çünkü Cem Özdemir ‘realos’ denilen ‘gerçekçiler’ kanadındandı.
Yeşiller yönetimi yaşanan bu kavganın büyümesini engellemek için hemen bir ‘kriz toplantısı’ düzenledi ve ‘çok kültürlülük’, ‘çeşitlilik’ imajını korumak için Cem Özdemir’in bakan olmasına karar verdi.
Bu kararın alınmasında şüphesiz Almanya Uyum Vakfı bursiyerlerinin sosyal medyada yer alan “2021 yılında Almanya’nın çeşitliliği Federal Bakanlar Kurulu’nda da temsil edilmeli. Biz de birlikte karar vermek istiyoruz. Şimdi” kampanyası da etkili oldu.
Böylece Scholz kabinesinde ‘göçmen kökenli bir bakan’ yolu açıldı.
Tabii Yeşiller yönetimin bu kararı, aynı zamanda hem kendi partileri hem de diğer partiler için ‘çeşitliliğin’ ve ‘çok kültürlülüğün’ sadece lafta kaldığı yönünde haklı suçlamalar yükselmesini de engelledi.
Ama Yeşiller’de bir dönemler daha görünür bir biçimde yaşanan ‘kanatlar sürtüşmesi’ bitmedi.
Hatta yeniden ve daha yeni bile başladı...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!