Bu böyle gider mi?

Covid-19 belası ve Rusya’nın Ukrayna’da sürdüğü savaş nedeniyle birçok ülkede olduğu gibi Almanya’da da yatırımların azaldığını, ancak son dönemlere yurt içi ve yurt dışından milyarlarca Euro hacimli yatırımlar gelmeye başladını belirterek, “Kimsenin endişe duymasına, tedirgin olmasına gerek yok” dedi.
Theo Koll’un, parlamento yaz tatili öncesi koalisyon hükümetini oluşturan SPD, Yeşiller ve FDP’nin kendi aralarında zaman zaman kavgaya dönüşen tartışmaların halkın kendilerine olan güvenini sarstığını, hatta halkın yüzde 73’ünün Şansölye Scholz’un ortaklara sözünü geçiremediği görüşünü paylaştığını hatırlatarak, “Bu insanları nasıl ikna etmeyi düşünüyorsunuz” sorusuna, “Biz hükümet olarak gerçekten yerinde birçok kararlar aldık. Ama bunları iyi anlatamadık. Bazı kararlar kendi aramızda yüksek sesle tartışıldı. Tabii bu yanlış bir tutumdu. Bunun yanlış olduğunu parlamento yaz tatilinde milletvekillerinin çoğu da anladı. Onun için başka türlü konuşma, tartışma ve davranma kararına vardıklarını düşünüyorum” dedi.

LINDNER’İN TOPLANTISI İPTAL EDİLDİ
Ve bu hafta çarşamba günü parlamento yaz tatilinden sonra ilk Bakanlar Kurulu Toplantısı yapıldı.
Bu toplantıda hükümetin geleceğe dönük hedeflerini içeren konular görüşülecek, bazı alanlarda hazırlanan yasa tasarıları karara bağlanacaktı.
Bu tasarılar arasında Federal Sağlık Bakanı Karl Lauterbach öncülüğünde hazırlanan ve esrar kullanımı ile satışına belirli koşullarda izin verilmesini içeren ‘Esrar Yasa Tasarısı’ ile ekonomiyi canlandırmak hedefiyle Federal Maliye Bakanı Christian Lindner’in işletmelerin vergi yükünü yılda 6.5 milyar Euro azaltacak ‘Kalkınma Şans Yasası Tasarısı’ da vardı.
Bakanlar Kurulu toplantısından bir gün önce Bakan Karl Lauterbach ile Christian Lindner’in ertesi gün Federal Basın Konferansı Evi’nde ayrı ayrı basın toplantısı yaparak açıklamalarda bulunacakları mesajı geldi.
Önceden bildirildiği şekilde Lauterbach, Bakanlar Kurulu toplantısından sonra saat 12.30’da salonda yerini alarak medya mensuplarına detaylı açıklamalarda bulundu.
Lauterbach konuşurken, diğer medya mensuplarına da olduğu gibi, benim cep telefonuma da Lindner’in saat 13.30’da başlaması öngörülen basın toplantısının iptal edildiği mesajı geldi.
Nedeni yazmıyordu. Ama belliydi.
Çünkü Almanya’da fakir ve dar gelirli ailelere ‘Çocuk Temel Güvenlik Yasası’ yoluyla daha fazla parasal destek verilmesi için bütçesine yılda 7-9 milyar Euro arasında katkıda bulunmasını isteyen Yeşillerli Federal Aile, Yaşlılar, Kadınlar ve Gençlik Bakanı Lisa Paus’un, buna sıcak bakmayan FDP’li Bakan Lindner’in tasarısının Bakanlar Kurulu’nda ele alınmasını bloke etme sinyalleri önceden gelmeye başlamıştı.
Nitekim öyle de oldu ve tasarının bloke edilmesi yüzünden Lindner, planlanan basın toplantısını iptal etti.
Sonradan Lisa Paus’u ikna etmek ve ortakları Yeşiller ile FDP’nin ‘arasını bulmak’ için SPD’li Şansölye Olaf Scholz’un devreye girdiği ama bir türlü başarılı olamadığı ortaya çıktı.

ORTAKLAR BİRBİRİNE DÜŞTÜ
Aslında Yeşiller ile FDP arasında bu yaşanan ilk sancı değildir.
Pandemi döneminde hayata geçirilen bazı katı önlemler yüzünden FDP ile Yeşiller arasında zaman zaman sürtüşmeye dönüşen sıkıntılar yaşandı.
Rusya’nın doğal gaz satışını durdurması nedeniyle Yeşiller’in Almanya’da faaliyetteki son üç nükleer santralın da kapatılmasında ısrar etmesi FDP’lileri küplere bindirdi.
Ama Yeşiller’in dediği oldu ve her ne kadar önceden öngörülen şekilde 31 Aralık 2022 tarihinde olmasa da Şansölye Scholz’un ‘ağırlığını koyması’ (!) üzerine 15 Nisan 2023’te nükleer santralların kapılarına kilit vuruldu.
Ortaklar arasında Ukrayna’ya silah verilmesi konusunda uzun tartışmalar yaşandı.
Yeşiller’in ‘Kalorifer Yasası’ çerçevesinde 2024 yılı itibariyle tüm konutlara en az yüzde 60 yenilebilir enerji tüketimli ısı sistemine geçilmesinde ısrar etmesi ortakları birbirine düşürdü.
Almanya Federal Cumhuriyeti’nin tarihinde bir ilk olan ‘üçlü koalisyon’da yaşanan sancılar nedeniyle, Şansölye Scholz, adeta ‘iki cami arasında kalmış beynamaz’ gibi oldu.
Ve ‘dizginleri ele alamadığını’ düşünenlerin sayısının her geçen gün artması yüzden de son dönemlerde halkın gözünden iyice düşmeye başladı.
Ve ‘üçlü koalisyon’ iktidarda daha iki yılını bile doldurmadan “Bu böyle gider mi?” tartışmaları da başladı.