Rönesans'a bi' girelim mi bu hafta?

2dk okuma

63. sayıda 101 sayfasının konusu Rönesans. “İnsanlar, ustalığımı elde etmek için benim ne kadar çok çalıştığımı bilseler o kadar hayret edilecek bir şey olmadığını düşünürlerdi.” Michelangelo

Haberin Devamı

“İnsanlar, ustalığımı elde etmek için benim ne kadar çok çalıştığımı bilseler o kadar hayret edilecek bir şey olmadığını düşünürlerdi.” Michelangelo

Sanat konusunda temel bir bakış açısına sahip olmak daima iyidir. Hem ortamlarda gözde olmanızı sağlayacak malzeme hem de estetik algısını geliştiren bir birikim. Haliyle bu haftadan itibaren biraz sanat konuşalım diyorum. Temel, belli başlı kavramlardan söz edelim, kim ne yapmış da bu kadar etkilemiş tarihi, insanı birlikte bakalım.

 

“HANIM, UYAN RÖNESANS GELMİŞ,” DEĞİL TABİİ DURUM!

Başlangıç noktası olarak da her şeyin yeniden şekillendiği Rönesans dönemine dalalım. Aslında Rönesans, “erken” ve “yüksek” olmak üzere iki ayrı dönemde anılan ve 200 yılı kapsayan bir süreç. Yani her şey bir gecede olmadı. Zamana yayılarak şekillendi. Antik Yunan ve Roma felsefelerine, edebiyatına, değerlerine, mimarisine ve sanatına duyulan ilginin yeniden ortaya çıkışı ile başladı, 14. yüzyıl ile 16. yüzyıl arasında hakimdi. Bu dönemi Rönesans olarak adlandırmamız ise 19. yüzyıla rastlar.

Rönesans kelime anlamı olarak; yeniden doğuş, eski canlılığını, biçimini yeniden kazanma şeklinde ifade edilmekte. Ticaret sahasının genişlemesi, Avrupa’da matbaanın gelişimi ve dolayısıyla ortaya çıkan daha fazla bilgi edinme ihtiyacı ile birçok Avrupalı orta çağ fikirlerinden uzaklaşarak etrafındaki dünyaya daha fazla ilgi göstermeye başladı. Filozof ve mimarların eserlerinin tercüme edilmesi ve yaygınlaşması ile birlikte fikirlerin, teorilerin tartışılması canlandı, yeniden yorumlamalar yapıldı. İtalya’dan başlayarak tüm Avrupa’yı etkisi altına alan bu canlanma hali döneminin çoğu sanatçısını da alışık olunmayan bir biçimde henüz yaşarken çok fazla ünlendirdi.

 

EY ÖZGÜRLÜK!

Haberin Devamı

İtalyan ve Flamen sanatçıların öncülük ettiği yeni Rönesans fikirleri Avrupa’da yayıldıkça genç sanatçılar da daha cesur ve yetenekli şekilde kendilerini ifade etmeye başladılar. Bu dönemin sanata dair en önemli faydası biraz da “Sanat için sanat” anlayışını ortaya çıkararak daha bireysel yorumlamalara imkân vermesi idi. Böylece sanatçının duvarları yıkılmış oldu ve özgürce ilhamını konuşturdu. Bunun beraberinde de önlenemez bir ilerleme başladı haliyle.

15. yüzyıl sonunda, Erken Rönesans üzerine düşeni yapmış sanatsal devrimin yolunu açmıştı. Sanatın olgunluk çağı olan Yüksek Rönesans dönemine geçildiğinde günümüzde hâlâ en popüler sanatçılar olan isimlerin şaheserlerini görmeye başladık. Dahi olarak adlandırılan bu isimler, her şeyden beslendi. Örneğin Leonardo da Vinci, ressam, heykeltıraş, mimar, mühendis, filozof, matematikçi, mucit ve bilim adamıydı. Sorgulayıcı ve yaratıcı bir zekaya sahip sanatçı Leonardo zihni sürekli atlayışlar halinde olduğundan tamamlanmamış birçok eser de bıraktı.

Haberin Devamı

Michalengelo da çok yönlü Rönesans sanatçılarından biri. Heykeltıraş, ressam, mimar, şair… Enerji ve ifade dolu figürler yaratmadaki kusursuz yeteneği ile asrın en önemli sanatçılarından.

Haberin Devamı

Kariyeri boyunca dahi olarak nitelendirilen üçüncü bir sanatçı da üst düzey bir ressam ve mimar olan Raphael. Resimlerinde renk uyumu, sakin ve duru betimlemeleriyle dönemimin en hayran bırakan isimlerinden bir tanesi.

 

E PEKİ SPLINTER USTA KİM OLUYOR BU DURUMDA?

Haberin Devamı

Gelelim sonuç olarak yazının en vurucu kısmına. Sanatın yeniden canlanış ve varoluş süreci çok fazla şeye ilham oldu. Bunlardan biri de isimleri sıraladığımızda sizde de çağrışımı kaçınılmaz olan Ninja Kaplumbağalar elbette. Evet, isimlerini aldıkları sanatçılar ve bu sanatçıların yaşadıkları dönem Rönesans. Aklınızda olsun. Konusu açılır, yeni bir filmi vizyona girer… Buradan yürürsünüz! Ha, ayrıca başlıktaki sorunun cevabını biz de bilmiyoruz.

Haftaya görüşürüz.

Haberin Devamı

 

Yazan: Buğu Begüm Orhan

Haberle ilgili daha fazlası: