Bir kırlangıçla yaz olmaz (Miguel de Cervantes)

“Gel de rüzgâr eselim, açılalım denizlere, yelkenlere can, gecelere şayan olalım!” diyeceğim ama yazın sinyallerini alamamak burkuyor yüreğimi.

Haberin Devamı

Ankara, kısmen de olsa normalleşmeye başlayan hayata adapte olmaya çalışırken, yazlık yerlerin durumunu gözlemlemek için çıktığım seyahatte de farklı bir durumla karşılaşmadım. Henüz atlatamadığımız pandeminin etkileri her yerde hissediliyor. İzmir Çeşme’de yazlıkçıların önemli bir bölümü gelmiş gelmesine ancak belde hâlen boş ve sakin. Koronavirüs tedbirlerini harfiyen uygulayan yazlıkçılar, denize tenha saatlerde veya ıssız köşelerde girmeyi tercih ediyor. Yabancı turist yokluğundan bahsetmeyeceğim, nedenini biliyoruz. Yazın gece saat 00.00’da başlayan hayatın artık gece 00.00’da bitmesi ve o saatte kapanan restoran, kafe, hiç açılmayan gece kulübü, bar, disko gibi eğlence mekânlarının yokluğunda tek çare evde vakit geçirmek. Olur da Çeşme’ye gitmeye karar verirseniz, şu anda en yoğun talep gören iki mekân ve hazırlatıp evinize de götürebileceğiniz ürünlerinden bahsedeceğim.

Bir kırlangıçla yaz olmaz (Miguel de Cervantes)

‘DOĞAL OLDUĞU KIVAMINDAN BELLİ’ RUMELİ DONDURMACISI

Çocukların, dondurma tutkusunun önüne geçmek, yerini doldurmak mümkün değil. Biz yetişkinlerin de tutkusu dondurmanın iyisini bulmak iyice zorlaştı. Çocukları, doğal olmayan endüstriyel ürünlerle hazırlanan dondurmalardan uzak tutmak da çok zor, çünkü her yerde varlar. Hazır Çeşme’ye gitmişken, Türkiye’nin en iyi birkaç dondurmacısından biri olan ‘Rumeli Dondurmacısı’na uğramamak olmazdı. Çocuklarımın da bolca tükettikleri havalandırılmış hazır dondurma ile tamamen doğal ürünlerle yapılmış dondurma arasındaki lezzet ve sağlık farkını bilmeleri gerekiyor ki tercih yaparken doğaldan yana tavırları netleşsin. 1945 yılında Çeşme’de babasının kurduğu dondurma dükkânını aynı özenle günümüze kadar taşıyan sevgili Hüseyin Mersin, hazır ile doğalın arasındaki farkı anlatırken, çocuklar taze meyve kokan dondurmadan mest olmuş vaziyette dinliyorlardı. Doğal keçi sütünü elde ettikleri çiftliği, salebin toplanış hikâyesini, doğal alanlardan hasat edilen meyveleri nasıl işlediklerini ve tüm bu doğallığın bir araya geliş sebebinin dondurma aşkı olduğunu duyduğunda sevgili oğlum Erk, başlıkta da kullandığım “Doğal olduğu kıvamından belli, sakız gibi uzuyor” dedi. Kızlar da yorum yapmakta geri kalmadı “Dondurma ağzımızda eriyor ama meyvenin tadı ve kokusu hâlâ var” dediler. Ne demişler, “Çocuktan al haberi”. Çeşme’ye gittiyseniz, çocukluğunuza da uğrayın.

Bir kırlangıçla yaz olmaz (Miguel de Cervantes)

‘GAZLA, CAZLA, HAMURLA’ LEVAN ‘ARTİSAN EKMEK’

Çeşme, Ovacık’ta yaşadıkları çiftlik evlerinde ziyaret ettiğim dostlarım, müzisyen Ateş Tezer ve DJ U.F.U.K, pandemi dolayısıyla konserlerinin kısıtlanmasına üzülmektense, başarılı müzik yaşamlarını, artisan ekmek yapımıyla zenginleştirmenin formülünü bulmuşlar. Baget tutan eller fırın küreğine, mix yapan parmaklar hamura dokununca duyduğunuz müzik, yediğiniz ekmek, bedeninize değil ruhunuzun en derinine işliyor. Müzik ve yemeğin insan ruhuna verdiği hazzın birleştirilmesi halinde ortaya çıkan lezzetin, motivasyon başta olmak üzere, arınma, terapi ve öze dönüşle yaşamın hissedilmesine kadar varıyor. Bu eşsiz armoniye nasıl ulaştıklarını sorduğumda, verdikleri cevaba koptum “Gazla, cazla, hamurla”. Çeşme’deki yazlığınıza gazlamadan bir gün önce @levan_cesme sosyal medya hesabından sipariş verin, Ateş ve Ufuk cazlasın, artisan ekmeğiniz vardığınızda hazır olsun.

Bir kırlangıçla yaz olmaz (Miguel de Cervantes)

BOSTOK

Ateş ve Ufuk, doğal atalık tohumlarla, özenle hazırladıkları ekşi mayalar kullanarak yaptıkları artisan ekmek dışında, harika simitler, çay saati atıştırmalıkları da yapıyorlar. Hele sevgili Ateş’in pişirdiği Fransız usulü atıştırmalık Bostok ise yeni efsaneniz olacak. Duymamış olabilirsiniz belki, şimdi duyduğunuza göre kayıtsız kalmamalısınız. Birkaç hafta önce verdiğim Brioche ekmeği tarifine hurriyet.com.tr’deki köşemden ulaşabilirsiniz. Bostok için öncelikle Brioche ekmeğini pişirip ince dilimlere ayırın. Dilimlediğiniz ekmekleri fırın tepsisine dizerek üzerine içinde rendelenmiş portakal veya turunç kabukları da bulunan şurubu (başka doğal meyve şurubu da olur) her birine ayrı ayrı (fırçayla) sürün. 15 dakika 150 derece fırınladıktan sonra içine şurubu almış ve kızarmış ekmekleri çıkarın. Elinizde hangi reçel varsa fark etmez (vişne, çilek, turunç vs) ekmeklere yayın. Kalın bir katman badem kremasını da (tarifi internette var) reçellerin üzerine sürün. Pudra şekeri ve file badem serpiştirin, üstü kızarana kadar fırınlayın. Başaramazsanız, Ateş erkenden uyanıyor, sizi de uyandırsın.

Bir kırlangıçla yaz olmaz (Miguel de Cervantes)

Yazarın Tüm Yazıları