Referandum sürecinde cari giderler artıyor

‘‘İSTİHDAMI artırmak, işsizliği azaltmak, ekonomiye canlılık kazandırmak, üretimi artırmak vb. amaçlarla, plan ve programlardaki politika, hedef ve ilkeler doğrultusunda bazı mali teşvik (destek) tedbirlerin uygulandığı; bütçe olanakları çerçevesinde de sosyal devlet ilkesinin doğal bir sonucu olarak ülkemizdeki yoksul kesimler için sosyal yardımlar yapılmakta olduğu biliniyor.”

Haberin Devamı

Emekli Mülkiye Müfettişi Mahmut Eren böyle diyor; istediğimiz çalışma üzerine şunları anlatıyor: “Ancak Anayasa Değişikliği Teklifi’nin TBMM Başkanlığı’na sunulmasından ve ‘2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi’nin kabul edilmesinden sonra, yaklaşık iki aylık süre içinde ‘Merkezi Yönetim Bütçesi’nin cari transferler bölümünden yapılacak harcamaları artırıcı nitelikte çok sayıda düzenlemenin gerçekleştirildiği; yasa, yönetmelik ve Bakanlar Kurulu kararları şeklindeki gider artırıcı bu tarz düzenlemelerin halen sürdürülmekte olduğu görülüyor. Referandum sürecinde ve bütçenin kabulünden sonra yapılmış olmaları nedeniyle dikkat çeken son iki ayda gerçekleştirilmiş bazı düzenlemeler özetle şöyledir:

1- 2017 yılındaki tarımsal üretime yönelik faaliyetlerde TCZB; esnaf ve sanatkârlar içinde Halk Bankası aracılığıyla faizsiz/düşük faizli kredi verilecek.
Mart ayında KOSGEB/TUBİTAK projeleri kapsamında 10.3 milyar TL sıcak paranın (can suyunun) piyasaya gireceği ifade ediliyor. Çiftçilerce tarımsal ürünlerin sigortalanması için ödenmesi gereken primlerinin yarısı devlet tarafından karşılanacak.

2- İŞKUR aracılığıyla 2017’de ilk kez işe alınacak olan işçiler için işverenlere yıl içinde; işçi başına toplam (ayda) 773.8 TL destek ödemesi yapılacak.

3- Zorunlu Genel Sağlık Sigortası aylık primleri 53 TL’ye düşürülüyor, GSS borçları yeniden yapılandırılıp devletin de prim katkısı ile (işsizlik sigortası benzeri) Esnaf Ahilik Sandığı kuruluyor.

4- 30 yılın üzerinde hizmeti olduğu halde 30’u aşan yılları için ikramiye alamamış olan emekliler için yasa çıkarılıyor.

5- Emeklilere promosyon ödemeleri başlatılıyor.

6- Bazı önemli kuruluş, kaynaklar ve varlıkların (TCZB vb.) Türkiye Varlık Fonu’na aktarılması kararlaştırılıyor.

7- Belediye ve il özel idarelerinin gelirlerinden 4 ay borç kesintisi yapılmayacak.

8- Özel sektör işverenlerine SGK prim desteği artırılarak devam ettiriliyor.

9- 18.01.2017 gün ve 6770 sayılı Kanun’la af/kolaylık sağlanması niteliğinde bazı düzenlemeler getiriliyor. (Yapılandırmadan yararlanma, usulsüz bazı ödemelerin tahsilinden vazgeçme, borçlarını ödeyecek olanları Bankalar Birliği’ndeki listeden çıkarılması vb.)

10- Torununa bakan büyükannelere aylık ödeme getiriliyor.

Seçmene ‘kutlu’ olsun!


BALKANLAR'I İYİCE BİLMEDEN KONUŞMAMAK GEREKİR

Haberin Devamı


LOZAN Mübadilleri Vakfı öncülüğünde bir araya gelen 42 mübadil örgütü, AKP Anamur Gençlik Kolu Başkanı Hasan Baki’nin Atatürk’ü ve Selanik’i hedef alan sözlerine karşılık şu açıklamayı yaptı: “Bu sözler çağdışı bir zihniyetin dışavurumudur. Atatürk’ün öncülüğünde kurulan çağdaş, demokratik ve laik Cumhuriyet’e karşı çirkin bir saldırıdır. Ancak, Türkiye’yi ortaçağ karanlığına sürüklemek isteyenlerin hevesleri kursaklarında kalacaktır. Türkiye’de aile kökenleri Osmanlı İmparatorluğu’nun eski sınırları içinde kalan; başta Selanik olmak üzere Yunanistan, Ege adaları, Bulgaristan, Romanya, Makedonya, Arnavutluk, Kosova, Bosna-Hersek ve diğer Balkan ülkelerinden gelenlerin nüfusumuz içindeki payı % 25’in üzerindedir. Bu ırkçı ifadeler başta Balkan kökenliler olmak üzere tüm Türk milletini hedef almaktadır. Kin ve nefret dolu bu ırkçı söylemi nefretle kınıyoruz. TCK’nın nefret ve hakaret suçları ile ilgili maddelerini hatırlatarak Cumhuriyet savcılarını göreve davet ediyoruz.”


KUNDAKLANAN OKUL BİNASI MANASTIRLI MEHMET EFENDİ'NİNDİ...

Haberin Devamı


ZİVERBEY’deki Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nin bulunduğu tarihi köşk için CHP İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylagil şöyle diyor: “1920’lerin sonunda bu köşk, Manastır’dan göç eden dedem zahireci Mehmet Efendi tarafından alınmış... Annem ve bizler burada doğduk. 1988’de, restore edilen köşkü müteahhit daha sonra Müjdat Gezen’e sattı. Cadde üzerinde eski FB başkanlarından Razi Trak’ın (İsmail Cem’in kayınpederi) ünlü Beyaz Köşk’ü, ortada bizimki, sokağın başında da film çekilen Müştak Bey’in köşkü vardı. Hâlâ gönül bağım vardır orada, yeğenlerim köşkün yanında oturuyor. Bizler Balkanlar’dan hangi anlayışla geldik, bugün ne oluyor? Referanduma hangi zorluklar altında gidiyoruz; demokrasimiz ne durumlara düşürüldü. Önceki sabah Müjdat Gezen’in yanındaydık, ona destek verdik. Onu yalnız bırakmayız.”


BİLİYOR MUSUNUZ?

Haberin Devamı


‘HAYIR’ oyu vereceğini açıkladığı için MHP’den ihraç edilen milletvekili Ümit Özdağ’ın, “Diyanet şimdi de camilerin toplumsal barış, kardeşlik ve dayanışma içinde Allah’a ibadet yerleri olması için göstermesi gereken itinayı göstermiyor. Bazı imamlar camileri AKP il ve ilçe merkezleri gibi kullanmaya başlamışlardır. Mehmet Görmez artık görmeye başlamalıdır” dediğini...


Kıbrıslı Rumlar’ın Enosis şımarıklığı

 

“RUM lider Anastasiadis kapıyı vurdu çıktı...“ haberini ilk kesimin basını manşet yaptı.


Çünkü kriz çıktı yine... KKTC lideri Mustafa Akıncı ilk kez isyan etti ve bu haberi sosyal medyadan duyurdu. Yoksa toprak-mal mülk-yönetim pazarlığı tıkır tıkır yürüyordu... Kıbrıs, Türkiye’den koparılmak üzereydi…

Haberin Devamı


Kriz nereden çıktı? Enosis’ten!


Nedir Enosis? Kıbrıs’ın Yunanistan’a iltihakıdır. Bu da Rum fanatiklerinin en büyük hayalidir. Denktaş, Enosis’in önünde duran büyük bir kayaydı. O gidince Rumların, Enosis hayali tekrar canlandı.


Tam Kıbrıs görüşmeleri sürerken ve Akıncı her türlü tavizi vermeye hazırken, Rumlar bir ‘Enosis şımarıklığı’ yaptı. Rum Meclisi ELAM adlı Rum fanatik milletvekillerinin önerisi ‘Enosis’in kabul yıldönümünü okullarda kutlama’ kararı aldı... Rum lider Anastasiadis bu öneriye destek verdi. Karar çıktı.


Bu Enosis şımarıklığı Akıncı gibi anlaşmaya, uzlaşmaya kilitli bir lideri bile isyan ettirdi. ’Enosis kararı geri alınmadan görüşme yapmam’ diye rest çekti.. İşte bunun üzerine Anastasiadis kapıyı vurup çıktı.

Haberin Devamı


Rumlar 100 yıldır Enosis için uğraşıyor. Amaç Kıbrıs’tan her türlü Türk varlığını silip atmak, hatta kazımak.


Bu nedenle Enosisçilerin, Kıbrıs görüşmelerinde ön şartı; Türk Ordusunun adayı terk etmesi ve Türkiye garantörlüğünün kalkması...
Bu gerçekleşince Türkleri bir kez daha ELAM/EOKA tipi terör ve şiddet dalgası bekliyor. Tarih, öğrenenler için bir derstir.


Umarız iktidar referandum telaşı içinde Enosis’in Türkler için anlamını unutmaz.


Nevval SEVİNDİ

 

Cumhurbaşkanı’nın buyruğu kararname değil kanundur

 

GÜNCEL bir konu olan Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri hakkında bir değerlendirme:
TBMM’nce kabul edilen Anayasa değişikliğinin 8. maddesinde; “Cumhurbaşkanı yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir” hükmü vardır.


Bu yetki ile çıkarılacak Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi kanun mertebesinindir.


Şöyle ki:


1. Referanduma sunulacak Anayasa değişikliğinin 16’ncı maddesi mevcut Anayasa’daki 91’inci maddeyi yürürlükten kaldırmaktadır.
Bu madde Bakanlar Kurulu’na Kanun Hükmünde Kararname çıkarma yetkisi veren düzenlemeyle ilgilidir.
Artık sadece “Cumhurbaşkanlığı kararnameleri” var olacaktır.
Bu Cumhurbaşkanlığı kararnameleri Kanun Hükmünde Kararnamelerin üstündedir, Kanun mertebesindedir, kanundur.
Çünkü; Mevcut Anayasa’daki KHK çıkarma yetkisini Bakanlar Kuruluna bir yetki kanunu çıkararak TBMM vermektedir. Bu yetki kanununda, Kanun Hükmünde Kararnamelerin; amacı, kapsamı, ilkeleri, süreci, belirtilir.
KHK’ler, Resmî Gazete’de yayınlandıkları gün TBMM’ne sunulur ve TBMM’de ivedilikle görüşülür.
Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri bu kayıtların hiçbirine tabi değildir.
Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri, referanduma sunulan Anayasa değişikliğinin 16’ncı maddesi’nin B bendinde, mevcut Anayasanın “148. maddesinin 1.fıkrasında yer alan KHK’lerin ‘ibareleri’ Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin... şeklinde” değiştirilmiştir hükmüyle Anayasal olarak kanun mertebesinde sayılmış olmaktadır. Çünkü mevcut Anayasa’nın 148’inci maddesi hangi hukukî düzenlemelerin Anayasa Mahkemesi’nin yargısına tabî olduğunu tanzim etmektedir.
Kısaca, Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri sadece Anayasa Mahkemesi’nin murakabesine tabi olmakla Kanun mertebesinde (düzeyinde) olmaktadır.
Bunun anlamı; Devlet İşlerinin yürütülmesi ile ilgili Bütün Kanunları Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi adı altında Cumhurbaşkanı çıkarabilecektir.
Bu durumda TBMM’ye yapacağı ne iş kalır?


HUKUKİ KAOS DOĞABİLİR

 

TBMM’nde kabul edilen kanunları Cumhurbaşkanı tekrar görüşülmek, (üzerinde bir daha düşünülmek, tartışılmak) üzere TBMM’ye geri gönderme hakkına sahiptir. (Anayasa Md.104) Peki Cumhurbaşkanının Kararname adı altında çıkardığı kanunun bir daha düşün, diyerek geri gönderecek bir makam var mıdır? Cumhurbaşkanı her şeyin doğrusunu bilir, doğrusunu mu düşünür?


Diğer yönden, Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürüyemeyeceği için Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle Devlet işlerinin yürütülmesi dışında düzenleme yapması halinde geriye dönüşü mümkün olmayan bir hukukî kaos doğabilir.


Metin BOSTANCIOĞLU-Milli Eğitim Bakanı (1999-2002)

 




AŞIYI BEKLİYORUZ


EMEKLİ ve 70 yaşı aşmış karı-kocayız. Doktor tavsiyesi ile zatürre aşısı olmamız gerekiyor. Aşıyı bulmak için dolaşmadığım eczane kalmadı, aldığımız yanıt hep aynı; “Depolarda yok”... Bu aşıyı nereden bulabilirim? Hiç olmazsa bir yanıt verilmeli.

 Müjdat MANDAL


GÜNÜN SÖZÜ: “KADIKÖY ilçesinde 200 bin dairemiz var; bunun 2.500’ü yıkıldı. Nüfus 460 bine düştü, ‘yenileme’ sonunda nüfusumuz 700 bine yükselecek. Kadıköy’ün bu şekilde yenilenmesi zor. Hazine ve askeriyenin arazileri satılırken, bir gelir beklenmemesi gerekir. Gelecek nesil de düşünülmeli. Ne yazık ki, kentsel dönüşüm konusu üzerinde sağlıklı düşünmüyoruz. Yenilenme yoğunluk artırılarak yapılıyor; artı kazandırdığı için bu müteahhit faaliyet hız kazandı.

Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt NUHOĞLU

Yazarın Tüm Yazıları