Engin Kehale

Bir yumruk, kupaya mal olabilir

25 Nisan 2024
Takım arkadaşlarının özverisi, Enis Destan’ın amatörce hatasının bedelinin ağır olmasını önledi.

Maçın 11’lerini gördüğümde, kafamda Trabzonspor için zor bir 90 dakika canlandırdım. Fatih Karagümrük’ün birebirde iyi kanatları, özellikle merkezden savunma yardımının eksik kalacağı bir mücadelede sıkıntı çıkartabilirdi. Bordo mavililer ise topa sahip olma oyununu oynayabilirse, üretebilecek bir ön hatta sahipti. Gidişat, İstanbul temsilcisinin istediği gibi olsa da skoru alan Abdullah Avcı’nın öğrencileri oldu. İlk yarıda birkaç defa denenen çapraz topla Visca’yı Levent ile baş başa bırakma planı, Fountas’ın muazzam uzun pası ve Bosnalının temiz bitirişiyle tabelaya yansıdı.

KONTROL KARAGÜMRÜK'E GEÇTİ

Aynı Fountas, dakikalar sonra rakibini bırakınca yukarıda bahsettiğim senaryo gerçekleşti ve Ryan Mendes eşitliği sağladı. Oyuna ağırlığını bir türlü koyamayan bordo mavililer, buna rağmen bir korner dönüşü iki stoperinin iş birliği ile yeniden öne geçmeyi başardı.

Sezonun son düzlüğünde, yol kısa hedef azalmışken ilk yarının sonunda Enis Destan’ın kendine hâkim olmaması, belki de Trabzonspor için bir kupaya mal olacak. Rakibine yumruk atarak gördüğü kırmızı kart, son yarım saat oyunun tüm kontrolünü Tolunay Kafkas’ın öğrencilerine verdi.

EKSİĞE RAĞMEN İYİ DİRENDİ

Aslında bordo mavililer, bir kişi eksiğe rağmen bir noktaya kadar iyi direndi. Pepe’nin geldiğinden beri en olumlu performanslarından birinde, Fildişilinin kaptığı topu yine Visca-Fountas ikilisi bu sefer rolleri değişerek bitirdi.

Pozisyonlarına bağlı kalarak, 10 kişiyle zaman zaman 11 kişiden daha iyi savunma yapan Abdullah Avcı’nın öğrencileri, bir kişi eksik olmanın dezavantajını maçın son bölümünde fiziksel olarak hissetti. Yine bir merkez koşusu takibindeki hata, Paoletti’nin golüyle Fatih Karagümrük’ü rövanş maçı için umutlandırdı. Takım arkadaşlarının özverisi, Enis Destan’ın amatörce hatasının bedelinin ağır olmasını önledi.

Yazının Devamını Oku

Beşiktaş’ın alışılmış çaresizliği

24 Nisan 2024
Siyah beyazlılar için en büyük kazanım, turu ikinci maça taşımayı başarmış olması.

Amerikan futbolunun en meşhur koçlarından Vince Lombardi şöyle der: “Kazanmak alışkanlıktır. Ne yazık ki kaybetmek de öyle.” Bayer Leverkusen, nasıl kaybetmemeye alışmış ve her maçın son dakikalarında bir tepki gösterip puanı ya da galibiyeti koparıyorsa, Beşiktaş bir o kadar puan kaybetmeye alıştı bu sezon.

FiZiKEN GERiDE

Bunu kadrodaki oyuncuların seviyesiyle açıklamak, hayalcilik olur. Örneğin pek de fark edilmeyen temel bir sorun var. Beşiktaş oynadığı hemen hemen her maçta fiziksel olarak rakibinin gerisinde. Doğru bir planla sahada olan, siyah beyazlıların savunmada zaaflarından sağ kanat ve sol bek pozisyonlarını zorlamayı amaçlayan Ankaragücü ve teknik direktör Emre Belözoğlu, ilk 45 dakikada sahada istediğini yapan taraftı.

ATILAN HER TOP DÖNDÜ

Ön tarafta Ghezzal dışında sırtı dönük top alabilecek kimse de olmayınca, atılan her top geri döndü ve tekrar başkent temsilcisinin hücumu başladı. Sadece 26 ve 45. dakikalar arasında Ankaragücü’nün karşılık verilemeyen 6 tehlikeli atağı var.

Beşiktaş, soyunma odasına giderken %36 topa sahip olup rakip kaleyi isabetli/isabetsiz sadece bir kez yoklayabilmişti. Eminim ki siyah beyazlılara gönül veren birçok taraftar, devredeki beraberliğin iyi bir sonuç olduğu hissiyatındaydı. Bu bile mevcut durumu anlatmaya yeterli.

2. YARI HIZINI KESTi

Serdar Topraktepe, ikinci yarıya doğru iki hamleyle başladı. Masuaku ve Cenk Tosun’un girişiyle topu rakip yarı sahada tutmaya başlayıp, savunmada da denge sağlanınca baskı kuramasa bile baskı yemeyen bir takım gördük. Kaleyi daha fazla deneyen, Muleka’nın sola geçmesiyle de rakibi kenarlardan tehdit etmeye başlayan siyah beyazlılar, Ankaragücü’nün hızını kesmeyi başardı.

Yazının Devamını Oku

Tekke şah çekti, Buruk mat etti

16 Nisan 2024
G.Saray teknik direktörü bu kadar zor bir maçı doğru dokunuşlarla kazanmayı başardı.

Sezon başından beri Galatasaray ile karşılaşan takımlar, oyun kurulumunda baskıyı geçmek için uzun top oynamayı tercih etti. Fatih Tekke, bildiğimiz teknik direktörlerden değil. Oyunun üzerine ortalamanın çok üzerinde düşünen ve çözüm arayan Karadenizli, çareyi pasla çıkmakta bulmuştu.

BAŞROLDEKi iSiM HAKiM ZiYECH’Ti

Efecan’ı merkeze yardıma getirip pas seçeneği yaratan, ilk baskıyı geçmesinin ardından da kenarlarını hızlıca topla buluşturmayı amaçlayan Alanyaspor, ilk yarıda Galatasaray’ın tüm zayıf noktalarını gözler önüne serdi. Sarı kırmızılıların takım boyu da kanatları savunayım derken uzayınca, Okan Buruk’un ana planının işlemediği bir 45 dakika izledik. Futbol satranca benziyorsa, tez olarak bu maç okutulabilir. Tekke’nin iyi kurgusuna ve çektiği şaha, devre arasında Galatasaray’ın hamleleri geldi. Sezon başından beri geç oyuncu değiştirmenin bedelini fazlasıyla ödeyen Buruk, birebir savunma için Kaan’ı, hücumda zekâ için Ziyech’i oyuna alıp Barış Alper’i sol kanada attı.

Karşı hamle, kusursuz işledi. Sarı kırmızılılar 15 dakika içerisinde rakiplerini önce şah çekip, sonra mat ederken başrolde Faslı vardı. Barış Alper’in golünde hat kıran pası atan Ziyech, olağanüstü bir vuruşla bitirici hamleyi vurdu. İlk golün sahibi, benzer bir golle maçın fişini çekmeyi başardı. Son noktayı ise İcardi koydu.

ELiT TEKNiK ADAM BECERiSi GÖSTERDi

Şampiyonluk yolunda bu kadar zor bir deplasmanda, sahada takım sendelerken doğru kararı verip, dokunuşlarıyla bambaşka bir maça çevirmek Okan Buruk özgeçmişine altın harflerle yazılır. Elit teknik adam becerisidir. Şampiyonlar Ligi referansını da ekleyince, genç teknik adamın kariyerinin bir noktasında Avrupa yapacağını öngörmek zor değil.

Yazının Devamını Oku

Ya Manaj Trabzonspor’da olsaydı?

13 Nisan 2024
Dünkü maçı izlerken ister istemez şöyle düşünüyorsunuz.

Abdullah Avcı maç önü röportaja geldiğinde, Sivasspor’un üçlü ve dörtlü savunma ile oynayabildiğini, ikisine karşı da hazırlık yaptıklarından bahsetti. İlk düdükle birlikte, Poungouras’ın savunma üçlüsünün sağında yer almasıyla geride beşli bir hat gördük Bülent Uygun’un maç stratejisinde. Bordo mavililerin bek-stoper arası kaçışlarını en aza indirmek, savunmanın önündeki ikili ile de merkezi koruyarak rakibe kolay şans vermemek amaçlanmıştı. İlk yarıda top Trabzonspor’undu. Pepe’nin serbest rolü, Meunier’in sürekli maçın içinde olması bordo mavililere oyun hakimiyeti verse de kalabalık savunmayı aşmakta zorlandılar.

İkinci yarı baskı artar, Trabzonspor üretmeye başlar diye düşünürken sahneye Eren’in hatalı pasının ardından Manaj çıktı. 5 kişinin içinde bir anime film karakteri gibi topu sakladı, Menig’i kaçırdı ve Sivas’ın golü geldi. Avcı, kalan bölümde merkez ikilisini değiştirdi, Mendy’yi o bölgeye çekti ve hücumdaki tüm seçeneklerini sahaya attı. Ancak bir kornerden gelen Mendy şutu harici pozisyon üretemedi. Opta verilerine göre sadece 4’ü isabetli 21 şuttan üretilebilen 1.37 gol beklentisi, bu verimsizliği en iyi açıklayan istatistik. Dünkü maçı izlerken, insan “Manaj Trabzonspor’da olsaydı ne olurdu?” diye düşünmeden edemiyor.

Yazının Devamını Oku

3 puanı jeneriklik goller getirdi

4 Nisan 2024
Konya karşısında iyi savunma yapan bir Trabzonspor izledik.

Haftalardır tek bir maça takılıp kalmış bir ligde, çıkılacak zor deplasmanlardan biri Konya. Onuachu’nun yokluğunda Enis Destan’ın da kart cezalısı olması, Abdullah Avcı’yı ideal 11’ini -evet artık Trabzonspor için bundan bahsedebiliyoruz- Pepe değişikliği yaparak sahaya sürmeye itmişti.

Maçın büyük bölümü için ne bir tempodan ne de bir baskınlıktan bahsetmek mümkün. Oyun tam bu sıkışıklıkta devam ederken, sahneye bir taç atışı sonrasında gelişen hücumda Trezeguet çıktı. Mısırlı, kimsenin beklemediği bir anda öyle bir vuruş çıkardı ki sadece Konyaspor’un kalesinde gördüğü ilk ceza sahası dışı golünü kaydetmekle kalmadı, bordo mavililer adına maçın kırılma anına imza atmış oldu.

AVCI’NIN SiSTEMi OTURDU

Karadeniz temsilcisi için artık şunu net bir şekilde söyleyebiliyoruz. Sahada rolleri paylaşmış, birbirini tamamlayan bir düzeni bulmuş, eksikleri de bir o kadar net olan bir takım hüviyetinde bordo mavililer. Konyaspor karşısında da yere sağlam basan, alanı iyi daraltan bir yapıda maçın büyük bölümünü dengede götürmeyi başardılar. Maçı çözen gol gelmese gidişatın ne olacağını kestirmek pek mümkün değil. Ya da Fountas’ın son dakikalarda farkı açan mükemmel şutu olmasa Konyaspor baskısıyla puanı çıkarabilir miydi? Bunu da bilmiyoruz. Tek bildiğimiz, Abdullah Avcı’nın savunma sisteminin artık rayına oturduğu ve takımın az pozisyon verdiği.

Yazının Devamını Oku

Oyunu değil, skoru almayı başardı

3 Nisan 2024
Birçok isim formsuzken, isteneni veremiyorken bile galip gelmeyi bildi sarı kırmızılılar.

Seyrantepe’ye doğru yola çıkan Galatasaray taraftarı, ilk 11’leri görünce eminim ki heyecanlanmıştır. Sezon başında kâğıt kalem verip bir kadro yaz deseler, sarı kırmızı renklere gönül veren birçok futbolsever hücum bölgesini bu şekilde dizebilirdi.

67 dakika birlikte sahada kalan bu yetenekli ayakların, menajerlik oyunlarındaki becerilerini sahaya yansıtabildiklerini söylemek zor. Zaha ve Ziyech kenara gelene kadar, Galatasaray’ın rakip kaleye attığı isabetli şut sayısı sadece 1 ile sınırlıydı.

MAÇ DiKEN ÜSTÜNDEYDi

Okan Buruk’un oyun sistemi ön tarafta yoğun baskı üzerine. Kerem Aktürkoğlu ve Barış Alper’in prese katılmadıkları bir düzende aynı enerjiye ve tempoya çıkılamıyor. Bunun yanında Kerem’in iç alan kullanımını, Barış’ın çizgi etkinliği ile birleşip Mertens’i sağa yaklaştırınca sanki dişliler daha iyi işliyor. 

Hatay, %40’ın üzerinde sol kenar kullanımı ile Galatasaray’ın sağ bek bölgesini hedef aldığını ilk dakikadan itibaren hissettirdi. Gezgin Strandberg’in en önde oynaması, Dele-Bashiru’nun top saklama ve dripling becerileriyle aslında kolay geçmesi beklenen maçı hep diken üstünde tutmayı başardı Volkan Demirel’in öğrencileri.

Sezon başından beri sadece Fenerbahçe deplasmanında 1 isabetli şut ile maçı tamamlayan sarı kırmızılılar, Icardi’nin golünün ardından Erce’yi 89. dakikaya kadar kurtarış yapmak zorunda bırakmadı. Bununla birlikte, gol dahil kornerlerden sürekli üretmeyi başardılar. 8 kornerden 1 gol, 1’i Abdülkerim 2’si Kaan Ayhan olmak üzere 4 fırsat yarattılar.

BU YÜZDEN ZiRVEDE

Okan Buruk’un sanırım en büyük becerilerinden biri, Galatasaray’ı skor için her zaman iyi oyuna ihtiyacı olmayan bir takıma dönüştürmek oldu. Kimse bana kadro, yetenekli ayaklar falan demesin. Birçok isim formsuzken, isteneni veremiyorken bile galip gelmeyi bildi sarı kırmızılılar. İşte bu yüzden, puan durumunda hala zirvede bu takımın ismi var.

Yazının Devamını Oku

Görev başarıyla tamamlandı

15 Mart 2024
Fenerbahçe için kupaya 5 maç kaldı. Artık hayalleri gerçeğe dönüştürme zamanı.

Maç sabahı Opta’dan Barış Gerçeker ile konuşurken bir bakalım dedik. Avrupa kupalarında, ilk maçı evinde 3 veya daha farklı skorla kaybedip rakibini eleyebilen takım var mı? Sonuç: 323 maç, 0 başarı. Fuar Şehirleri Kupası’ndan Kupa Galipleri’ne, Şampiyon Kulüpler Kupası’ndan Şampiyonlar Ligi’ne bunu başarmış tek bir takım yok.

MAÇA RAHAT BAŞLADI

Hal böyle olunca, insan maça rahat başlıyor. Gerçi Fenerbahçelilere sorsak muhtemelen tersini söylerler. Ligdeki son 4 iç saha maçın 4’ünde de ilk golü kalesinde gören sarı lacivertlilere gönül verenler, maçları pek arkalarına yaslanarak izleyemediler son dönemde.

Union Saint-Gilloise Teknik Direktörü Blessin’in de turdan ümidi kalmamış olacak ki Amoura’nın yokluğunda en etkili ikinci oyuncusu Puertas’ı 67 dakika yanında oturtmayı tercih etmişti. Yine de Belçika ekibi, savunmadan hücuma birçok eksiğine rağmen ne kadar iyi bir sistem takımı olduğunu gösterdi.

İKİ FARKLI OYUN VARDI

İlk yarıda yakaladıkları 0.96 gol beklentisinden bir gol çıkarabilseler, ikinci yarı çok daha zor geçebilirdi. İlk maç, %51’e 49 Belçika takımının topa sahip olduğunu görmüştük. İkinci maçta ise Fenerbahçe, ilk yarı %60’ın üzerinde topa sahip oldu. İki farklı oyun, saha içinde de başka bir yapı gerektirdi. Hem Tadic’i hem Dzeko’yu toplu oyunda çok aradı sarı lacivertliler.

Maçın ikinci yarısı, Belçika ekibinin topa daha fazla sahip olduğu bir oyuna büründü. Aslında güle oynaya giderken 68’de gelen Rasmussen golü, son 20 dakikada o alışılmış tedirginliğe itti Kadıköy’ü. Neyse ki tedirginlik, gerginliğe dönüşmedi. Artık kupaya kaldı 5 maç. İlk maç performansı kupa kaldırır, ikinci maç yarı final yolunda zorlanır. Artık hayalleri gerçeğe dönüştürme zamanı.

Yazının Devamını Oku

Abdullah Avcı’yı anlamak

10 Mart 2024
Trabzon’un hocası ‘pozisyon oyunu’ futbolu oynatmak isteyen bir teknik adam.

Devre arasında Trabzonspor’dan Bakasetas ve Abdülkadir ayrılacak, yerlerini Bardhi ve Umut Güneş alacak, bir sağ bek transferiyle takımın çehresi değişecek ve çok daha iyi futbol oynayacak deseydim, cevabınız ne olurdu? Muhtemelen gülerdiniz. Gelinen nokta, tam olarak bu. Abdullah Avcı, yabancıların “positional play” dedikleri, Türkçe’ye “pozisyon oyunu” olarak çevirebileceğimiz futbolu oynatmak isteyen bir teknik adam. Saha parselasyonu, oyuncuların top hareket ederken birbirlerine ve rakibe göre pozisyon almaları bu felsefenin temeli. Güncel 11, sezonun ilk yarısında sahada olan ekibe göre bunu çok daha iyi yapabiliyor.

iŞLER BAŞTA iYi GiTMEDi

Karagümrük maçının bir diğer özelliği, ağır Alanyaspor yenilgisi sonrası maçın başında gelen rakip golüne rağmen bordo mavililerin kendi oyunlarını aynı doğrulukta oynamayı becermiş olması. Bardhi’nin şansın da yardımıyla attığı gole kadar bile sahada işlerin Avcı’nın istediği gibi gittiğini söyleyebiliriz.

Golle gelen moral, ilk yarının son 15 dakikasına yansıdığı gibi ikinci yarının başında da devam etti. 52. dakikada Visca, 55’te Mendy, 56’da Meunier’in ortasıyla Eren Elmalı rakip kaleyi yokladı. 64. dakikada ise bu baskının devamında Mendy’nin pasıyla topla buluşan Visca’nın içeri kestiği topta Biraschi’nin kendi kalesine golü geldi ve maç çözüldü. Mendy’nin stoper oynamasındaki ısrarın resmini çiz deseler, Trabzonspor teknik heyeti bu pozisyonu resmederdi muhtemelen.

Enis Destan’ın girişinin ardından artan Pepe’nin etkinliği, Fildişilinin Trezeguet ile olan bağlantı oyununun verimliliğini (birer gol birer asist) not olarak düşelim. Önümüzdeki maçlarda bu sistemi de zaman zaman görürüz muhtemelen. 5 gollü galibiyetin ardından şimdi gözler, bu yeni Trabzonspor’un en sert testi olan Fenerbahçe maçında.

Yazının Devamını Oku