Paylaş
Tarifsiz duygular içindeyiz...
İnsanlık olarak zaten kardeşiz ama aynı evin içindekiler olan Türkiye coğrafyasındakilerin yaşadığı büyük felakete karşı duyarlılığımız, haliyle daha da yoğun.
Herkes elinden geleni yapıyor. Herkes nasıl yardımcı olabiliriz derdinde.
Bunlar insana olan inancın hala sürdüğünü de gösteriyor.
Ancak, felaketin bu kadar büyük olması, çözüm konusunda organize olunmasını da güçleştiriyor.
Birileri “Hatay’a yardım gelmiyor” diyor, birileri “Kahramanmaraş’a.”
Birileri “Buraya çok fazla kıyafet geldi” diyor, “Su ve tuvalet eksik” diyor, birileri “Buraya çadır gerekli” diyor.
*
Felaket en az 10 ilde etkili olunca, onu organize etmek de oldukça zor elbette.
O nedenle bir öneriyi gündeme getirmek isterim.
Kardeş şehir anlayışı, afet kardeşliği temelinde Türkiye içinde yeniden düzenlenmeli.
Wikipedia’ya göre; kardeş şehir, coğrafi olarak uzakta olan yerleşim yerlerinin kültürel ve ticari alışveriş amacıyla oluşturdukları birliktelik olarak tanımlanmış.
Kardeş şehir uygulaması ikinci dünya savaşı sonrası başlamış.
Bizde de 1960’lardan itibaren yaygınlaşmış.
Ancak bunu artık afetler temelinde, ülke içinde coğrafik farklılıklara göre yeniden ve bir zorunluluk olarak inşaa etmek gerekli sanırım.
Kentin kalkınmışlık durumu, coğrafi farklılığına göre kardeşler belirlenmeli. Örneğin, Erzurum, Artvin gibi kentler Bursa için kardeş şehirler olmaya adaydır.
Bu kentlerde doğanların Bursa’da yerleşikliği fazla. O nedenle bu kentleri çok iyi biliyor Bursalılar...
*
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Bursa Valisi ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Gaziantep’e gönderildi.
Yardımlar da buraya ağırlıklı gidiyor.
İşte bu anlayış afet dışı zamanlarda da yapılmalı; hatta ortak tatbikatlar gerçekleşmeli.
Kentlerin nelere ihtiyacı var, lojistik nasıl sağlanır, nerelere konuşlanılır, bunlar kardeş kentler açısından bilinen şeyler olmalı.
Bursa’nın 7 bölgede 7 kardeş şehri varsa, buralarla sürekli olarak afet konusunda mutlaka iletişim sürdürülmeli.
Yaşadıklarımız afet olduktan sonra organize olmaya çalışmanın bize büyük kayıplar yaşattığını gösterdi.
Merkezi yönetimin yapacağı şeyler olacaktır elbette ama Bursa’nın kardeş kentlerinden birinde yaşanacak afete Bursa müdahale etmeli, yönlendirmeli.
Umarım yaşanmaz ama Bursa’da yaşanacak bir afete karşı da bizim afet kardeşimiz sorumlu ve yetkili olmalı.
Böyle afetler yaşayarak geçen ömrümüzde umalım ki daha kötüsünü yaşamayalım.
Kalın sağlıcakla...
Paylaş