Akademi gişeye yeniden göz kırptı

12 Mart gecesi sabaha karşı verilecek 95. Oscar ödülleri için adaylar açıklanırken paralel evrenlerde gezinen bir kadının öyküsünü anlatan ‘Her Şey Her Yerde Aynı Anda’ 11 dalda aday gösterildi. Bu yapımın yanı sıra gişede büyük iş yapan ‘Avatar: Suyun Yolu’ ve Tom Cruise’lu ‘Top Gun: Maverick’in adaylıkları da son dönemlerde daha çok sanat filmlerine göz kırpan Akademi’nin popüler sinemaya uzattığı barış çubuğu olarak değerlendirildi.

Haberin Devamı

Paralel evrenler meselesini cümle âleme ‘Matrix’ serisi tanıtmıştı. Wackowski’lerin üçlemesi (sonradan dörtleme oldu!) aynı zamanda felsefi metinleri etkileyici bir sinematografik anlatım ve aksiyon sahneleri eşliğinde perdeye taşıyordu. Bilgisayar efektleri, kamera oyunları derken seri popüler kültürün zihninde önemli bir yerin sahibi oldu. Bu yıl 12 Mart’ta sabaha karşı sahiplerini bulacak olan Oscar’larda 11 dalda aday olan ‘Her Şey Her Yerde Aynı Anda’ (Everything Everywhere All at Once) aslında ‘Matrix’ evreninin dolaştığı sularda, sevdiği adamın peşinde ABD’ye gelmiş ve yerleştiği Kaliforniya’da ailece sahip oldukları çamaşırhaneyi işleten bir kadını dolaştırıyordu. İki Daniel’ın, Daniel Kwan ve Daniel Scheinert’ın ortak imzalarını taşıyan yapım, kahramanlarını çoklu evrende yolculuğa çıkarıyor ama bir yandan da ana karakter Evelyn Wang’ın alternatif kaderlerindeki yolculuklarla seyircinin kafasını karıştırıyor, lakin yönetmenlerin maharetli elleri öyküdeki bütün dağıtılan parçaları toparlamayı başarıyordu...

Akademi gişeye yeniden göz kırptı

BANA KALSA...

Haberin Devamı

‘Her Şey Her Yerde Aynı Anda’, birçok eleştirmen seçkisinde ‘Yılın En İyisi’ seçildi zaten. Keza başrol oyuncusu Michelle Yeoh ‘En İyi Kadın Oyuncu’, kocası Waymond’da karşımıza çıkan Key Hu Quan da ‘En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu’da ödüllerle buluştu. Dolayısıyla Oscar’larda bu yılın öncelikli favorisi bu film. Keza dokuz dalda adaylığı bulunan ‘The Banshees of Inisherin’ de benzer şekilde öne çıkan bir yapım. Martin McDonagh imzalı bu çalışma da 1920’lerde küçük bir İrlanda adasında aralarındaki sıkı bağlar kopan iki adamın öyküsü üzerinden yalnızlık, dostluk, çıkışsızlık gibi temalara uğruyordu. Bana kalsa ‘En İyi Film’, ‘En İyi Yönetmen’ (Martin McDonagh), ‘En İyi Erkek Oyuncu’ (Colin Farrell), ‘En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu’ (Kerry Condon) ve ‘En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu’ (Barry Keoghan) dallarındaki ödülleri bu filmin adaylarına veririm.

BAFTA’YA DAMGA VURMUŞTU

Haberin Devamı

Erich Maria Remarque’ın romanından uyarlanan ‘Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok’ (‘All Quiet on the Western Front’) da bir başka iddialı çalışma. Edward Berger’in yönettiği, Netflix sermayesiyle çekilen bu Birinci Dünya Savaşı draması da tam dokuz dalda aday oldu. Söz konusu film geçen perşembe günü açıklanan BAFTA’larda da 14 dalda aday olarak rekor kırmıştı. Elvis Presley’nin hayatından kesitleri politik bir arka yapıya oturtmadan yansıtan ‘Elvis’ sekiz dalda kendini hatırlatırken Steven Spielberg’ün otobiyografik filmi ‘Fabelmanlar’ da yedi dalda boy gösteriyor. Kadın bir orkestra şefi üzerinden iktidar ve #MeToo meselelerine değinen ‘Tár’ ve 60’ında bile aksiyona yüklenen Tom Cruise’un eski sevdalarından ‘Top Gun’ın devamı niteliğindeki ‘Top Gun: Maverick’ altı dalda adaylar.

Haberin Devamı

BEYAZ PERDEYE İLGİ DÜŞMÜŞTÜ

Malum pandemi döneminde sığındığımız en büyük liman sinemaydı. Evimizde ya ekranda ya da bilgisayar karşısında platformlar üzerinden filmler, diziler izledik. Ama salgın sonrası sinema salonları kapılarını geçmişteki sevdalılarına açtığında aynı sevgi ve ilginin olmadığını gördük. Çünkü insanlar evde film izlemeyi bir alışkanlık haline getirmiş ve salonların yolunu ya büyük stüdyo işi yapımlar ya da çok çok özel filmler için tutar olmuştu. Akademi de hem pandemi öncesinde hem de salgın esnasındaki Oscar’larda ‘art-house’ da denilen minimalist öykülerin anlatıldığı sanat sinemasını beğenir, ödüllendirir olmuştu; naçizane ben de yazılarımda Akademi’nin bizim SİYAD çizgisine geldiğine vurgu yapmıştım!

Akademi gişeye yeniden göz kırptı

Bu yılın aday yapımlarına bakıldığında gişe filmlerinden iki tanesinin ‘En İyi Film’ dalında yer aldığını görüyoruz; yukarıda da adını zikrettiğimiz ‘Top Gun: Maverick’ ve James Cameron’ın ilkinden 13 yıl sonra devamını çektiği ‘Avatar: Suyun Yolu’ (‘Avatar: The Way of Water). Bu iki gişe canavarından ilki dünya genelinde 1.5 milyar dolar, vizyon turu halen devam eden ikincisi ise 2 milyar dolar gelir elde etti.

Haberin Devamı

ELİTİST TAKILIYORLAR

Amerikalı bir eleştirmen bu iki filmin yanı sıra 290 milyon dolar gişe yapan ‘Elvis’in, son iki yılda izlenme oranı düşen Oscar töreninin reytinglerini tekrar ayağa kaldırma hamleleri olabileceğini yazmış. Aynı yazara göre geçmişe bakıldığında ‘Rüzgâr Gibi Geçti’, ‘Neşeli Günler’, ‘The Godfather’ ve ‘Braveheart’ gibi yapımlara verilen Oscar’lar Akademi’nin ve izleyicinin beğenilerinin ortak olduğuna görüşlerin kanıtıydı. Bu tür bir buluşma en son Cameron’ın ‘Titanic’inde gerçekleşmişti. Şimdilerde ise Akademi elitist takılıyor ve sanat sinemasını kutsuyor. Bu yıl eğer ipi ‘The Banshees of Inisherin’, ‘Tár’ ya da geçen yıl Cannes’da ‘Altın Palmiye’ alan ‘Triangle of Sadness’ gibi yapımlardan biri göğüslerse bu kanı bir kez daha doğrulanacak. ‘Her Şey Her Yerde Aynı Anda’ entelektüel tabanı olan ama popülere de göz kırpan bir yapımdı, aslında listede sinema sevdasını ve popüler kültürü buluşturan en doğru adres Spielberg’ün ‘Fabelmanlar’ı bence...

Haberin Devamı

Neyse, bütün bu soruların ve tartışmalar karşılığını 12 Mart gecesi dağıtılacak ödüller sonucu bulacak, bekleyelim görelim...

DOKUZUNCU KEZ ADAY

Steven Spielberg, çocukluğundan itibaren sinemaya duyduğu ilgiyi ailesinin yaşadığı problemler eşliğinde anlattığı ‘Fabelmanlar’ dolayısıyla ‘En İyi Yönetmen’ dalında aday ilan edilirken bu kategoride dokuzuncu kez boy göstermiş oldu. Bu dalda rekor 12 kezle William Wyler’a ait.

BU YILIN HAKKI YENENLERİ 

Malum, her yıl bazı filmlerin hakkı yenir. Daha doğrusu o yapımları sevenler, Akademi’nin aynı yaklaşımı göstermemesi üzerine böylesi bir duyguya kapılır. Birçok eleştirmenin gözdesi olan ve birçok seçkide ‘Yılın filmi’ seçilen ‘Güneş Sonrası’ (After Sun), ‘Ayrılma Kararı’ (Heojil kyolshim), ‘RRR’, ‘Yola Devam’ (Jaddeh Khaki), ‘Korsaj’ (Corsage), ‘Kemikler ve Her Şey’ (Bones and All), Akademi’nin bu yıl görüş sahasının dışında kalan filmler olarak sayılabilir.

Yazarın Tüm Yazıları