Depresyon salgını mı var?

DEPRESYONA yakalananların sayısında biraz artış olsa da bir depresyon salgını filan yok.

Haberin Devamı

Problem farklı. Sorun bilinçsiz ve gereksiz antidepresan ilaç kullanımı. Bunun da değişik sebepleri var. İlki basit, sıradan hüzünleri, ufak tefek gönül kırgınlıkları, keyifsizlik ve mutsuzlukları bile biz doktorların anında “klinik depresyon” diye damgalamamız. Başkaları da var: Bu riskli ilaçlar doktorlara danışmadan eş-dost tavsiyeleri ile de kullanılabiliyor. Antidepresan hapların eczanelerden reçetesiz ve kolayca satın alınabiliyor olmaları da mühim bir sorun. Daha da önemlisi doktorlarımızın gereğinden fazla antidepresan kullanma eğiliminde olmaları. Diğer taraftan herhangi bir antidepresan ilacı yazabilmesi için o doktorun psikiyatrist hadi bilemediniz iç hastalıkları uzmanı olmasına da gerek yok. Branşı ne olursa olsun her doktor reçetesine bu ilaçları yazabiliyor. Ayrıca depresyonda tek tedavi yönteminin ilaç yutmak olmadığını da bilmiyoruz. Oysa sadece psikoterapilerle iyileşebilenler var. Hatta doğal bazı şifa yaklaşımları (meditasyon, yoga) ya da desteklerle (SAM-e, omega-3, B12, magnezyum) de basit ve sıradan ruhsal çökkünlüklerle baş etmemiz mümkün. İşte bütün bunlar yapılmadığı için “dünya antidepresan kullanma şampiyonu” gibi olduk. Neredeyse her on vatandaşımızdan biri antidepresan hap yutar hale geldi. Antidepresan ilaçlarının satışları her yıl katlanarak büyüdü. Satışların sadece son beş yılda % 70 arttığı düşünülürse konunun önemi daha iyi anlaşılacaktır.

Haberin Devamı

DEPRESYONUN 10 ŞAŞIRTICI İŞARETİ

Depresyon her zaman “yorgunluk, isteksizlik, suçluluk duygusu, endişeli ve gergin olma hali, sabah halsizlikleri, uyku bozuklukları, içe çekilmeler, sosyalleşmeden vazgeçmeler” gibi bildik belirtilerle bizi rahatsız etmiyor. Onun da “atipik” belirtileri olabiliyor. İşte onlardan bazıları…

- Cinsel isteksizlik

- Sebebi ve çaresi bulunamayan baş ve karın ağrıları

- Beden ısısı değişimleri

- Ani ve ölçüsüz öfke atakları

- İştah sapkınlıkları, kilo alma ya da vermeler

- Baş dönmesi atakları

- Kulak çınlamaları

- Ani ve nedensiz bellek kaybı

- Çarpıntı nöbetleri

- El-ayak yanma, uyuşma ve karıncalanmaları

Haberin Devamı

GÜNDE 15-20 BADEM YETER

Bademin marifetlerini sık dile getiriyorum ya siz de soruyorsunuz: “Hocam günde kaç bademe izin var?” Bademi, fındığı, cevizi de günde 25-30 gramdan fazla yemeyin. Çünkü fazlası aşırı kalori yükleyip sizi yağlandırabilir. 25-30 gram (20 adet kadar) badem (ve de ceviz, fındık) 175-200 kalorilik bir enerji içeriyor ve “sağlıklı yaşam” için yeterli. Unutmayın: Badem harika bir protein, kalsiyum ve E vitamini deposu. Dışındaki zarda da bol ANTOSİYANİDİN var. Lütfen bademi kavurmadan yani bademin besin değerinin canına okumadan tüketmeye bakın.

BİR RİCA 

METİN HARA’YA BİRAZ MÜSAADE EDİN

Harika kitaplar yazdı, yazıyor. Harika seminerler verdi, bu seminerlerde insanları eğitiyor. Farkındalık, ruhsal arınma, iç yolculuk, hayata duygularla tutunma, kendi olup kendi kalma denince de benim aklıma Deepak Chopra kadar Metin Hara da geliyor. Üstelik Metin Hara bizden biri. Bu toprakların, bu kültürün ürünü. Bize de bizim olanı, bizden olan, üstelik büyük iddialarla geleceğini inşa etmeye çalışan genç insanları sahiplenmek, kısacası Metin’e sahip çıkmak düşüyor. Tanımıyorum, tanışmadık. İzliyor, okuyor ve beğeniyorum. Metin kardeş: Amerika’daki yüz akımız psikiyatri profesörü Dr. T. Bayram Karasu “HER TOHUM KENDİ TOPRAĞINDA YEŞERİR” diyor. Sen bu toprağın adamısın. Yeşermeye, büyüyüp daha çok çiçek açmaya adaysın. “Ele güne bakma” ve lütfen “yazmaya” da gönlünce “yaşamaya” da devam et. Yolun açık olsun…

Haberin Devamı

SICAKLAR BUNALTTI

SUYUNUZU NASIL ALIRDINIZ?

Çoğumuz susuzuz!  Hatta bazılarımız farkında bile olmadan susuzluktan kıvranıyoruz. Buna tıp dilinde “kronik dehidratasyon (müzmin susuzluk)” deniyor. Hatamız şu: Sadece “susadıkça su içmek” bize yetmiyor. Bedenimize sürekli ve makul miktarda su takviyesi yapmamız gerekiyor. Bu takviye özellikle şu sıcak günlerde çok ama çok mühim bir konu. Susuzluk hissinin her zaman güvenilir bir duygu olduğu da sanılmamalı. Özellikle iki yaş grubunda çocuk ve yaşlılarda bu duyguya çok güvenmemeli. Bu sıcak günlerde bilhassa onların “susuz kalmamalarına” dikkat etmeli. Erişkin birinin günde 1.5-2 litre civarında su içmesi lazım. Ama bu miktara çayla, kahveyle, çorbayla, meyve/meyve suyuyla kazanılan sıvı miktarını ilave etmek yok. Bitmedi. Terleme ile kaybettiğiniz miktarı da bu 1.5-2 litrelik rakama ilave etmeniz lazım. Eğer çok sıcak bir ortamda çalışıyor ya da aşırı bedensel aktivite gösteriyorsanız terleme ile su kaybınız artacaktır, dikkatli olun. Diğer detayları aşağıdaki kutuda bulabilirsiniz.

Haberin Devamı

KISA BİLGİ

ACABA SUSUZ MU KALDIM?

- “Yeteri kadar su içiyor muyum?” sorusunun en basit yanıtı idrar renginde yatıyor. Su gibi berrak bir idrar yeterince su içtiğinize, koyu sarı, kahverengiye çalan bir idrar ise susuz kaldığınıza işaret ediyor.

- Suyu soğuk değil, ılık; ayakta değil, oturarak içmeniz tavsiye ediliyor.

- Koca bir bardak suyu birden mideye indirmek de doğru değil. Suyu yudum yudum –azar azar- içmeniz daha akılcı.

- Uykudan hemen önce ve uyandıktan sonra bir bardak su içmeyi unutmayın.

- Suyu yemeklerde değil, yemeklerden önce veya sonra içmeye bakın.

Son bir rica: Sokak hayvanlarının da bu sıcak günlerde suya ihtiyaçları artıyor. Kapınızın önüne içi su dolu bir kap bırakmayı lütfen unutmayın.

Yazarın Tüm Yazıları