Hayır nedir bilmeyen ‘prens ve prensesler’

Birçok sınıf öğretmenine göre pandemi sonrası çocukların çoğunun özgüveni eksik ama aynı zamanda kibirliler. Çantalarını toplayamıyor, montlarını giyemiyor, hatta kaşıklarını bile tutmakta zorlanıyorlar. Sanki hâlâ bebekliklerini yaşıyorlar. Çünkü pandemi süresince her istedikleri yapılmış, “hayır”ı bilmeyen paşa, prenses ve prensler haline gelmişler. Evet tablo iç açıcı görünmüyor ama çözümsüz de değil. İşte yeni nesil prens ve prenseslerle baş etme yolları...

Haberin Devamı

Uzun süredir hangi öğretmen ile konuşsam aynı şeyi söylüyor. İster sınıf öğretmeni ister branş öğretmeni olsun, eğitimciler özellikle pandemi sonrası çocuklarda uyum ve davranış sorunları olduğunda hemfikir. Özellikle sınıf öğretmenleri bugüne kadar karşılaştıkları öğrencilerden farklı bir nesil görmekten şikâyetçi. Öğretmenlere göre yeni nesil bir konuya odaklanamıyor. İçlerinde dikkat dağınıklığı ve hiperaktivite özellikleri taşıyan çocuk sayısı eskiye göre daha fazla. Uzun süreli ekrana maruz kaldıklarından olsa gerek okuma becerileri zayıf. Algılarında sorun var. Okuma yazmayı daha geç öğreniyorlar. Sosyal becerileri çok zayıf. Arkadaşlık ilişkisi kurmakta bile zorlanıyorlar. Grup çalışması yapamıyorlar.

HÂLÂ BEBEK GİBİLER

Çantalarını toplayamıyor, montlarını giyemiyor, hatta kaşıklarını bile tutmakta zorlanıyorlar. Sanki hâlâ bebekliklerini yaşıyorlar. Anne-babaya aşırı bağımlılar. Sürekli yönlendirme bekliyorlar. Şiddet ve kavga içerikli oyunlar oynuyor, sosyal medya fenomenlerini taklit ediyorlar. Anneler daha ilgisiz. Birinci sınıfta bile saçı röfleli, küpeli, geçici dövmeli çocuklar var. Evde hazırlanan yemeklerin yerine artık beslenme çantalarında hazır paketli gıda ürünleri var, kötü besleniyor, çabuk hastalanıyorlar.

Haberin Devamı

EZİK AMA KİBİRLİ

Yeni neslin, öğretmenlerin gözlemlerine dayalı yeni özelliklerini sıralarken benim bile ruhum daraldı. Bugünün anne babalarının halini düşünemiyorum. Ama daha bitmedi, öğretmen gözlemlerine dayalı listemiz devam ediyor: Pandemi dönemi sonrası çocukların çoğunun özgüveni eksik, bazıları da özgüveni yerli yerinde olsun diye ebeveynleri tarafından aşırı motive edildiğinden oldukça saygısız. Çünkü her istedikleri yapılmış, “hayır”ı bilmeyen paşa, prenses ve prensler haline gelmişler. Kısacası pandemi sonrası aileye bağımlı, kibirli ama ezik, özgüvensiz ama saygısız, kendi işini yapamayan, saldırgan, yönergeleri anlamayan bir nesille karşı karşıyayız. Evet tablo pek iç açıcı değil ama yukarıda sıralanan problemlerin hiçbiri de çözümsüz değil.

Hayır nedir bilmeyen ‘prens ve prensesler’

Haberin Devamı

2017 DOĞUMLULAR...

İşte öğretmenlerin bu gözlemlerini ve öğrencilerin bu davranışlarının altında yatan nedenleri ve çözümleri MEF Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Deniz Özkan’a sordum. Özkan, “Bahsedilen davranışları gösteren çocuklar, büyük oranda 2017 doğumlular. Bu sene okula başlayan bu çocuklar, Türkiye’de ilk COVID vakası çıktığında 2.5 yaşındalardı. Bu çocuklar bebeklikten çocukluğa COVID ile birlikte geçtiler. İşte bugün taşıdıkları ortak özelliklerin bu geçişin normal şartlar altında yaşanamamış olması ile birçok bağlantısı olabilir” diyor.

NASIL BAŞ EDİLİR

Dr. Özkan’ın ailelere çözüm önerileri ise şöyle:Hayır nedir bilmeyen ‘prens ve prensesler’

EKRANA SINIR KOYUN: Maalesef pandemi koşulları çocukları mecburen daha fazla ekrana yöneltti. Gerek anaokullarını da kapsayacak şekilde tamamen çevrimiçine dönen eğitim, gerek evden çalışmak zorunda kalan ve bir yandan küçük çocuklarıyla ilgilenen ebeveynlerin durumları düşünülürse bu kaçınılması neredeyse imkânsız bir durumdu. Şimdi artık çocukların gelişimlerini destekleyecek başka faaliyetlere ilgi duyabilmeleri ve sosyalleşmeleri için ekran sürelerinin mutlaka kısıtlanması gerekiyor.

Haberin Devamı

EĞLENCELİ AKTİVİTELER YAPIN: Bu kısıtlamanın ebeveyni daha az zorlaması için çocuklara, “Son on dakika, beş dakika” gibi yönergeler vererek onların hem zaman algılarını güçlendirebilir hem ekrandan ayrılmalarını kolaylaştırabilir hem de sınır kavramını öğretebiliriz. Tutarlı, mantıklı ve çocuğa doğru aktarılan disiplinin, onun gelişiminde önemli bir rolü var. Ayrıca ekranın yerini alacak eğlenceli alternatifler devreye sokulmalı onun sosyalleşmesini sağlayacak etkinlikler yapılmalı. Etkinlik ve deneyim çeşitliliği çocukların yaratıcılığını da artırır.

Hayır nedir bilmeyen ‘prens ve prensesler’

AŞIRI KORUMACI OLMAYIN: Ebeveynler pandeminin belirsiz koşullarında aşırı korumacı bir tutum sergileyip, çocuklarını haddinden fazla yönlendirmiş olabilir, bu yaşlarda belli bir ölçü içinde desteklenmesi gereken otonom davranışları, yani çocuğun bir şeyleri denemesi, kendi kararlarını alması gibi eylemleri yeterince destekleyememiş olabilirler. Bütün bunlar “bebeklikten çıkamama” olarak nitelendirilen davranışlara ve çevreden sürekli komut beklemeye sebep olmuş olabilir.

Haberin Devamı

SORUMLULUK VERİN: Pandemi koşulları nedeniyle çocukların ebeveynlerle sürekli bir arada olmasının sağlıklı ayrılmaya engel olmuş olması da muhtemel. Bunları önlemek, aynı zamanda ayakları üzerinde duran, sorumluluk sahibi bireyler yetiştirmek amacıyla ebeveynler, çocuklara küçük yaşlardan itibaren yerine getirebilecekleri minik sorumluluklar vermeli, otonom davranışı kontrollü bir şekilde desteklemeli, ailenin karar alma süreçlerine çocuğun katılımını teşvik etmeli.

SOSYAL BECERİ KAZANDIRIN: Çocuklarımızda sosyal becerilerin zayıf olduğu gözlemi maalesef hiç şaşırtıcı değil. Çünkü bu çocuklar erken çocukluk döneminin ilk yıllarında akran sosyalleşmesinden mahrum kaldı. Sosyal becerileri güçlü çocuklar yetiştirmek için akran etkileşimi mutlaka desteklenmeli. Okul öncesi dönemde parkta akranlarla oynamayı teşvik, ebeveynlerin düzenleyeceği oyun buluşmaları, oyun grupları, kreş ve anaokulu deneyimi çocuklara bu fırsatı sunmanın yolları olabilir.

Yazarın Tüm Yazıları