Ekrem İmamoğlu’nun tehlikeli ‘Kürt ve Alevi sorunu’ çıkışı

KAMPANYA sürecine ortak olduğu seçimlerin kaybedilmesinin sabahı “Değişim şart” diye ortaya çıkarak kendisini 6’lı Masa ortakları dahil “kaybedenler listesinin” dışına atmaya çalışan CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Türkiye için yeniden” başlıklı makale ile gündemde.

Haberin Devamı

Oysa, CHP’nin Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş ile “Aramızda kalsın” konulu muzip videoları, “Kazandık, kazanıyoruz” konulu mitingleri, seçim akşamı dört kez ekrana çıkıp yaptıkları “Kazandık” açıklamaları ile Kemal Kılıçdaroğlu’nu 13’üncü Cumhurbaşkanı ilan edişi, en sonunda da “Yarın sabah uyandığınızda Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı” sözleri, kendisi için Cumhurbaşkanı Yardımcısı unvanlı davetiye bastırmış olması hafızalardaki yerini koruyor.

Kaybedenler kulübünün üyesi İmamoğlu, Oksijen gazetesinde beyaz gömlekli, kolları sıvarken çekilmiş fotoğrafı ile yeniden başlamaktan söz ediyor. Hem de yanında hâlâ Kılıçdaroğlu’nun etrafında dolaşan hatta onu Grup Başkanı olarak TBMM’de temsil ederken Zoom toplantısında yakalanan “Brütüs Özgür” yani Özgür Özel ile.

Haberin Devamı

Ekrem İmamoğlu’nun tehlikeli ‘Kürt ve Alevi sorunu’ çıkışı

CESUR LİDER, ‘ADAYIM’ DİYEMİYOR

Sayfalar dolusu makalede “demokratik liderlikten”, “cesur liderlikten” ve birçok şeyden bahsediyor ama bir türlü CHP Genel Başkanlığı için aday olduğunu söyleme cesareti gösteremiyor.

Lafı dolandırıyor da dolandırıyor; ekonomiden, çevreden, beklenen İstanbul depreminden, gençlerden her yerde bulacağınız cümlelerle bahsettikten sonra nihayet sözü Kılaçdaroğlu’na getiriyor, şöyle diyor:

“Demokratik lider toplumla imzaladığı mukavele uyarınca ona verilen yetkiyi belli bir süre kullanır, ona verilen misyonu yerine getiremediğinde ve toplumsal beklentilerin gerisinde kaldığında görevi bırakmayı bilir.”

Seçim sürecinde hakkında “Demokrat amcanız” diyerek dolandığı Kemal Kılıçdaroğlu’na “Artık bırak” diyor ama onu da çekingen, genel bir tanımla yapıyor.

YÜZ YILLIK AÇIK YARAYMIŞ

Hemen arkasından bence Ekrem İmamoğlu’nun nasıl tehlikeli bir siyasetçi olduğunu gösteren şu paragrafa yer veriyor:

“Burada özellikle cesaretin altını çizmek istiyorum. Cesur demokrasi için cesur liderlik gerekmektedir. Türkiye’nin toplumsal barışını hakkıyla tesis etmemizi engelleyen, yüzyılı aşan büyük meseleleri vardır. Ülkemizin farklı düzeylerde yönetimine talip olan siyasal liderlerin öncelikle kendini dışlanmış hisseden vatandaşlarımızın ve toplum kesimlerinin sorunlarını çözmek için cesaretle hareket etmeleri bugün bir zorunluluktur. Demokratik liderlik başta Kürt ve Alevi sorunu olmak üzere ülkenin açık yaralarını iyileştirmek için gerekli zemini titizlikle inşa eder. Risk almaktan kaçınmaz. Ülkemizin birlikteliğini güçlendirecek çözümler için cesur ve kararlı bir irade ortaya koyar. Bu irade Türkiye’nin köklü dönüşümü için kaçınılmaz bir yükümlülüktür.”

Haberin Devamı

Kemal Kılıçdaroğlu’nun siyasetinin, PKK/HDP ile girdiği gözü kara ilişki, kamudan ihraç edilen Fetullahçı Terör Örgütü üyelerinin geri döndürülmesi konusundaki vaatleri, dış politika ve savunma sanayii konusundaki tutumunun Türkiye için tehlikeli olduğunu söylemiş ve yazmıştım.

İMAMOĞLU’NUN TEHLİKELİ YOLU

Kılıçdaroğlu’nun istifasını isteyen ve seçenek olarak İmamoğlu’nun peşine takılanlara da “Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu arasında hiçbir fark yok hatta İmamoğlu daha tehlikeli” dedim, söyledim.

İşte makalesindeki, “Türkiye’nin, toplumsal barışını hakkıyla tesis etmemizi engelleyen, yüzyılı aşan büyük meseleleri vardır... Demokratik liderlik başta Kürt ve Alevi sorunu olmak üzere ülkenin açık yaralarını iyileştirmek için gerekli zemini titizlikle inşa eder.” cümleleri bu görüşümü teyit ediyor.

Haberin Devamı

“Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu arasında fark yok” derken, terör örgütü PKK ile olan sorununa o da “Kürt sorunu” derken yanına “Alevi sorunu” ifadesini ekleyerek ne kadar tehlikeli olabileceğini gösterdi.

Birincisi “yüzyılı aşan büyük meseleler, üzeri açık yaralar” ifadeleriyle tıpkı PKK/HDP’liler, “İkinci Cumhuriyetçiler”, “Amerikancı ve AB’ci liberaller” gibi Cumhuriyet dönemine atıf yaparken yine onların çok hoşuna gidecek “Kürk Sorunu ve Alevi Sorunu” başlıklarını kullanıyor.

FAY HATLARINI TETİKLİYOR

Belli ki Kılıçdaroğlu’nun başlattığı CHP’deki çöküş sürecini İmamoğlu tamamlama gayretinde. Madem, “Kürt Sorunu-Alevi Sorunu” var o zaman bunların cesareti varsa içini doldursunlar bu kelimelerin. PKK/HDP’liler “Kürt sorunu” derken, PKK’nın şu taleplerini anlıyorlar: Anayasa’da etnik değişiklik, çift resmi dilli yapı, anadilde eğitim, özerklik, PKK elebaşı ve örgüt üyelerine af, firari olanların geri gelişi... Parti kapatmanın yasaklanmasını anlıyorlar. Gerçi İmamoğlu, makalesinde “Kayyum atanamamalı” diyerek ilk adımı atıyor ama hâlâ “Kürt sorunu” derken neyi kastettiğini söylemiyor. Kılıçdaroğlu’nun söylediklerinden daha fazla ne söyleyebilir, yaptıklarından fazla daha ne yapabilir merak ediyorum.

Haberin Devamı

İmamoğlu, koltuk hırsı ile kendisini küresel güçlere beğendirmek için bölünmeye hizmet eden liberal, ikinci Cumhuriyetçi bir söylemle çok tehlikeli bir yolda adım atıyor.

Çünkü o bahsettiği yüzyılda Türkiye’de Kürt ve Aleviler üzerinden toplumsal fay hatları birçok kez tetiklenmeye çalışıldı.

Birçok bölünme senaryosu oynandı. Ama son zamanlarda “Kürt” ve “Alevi” diye etnik ve inanç grubunu bir araya getirerek “Kürt ve Alevi Sorunu” diye birleştireni olmamıştı.

Belli ki küresel sistem aynı senaryoyu sahneleyecek, yeni aktörünü de bulmuş görünüyor.

Yazarın Tüm Yazıları