Antalya Zirvesi’nin diplomatik şifreleri

Antalya’da Rus ve Ukrayna dışişleri bakanlarının bir araya gelmesi yalnızca bir “görüntü” değildir.

Haberin Devamı

Yalnızca “Dünyanın gözü Antalya’da” demek de değildir.

Dahası...

Yalnızca, “Görüşmeden bir şey çıkmadı” sonucu hiç değildir...

Bu olayın derinlerinde çok önemli diplomatik sonuçlar yatıyor.

Sırasıyla gidersem...

DÜNYA VE BARIŞ

“Dünyayı diken üstünde tutan” böyle bir savaşın çözüm merkezlerinden birinin Türkiye olduğu resmileşmiştir. Düşünün ki Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, savaşan iki tarafın dışişleri bakanlarını bir masada bir araya getirmiştir. Ve aynı anda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan savaşın iki anahtar ismi Biden ve Putin’le telefon görüşmesi yapmıştır. Her iki tarafla konuşabilen ve çözüme zemin olan bir Türkiye’dir bu...

TÜRKİYE AÇISINDAN

1) Batı’dan gelecek “Yaptırımlara katıl” baskılarına karşı Türkiye’nin Antalya Zirvesi’yle eli rahatlamıştır...

Haberin Devamı

2) Türkiye, “iki tarafla da konuşabilen” bir NATO üyesi olarak, “Benim bu yaptırımlara uymam barış zeminini olumsuz etkiler” diyebilecektir...

3) Konuşulabilir olmanın önemi “yaptırımlara katılmaktan” daha etkin bir hale gelmiştir.

Aslında Çavuşoğlu, yalnızca Ukrayna ve Rus dışişleri bakanlarıyla değil, AB ile de aynı yakınlıkla temas kurabilen bir isimdir. Bu gerçeği Kazakistan Astana’da canlı olarak yaşamıştık.

Sohbetimiz sırasında Çavuşoğlu’nun telefonu çalmıştı... Ve Bakan telefonu şöyle açmıştı:

- “Evet sevgili arkadaşım. Nasılsın... Neler oluyor...”

Arayan AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’di...

O kadar rahat konuşuyorlardı ki.

Çavuşoğlu uzun uzun barış çabalarını anlatıyordu. Tabii Borrell’in asıl öğrenmek istediği, Türkiye’nin yaptırımların ne kadarına katılacağı sorusuydu. Herkes biliyordu ki, Türkiye için Rusya ve Ukrayna iki dost ülke olması kadar, Türkiye’nin turizm, inşaat, ihracat ve enerji açısından çok kritik iki ticari ortağı ve müşterisiydi...

Yani Türkiye ekonomisi için iki kilit ülke...

Bu durumda Türkiye’nin yaptırımlara uyması elbette biraz esneklik gerektirecekti.

İşte o telefon konuşmasında Çavuşoğlu müthiş bir samimiyetle konuşmuştu...

“Merak etme arkadaşım” diye başlayan cümlelerle Türkiye’nin barış çabalarındaki önemini anlatmıştı...

Haberin Devamı

Antalya Zirvesi işte bu açıdan da önemliydi. Çünkü kurulan barış masası, Çavuşoğlu’nun AB temsilcisine anlattığı “barış için Türkiye’nin rolü”nün ispatıydı.

Düşünün ki...

Aynı günlerde ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Sherman Ankara’da şöyle diyordu:

“Türkiye’nin çabaları için minnettarız.”

Bütün bu aktardığım gelişmeler şunu gösteriyor:

“Türkiye, barış için bütün taraflarla görüşebilen bir NATO ülkesidir...”

Daha da ötesinde...

Antalya Zirvesi, Türkiye’nin pozisyonunu şimdilik “yaptırım”dan “barış misyonu”na taşımıştır.

YAPTIRIM BASKILARI ARTARSA

Antalya Zirvesi’nin diplomatik şifrelerini çözmek açısından şu soruyu da paylaşmak gerekiyor...

- Türkiye’nin “barış için zemin” olma özelliğine rağmen, savaş daha keskin bir hal alırsa ne olacak?

Haberin Devamı

Yani Putin durmazsa...

İşte o zaman Türkiye’ye yapılan “Yaptırımlara katılın” baskısı artabilir...

Antalya Zirvesi bu açıdan da önemli bir zaman kazanımıdır...

Türkiye hem insanlık açısından hem kendi menfaatleri açısından en doğru yerde durmaktadır.

Ama çok zor bir çizgidir bu...

Antalya Zirvesi bu çizgide önemli bir nefes alma durağı olmuştur...

Antalya Zirvesi’nin diplomatik şifreleri

BENİM İÇİN 8 MART OLENA’DIR

UKRAYNA’nın First Lady’si Olena Zelenska’nın mektubu “Dünya Kadınlar Günü”ne denk gelince dedim ki:

“Ey dünya kadınları... İşte bir dayanışma fırsatı.”

“İşte barış için, insanlık için bir dayanışma anı.”

Sevgili Olena Zelenska...

Sizin bu mektubunuzu unutmayacağım...

Ve şu sözünüzü vicdanıma bir pankart gibi asacağım:

Haberin Devamı

 “Rusya sivillere bomba atmıyoruz dedikçe, ölen çocukların isimlerini sayıyorum...”

Yazarın Tüm Yazıları