Bak bak bak şu kafaya bak

GAZETENİN adı Yeni Akit...

Haberin Devamı

Yazarı almış son referandum haritasını önüne, güya analiz yapıyor.

Şimdi gözünüzü dört açıp dikkatli okuyun.

“Evet” veren İç Anadolu illeri neymiş biliyor musunuz?

“Milli bir duvarmış”...

Ardından gelen cümlesi de daha felaket:

“İç Anadolu Bölgesi, hem bu memleketin, hem de Müslüman Türk milletinin içidir.”

Ya Batı Anadolu? Akdeniz, Marmara, Trakya...

Yani “hayır” oyu veren bölgeler?

Onu da şöyle tarif ediyor:

“Hatırlayın: Yunanlılar, neredeyse ellerini kollarını sallayarak, Ege Bölgesi’nden Anadolu’ya doğru ilerlemişlerdi.”

Ne anlama geliyor anladınız değil mi?

Ha bu arada “Evet” veren Erzurum da, Trabzon ve Erzincan da gürültüye gitmiş.

“Aynı şekilde Birinci Dünya Savaşı’nda Ruslar, Trabzon’dan Erzurum’a, Van’dan Erzincan’a uzanan geniş bir bölgeyi işgal etmişlerdi. Fakat Sivas’a girmeye cesaret edememişlerdi. Böyle bir şeye yeltenselerdi, onlar da bu duvara toslayacaklardı.”

Yani diyor ki, Batı’dan Rumlar, Doğu’dan Ruslar elini kolunu sallaya sallaya Sivas’a kadar geldiler.

Ondan sonra bugün “evet” çıkan “milli duvar”a çarpmışlar.

Anadolu’nun geri kalan kısmı “dış kaleymiş...”

Bu kafayla dış kalede oturanlar kim oluyor?

Düşman gelince kaçıp iç kaleye sığınanlar...

Koskoca bir Milli Mücadele’nin Akit kafasıyla hülasasını gördünüz mü...

İşte AKP bu kafayı, 2002’deki gönülleri fetheden iç kalesine soktuğu için, bu ülkenin büyük şehirlerinde demokrasi duvarına çarptı.

Demokrasi duvarına çarpan AKP’nin kuruluş felsefesini savunan iç kalesi değil, kendisine yamanan bu iç kafadır.


KARDEŞİM SEN HİÇ BAKÜ ŞEHİTLİĞİNE GİTTİN Mİ
Arkadaş, Bakü, Yemen şehitliğinde yan yana yatan şehitlerimizin doğum yerlerine hiç mi bakmadın sen...

Hiç saymadın mı orada yatan Antalyalıyı, Adanalıyı, Mardinliyi, Urfalıyı, İzmirli, Aydınlı, Manastırlı, Üsküplü, Kırcaalilileri...

Sen bu ülkede “ilk kurşunun” nerede atıldığını hiç mi duymadın... Hasan Tahsin adı dış duvara yazıldığı için kafanın içindeki o kalın duvardan başını çıkarıp okumadın mı...

Hadi kafan basmıyor, hayırcıya “Düşmana teslim olmuş dış duvar” muamelesi yapıyorsun da, ya Erzurum, Trabzon ve Doğu’nun öteki evet diyen illeri...
Nene Hatun’u... Onlar da Rus gelince Sivas’a kaçan “çakma milliciler mi” yani...

Şu lafa bakar mısınız....

Orası Türk’ün iç kalesiymiş de, ötekiler düşmanın elini kolunu sallaya sallaya geçip gittiği dış kaleler...

Yuh yahu...


SEVGİLİ ABDULKADİR AKP'LİLERE ŞUNU SÖYLE
AKP’liler pazar günkü referandumu 1987’de Özal’ın yaptığı referandumla karşılaştırıyor, o da “Yüzde 50’yle geçti” deyip kendilerini savunuyormuş.

Yanlış yapıyorsunuz derim.

BİR: O referandumda oylanan konu askeri darbeyle getirilen siyasi yasakların kaldırılmasıydı. 70 bin farkla “evet” çıktı ve demokrasi açısından bir ayıp olan siyasi yasak kaldırıldı.

İKİ: O referandumda siyasi yasakların kaldırılması için “evet” oyu kullanan iller aşağı yukarı bugün hayır oyu kullanan illerle aynı. Yani İzmir ve o iller o gün bir demokrasi ayıbını ortadan kaldırmak için “evet” oyu kullandılar. Bugün de bir demokrasi ayıbını önlemek için “hayır” oyu kullandılar.

ÜÇ: Özal daha 4 yıl önce, halkın, demokrasi ve huzur vaadiyle “gönlünü fethederek” kazandığı bu illeri, referandumda “halkın kalbini kırarak” kaybetmiş ve bu onun siyaseten gerilemesinin ilk adımı olmuştu.

DÖRT: O referandumda Özal, devlet imkânlarını bugünkü kadar adaletsizce kullanmadı. Devlet televizyonu TRT bütün partilere eşit zaman verdi. Kimse hainlikle suçlanmadı, kimse eline silah alıp ötekileri korkutmaya kalkmadı.


UNUTMAYIN FUTBOLDA EN TEHLİKELİ SONUÇ 1-0'DIR
CUMHURBAŞKANI referandumu futbolla açıklıyor.

“Maçı 1-0 almakla, 5-0 almak arasında fark yoktur” diyor.

Yoktur ama deplasmanlı maçlarda en tehlikeli sonuçtur 1-0...

Üstelik de maç hakemin yanlış penaltısı ile 1-0 bitmişse...

O 3 puanın üzerinde huzurla oturmak kolay olmaz. 2019 deplasmanında durum çok kritik demektir...


ZORLA, KORKUTARAK YÜRÜTÜLÜR ADALETLE , ÇOĞULCULUKLA YÜRÜR
BEN kendi payıma bir “meşruiyet tartışması” yapmıyorum.

Ama bu ülkede epey yaşamış bir insan olarak biliyor ve görüyorum ki, tarih o tartışmayı yapacak.

Ve bu kafayla gidilirse, referandumun üzerindeki o lekeyi silmek de mümkün olmayacak.

Ben, yüzde 51’le, “Bu sistem yürür mü” tartışması yapıyorum.

Cevabım da şu:

Yürür...

İki türlü yürür...

BİR: İnsanları hapse atarak, tehditle, baskıyla, zorla, korkutarak, sindirerek yürütülür. O zaman kalıcı olmaz.

İKİ: Referandum kampanyası sırasında verilen bazı sözleri tutarak, halka “bu sistemin yararlı olduğu” gösterilerek, yani yolda gönülleri fethederek yürür.
O zaman kalıcı olur.

Ama şurası bir gerçek ki, Türkiye er veya geç “ilk sivil anayasasını” yapacak ve halkın en az yüzde 70’inin gönlünü alan bir anayasa olacak bu.


BU AKŞAM SAAT 20.00'DE SİZİNLEYİM BÜYÜK HOCA
SALI akşamı, Aziz Yıldırım’la birlikte Atina’da Fenerbahçe ile birlikte salonda olacaktık.

Bak bak bak şu kafaya bak

Referandum nedeniyle gidemedik...

Gidip o salonda olsaydım dayanabilir miydim... Bu kadar öne geçip, sonra bu kadar geriye dönüp, sonra yine bu kadar ileri geçilen bir maç...

Obradoviç’e bir kere daha hayran oldum.

Ama hâlâ anlayamıyorum. O kalp nasıl dayanıyor böyle maçlara... Ben ekran başından kaçtım, o aslanlar gibi savaşıyor.

Eğer dayanabilirse, kalbim bu akşam da onun ve takımın yanında...


BU AKŞAM SAAT 22.00'DE SİZİNLEYİM ŞENOL HOCA
BU yıl modernite bayrağını iki takıma verdim.

Beşiktaş futbol takımı ve Fenerbahçe basket takımı.

İyi top oynuyor Şenol Hoca’nın öğrencileri...

Gerçi Fenerbahçe ve Galatasaray’ın kopması ligin heyecanını azaltıyor gibi olsa da Beşiktaş ve Başakşehirspor futbolun sürpriz zenginliğini artırdılar.

Futbolun güzelliği de bu iniş çıkışlarda...

Bu akşam kalbim saat 20.00’de Atina’da, 22.00’de Vodafone Arena’da...



Yazarın Tüm Yazıları