Paylaş
Metaverse’ün tanımının bile farklı gelişmeler doğrultusunda değiştiği bir dönemde olduğumuzu daha önce pek çok kez Sizlerle paylaşmıştım. Bu görüşüme Google’ın eski CEO’su ve Google çatı şirketi Alphabet’in YK Başkanı Eric Schmidt de katılıyor olmalı ki görüşlerini şu şekilde ifade ediyor: "Bir şirket onu tanımlama beklentisiyle adını değiştirmiş olsa da (Facebook-Meta), metaverse’ün ne olduğu konusunda henüz bir anlaşma bulunmuyor..."
Tanımı bile net olmayan ve gerçek hayatta henüz kullanamadığımız bir şey olmasına rağmen metaverse’ün iletişim kurma, sosyalleşme, iş yapma, alışveriş yapma gibi gelecekte hemen hemen tüm alışkanlıklarımızı değiştirecek bir kavram olduğunu da unutmamak ve bu açıdan da bu önemli trendi detaylı olarak analiz etmek gerekiyor. Metaverse’ün, tüm dünyaya, her sektöre ve iş koluna etki edeceği bir gerçek; ancak konseptin hala ortaya çıkmakta ve gelişmekte olduğu bilinciyle, var olduğu iddia edilen metaverse platformlarına mesafe ile yaklaşmakta yarar var. Bununla birlikte, pek çok tüketici metaverse fikrine oldukça sıcak bakıyor: McKinsey tarafından gerçekleştirilen güncel bir araştırmaya göre, tüketicilerin %59’u günlük alışkanlıklarını metaverse’e taşıma konusunda oldukça heyecanlı…
Metaverse’ün hayatımızda olduğunu savunan teknoloji liderleri de yok değil. Microsoft CEO’su Satya Nadella’ya göre, “Metaverse burada ve sadece fiziksel ortamları nasıl gördüğümüzü değil, aynı zamanda bu ortamlara nasıl katılacağımızı da dönüştürüyor: Fabrikadaki üretim hattından, toplantı odasına; sınıftaki bir dersten, bir konser ya da etkinliğe kadar… Microsoft CEO'su, metaverse ile, Microsoft'un doksanlı yılların ortalarında ortaya çıkan World Wide Web'i doğru anlayan, önemini gören ve şirketin odağını çevrimiçi hizmetler geliştirmeye ve sunmaya yönelten şirket kurucusu Bill Gates'in izinden gitmeye çalışıyor. Nadella, metaverse’ün tüm iş yapma şeklimizi etkileyeceği düşüncesiyle, Microsoft'un yeni stratejisinin merkezine "iş odaklı metaverse"ü yerleştirerek, şirketin aynı başarıyı bu yeni dönemde de sağlamasını amaçlıyor.
Meta’nın kurucusu ve CEO’su Mark Zuckerberg de her ne kadar metaverse konseptini sahiplenme adına somut hamleler yaparak, hype’ı başlatan kişi ünvanını alsa da "metaverse’ün bir şirketin inşa ettiği bir şey olmadığını, genel olarak internetin bir sonraki bölümü” olarak tanımlanması gerektiğini belirtiyor ve metaverse’ü, “üç boyutlu, somutlaştırılmış bir internet” olarak herkesin anlayabileceği bir şekilde basitleştiriyor.
Epic Games kurucusu ve CEO’su Tim Sweeney de metaverse’ün tek bir şirketin kontrolünde olması tehdidini öne çıkarıyor: “Metaverse her şeyden çok daha yaygın ve güçlü olacak. Eğer tek bir şirket bunun kontrolünü ele geçirirse, herhangi bir hükümetten daha güçlü olacak ve Dünya'yı yönetme gücü olacak…"
The Metaverse: And How it Will Revolutionize Everything (Metaverse: Her şeyi nasıl devrimsel bir şekilde değiştirecek) kitabının yazarı Matthew Ball (aynı zamanda Time’da kapak olan ve benim de geçtiğimiz ay analiz ettiğim metaverse makalesinin de yazarı) metaverse’ü “her biri bireysel, etkin, sınırsız sayıda kullanıcı tarafından eşzamanlı ve kalıcı olarak deneyimlenebilen; gerçek zamanlı işlenen 3 boyutlu sanal dünyalardan oluşan, büyük ölçüde ölçeklendirilmiş ve birlikte çalışabilir bir ağ” olarak nitelendiriyor…
Peki, bu kadar önemli olan trende yönelik, bu kavramı sahiplenen ve hayata geçirmeye çalışan firmalar neler yapıyor? Son zamanlarda, metaverse alanında öne çıkan patentleri de Sizler için araştırdım.
Kullanıcıların fotoğraflarından, oldukça gerçekçi üç boyutlu avatarlar oluşturan "avatar kişiselleştirme motoru"...
Bildiğiniz üzere, metaverse’de bizi birey olarak temsil etme yetkisi avatarlarımızda olacak. Bu doğrultuda, metaverse özelinde, mutlaka bir avatarımız olması gerekiyor. Avatar oluşturmayı basitleştirmek adına, kullanıcıların fotoğraflarından yola çıkarak hızlıca, 3 boyutlu ve kişiyi dijital ortamda temsil edebilecek avatarlar oluşturmaya yönelik patentler alınmış durumda. Hemen şunu sorabilirsiniz, hani metaverse, yeni bir sanal dünyayı temsil ediyordu ve orada fiziksel hayatta sevmediğimiz özelliklerimizi taşımayacaktık? … Yani, birebir aynı görüntü ile metaverse’de yer almak istemeyen pek çok insan olacağı aşikar. Bu özelliğin avatar oluşturmayı basitleştiren bir kurgu olduğunu unutmamak gerekiyor. Sonuçta avatarlar da blokzinciri sayesinde, size ait olduğunu belirtecek, hatta farklı platformlara farklı avatarlar ile katılabileceksiniz, bu özgürlük olacak. Fotoğrafınızdan oluşturulan Size benzer avatarı değiştirme özellikleri de ilerleyen dönemlerde mutlaka ekleniyor olacak. Ancak, şunu da unutmamak gerekiyor; metaverse aynı zamanda fiziksel hayat için de bir ticaret platformu olacak, yani gerçek hayattaki vücut ölçülerinizi metaverse’de gerçekçi bir şekilde gösteren avatarlarınız da olmalı ki e-ticarette yaşanan sorunlar yaşanmasın ve almak istediğiniz ürünler üzerinizde nasıl duracak, bunları giymeden, ama üzerinizde görerek alabilin...
Diğer bir patent, metaverse’ün fiziksel dünyada alışkın olduğumuz süreçleri içermesine yönelik. Bir kullanıcının avatarı, örneğin nesneleri alıp yere koyarken veya hareket edip, oturup kalkarken gerçekte olduğu gibi, üzerindeki giysiler kırışabilecek. Metaverse’de avatarınız ile ürünleri alıp inceleyebilme, fırlatabilme, sevdiğiniz bir arkadaşınız ile “çak yapma”, onu çimdikleme ya da makas alma gibi özellikler sağlanacak. Başka bir patentli teknoloji, kullanıcıların gerçek hayattaki bir nesneyi basitçe metaverse'e taşımalarına olanak sağlıyor.
VR gözlüklerden de kullanıcının ihtiyaçlarına ve hislerine yönelik veriler toplanacak…
Metaverse’e giriş kapımız olan VR gözlüklerin içerisine yerleştirilecek olan küçük kameralar veya sensörler kullanılarak; göz ve yüz hareketleri, refleksler, uygulamalara olan tepkiler gerçek zamanlı olarak izlenebilecek.
Bulunmadığınız bir maça ya da etkinliğe, oradaki bir izleyicinin gözünden katılım sağlama…
Bu patent kapsamında, şahsen orada olmasanız bile, canlı bir konser ya da stadyumda yer alan bir arkadaşınız ya da yakınınız sayesinde o ortamdaymışçasına etkinlikleri takip edebilecek, görüşlerinizi paylaşabileceksiniz. Bu uygulamaya yönelik olarak eğitim süreçlerinde, öğrencilerin kopya çekmesini önleyecek tedbirler geliştirmek gerekiyor…
Bankacılıkta metaverse’de neler oluyor?
Metaverse, bankacılığı ve finansal hizmetleri de değiştirecek. Pek çok banka, metaverse’de müşterilerine sanal alışveriş, finansal danışmanlık, kripto alımları gibi servisleri tek bir noktadan sunmayı hedefliyor.
Decentraland, platformu üzerinde, metaverse'deki ilk ATM'yi açtı. Oyuncular, fiziksel dünyada bir ATM'den para çeker gibi, metaverse'de de kripto paralarını satın almak için metaverse’deki ATM'yi kullanabiliyorlar. ATM’den yararlanan ziyaretçiler, aldıkları NFT’ler ile meta-havuz partisine katılabiliyor. Bu uygulama, fiziksel hayatta alışkın olduğumuz kurguların, metaverse’deki kullanımlarını ve fonksiyonlarını yeniden düşünmek ve tasarlamak için oldukça çarpıcı bir örnek.
Peki metaverse’de sürdürülebilirlik nasıl sağlanacak?
Sürdürülebilirlik özelinde artan tüketici ilgisi, metaverse’e giren markaların da çevre dostu platformlar ya da çözümler tercih etmeleri ya da bu alanda stratejiler kurgulamaları doğrultusunda kendini gösteriyor. Metaverse’ü bilen kişilerin %71'i, markaların metaverse’ün çevresel etkisi hakkında düşünmesi gerektiğini düşünüyor.
Metaverse, altyapısı blok zinciri üzerine kurulu olduğu ve blokzinciri çözümlerinin çok fazla enerji harcayarak, küresel ısınmayı tetiklediği gerekçesiyle, son dönemlerde iklim değişikliğine etkisi nedeniyle gündeme gelmekteydi. Bu doğrultuda, çevreci blok zinciri platformları öne çıkmaya başladı. Örneğin; Tezos, enerji açısından verimli bir blok zinciri olarak öne çıkıyor. Tezos’ta platformlar, daha kısa işlem sürelerinde ve azaltılmış karbon ayak izleri ile oyunlar, uygulamalar ve NFT'ler oluşturabiliyor ve ölçeklenebilir, güvenli açık kaynak koduyla, standart blok zincirlerine çevre dostu bir alternatif sunuyor. EOSIO da karbon nötr “mining” imkanı sunarak, çevre dostu bir blok zinciri alternatifi olarak öne çıkıyor. Sunucuları, sürekli olarak madencilik yapmaya teşvik etmeyen, enerji açısından verimli bir algoritma üzerinde çalışıyor.
NFT pazaryerleri de sürdürülebilirliğe önem veren altyapıları önceliklendirmeye başladı. Örneğin, Abris.io, karbon negatif blok zincir üzerine inşa edilmiş sürdürülebilir bir NFT pazar yeri. KodaDot ise, düşük karbonlu bir blok zinciri üzerinde çalışıyor ve sonunda küresel ağaçlandırmayı teşvik edecek şekilde bir karbon negatif pazaryeri olmayı amaçlıyor.
Metaverse’te adlarının anılmasına yönelik sürekli farklı kurgular gerçekleştiren ve lansmanları ile öne çıkan büyük firmalar da sürdürülebilirliği metaverse çalışmalarının odakları arasına almaya başladı. Örneğin, Gucci karbon nötr bir blok zincirine dayalı sürdürülebilir bir kripto çözümünden ödeme kabul ediyor. Ayrıca, Gucci, karbon nötr bir dijital koleksiyon oluşturma platformunda; Burberry ise, herhangi bir kripto madenciliği gerektirmeyen bir platformda en son NFT koleksiyonlarını yayınladı.
Metaverse sürekli gelişirken, tüketici beklentilerini, ihtiyaçlarını, problemlerini ve dünyamızın problemlerini göz önünde bulunduran; günlük sorunlara çözüm odaklı yaklaşan uygulamalar geleceğe damga vuracak olan firmalar olacak. Bugün olmasa da gelecekte, yakında…
Paylaş