Ödüller hem takdir hem de bir hatırlatmadır

TÜRKİYE Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC) düzenlediği Sedat Simavi Ödülleri, 12 Aralık Pazartesi akşamı yapılan törenle kazananlara verildi.

Haberin Devamı

Ödülleri her zaman desteklerim, çünkü ödüle layık derecede çalışmalar ödüllerle topluma duyurulur, hızlı tempodaki yaşamımızda dikkatimizden kaçanları ödüller hatırlatır. Çalışmaları takdir etmek, onu yapanları da yeni çalışmalara teşvik etmek anlamını taşır.

1896’da doğan TGC kurucu üyesi Sedat Simavi, 11 Aralık 1953’te aramızdan ayrıldı. Adına düzenlenen ödüller 40 yıldır veriliyor. 40 yılın birçoğunda jüri üyesi olarak bulunduğumdan gelişmesine tanıklık ettim.

Ödül törenini izledim, bazılarını gazete sayfalarında gördüm, okudum ama yeniden belleğimi tazeledim.

Televizyon, edebiyat dışındaki ödülleri de buradan öğrendim, özellikle genç kuşağın çalışmaları bende yarının umudunu uyandırdı.

Topkapı Sarayı, tarihsel olarak en önemli mimari yapılarımızdan biri ve yerli yabancı birçok kişinin ziyaret ettiği bir müze, İstanbul’da yaşayan öğrencilerin, insanların çoğu bu müzeyi gezmiştir.

Ömer Erbil’in Hürriyet’te çıkan, “Topkapı Sarayı Ayakta Zor Duruyor” haberinin ödülünü öğrenenler, şimdiye kadar bu önemli haberi atlamış olmanın eksiğini gidereceklerdir.

Benim gibi radyo dinleyenler, Özlem Yalçın’ın “Evim” programının ödül almasına sevinmişlerdir.

Bir çocuğun yaşaması için, ateş altında ilaçlarını alan askerin/askerlerin insancıl girişimlerini, gözü pek gazetecilik anlayışıyla televizyona çeken Engin
Yılmaz - Sevgi Şahin - Çağlar Güner televizyon ödülünü hak ettiler.

Çok yönlü, çok türde başarılı karikatür sanatçısı Behiç Ak da Cumhuriyet’teki “Kim Kime Dum Duma” köşesiyle Karikatür dalında ödül aldı.

EDEBİYAT ÖDÜLÜ’ne “Bir Roman Kahramanı Orhan Veli” biyografi kitabıyla Halûk Oral değer görüldü. Gerçekten de 15 yıl emek verdiği bu kitap sonuçta ödülle taçlandırıldı. Dilerim yeni biyografi çalışmalarıyla da bu türde yararlı ürünler ortaya koyar.

Sosyal Bilimler Ödülü’nü “II. Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e İki Devrim; İki Süreç - Tarihsel, İdeolojik ve Olgusal Bir Karşılaştırma” kitabıyla genç kuşak bir bilim insanı Dr. Bahar Arslan kazandı. 1980 İzmir doğumlu Arslan, halen Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Yakınçağ Tarihi Anabilim Dalı’nda öğretim görevlisi olarak çalışıyor.

Fen Bilimleri Ödülü sahibi genç bilim insanlarından Prof. Dr. Ali Koşar, ödül konuşmasında çalışmaların desteklenmesi arzusunu belirtti.

İlgilisinin öğrenmesi için ödül alan kitabının adını yazacağım: “Mikrokanallarda Çap ve Uzunluğun Yüksek Kütle Akılı Doymamış Isı Transferine Etkilerinin Nümerik ve Deneysel Olarak Araştırılması.” Koşar çalışmalarını Sabancı Üniversitesi’nde sürdürüyor.

Spor Ödülü de güreşçimiz Taha Akgül’e verildi.

Ödül dolayısıyla yayımlanan kitapçığın arka sayfalarına baktım. Bir tür anılarımı tazeledim. Bugüne kadar ödül kazananların listesine göz attım, ardından seçici kurullarda bugüne kadar görev alanlara baktım, aramızdan ayrılanları sevgi, saygı ve rahmetle andım.

ÖDÜL kazananları kutluyorum. Yeni ödüllerde buluşmak üzere.

Yazarın Tüm Yazıları