Sorunsuzluk...

“Hayaller ve gerçekler yarışır. Hayaller hep önde gider ama her zaman gerçekler kazanır.“ (Oscar Wilde)

Haberin Devamı

Bazen garip duygulara takılıp kalıyorum... Kendime, çevreme ya da başkalarına karşı yeterli miyim? Böylesi garip düşünceleri kurcalamak sağlıklı bir ruh hali mi ondan emin değilim… Aklıma geliyor ve kurcalıyorum işte... Daha iyi olmayı isterdim, daha düşünceli, daha sorumlu belki de... Sorunsuz hatta... Daha iyi olmak, neye ve kime göre olacak? Bu da bir soru… Ancak doğru cevabı var mı, belli değil... Muamma. Herkesin değer yargısı farklıyken iyi olmak ile daha iyi olmak arasındaki kıstası bulmak çok mu kolay? Daha düşünceli ve sorumlu olmak arzusu anlaşılabilir... Bir farkındalık duygusu ile de aşılabilir hatta... Asıl mesele sorunsuzluk? Sorumsuzluk değil. Tırnak içine alıyor ve heceliyorum: “So-run-suz-luk” diye bir şey var mıdır? Sanmıyorum çünkü sorular, sorunları çağırıyor… Her soru bir başka sorun yaratıyor. Ve haliyle her sorun kendi içindeki sorularla daha da büyüyor. Mükemmeli bulmak adına sorular çoğaldıkça, sorunlar da aynı oranda çoğalıyor... Olmayı düşündüğün kişi ile aslında olduğun kişi arasında kalmakla ikilenmiş yaşamın, asıl ve gölge gibi ruhunu da ikilemesi yanılsaması hastalığına kapılmışsın... Haberin var mı? Aklınız karıştı, farkındayım… Özetle; gölgenin mükemmel görüntüsü için uğraş veren esasın çırpınışı, gerçeği değiştirmiyor. Mümkün olmayan mükemmellik için heba oluyorsun... Ruhunla birlikte bıraktığın hakiki sen, bir köşedeyken, mükemmelliyeti hayal eden beyninin kastığı bedenin; ruhsuzluğun soğukluğuna direnemeyecek; önce üşüyecek, sonra da donup kalacaksın. Ve sen bunun farkında değilsin...

Haberin Devamı

CİHAN’DA ‘AŞK’ VAR

Sorunsuzluk...

Oran’daki alışveriş merkezlerinin olduğu bölgeye gidenler ya da oralarda yaşayanlar “Cihan Kebap”ı mutlaka bilirler. İlk olarak 1983 yılında Kızılay Sakarya Caddesi’nde açılmış, şimdiki yerine de 2013 yılında taşınmış. Yıllardır müdavimleriyle aşk yaşayıp onlara da fazlasıyla yaşatan bu mahalle kebapçısını, Hürriyet Ankara’nın deneyimli muhabiri sevgili Ekin Hazal Doğruyusever önermese farkına varmayacaktım. “Mahalle kebapçısı” tabirini özellikle kullanıyorum zira bahsettiğim “Aşk”; Ankara’da artık yok denecek kadar azalan bu kebap dükkânlarında yaşanıyor sadece. Cihan Kebap’ın ikinci kuşak işletmecisi Abdurrahman Karaahmetoğlu; Ankara’da bu aşkı müdavimleriyle karşılıklı yaşayan son mahalle kebapçısı ünvanına sahip olma ihtimali yüksek. Bu yüzden “Cihan Kebap” ve çalışanları biz Ankara sevdalıları için ayrı bir öneme sahip olmalı. Hürriyet Gazetesi’nin hazırladığı “En iyi 10 Lahmacuncu” listesinde Ankara’yı temsil eden Cihan Kebap’ın “Trileçe” tatlısı da apayrı bir efsane. Ben sırrını öğrendim ama size söylemeyeceğim. Nefis tereyağlı “Yoğurtlu Kebap” genel favorilerimin arasına girdi. Cihan’da “Aşk” başkadır... Öneririm, mutlaka tadın.

Haberin Devamı

Sorunsuzluk...


MANTI ‘MAHARET’ İSTER

Sorunsuzluk...

Mantı denince “Kayseri” veya “Kayserili” çağrışım yapar, çünkü Kayserililerin genetik haritasını çıkarırsanız en belirgin özelliklerinin başında “Mantı” açma, bükme, pişirme gelir. Keyiflerine olduğu kadar midelerine de düşkün Kayserililer, malzemenin de iyisine hakimdirler. “Maharetli” kadın girişimci Kayseri Bünyanlı “Nurcan Sertakan” tarafından GOP Köroğlu Caddesi’nde bir kaç ay önce açılan mantıcı, kısa zamanda lezzetiyle bilinir olmuş. Nurcan hanım dükkânda yardımcısı Özlem hanımla birlikte etli Kayseri sarması ve Ege usulü zeytinyağlı sarma ile farklı çeşitlerde mantı sunuyor. Kayseri (Su) mantısı, Tepsi mantısı, Çıtır mantı (Bodrum Usulü), Sinop mantısı, Çerkes mantısı namı diğer “Hingal” ile Rus mantısı “Pelmeni” de var. Gittiğimde menüye yeni dahil ettiği ve içeriğinde lahana turşusu, zencefil ve kıymalı karışımla doldurulan Japon mantısı “Gyoza”yı tattırdı. Tadım yaptığım sırada bir Japon’un yorumlarına kulak misafiri oldum. “En az bir Japon kadar iyi yapmışsınız“ cümlesi beni de gururlandırdı. Her damak zevkine uygun mantı var ve hepsi leziz... Gidip “Maharet”i görün derim.

Haberin Devamı


DONDURMA ‘İNKA’DAN

Sorunsuzluk...

İlk olarak 1978 yılında İstanbul, Kadıköy, Bahariye’de kurulan ve 1989 yılında Turan Güneş Bulvarı’nın en başlarındaki yerine taşınan “İnka Pastanesi”ni bilenler başka yerden alışveriş yapmazlar. “Pastane gibi pastane” demek istiyorum; zira son zamanlarda eski ve köklü sayılabilecek pastaneler bile lokanta gibi pastane anlamsızlığına büründüler. Tüm pastalarının yanı sıra pastanede olabilecek tüm ürünlerin lezzeti, eskiden olduğu gibi doğallığını koruyor. “Ekler” şahanedir mesela, Paskalya ve Ay çörekleri çocukluğunuzun tadına götürür. Şekerpare ve peynir tatlıları nostaljiye uygun olarak pişiriliyor. Esasen dondurmayı anlatacaktım ama konu nerelere geldi. Çocukluk ve gençlik anılarıyla yüreğimiz ısındı, iyisi mi gidip dondurmayla serinleyin, lezzetine varacaksınız.

 

Yazarın Tüm Yazıları