Mansur Yavaş’ın kaybolan pırıltısı
*
MANSUR Yavaş’a büyük bir avans verdi bu toplum.
Çok desteklendi.
Aleyhine laf söyletilmedi.
*
Çok uzun süre şöyle bir imaja sahip olmayı başardı:
*
Sadece belediye hizmetlerine odaklanmış durumda. İşine gücüne bakıyor. Polemiklerden uzak duruyor. Siyasi hesapları yok. Tam bir devlet adamı ciddiyetinde.
*
Bu imajına çok önem verdi, çok emek verdi Yavaş.
Üzerine titrediği bu imajla sadece Ankara’da değil, tüm Türkiye’de değişik kesimlerin beğenisini kazandı.
Hatta o kadar ki...
Muhalefetin cumhurbaşkanı adayları arasında en fazla desteği alan isim haline geldi. (Bakınız: O dönem yapılan tüm anketler.)
*
Dün Ankara’da yağan yağmurun, müthiş bir perişanlığa yol açtığını görünce...
Mansur Yavaş için üzüldüm.
*
Mazgallar tıkanmış, her taraf göle dönmüş. Araçlar sular altında kalmış. Yayalar ne yapacaklarını bilemez halde.
Bir hafta önce yağan yağmurda da benzer bir durum oluşmuştu.
*
Başkanlığının birinci yılında, hatta ikinci yılında böyle bir perişanlıkla karşılaşıldığında...
“Adam daha yeni başladı, bir durun kardeşim” deniliyor ve sorumluluk haklı olarak kendisinden önceki döneme yükleniyordu.
*
Fakat artık dört sene oldu başkanlık makamına geleli.
Dört koca sene.
Yani artık ahlaki açıdan, “eleştirel” gözle bakmak değil, bakmamak ayıp.
*
Üstelik son seçimde “sadece işine odaklanmış belediye başkanı” imajı da çok yara aldı Mansur Yavaş’ın.
*
Kılıçdaroğlu’nun siyasi oyun planının bir unsuru oldu resmen.
HDP’nin Kılıçdaroğlu’na verdiği destek konusunda milliyetçi – muhafazakâr kesimi yatıştırma görevini büyük bir şevkle üstlendi. Bu konuda polemiklere girmekten kaçınmadı. Televizyon programları yaptı. Anadolu’da mitingler düzenledi.
*
14 Mayıs akşamı Ekrem İmamoğlu’nun başrolünü oynadığı b sınıfı müsamerenin yardımcı oyuncusu olması konusuna girmiyorum bile.
*
Kısacası dört yıl boyunca üzerine titizlendiği “işine gücüne odaklanmış belediye başkanı” imajını, Kılıçdaroğlu uğruna harcadı Yavaş.
Yani gitti o güzelim imaj.
*
Bunun üstüne şimdi bir de “şehrin mazgallarını bile temizlemekten aciz” durumu binmiş durumda.
Ki en fenası da bu.
*
Yani demem o ki...
Yaklaşan yerel seçim, sanılanın aksine Mansur Yavaş için o kadar da kolay olmayacak.
WİNNER BEHZAT
SOSYAL medyada videolarına rastlıyorum. Sanıyorum esnaf. Adı: Behzat. Üç videosu var dolaşan.
*
- Birinde “Reis’le geldik, Reis’le gideceğiz” diyor.
*
- Öbüründe “Ölümüne Galatasaray” diyor.
*
- Sonuncusunda “Tabii ki City alır bu maçı” diyor.
*
Bu adamın son iki haftada yaşadığı keyif gibi bir keyif diliyorum hepimize. Bütün bir ömür boyu...
NASIL LİDER OLUNUR
- Kariyer planlaması yapar gibi lider olunmaz. Liderlik, bir kariyer planlamasının son noktası değildir.
*
- Lider olmak için şu iki şey şarttır: Büyük dert sahibi olacaksın, bir. Ülke için yapılacaklar konusunda hırslanacaksın, iki.
*
- Hesap kitap yaparak, alt alta koyarak, makamlar arasında seçim yapmak konusunda zorlanarak... Lider olunmaz.
*
- Liderliğe “Ben daha sevimli gelirim millete” diyerek başlanmaz. Yeni bir siyaset inşa ederek başlanır.
*
- Yeni bir siyaset inşa etmek, çok zor bir iştir: Ekonomi, dış politika, Kürt sorunu vs. Bu konularda yepyeni şeyler söylemeden lider olunmaz.
*
- Daha en başta açık konuşmaktan kaçınarak, daha en başta netlikten uzak durarak, daha en başta kafada tilkiler dolaştırarak... Olmaz, olamaz.
NERELERDESİN PSİKOLOJİK ÜSTÜNLÜK
PSİKOLOJİK üstünlük diye bir şey vardı.
Seçimden önce sürekli kendisinden söz edilirdi.
İki taraf da kendisine sahip olduğu iddiasındaydı.
Seçim bitti, ortalıkta görünmez oldu.
*
Nerededir, ne yapıyordur acaba bay psikolojik üstünlük?
HAYATTAN SOĞUYORUM
- “Aslında Kılıçdaroğlu kazandı, oyları çaldılar” cümlesini işittiğim anda...
- Söylediği her şey yanlış çıkmış birinin, CHP’ye taktikler verdiğini gördüğümde...
- Suadiyeli Sevim abla, “Cahiller oy verdi, öyle kazandılar” dediğinde...
KUTU KOLA
CHP’nin sosyal medyadan sorumlu yeni Genel Başkan Yardımcısı Eren Erdem, seçimden çok önce katıldığı bir televizyon programında şöyle diyor:
*
“Kendim yaptırdım bir araştırma. 2 bin 400 denekle... Parasını verdim, yaptırdım. ‘Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısında kutu kola aday olursa hangisine oy verirsiniz?’ diye soruldu araştırmada. Kutu kola yüzde 48.7 çıktı. Tayyip Erdoğan yüzde 35 çıktı. Bunun anlamı nedir? Kararsız vatandaş, ‘O kadar da değil. Tayyip’e oy vermem ama kutu kolaya da oy vermem’ diyor.”
*
Sosyal medyada çok mavrası döndü bunun. Gözümle görüp izlemesem inanmayacağım bir şey bu.
*
İşin en trajik tarafı şu: Seçim sonuçlarına baktığımızda Kemal Kılıçdaroğlu, kutu koladan biraz daha az oy almış.
*
İşin en berbat tarafı ise şu: Böyle bir rezilliğin ardından Eren Erdem’in sosyal medyadan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olması.
