CHP son düzlükte dümeni evete kırdı

 KAVGA etmiyorlardı/

Haberin Devamı

Polemikten kaçınıyorlardı/“Sayın Cumhurbaşkanı” diyorlardı/“AK Partili kardeşlerimiz” diyorlardı/“Hayır diyen de evet diyen de bizimdir” diyorlardı/ Bayraklarını çıkarmıyorlardı/Particilik yapmıyorlardı/Miting bile yapmıyorlardı/Düşük profil gidiyorlardı/Kutuplaşma isteyenlere koz vermiyorlardı/Görünmez olmaya çalışıyorlardı/Dikkat çekmemeye özen gösteriyorlardı.

Kısacası...

Akıllıca hareket ediyorlardı.

Ama daha fazla dayanamadılar.

Saçma sapan bir denize dökme lafı edip karşı tarafa “al da at” pası vererek...
Kendilerine şarkı vermeyen sanatçıya “korkak” falan diye çemkirerek...
Durup dururken ve hiç gereği yokken “kontrollü darbe” geyiği çevirerek...
Yine kanıtlayamayacakları türden gereksiz iddiaları dillendirerek...

Dümeni resmen ‘evet’e kırdılar.

İşte bu durum nedeniyle...

Evet hazzın doruklarında, evet mutlu, evet moral dolu, evet kahkaha atıyor, evet bingo diyor, evet “ha şöyle” yapıyor.

Hayır öksüz, hayır yetim, hayır golü yemiş, hayır ihanete uğramış, hayır gariban, hayır mağdur, hayır sahipsiz, hayır tek başına.


'BANA BİR MASAL ANLAT' ŞARKISINDAN OLMAZDI O İŞ
YENİ Türkü’nün bütün şarkılarının meftunuyum.
“Bana Bir Masal Anlat” şarkısı hariç.

CHP son düzlükte dümeni evete kırdı

Bana fazlasıyla...
Yapay, mıymıntı, beyaz, gamsız, duyar kasan bir şarkı gibi gelir.

Dinlemeye bile dayanamam.

İyi ki bu mıymıntı şarkıyı CHP’ye vermemiş besteci bey...

Çünkü o şarkıdan referandum şarkısı olmazdı.


BAYKAL: EVETÇİ İLE HAYIRCI BİRLİKTE SEVİNECEK KARDEŞİM
DENİZ Baykal’ın “Hayır çıkarsa düşmanı denize dökmüş gibi sevineceğiz” demesini eleştirmiştim.

CHP son düzlükte dümeni evete kırdıDeniz Baykal aradı.

“Söylediğim şudur” dedi...

Ve başladı anlatmaya:

“Hayır çıkarsa... Evet diyenler de hayır diyenler de kol kola girip sevinecekler... Hatay’ı Türkiye’ye katmış gibi sevinecekler... İzmir’e bayrak çekmiş gibi sevinecekler... Düşmanı denize dökmüş gibi sevinecekler.”

Ardından da şunu sordu:

“El insaf! Buradan evetçileri denize dökeceğiz gibi bir sonuç çıkar mı?”


'SUÇU NE' SORUSUNA CEVAP VEREMEYEN İDDİANAME
CUMHURİYET yazarlarıyla ilgili iddianame nihayet ortaya çıktı.

Bu iddianame...

“Kadri Gürsel’in suçu ne?” sorusuna cevap veremiyor.
“Ahmet Şık’ın suçu ne?” sorusuna cevap veremiyor.
“Musa Kart’ın suçu ne?” sorusuna cevap veremiyor.

Neyse... Uzatmayalım.

Bir iddianamenin en iddialı olması gerektiği tek bir yer vardır:

“Suçu ne” sorusuna esaslı bir şekilde cevap vermek...

Bu iddianame, işte bunu yapamıyor. 


MELİH GÖKÇEK GARANTİLEDİ
BİLENLER bilir: Ankara’da miting yapmak zordur, kalabalık bir türlü toplanmaz.

Ama Erdoğan’ın geçen pazar Ankara’da katıldığı miting, epey görkemliydi.

Kalabalık, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın keyfini yerine getirmiş.

Yaman adam şu Gökçek... Yine sağlama aldı kendini.


NEDEN YOK?
MISIR diktatörü Sisi’ye övgüler yağdıran Trump’a neden laf eden yok?

Kimyasal Esad’ın alçaklığına karşı neden esaslı bir haykırış yok?


TELEVİZYONDA SORU SORARKEN
TELEVİZYONDA soru sorduğumda...

Şöyle oluyor:

Ben sorumu soruyorum.

İyi cevap veren bir yıldız gibi parlıyor, kötü cevap veren baş aşağı gidiyor.

Yani memnuniyetinizi de şikâyetinizi de...

Soruyu sorana değil, cevabı verene yöneltin lütfen.


EN KIL, EN SİNİR, EN GICIK TİPLERİ AÇIKLIYORUM
EN KIL TİP: Ağzını eğerek “Ben oy vermeyeceğim ya” diyen tip...

EN SİNİR TİP: Hem ağlaşıp hem de oyunu vermeye üşenen tip.

EN GICIK TİP: “Benim oyumla ne değişecek ki” diyen tip.


ŞU ÜÇ ALANDA TÜRKİYE BİR NUMARA
BİR: Kahvaltı kültüründe...

İKİ: Politik mizah videolarını dolaşıma sokmakta...

ÜÇ: Çayı hakkını vererek demlemekte...


KEDİ SEVENLERİN ORTAK ÖZELLİKLERİ
YALNIZLIKTAN korkmazlar.

Hep alaycıdırlar hep.

Abur cubura meraklıdırlar.

Üşengeç olurlar.

Pintileri baştan elerler.

Yalakalıktan hazzetmezler.

Şahsiyet ararlar şahsiyet.

Yazarın Tüm Yazıları