Adnan Kaya ve Mete Tamer Omur ile Şezlong Sohbetleri "Büyük şehirler sizlerin olsun, Çeşme bize yeter"

TURİZMDE yüksek sezonun yaşandığı şu günlerde Şezlog Sohbetleri’nin konuğu Ilıca Hotel Genel Müdürü Ebru Tuğgan oldu... Bölgenin önemli değerlerinden Çeşme Life Dergisi’nin kurucularından Gamze Karadede’nin katkılarıyla Ilıca Hotel’in deniz kıyısında yer alan Grill Bar & Restoran’da buluştuğumuz Tuğgan’la keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Kariyer yolculuğundan turizme, Çeşme’den hobilere, sevimli dostlardan gastronomiye birçok konuyu konuştuk. Çeşme doğumlu olan ve “Köklerim burada” diyen Ebru Tuğgan, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’nde işletme okuduğu süreçte Çeşme’den ayrıldığını söylüyor. Çeşme’den kopamayan ve sadece eğitim döneminde buradan uzak kaldığını belirten Tuğgan, “Üniversite sonrası evlilik ve İzmir’de yaşam başladı. Ama İzmir’in çok da bana göre olmadığını gördüm. Büyük şehir bana göre değil. Avukat olan eşimi de ikna ederek doğduğum topraklarda yaşamaya başladım. Ben hep, ‘Bir ayağım denizde, biri de toprakta olsun’ diye dua ederim” diyor.

ILICA HOTEL’LE BÜYÜDÜ
Çeşme’yle bir bağı da Ilıca Hotel, Ebru Tuğgan’ın... Öyle ki üniversitenin ardından profesyonel iş hayatına ilk adımı burada atan ve 21 yıldır aralıksız çalışan Tuğgan, “23 yaşında Ilıca Hotel’in finans departmanında çalışmaya başladım. Süreçte operasyonun ve yönetimin birçok alanında bulundum. Finans müdürü, operasyon müdürü olarak görev yaptım. En sonunda genel müdür oldum. Her zaman söylediğim gibi, Ilıca Hotel’le birlikte büyüdük. Çok emek isteyen bir sektörde istikrarlı kariyer yolculuğum oldu. Güçlü bağlar oluştu ve özdeşleştik” diye konuşuyor. Aşık olduğu kentte, çok sevdiği kurumda, büyük emek verdiği işte çalışan Ebru Tuğgan’a göre Çeşme, çok kıymetli ve zengin bir turizm destinasyonu... Her ne kadar biraz tanıtım eksikliği olsa da Tuğgan, “Çeşme’de turizm anlamında yok yok” diyor ve bölgenin değerleriyle ilgili şu bilgileri paylaşıyor:

* Aynı zamanda Çeşme Turistik Otelciler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi olan Ebru Tuğgan, Çeşme’de her bütçeye uygun tatil seçeneğinin olduğunu söylüyor, “Bu, ne aradığınızla ilgili bir konu. Tabii bir detay da Çeşme’ye her mevsim gelebilirsiniz” diyor.

BU LOKASYONDA YOK YOK
“Çeşme, beyaz kumlu ve turkuaz renkli deniziyle ünlü. İlçede birçok güzel plaj bulunuyor. Dünyada tanınan, en popüler sahillerden biri olan Ilıca Plajı da Çeşme’de. Bunların yanı sıra Altınkum, Pırlanta, Alaçatı gibi diğer plajlar da ziyaretçilerine eşsiz bir deniz keyfi sunuyor. Çeşme’nin artıları bunlarla da sınırlı değil... Çeşme dünyanın en iyi rüzgar sporları merkezlerinden biri. Özellikle Alaçatı rüzgarlı iklimi ve sakin sularıyla sörf ve rüzgar sörfü için ideal bir yer. Her yıl uluslararası düzeyde önemli yarışmalar ve etkinlikler düzenleniyor. Kum-deniz-güneş üçlemesinin yanı sıra tarihi ve kültür anlamında da çok zengin. İlçede tarihi bir kale bulunuyor. Ayrıca Alaçatı; dar sokakları, taş evleri ve tarihi dokusuyla büyüleyici bir atmosfere sahip. Çeşme’nin bir ünü de mutfağından geliyor. İlçede birbirinden şık restoranlar, balık lokantaları ve kafe ve barlar bulunuyor. Alaçatı ise özellikle özgün tasarımları ve şık mekanlarıyla ünlü. Ziyaretçiler, deniz ürünleri, zeytinyağlılar ve diğer Ege lezzetlerini tatma fırsatı bulabiliyorlar. Bu kadar mı? Tabbi ki hayır! Çeşme, termal turizm açısından da oldukça önemli bir durak. İlçede birçok termal tesis bulunuyor. Sıcak su kaynaklarından gelen şifalı sular hem dinlenmek, hem de tedavi amaçlı kullanılıyor. Termal tesislerde SPA ve sağlık hizmetleri de sunuluyor. Çeşme, deniz turizmi için de ideal bir yer. Birçok tur teknesi ve yat turlarıyla mavi tura çıkma imkanınız var. Yine Çeşme’den Yunanistan’ın Sakız Adası’na da feribot seferleri düzenleniyor. Yani Çeşme’de yaşamak ve tatil yapmak için onlarca neden sıralayabiliriz.”

 
GLOBAL KADAR YEREL DE ÖNEMLİ
ILICA Hotel de aslında Çeşme’nin tüm zenginliklerini konuklarıyla buluşturuyor ve büyük bir emek veriyor. Bunlardan biri de hiç kuşkusuz gastronomi. O nedenle Ilıca Hotel’in mutfağına ayrı bir parantez açmakta fayda var. Söz, “Sektörel olarak globalleştikçe mutfaklarımız da dünya mutfağına adaptasyon sağladı. Kendi yemeklerimizin özlemini duyar hale geldik” diyen Ebru Tuğgan’da: “Bizim konseptimiz aslında bir öze dönüş. Genel olarak yerel lezzetleri ön plana çıkaran büfelerimizde aynı zamanda dünya mutfakları da yer alıyor. Bunu yaparken de daha çok anne lezzetlerine yer vermeyi düşündük. Hani şu büyüklerimizin tadım yaptıkları sofralardan, peçetelere, defterlere not alınarak nesilden nesile, kulaktan kulağa aktardığı lezzet serüveni... Ilıca Hotel’de yediğiniz sarma, kızartma ve diğer lezzetler çok özel tariflerle hazırlanıyor. Aynı anne eli değmiş gibi... Burada da ev kadınlarına eğitim verip onları bünyemize aldık ve kendi mutfaklarını oluşturdular. Bunlardan biri de Yasemin Usta... Ilıca Hotel’e geldiğinizde Yasemin’in Mutfağı gibi bir alanla karşılaşabilirsiniz.”

* Oldukça yoğun tempolu bir sektörde çalışan Ebru Tuğgan’ın tatili ise genelde sezon sonunda oluyor. Aslında bu da hem tatil, hem de iş mantığıyla ilerliyor. Tatilde de sürekli bir araştırma içinde oluyor. Butik lokasyonlarını seviyor.

SEBZE VE OTLAR FARM ILICA’DAN
Ege’nin gastronomi anlamında çok zengin olduğunu söyleyen Tuğgan, bunun tanıtılması gerektiğini düşünüyor. Ilıca Hotel olarak bunun için yoğun bir mesai harcadıkları kesin! Tabii yabancı misafirlere de yerel lezzetleri tattırıyorlar. Mutfak kısmında bir detay daha var, o da yemeklerde kullanılan sebze ve otlar. Ebru Tuğgan, bunların büyük çoğunluğunun Ilıca Mamurbaba’da bulunan otele ait Farm Ilıca’da yetiştirilip sofraya sunulduğunu paylaşıyor. “Doğallığımızdan asla ödün vermiyoruz. Misafirlerimize doğal ve sağlıklı bir beslenme deneyimi sunarken, aynı zamanda çevreye duyarlılığımızı da koruyoruz” diyen Tuğgan, sürdürülebilir tarım uygulamalarına önem verdiklerini ve çiftliği çevresel etkilere karşı koruduklarını da anlatıyor.

 
”TATİLDE DE ÇALIŞILIR MI?” DİYENLER İÇİN ÖZEL ALAN
PANDEMİ hayatımızda birçok şeyi değiştirdi. Çalışma şeklimiz de bunlardan biri... Artık uzaktan ya da evden çalışma, hibrit gibi kavramları çok sıkça duyuyoruz. Ilıca Hotel de bu yapı içinde bir farkındalığı ortaya koymuş. Ilıca Hotel Workation’un tatilin kesintiye uğratmadan çalışmaya devam edilecek bir seçenek olduğunu anlatan Ebru Tuğgan, şu bilgileri paylaşıyor: “Günümüzde değişen çalışma kültürü ve gelişen remote working anlayışına yepyeni bir soluk getirdik diyebiliriz. Özel çalışma alanları, son teknoloji toplantı salonları, yüksek hızlı internet ve daha fazlasıyla konuklarımıza hizmet veriyoruz. Rahatlatıcı aktivitelerle dolu bir tatil deneyimi sunarken işinizi de verimli bir şekilde yapabilirsiniz.”

 
GELİN; BİTTER VE ARKADAŞLARIYLA TANIŞALIM
EBRU Tuğgan’ın 12 yaşında çevresine çok duyarlı bir kızı var. Bir gün, “Anne, Ilıca Hotel olarak sokak hayvanlarını hedef alan bir proje yapmaz mısınız?” diye sormuş. Tabii bu teklifi de sözde bırakmayarak, her fırsatta annesine hatırlatmış. Tam da Ebru Tuğgan’ın doğumgünü sabahı yine kızı, “Anne bir cana bir hayat hediye etmek istemez misin?” sözleriyle sürece yeni bir boyut katmış. Bu sözün ardından Tuğgan da sokakta kalan 2.5 aylık bir can dostu Ilıca Hotel olarak evlat edinmiş. Bu sevimli dostun ismi ‘Bitter’... Yaklaşık 8-9 aydır Ilıca Hotel’in bir ferdi. Tabii Bitter’in bir misyonu var: “Sokak hayvanlarını tanıtmak ve onlarını haklarını korumak.” Ebru Tuğgan, sokak hayvanları konusunda farkındalık yaratmak istediklerini söylüyor ve ekliyor: “Sokak hayvanlarını sahiplenmek gerekiyor. Otellerin de bu konuda ellerini taşın altına koyması gerekiyor. Biz bir adım attık. Bunun devamının gelmesini diliyoruz. Bitter’den sonra bir de ‘Peyker’ katıldı aramıza. Peyker’e de araba çarpmıştı ve ayağı kırılmıştı. Onu tedavi ettirdik. O da bizimle birlikte. Bunu yaygınlaştırmak ve rol model olmak istiyoruz.”

* Genç ve dinamik bir ekibin olduğu Ilıca Hotel’de kadın yönetici sayısının fazlalığına dikkat çeken Ebru Tuğgan, bu anlamda kadınlara pozitif ayrımcılık yaptıklarını söylüyor.

 
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK BİR SÜREÇ
EBRU Tuğgan, son dönemde çokca dile getirilen bir başlık olan ‘sürdürülebilirlik’ kavramıyla ilgili de önemli değerlendirmelerde bunuyor. Sürdürülebilirliği bölgeye ve değerlerine sahip çıkmak olarak tanımlayan Tuğgan, “Ilıca Hotel olarak çevresel duyarlılıkların öncelikli olarak değerlendirilmesi vizyonuyla yola çıkmış bir kurumuz. Bu bilinç ışığında personelinden misafirlere kadar olan her sürecin çevresel olarak sürdürülebilir, çevreye duyarlı ve iyileştirici yönde gelişimini amaç ve ilke olarak benimsedik. Bugünün dünyasında işletmelerin sürdürülebilirliği hem işletme içi operasyonlarda, hem de işletmenin toplum ve çevreyle olan ilişkisinde kritik bir öneme sahip. Bizler de misafir memnuniyetini en üst düzeyde tutarken, aynı zamanda doğal kaynaklarımızın korunmasına, topluma ve çevreye katkıda bulunmaya önem veriyoruz. Sürdürülebilirlik vizyonumuz sadece bugünün değil, gelecek nesillerin de ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak hareket etmek üzerine kurulu. Çevresel etkimizi azaltmak için aldığımız önlemler, topluma katkı sağlamak için gerçekleştirdiğimiz faaliyetler, çalışanlarımızın eğitimi ve farkındalığını artırmaya yönelik çalışmalarımız ve daha birçok konuda atılımımız bulunuyor. Ancak, sürdürülebilirliğin bir süreç olduğunu unutmamalıyız. Sürdürülebilirliğe olan bağlılığımızın devam ettiğini ve gelecekte daha fazla adım atacağımızı vurgulamak isterim” diyor.

 

İKİSİNDEN BİRİ
* Yürüyüş / Koşu
* Susmak / Konuşmak
* Klasik / Modern
* Dobra / Politik
* Samimi / Mesafeli
* Kitap / Dergi
* Doğa / Konfor
* Kedi / Köpek
* Çay / Kahve
* Et-balık / Ot
* Disiplinli / Rahat

KİMDİR?
* Burcu: Kova
* Eğitimi: Çanakkale 18 Mart Üniversitesi İşletme.
* Medeni durumu: Evli, bir kızı var.
* Tuttuğu takım: Beşiktaş.