Milli markalarımızı kaybediyoruz
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Mart 17, 2010 00:00
Ankara Endüstri Mühendisliği Platformu tarafından düzenlenen Marka Yönetimi Sempozyumu’na katılan Moda Kreatörü Barbaros Şansal, “Milli markalarımızı süratle kaybediyoruz. Buluşlarımız yok” dedi.
Ankara Endüstri Mühendisliği Platformu tarafından düzenlenen Marka Yönetimi Sempozyumu, Çankaya Üniversitesi’nde gerçekleştirildi. Sempozyuma, OSTİM Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Ali Boğa ve Marka Danışmanı Güven Borça’nın da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi, konuşmacı olarak katıldı. Modanın tarihi ve modada marka olmak gibi konuları esprili bir dille anlatan Moda Kreatörü Barbaros Şansal, izleyicilerden büyük alkış aldı.
Ölümcül bakteriler
Ülkemizde marka kavramının çok ciddi sorunları olduğunu belirten Şansal, “Milli markalarımızı süratle kaybediyoruz. Türkiye’nin önemli markaları yenilip içilen ürünler. Buluşlarımız yok. Bizden olan hiçbir şeyi istememeye başladık” dedi.
Markanın altında her zaman çok ince bir ironi yattığını belirten Şansal, şunları söyledi: “Milli markalarımızı süratle kaybediyoruz. Hiçbir besleyiciliği olmayan, adı bizim dilimizden olmayan, karpuz renginde, kavun tadında sakızları çiğneyep atıyoruz. Ölümcül bakteriler üreten bu sakızları İstanbul’dan temizlemenin maliyeti yıllık 25 milyon Dolar. Bilgi, donanımın temelini teşkil eder. Bir tasarım yaparken, teknik bilginiz olması gerekir. Düş kurmadan, düşünceye gidemezsiniz. İmge, simgeye dönüşmek zorundadır.”
Ünlü firmaların markalaşma serüvenleri
Sempozyuma, dünyanın en büyük çelik firmalarından biri olan Arcelor Mittal Luxemburg’dan katılan Onur Yiğiter ise, Boeing ve Bosh gibi firmaların markalaşma serüvenini katılımcılarla paylaştı. Çankaya Üniversitesi’nden mezun olduğunu belirten Yiğiter, “Öğrencilik dönemimde düzenlenen konferansları ilgiyle izlerdim. Şimdi aynı salonda konuşmacı olarak bulunmak, benim için mutluluk verici” dedi. Konuşmacılara, günün anısına birer plaket verildi. Endüstri Mühendisliği Platformu üyeleri, sempozyumun ardından düzenlenen partide, Dj Levent Özkazanç ve Turgay Soy’un canlı parformansıyla eğlendi.
Ölümcül bakteriler
Ülkemizde marka kavramının çok ciddi sorunları olduğunu belirten Şansal, “Milli markalarımızı süratle kaybediyoruz. Türkiye’nin önemli markaları yenilip içilen ürünler. Buluşlarımız yok. Bizden olan hiçbir şeyi istememeye başladık” dedi.
Markanın altında her zaman çok ince bir ironi yattığını belirten Şansal, şunları söyledi: “Milli markalarımızı süratle kaybediyoruz. Hiçbir besleyiciliği olmayan, adı bizim dilimizden olmayan, karpuz renginde, kavun tadında sakızları çiğneyep atıyoruz. Ölümcül bakteriler üreten bu sakızları İstanbul’dan temizlemenin maliyeti yıllık 25 milyon Dolar. Bilgi, donanımın temelini teşkil eder. Bir tasarım yaparken, teknik bilginiz olması gerekir. Düş kurmadan, düşünceye gidemezsiniz. İmge, simgeye dönüşmek zorundadır.”
Ünlü firmaların markalaşma serüvenleri
Sempozyuma, dünyanın en büyük çelik firmalarından biri olan Arcelor Mittal Luxemburg’dan katılan Onur Yiğiter ise, Boeing ve Bosh gibi firmaların markalaşma serüvenini katılımcılarla paylaştı. Çankaya Üniversitesi’nden mezun olduğunu belirten Yiğiter, “Öğrencilik dönemimde düzenlenen konferansları ilgiyle izlerdim. Şimdi aynı salonda konuşmacı olarak bulunmak, benim için mutluluk verici” dedi. Konuşmacılara, günün anısına birer plaket verildi. Endüstri Mühendisliği Platformu üyeleri, sempozyumun ardından düzenlenen partide, Dj Levent Özkazanç ve Turgay Soy’un canlı parformansıyla eğlendi.