Tolga Tuğsavul

Kral Hüseyin

20 Haziran 2006
Sezonun en büyüğünü belirleyen maçta Le Mans, Nancy’yi 93-88 yenerken, milli basketbolcumuz, 26 sayı, 3 ribaund, 2 asist, 1 blokluk muhteşem performansıyla MVP seçildi. FRANSA’daki basketbol elçimiz Hüseyin Beşok, takımı Le Mans’ı lig şampiyonluğuna taşıyarak, gururumuz oldu. Le Mans, Fransa Birinci Ligi’nin şampiyonluk maçında Nancy’yi 93-88 yenerken, milli basketbolcumuz attığı 26 sayıyla sahanın yıldızı oldu.

Paris’in 14 bin 500 kişilik Bercy Spor Salonu’nda oynanan maçta müthiş bir atmosfer vardı. Oyun karşılıklı basketlerle başladı. Son derece atletik oyunculara sahip olan iki takım da sert ve tempolu basketbol oynuyordu. Maçta ilk kez 4. dakikada oyuna giren Hüseyin, birinci periyotta sadece tek şut kullanabildi. Le Mans onu pota dibinde kullanmayı unutunca ilk çeyreği 25-19 yenik kapadı. İkinci periyoda da benchte başlayan Hüseyin, 15. dakikada tekrar maça girdi ve devre sonuna dek attığı 10 sayıyla takımını ayakta tuttu. İlk yarı 44-43 Nancy üstünlüğüyle kapandı. Nancy ikinci devreye de hızlı başladı ve 25. dakikada 6 sayı farkla öne fırladı: 56-50. Tam bu sırada Le Mans’ın koçu Hüseyin’i tekrar oyuna aldı. Tecrübeli oyuncu, tıpkı ikinci periyotta olduğu gibi, attığı basketlerle takımını sırtladı. Üçüncü periyot 65-63 Nancy üstünlüğüyle geçildi. /images/100/0x0/55eb3d27f018fbb8f8b445d6

Fırtına gibiydi

Hüseyin, son çeyrekte de fırtına gibiydi. Bitime 8 dakika 18’inci sayısını atıp, Le Mans’ı 69-68 öne geçirdi. O kadar iyi oynuyordu ki, Nancy savunması onu bir türlü durduramıyordu. 35. dakikada 26’ncı sayısını atan Hüseyin, 37’de dördüncü faulünü alınca, alkışlar arasında saha kenarına geldi. Hüseyin Beşok’un ateşlediği Le Mans, maçın geri kalan dakikalarında da üstünlüğünü sürdürüp, şampiyonluğu kucakladı: 93-88.

20 dakika görev aldığı maçta 26 sayı, 3 ribaund, 2 asist, 1 blok, 1 top çalmalık performans sergileyen Hüseyin Beşok, kariyerinin en anlamlı şampiyonluğunu kucaklarken, karşılaşmanın MVP’si seçildi.
Yazının Devamını Oku

Avrupa’nın büyüğü Maccabi

9 Mayıs 2005
İsrail temsilcisi, Moskova’daki finalde TAU'yu yenip, üst üste 2, toplamda 5. kez Euroleague şampiyonu oldu.FİNALE kalan iki takım; Maccabi ile TAU Ceramica tempolu ve göze hoş gelen basketbol oynuyordu. İsrail ekibi, maça hızlı başladı ve 7 sayılık bir fark yakaladı. Açık zone müdafaa yapıp, maçı bire bir tutup, bütün pasları takip ediyordu. Şut seçimlerini de doğru yapınca, 8. dakikada 11 sayılık fark oluştu: 24-13. Maccabi çok tecrübeliydi. Oyunun temposunu ele geçirip, TAU'nun da fast break şansını kesince ilk periyodu 26-15, devreyi de 50-39 üstün tamamladı.Panathinaikos üçüncüMaccabi adeta kendi sahasında oynuyor gibiydi ve müthiş bir seyirci desteğine sahipti. Bu durumdan hakemler de etkilenmişti. Bütün ortada olan kararları Maccabi lehine veriyordu. Scola ile toparlanan TAU ise, 27. dakikaya kadar 10 sayılık farkı indiremiyordu. 3. periyodun son 3 dakikasında Maccabi top kaybı yapıp, şutları sokamayınca, TAU farkı 3 sayıya indirdi: 63-60. Ancak Avrupa'nın en iyi oyun kurucusu ve maçın MVP'si Litvanyalı Jasikevicius'un 22 sayısı takımına üst üste 2, toplamda 5. Euroleague şampiyonluğunu getirdi: 90-78. Üçüncülük maçı, İbrahim Kutluay'lı Panathinaikos ile CSKA Moskova arasındaydı. Rus gazeteleri, "Titanic 2005" başlıklı haberinde geçtiğimiz üç senede 80 milyon dolar harcayan CSKA Moskova'nın battığını yazıyorlardı. Gerçekten Ruslar hiçbir şey esirgemeden büyük paralar harcayarak müthiş bir Final-Four organizasyonu yapıp, üç kez finale kalamamışlardı. En azından kendi seyircileri önünde Panathinaikos'u yenip, üçüncü olmayı hedefliyorlardı. Fakat bir ara 50-28'lik skor avantajı yakaladığı maçı (normal süre 78-78) uzatmada yitirip, seyircilerine hüsran yaşatıyordu: 94-91. Maçta 39 dakika süren alan İbrahim kaydettiği 19 sayıyla, Batiste’den (28) sonra takımının 2. skoreri oldu.
Yazının Devamını Oku

Önemli galibiyet

9 Eylül 2004
<B>SARAYBOSNA</B>’da senelerce oyuncu ve antrenörlük yapmış koç <B>Tanjevic</B> için bu maçın önemi ve anlamı çok farklıydı. Bosna takımı bizden daha iyi oyunculara sahip değildi. Ancak hazırlık döneminde yaşanan sakatlık ve maç öncesine kadar Hidayet’in 15 günlük yokluğu Tanjevic’in sisteminin oturmasını geciktirmişti.

Tanjevic, rakip guardı Kerem’le baskı yaptırıp, presle hücumda gücünü düşürmeyi planlıyordu. Takımımız baskıyı artırıp, müdafaayı sertleştirince 6. dakikada 17-10 öne geçtik. Ne var ki takım halinde agresif savunma yapmadığımız gibi top kayıpları da çoğalınca ilk periyodu 24-21 mağlup kapadık. İkinci periyoda Hidayet iyi savunmasına iki tane 3’lük sıkıştırınca 27-24 öne geçtik. Oyunun temposunu artırıp, müdafaa ribauntlarını da alınca (33-25) 8 sayılık fark yakaladık. Ne var ki inişli çıkışlı bir oyun oynayınca Bosna bundan faydalandı ve devre 41-41 sona erdi.

Başa baş geçti

İkinci yarıda defansta daha kontrollü başladık. Bu sefer de ilk 5 dakikada 4 sayı yapabildik. Hakemler de ev sahibi takımın lehine çaldığı ince düdüklerle iyice tempomuzu düşürüp, Bosna’nın maçtan kopmamasını sağladı. 3. periyodun son iki hücumunda Ender attığı 2 üçlükle bizi rahatlattı ve 55-49 öne geçtik. Başa baş giden maçın son 5 dakikasına iki takım 59-59 berabere girdi. İbrahim ve Mehmet’in üst üst bulduğu 3’lükler bize 70-62’lik üstünlük getirirken, maçıda 75-65 kazandık. Avrupa Şampiyonası’na iyi bir başlangıç yaptık.
Yazının Devamını Oku