Selen Sakar Ecemiş

Kısırlığının en önemli sebeplerinden biri: Yumurtlama düzensizliği

20 Mart 2019
Üreme çağındaki her kadında yumurtlama normalde her ay 1 kere olan ve bu sayede adet görme, üreme gibi fonksiyonların devamını sağlayan, kadın vücudundaki hormonal değişimlerin ana sebeplerinden birisidir. Yumurtlama yani yumurta çatlaması hakkında Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr.Dr. Selen Sakar Ecemiş bilgi verdi.

KADIN KISIRLIĞI ARASINDA EN SIK GÖRÜLEN NEDEN YUMURTLAMA DÜZENSİZLİĞİ

Kadın kısırlığının en büyük nedenlerinden biri yumurtlama problemidir. Kısırlık nedenleri arasında en sık nedenlerden birisidir. Kadınlarda görülen kısırlığın üçte biri yumurtlama problemleri ile ilgilidir. Yumurtlama düzensizliği olan kadında yumurtlama olur ancak düzensiz ve seyrek olur, bu nedenle adetleri de düzensiz olur. 

YUMURTLAMA BOZUKLUĞU STRES VE BAZI HASTALIKLARA BAĞLI GELİŞEBİLİR

Yumurtlama düzensizliğinin altında birçok sebep yatabilir. Bunların başında da stres ve bazı hastalıklar gelişebilir. Nedenler arasında en sık görülenlerden birisi polikistik over hastalığıdır (PCOS) ancak her yumurtalama düzensizliği polikistik over anlamına gelmez. Polikistik over hastalarında genellikle yumurtlama düzensizliği (seyrekliği) dışında, adetlerin seyrek olması, aşırı tüylenme, şişmanlık gibi belirtiler de vardır. Aşırı kilolu kadınlarda da yumurtlama problemi en sık karşımıza çıkan sebeplerin başında gelmektedir.

YUMURTLAMA BOZUKLUĞU MUTLAKA TEDAVİ EDİLMELİDİR

Yumurtlama ile ilgili belirtilerin hastada birkaç ay üst üste olması yumurtlama olmadığı hakkında şüphe uyandırabilir. Ancak tıbbi olarak bir kadında o ay yumurtlama (ovulasyon) olup olmadığını belirlemek için bazı yöntemler vardır. Doktor kontrolünde bu yöntemler çok zaman kaybetmeden mutlaka yapılmalıdır. Bunlar: Ultrason ile büyüyen yumurtanın takibi ve yumurtlama olayının gözlenmesi, adetin 21. günü progesteron hormonu bakılması. Progesteron hormonu düzeyinin belli bir değerden yüksek olması yumurtlama olduğunu gösterir, vücut ısısı takibi yapılır. Adetin 13.-15. günlerinde yumurtlama olduktan sonra kadının vücut ısısında yaklaşık yarım derece bir artış meydana gelir, bütün bunların yanısıra yumurtlama (ovulasyon) testleri de yapılır.

YUMURTALAMA DÜZENLEYİCİ TEDAVİLER NELERDİR?

Bu hastalara yumurtlama tedavisi (ovulasyon indüksiyonu) denilen tedaviler verilir. Bazen bu tedaviler yetersiz kaldığında tüp bebek tedavisi de uygulanır. Yumurtlama düzenleyici tedaviler ile hamilelik (gebelik) elde edilebilmesi için bazen aşılama da tedaviye eklenir. Yumurtlama düzenleyici yani yumurta büyütücü ilaçlar tablet şeklinde ağızdan alınan ilaçlar veya enjeksiyon (iğne) şeklinde kullanılan ilaçlar olabilmektedir.

SADECE GEBELİKLE İLGİLİ DEĞİLDİR

Yumurtlama düzensizliği problemi sadece gebelik istemi ile ilgili değildir. Gebelik istemi olmayan hastalarda da adet düzensizliği, tüylenme gibi problemler yumurtlama bozukluğuna bağlı meydana gelebilir. Bu durumlarda adet düzenleyici tedaviler, tüylenme azaltıcı ilaçlar, epilasyon, doğum kontrol hapları gibi tedaviler sık kullanılır. Ancak doktor tavsiyesi olmadan bu tür ilaçların kullanılmasını önermiyoruz. Bitkisel ilaçlar, kürler, otlarda yine doktora danışılmadan kullanılmamalıdır. .

AŞIRI KİLO YUMURTLAMAYI ENGELLER

Aşırı kilolu olma (obezite) yumurtlamayı engelleyen, düzensizleştiren nedenlerin başında gelmektedir. Bu nedenle fazla kilosu olan hastalara mutlaka kilo vermeleri önerilir. Bunun için sağlıklı beslenme kurallarına dikkat etmeleri, gerekirse diyetisyenlerden yardım almaları, egzersiz ve spor yapmalarını istiyoruz. Kilo verdiklerinde hastaların çoğu yumurtlamalarının ve adet düzeninin eskisine göre çok daha iyi olduğunu ifade ederler. Kilo verdikten sonra bir grup hastada düzenli adet görme geri gelir ve kendiliğinden gebe kalabilirler. Eğer kilo vermeye rağmen gebe kalamazsa hastalar ağız yoluyla kullanılan hap tedavisiyle yumurtla sağlanır. Bu tedaviyle hastaların yüzde 30-40’ında yumurtlama elde edilir ve yaklaşık yüzde 15-20’si gebe kalır.

Kadın kısırlığının en büyük nedenlerinden biri yumurtlama problemidir. Kısırlık nedenleri arasında en sık nedenlerden birisidir. Kadınlarda görülen kısırlığın üçte biri yumurtlama problemleri ile ilgilidir. Yumurtlama düzensizliği olan kadında yumurtlama olur ancak düzensiz ve seyrek olur, bu nedenle adetleri de düzensiz olur. 

Yumurtlama düzensizliğinin altında birçok sebep yatabilir. Bunların başında da stres ve bazı hastalıklar gelişebilir. Nedenler arasında en sık görülenlerden birisi polikistik over hastalığıdır (PCOS) ancak her yumurtalama düzensizliği polikistik over anlamına gelmez. Polikistik over hastalarında genellikle yumurtlama düzensizliği (seyrekliği) dışında, adetlerin seyrek olması, aşırı tüylenme, şişmanlık gibi belirtiler de vardır. Aşırı kilolu kadınlarda da yumurtlama problemi en sık karşımıza çıkan sebeplerin başında gelmektedir.

Yumurtlama ile ilgili belirtilerin hastada birkaç ay üst üste olması yumurtlama olmadığı hakkında şüphe uyandırabilir. Ancak tıbbi olarak bir kadında o ay yumurtlama (ovulasyon) olup olmadığını belirlemek için bazı yöntemler vardır. Doktor kontrolünde bu yöntemler çok zaman kaybetmeden mutlaka yapılmalıdır. Bunlar: Ultrason ile büyüyen yumurtanın takibi ve yumurtlama olayının gözlenmesi, adetin 21. günü progesteron hormonu bakılması. Progesteron hormonu düzeyinin belli bir değerden yüksek olması yumurtlama olduğunu gösterir, vücut ısısı takibi yapılır. Adetin 13.-15. günlerinde yumurtlama olduktan sonra kadının vücut ısısında yaklaşık yarım derece bir artış meydana gelir, bütün bunların yanısıra yumurtlama (ovulasyon) testleri de yapılır.

Bu hastalara yumurtlama tedavisi (ovulasyon indüksiyonu) denilen tedaviler verilir. Bazen bu tedaviler yetersiz kaldığında tüp bebek tedavisi de uygulanır. Yumurtlama düzenleyici tedaviler ile hamilelik (gebelik) elde edilebilmesi için bazen aşılama da tedaviye eklenir. Yumurtlama düzenleyici yani yumurta büyütücü ilaçlar tablet şeklinde ağızdan alınan ilaçlar veya enjeksiyon (iğne) şeklinde kullanılan ilaçlar olabilmektedir.

Yumurtlama düzensizliği problemi sadece gebelik istemi ile ilgili değildir. Gebelik istemi olmayan hastalarda da adet düzensizliği, tüylenme gibi problemler yumurtlama bozukluğuna bağlı meydana gelebilir. Bu durumlarda adet düzenleyici tedaviler, tüylenme azaltıcı ilaçlar, epilasyon, doğum kontrol hapları gibi tedaviler sık kullanılır. Ancak doktor tavsiyesi olmadan bu tür ilaçların kullanılmasını önermiyoruz. Bitkisel ilaçlar, kürler, otlarda yine doktora danışılmadan kullanılmamalıdır. .

Aşırı kilolu olma (obezite) yumurtlamayı engelleyen, düzensizleştiren nedenlerin başında gelmektedir. Bu nedenle fazla kilosu olan hastalara mutlaka kilo vermeleri önerilir. Bunun için sağlıklı beslenme kurallarına dikkat etmeleri, gerekirse diyetisyenlerden yardım almaları, egzersiz ve spor yapmalarını istiyoruz. Kilo verdiklerinde hastaların çoğu yumurtlamalarının ve adet düzeninin eskisine göre çok daha iyi olduğunu ifade ederler. Kilo verdikten sonra bir grup hastada düzenli adet görme geri gelir ve kendiliğinden gebe kalabilirler. Eğer kilo vermeye rağmen gebe kalamazsa hastalar ağız yoluyla kullanılan hap tedavisiyle yumurtla sağlanır. Bu tedaviyle hastaların yüzde 30-40’ında yumurtlama elde edilir ve yaklaşık yüzde 15-20’si gebe kalır.

Yazının Devamını Oku

Kısır olup olmadığınızı basit yöntemlerle anlayabilirsiniz?

26 Şubat 2019
Değişen dünya, işin ve hayatın getirdiği stres, mevsiminde yenilemeyen sağlıksız yiyecekler, kariyer derken bazen de çocuk yapma süreci gerilerde kalabiliyor. İşte tam da bu noktada birçok kadının, bütün bunlar olup biterken “Acaba kısır olabilir miyim?” sorusu aklına takılabiliyor…Sağlıksız koşullar üreme yeterliliğini de düşürmekte ve kısırlığa neden olabilmektedir.

ACABA KISIR MIYIM? 

Hala aradığınız kişiyi ya da çocuğunuza baba olabilecek birini bulamamış olabilirsiniz. Peki, evlenmeden de kısır olup olmadığınızı anlayabilir misiniz?

Kadınların 30’lu yaşlarda başlayan "Çocuk için acaba geç mi kalıyorum" kaygısının cevaplarına gelin birlikte bakalım.

YUMURTALIK KAPASİTENİZİ ÖĞRENEBİLİRSİNİZ

Yumurtalık kapasitelerini ölçtürme, ultrasonografi ve hormon testleriyle doğurganlığınızı ne kadar daha koruyacağınızı ya da yumurtalık rezervinize bakarak kısır olup olmadığınızı öğrenmeniz mümkün. Zaman maalesef doğurganlık söz konusu olduğunda, yumurtalık rezervi açısından kadının aleyhine işliyor. Yaş ilerledikçe rahim dokusu genç kalsa da, yumurta sayısı ve kalitesi düşmeye başlıyor. 25-30’lu yaşlar kolay ve sağlıklı çocuk sahibi olmak için ideal. Bu gerçeği bilen çoğu kadın 30’una merdiven dayayınca benzer kaygıyı taşımaya başlıyor, ve “bir an önce çocuk sahibi olmalıyım” diye beynimiz içinde cümleler uçuşuyor.

KADINLAR YUMURTA KONUSUNDA ŞANSLI DOĞUYOR

Kadınlar aslında yumurta zengini olarak dünyaya gözlerini açıyorlar. Hatta yumurtalıkları daha anne karnındayken gelişir. Ceninin ilk aylardaki yumurta sayısı 6-7 milyon civarındadır. Kız çocuğu doğduğunda yumurtalıklarında milyonlarca olgunlaşmamış yumurta hücresi bulunur. Sonraki yıllarda sayı hızla düşer. İlk reglinin görüldüğü yaşlarda yumurta sayısı 400 bine iner. Kadın 37 yaşına geldiğinde ortalama yumurta sayısı 25 bine iniyor. 37-38 yaşlarında yumurtalık rezervinde trajik bir şekilde düşüş başlar. Menopozla da organizmanın yumurta üretimi sona eriyor.

HER AY ORTALAMA 3-4 YUMURTA GELİŞİR

Her ádet döneminin başında çok sayıda yumurta olgunlaşmaya çalışır. Organizma bunlardan 3 ya da 4’ünü seçer ve FSH hormonunun etkisiyle geliştirir. Çoğunlukla en baskın olanı gelişir. İki ya da üç yumurtanın olgunlaşmasına ender de olsa rastlanır. Tüm koşullar uygunsa, sperm ile döllenen yumurta rahime yerleşir. Aksi takdirde aylık kanamayla atılacaktır. Doğurganlık dönemi boyunca her kadın yaklaşık 500 kez yumurtlar.

YUMURTALIK KAPASİTESİ NASIL ANLAŞILIR?

Yumurta kapasitesini ölçmenin bir takım yolları var. Adetin ikinci ya da üçüncü günü ölçülen FSH ve estradiol testi yaptırabilirsiniz. Yumurta rezervi düşük olduğunda belirgin bir şekilde sonuç verir. Bu sonucun en büyük kriteri kadının yaşıdır. Yaş ne kadar gençse rezerv o kadar yüksektir. Şunu unutmamak gerekir ki, genetik kalıtımın da bunda önemli bir etkisi vardır. Annesi geç yaşta menopoza giren kadınların rezervleri genellikle yaşıtlarına göre daha iyidir. Bu da kadınlar için aslında büyük bir şans olarak nitelendirilebilir.

HORMON TESTLERİ, VE ULTRASONOGRAFİK İNCELEME YETER Mİ?

Adet başlangıcında ultrasonla, içi sıvı dolu ve yumurta taşıyan kabarcıkları (antral folikül) sayma yöntemiyle yumurta rezervi belirgin bir şekilde anlaşılabiliyor. En azından hem doktora, hem de çocuk yapma planları olan kadına fikir verebiliyor. Yumurtalık hacmini ölçmek de bir başka yöntem olarak karşımıza çıkabiliyor. En doğru olanı değerlendirmede tüm bu testleri kullanmaktır.

YAŞIMIZ YUMURTA KALİTEMİZİ ELE VERİYOR

Yumurta kalitesi, içerdiği genetik yapıyla doğru orantılıdır. Kadının yaşı ilerledikçe, yumurtanın hücre bölünmesi sırasında hata yapma oranı artıyor. Kromozomlar eşit dağılmadığı için de Down Sendromu gibi hastalıklar maalesef ortaya çıkabiliyor.

YUMURTALIKLARIMIZI, YUMURTALARIMIZI SAKLAYABİLİR MİYİZ?

Yumurta dondurma işlemiyle tüp bebek uygulaması, normal tüp bebek uygulamasından yüzde 30 daha başarılı. Eğer çocuk sahibi olmayı 7 yıldan fazla erteleyecekseniz, yumurta saklamaya değebilir. Yumurtalık dokusu dondurması ise, şimdilik tıbbi nedenlerle kullanılmalı. Örneğin kemoterapi gibi zorunlu tedavilerden geçecek kadınlarda.

Hala aradığınız kişiyi ya da çocuğunuza baba olabilecek birini bulamamış olabilirsiniz. Peki, evlenmeden de kısır olup olmadığınızı anlayabilir misiniz?

Kadınların 30’lu yaşlarda başlayan "Çocuk için acaba geç mi kalıyorum" kaygısının cevaplarına gelin birlikte bakalım.

Yumurtalık kapasitelerini ölçtürme, ultrasonografi ve hormon testleriyle doğurganlığınızı ne kadar daha koruyacağınızı ya da yumurtalık rezervinize bakarak kısır olup olmadığınızı öğrenmeniz mümkün. Zaman maalesef doğurganlık söz konusu olduğunda, yumurtalık rezervi açısından kadının aleyhine işliyor. Yaş ilerledikçe rahim dokusu genç kalsa da, yumurta sayısı ve kalitesi düşmeye başlıyor. 25-30’lu yaşlar kolay ve sağlıklı çocuk sahibi olmak için ideal. Bu gerçeği bilen çoğu kadın 30’una merdiven dayayınca benzer kaygıyı taşımaya başlıyor, ve “bir an önce çocuk sahibi olmalıyım” diye beynimiz içinde cümleler uçuşuyor.

Kadınlar aslında yumurta zengini olarak dünyaya gözlerini açıyorlar. Hatta yumurtalıkları daha anne karnındayken gelişir. Ceninin ilk aylardaki yumurta sayısı 6-7 milyon civarındadır. Kız çocuğu doğduğunda yumurtalıklarında milyonlarca olgunlaşmamış yumurta hücresi bulunur. Sonraki yıllarda sayı hızla düşer. İlk reglinin görüldüğü yaşlarda yumurta sayısı 400 bine iner. Kadın 37 yaşına geldiğinde ortalama yumurta sayısı 25 bine iniyor. 37-38 yaşlarında yumurtalık rezervinde trajik bir şekilde düşüş başlar. Menopozla da organizmanın yumurta üretimi sona eriyor.

Her ádet döneminin başında çok sayıda yumurta olgunlaşmaya çalışır. Organizma bunlardan 3 ya da 4’ünü seçer ve FSH hormonunun etkisiyle geliştirir. Çoğunlukla en baskın olanı gelişir. İki ya da üç yumurtanın olgunlaşmasına ender de olsa rastlanır. Tüm koşullar uygunsa, sperm ile döllenen yumurta rahime yerleşir. Aksi takdirde aylık kanamayla atılacaktır. Doğurganlık dönemi boyunca her kadın yaklaşık 500 kez yumurtlar.

Yumurta kapasitesini ölçmenin bir takım yolları var. Adetin ikinci ya da üçüncü günü ölçülen FSH ve estradiol testi yaptırabilirsiniz. Yumurta rezervi düşük olduğunda belirgin bir şekilde sonuç verir. Bu sonucun en büyük kriteri kadının yaşıdır. Yaş ne kadar gençse rezerv o kadar yüksektir. Şunu unutmamak gerekir ki, genetik kalıtımın da bunda önemli bir etkisi vardır. Annesi geç yaşta menopoza giren kadınların rezervleri genellikle yaşıtlarına göre daha iyidir. Bu da kadınlar için aslında büyük bir şans olarak nitelendirilebilir.

Adet başlangıcında ultrasonla, içi sıvı dolu ve yumurta taşıyan kabarcıkları (antral folikül) sayma yöntemiyle yumurta rezervi belirgin bir şekilde anlaşılabiliyor. En azından hem doktora, hem de çocuk yapma planları olan kadına fikir verebiliyor. Yumurtalık hacmini ölçmek de bir başka yöntem olarak karşımıza çıkabiliyor. En doğru olanı değerlendirmede tüm bu testleri kullanmaktır.

Yazının Devamını Oku