Oya Armutçu

AYM temyizde para sınırını kaldırdı… Her dosya Danıştay’a mı gidecek

23 Ekim 2023
Anayasa Mahkemesi (AYM) vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalarda istinaf sonrasında temyiz talep edebilmek için öngörülen parasal sınırı Anayasa’ya aykırı buldu ve iptal etti. Peki iptal kararı sonrası temyizde neler değişti? Davanın konusu kaç lira olursa olsun Danıştay’da temyiz yolu mı açıldı? Milyonlarca vatandaş ve vergi mükellefini ilgilendiren bu iptal kararı ile ilgili merak edilenleri avukat Dr. Burak Aslanpınar’a sordum...

ANAYASA’YA AYKIRI BULUNDU

- Bu karar ne anlama geliyor? 

Avukat Aslanpınar: İdari yargıda önceleri iki dereceli sistem vardı. Yani vergi veya idare mahkemesi kararı temyiz edilebiliyor ve Danıştay karar veriyordu. Başka bir merci yoktu. Daha sonra istinaf devreye alındı. Böylece üç dereceli bir sistemimiz oldu. Bu sistemde ilk derece mahkemesi kararı, önce istinaf edilerek bölge idare mahkemesine sonra da temyiz edilerek Danıştay’a taşınıyor. Ancak kanunda belirlenen bazı davalardaki kararlar ve her yıl yeniden belirlenen belli parasal sınırların altındaki dava dosyaları istinaf ya da temyiz edilemiyor. 2023 yılı için temyiz sınırı 581 bin TL, istinaf sınırı ise 20 bin TL olarak belirlendi. AYM’nin iptal ettiği hüküm gereğince dava konusu 581 bin TL olan bir uyuşmazlıkta istinaf mahkemesi kararını temyiz edemiyorsunuz. Ama 581 bin 1 TL olunca temyiz yolu açık oluyordu. Yani 1 TL davanın kaderini değiştirebiliyordu. AYM konusu 581 bin Türk Lirası’nın altındaki davalar hakkında temyiz kanun yoluna başvurulamamasını öngören kuralın Anayasa’ya aykırı buldu ve iptal etti.

- İptal kararının gerekçesi nedir?

AYM, hükmü iptal ederken, kuralın “belirli” ve “ölçülü” olmadığı yönünde iki gerekçeye dayanmış. Öncelikle temyizdeki her yıl değişen parasal sınırda, dava açılma tarihinin mi istinaf tarihinin dikkate alınacağının belirli, açık ve öngörülebilir olmaması Anayasa’ya aykırı bulunmuş. Ayrıca parasal sınırın (2023 yılı için 581 bin TL) altındaki tüm davaların nispeten önemsiz görülerek temyiz denetimi dışında bırakılması, özellikle davacı durumundakiler bakımından aleyhe sonuçlar doğurabileceğinden ölçülülük ilkesine aykırı görülmüş.

13 TEMMUZ’DA YÜRÜRLÜĞE GİRECEK

-

Yazının Devamını Oku

AYM’ye bireysel başvuruda yeni dönem

16 Ekim 2023
2022 itibarıyla önündeki 130 bin başvurudan 80 bini “Makul sürede yargılanma hakkının ihlali” iddiasına dayanan Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, bir dosyada “Tazminat kararları bir işe yaramıyor. Yapısal sorunu çözmüyor. Artık ben bu dosyaları incelemem” dedi. 80 bine yakın başvuruda Tazminat Komisyonu’na havale ya da başka bir çözüm getirilmezse düşme kararı verilecek. Siyaset ve yargı kulislerinde büyük tartışma yaratan karardan sonra bireysel başvuruda önümüzdeki süreçte neler olacağı merak ediliyor.

2022 yılı itibarıyla önündeki 130 bin başvurudan 80 bini “Makul sürede yargılanma hakkının ihlali” iddiasına dayanan ve bu konuda 55 binden fazla ihlal kararı veren Anayasa Mahkemesi (AYM) Genel Kurulu, bu verileri gerekçe göstererek, 25 Temmuz’da çarpıcı bir karara imza attı. Bu karar Keser Altıntaş (B. No: 2023/18536) kararıydı. 10 Ekim tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Altıntaş kararında AYM özetle şöyle dedi:

“Bireysel başvuru mekanizması ‘istisnai nitelikte ve ikincil’ niteliktedir. Ben sadece tazminat mahkemesi değilim. Bu konuda 55 binden fazla karar verdim. Ama yapısal sorunun çözümünde hiçbir işe yaramadı. Çözüm için kanun koyucu ya da idare mekanizma oluşturmadı. İnsan haklarının korunması ve geliştirilmesine katkı sağlamıyor. Ben artık bu başvuruları incelemek için haklı bir neden göremiyorum. İçtüzüğü gereği mevcut dosyalar ve gelecek olanlar için düşme kararı vereceğim.”

TARTIŞMA YARATTI 

Siyaset ve yargı kulislerinde büyük yankı bulan ve tartışma yaratan karardan sonra bireysel başvuruda önümüzdeki süreçte neler olacağı merak ediliyor. Bu soruları Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ersoy Kontacı ile konuştum. Tamamen farklı görüşteki Sağkan ve Doç. Kontacı’nın herkesin merak ettiği sorulara yanıtları şöyle:

ANAYASA’YA AYKIRI

* AYM ne karar verdi?

TBB Başkanı Sağkan: AYM, Altıntaş kararı ile makul sürede yargılanma hakkının ihlali iddiasıyla yapılan başvurulara, ‘Artık ben bakmayacağım’ dedi. Bu konuda daha önce yaptığı gibi TBMM’ye yasal düzenleme için süre vermek yerine zaten makul sürede yargılanma hakları ihlal edilen vatandaşların başvurularının incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden görülmediğinden düşmesine karar verdi. Davaları yıllarca süren yurttaşlar, AYM’den sorunlarının çözümünü beklerken yine mağdur oldular.

*

Yazının Devamını Oku

Nişan yüzüğü geri istenebilir mi

9 Ekim 2023
Okurum R.S., ölen annesinden yadigâr elmas gerdanlık ile beş bilezik ve pırlanta saat taktığı nişanlısının nişanı bozduğunu, bu hediyeleri geri isteyip isteyemeyeceğini öğrenmek istiyor. Tazminat davası açıp açamayacağını soruyor. Okurum R.S. ve diğer okurlarımın bu konudaki sorularını Türk Medeni Kanunu (TMK) ile Yargıtay içtihatları ışığında yanıtlamak istiyorum...

EVLİLİĞİN ÖN EVRESİ

* Nişanlılık hukuken ne anlama geliyor?

TMK’da nişanlılık düzenlenmiş durumda. Buna göre nişanlanma, evlenmenin ön evresi. Nişanlılıkla birlikte nişanlılar, nişanlı çiftin aileleri ve yakınları, bu süreçte nişanlılara ve birbirlerine hediyeler veriyorlar. Nişanlılardan birinin ölmesi, haklı veya hiçbir haklı sebebe dayanmadan kız ya da erkek tarafın nişanlılık ilişkisini sona erdirmek istemesi ile bu ilişki sona eriyor. Nişanlılık ilişkisi evlilik dışındaki bir sebeple bittiğinde bu ilişki ile birlikte ortaya çıkan hak ve yükümlülükler kendiliğinden sona eriyor. Nişan bozulduktan sonra hukuksal sebep ortadan kalktığı için hediyelerin geri verilmesi gündeme geliyor.

* TMK’da düzenlenme var mı?

Evet düzenlenmiş durumda. TMK’nın 122. Maddesi ‘Nişanlılık evlenme dışındaki bir sebeple sona ererse, nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların, diğer nişanlıya vermiş oldukları alışılmışın dışındaki (mutad dışı) hediyeler, verenler tarafından geri istenebilir. Hediye aynen veya mislen geri verilemiyorsa, sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanır” şeklinde...

Yazının Devamını Oku

AYM ek MTV’yi iptal ederse... Dava açmayan parasını geri alabilecek mi

25 Eylül 2023
AYM ek MTV vergisini iptal ederse ne olacak? Ek MTV’yi ödeyen de ödemeyen de bu parayı geri alabilecek mi? AYM’nin kritik kararı öncesi tüm bu soruları vergi uzmanı Avukat Dr. Burak Aslanpınar ile görüştüm. Aslanpınar’a göre, ek MTV’yi ödeyen ve dava açmayanlar, Danıştay’ın son kararlarına göre AYM’nin iptal kararında bile paralarını geri alamayacaklar. Ek MTV’ye karşı süresinde dava açanlar ise kazanacaklar.

Önce AYM 28 Eylül’de ne yapacak bakalım. Ek MTV’nin iptali için açılan davada, AYM, 26 Temmuz’da başvurunun ilk incelemesini yapmış, yürürlüğü durdurma talebinin esastan inceleme aşamasında karara bağlanmasına hükmetmişti. Gözler AYM’nin ilk taksit ödemesine kadar bir karar verip vermeyeceğine çevrilmişti. Ek MTV’nin ilk taksitini ödeme süresi de 31 Temmuz’dan 6 Eylül’e çekilmişti. Ancak, AYM’den bu süreçte bir karar çıkmadı. Başvuru gündeme alınıp görüşülmedi. AYM, merakla beklenen başvuru hakkındaki görüşmeyi 28 Eylül tarihli gündemine aldı.

DAVAYI REDDEDERSE

AYM’nin önünde çeşitli karar seçenekleri var. AYM, eğer davayı reddederse, ek MTV uygulamasında bir değişiklik olmayacak. Ek MTV düzenlemesi Anayasa’ya uygunluk vizesi alacak ve vatandaşlar da kasım sonuna kadar ikinci taksiti ödeyecekler. AYM’nin önündeki ikinci karar seçeneği ise ek MTV düzenlemesini iptal etmek. AYM’nin olası iptal kararının sonuçlarını, okurlarımın soruları ve AYM’nin bu konudaki eski kararları ışığında Avukat Aslanpınar bakın nasıl yanıtladı:

NE ZAMAN VE NASIL ÖDENİYOR

Mevcut araçların ek MTV’si, iki eşit taksit şeklinde ödeniyor. İlk taksitin 6 Eylül 2023’e kadar ödenmesi gerekiyordu. İkinci taksitin son ödeme günü ise 30 Kasım 2023. İlgili sicile ilk kez kayıt ve tescil
edilecek olan taşıtlar için ödenecek olan ek MTV ise peşin olarak sicile kayıtta ödenecek. Ek MTV ödemesi, GİB’in internet sitesinden, veznelerinden, anlaşmalı bankaların şubelerinden, internet ve mobil bankacılık kanalları ile ATM’leri üzerinden ödenebiliyor.

ÖDENMEZSE NE YAPILIYOR

Yazının Devamını Oku

Düğün takısı gelinin mi damadın mı

18 Eylül 2023
Düğün takısı kime ait?

Düğünde takılan bilezik, kolye, altın gibi ziynet eşyası ve nakit para kadının mı, erkeğin mi? Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı gereği, düğünde altınlar kim tarafından kime takılırsa takılsın aksine bir anlaşma ya da örf ve adet kuralı olmadığı sürece kadına “bağışlanmış” ve “kişisel malı” sayılıyor. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Uğur Gençcan, “80 yıllık Yargıtay uygulaması böyle” dedi...

Beş yıllık evli kadın okurum A.Y.K., eşiyle boşanmaya karar verdiklerini, düğünde takılan 10 düz bilezik, beş burma bilezik, 1 Trabzon hasır set, altın zincir, 30 adet altını nasıl paylaşacaklarını soruyor. A.Y.K. ve düğün takılarının kime ait olduğunu merak eden okurlarımın sorularını Türk Medeni Kanunu ve Yargıtay kararları ışığında yanıtlamak istiyorum. Yanıtlarım bakın şöyle:

KADININ KİŞİSEL MALI

- Yargıtay ne diyor? Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun güncel kararı gereği düğünde takılan altınlar kim tarafından kime takılırsa takılsın çiftin arasında aksine bir anlaşma ya da örf ve adet kuralı olmadığı müddetçe kadına bağışlanmış sayılıyor. Türk Medeni Kanunu’nun 220. maddesine göre kadın eşin “kişisel malı” olduğu kabul ediliyor. Yani düğünde takılan tüm takılar kadına ait kabul ediliyor. Fakat iki istisnası var; eşler aksine bir anlaşma yaparlarsa düğün altınları konusunda farklı bir mal paylaşımı olabiliyor. Ancak yargılama aşamasında bu anlaşmanın ispatı gerekiyor. O yörede farklı bir örf ve adet kuralı var ise, eşyanın kime ait olduğu konusunda da Yargıtay kararlarında farklılık görülebiliyor.

80 YILLIK UYGULAMA

Boşanma davalarının temyiz incelemesini yapan Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Uğur Gençcan’a da uygulamada bir değişiklik olup olmadığını sordum. Başkan Gençcan, “Düğünde geline ya da damada kime takılırsa takılsın ziynet eşyası, altın ekonomik değeri olan takılar kadının hakkıdır. Kadının kişisel malı sayılıyor. 80 yıllık Yargıtay uygulaması böyle ve aynı” değerlendirmesi yaptı.

BOŞANAN KADIN DA ALIR

Yazının Devamını Oku

Tüketici uyuşmazlıklarında tek tıkla hakem heyeti

11 Eylül 2023
2023 yılı için değeri 66 bin liranın altındaki tüketici uyuşmazlıklarında il veya ilçe tüketici hakem heyetlerine e-Devlet üzerinden tek tıkla yerinizden bile kalkmadan başvurup hakkınızı aramanız mümkün. Peki, başvuru için parasal sınır kaç lira? Tüketici uyuşmazlıklarında arabulucuya gitmek dava şartı haline getirildi mi? Bu hafta milyonlarca tüketiciyi ilgilendiren tüketici uyuşmazlıklarına şikâyet yollarını yazdım.

ÖNCE Ankara’dan yazan okurum R.S.’nin sorusu: “İki ay önce 70 bin liraya aldığımız koltuk takımının kumaşı tüylendi. Bir berjerin bacağı kırıktı. Satıcıdan para iadesi istedik. Yapmadı. Hakkımızı nasıl arayabiliriz?”

Üç bin liraya aldığı marka spor ayakkabısı 10 günde yırtılan okurum M.S. de para iadesi istiyor. Nereye ve nasıl başvurabileceğini soruyor. Bu hafta, bu iki okurum ve diğer okurlarımın tüketici hakem heyeti başvurularına ilişkin sorularını yanıtlamak istedim. Okurlarımın sorularını bakın şöyle yanıtladım:

PARASAL SINIR NE KADAR

1- Tüketici hakem heyetinin görevi nedir? Kimlerden oluşur?

Hakem heyetleri, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a göre tüketici işlemleri ve tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara çözüm bulmak amacıyla kurulan heyetler. Başkanlığı illerde ticaret il müdürü ilçelerde kaymakam veya bunların görevlendireceği bir memur tarafından yürütülen tüketici hakem heyetlerinin diğer üyeleri belediye, baro, tacir/esnaf ve tüketici örgütü temsilcilerinden oluşuyor.

2- 2023 yılı için parasal sınır nedir?

Başvuru sınırları tüketici uyuşmazlıklarının değerleri açısından her yıl Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından ilan edilen yeniden değerleme oranında belirleniyor. 2023 yılı için 66 bin TL’nin altında bulunan uyuşmazlıklarda ilçe veya il tüketici hakem heyetlerine başvuru yapılması zorunlu.

Yazının Devamını Oku

Apartman yönetimi derdi... Kiracılar yönetici olabilir mi

4 Eylül 2023
Apartman ve sitelerin yönetimi artık büyük sorun. Sekiz daireli küçük bir apartmandan, okulu, alışveriş merkezi olan devasa sitelerin yönetimine kadar artık profesyonel bir iş halini aldı. Apartmanlarda çoğu zaman kimse yönetici olmak istemiyor. Apartmanda yönetici seçmek zorunlu mu? Dışarıdan yönetici atanabilir mi? Yönetim şirketleri küçük apartmanları da yönetiyor mu? Nasıl bir ücret alıyorlar?

Okurlarımın apartman ve site yönetimi ile ilgili tüm bu sorularını Kat Mülkiyeti Kanunu uzman bilirkişiliği yapan Murat Erdoğan yanıtladı. 

SEKİZ DAİRELİ APARTMAN YÖNETİM KURMAK ZORUNDA

1- Apartman ve sitelerde yönetim kurulması şart mı? Yasa bu konuda ne diyor?

Murat Erdoğan: Kat Mülkiyeti Kanunu’na (KMK) göre sekiz (8) bağımsız bölüm ve üzeri binalarda yönetim ve denetim kurulu kurulması mecburidir. KMK’nın 34. maddesi şöyle: “Kat malikleri, anagayrimenkulün yönetimini kendi aralarından veya dışarıdan seçecekleri bir kimseye veya üç kişilik bir kurula verebilirler; bu kimseye (Yönetici), kurula da (Yönetim kurulu) denir. Anagayrimenkulün sekiz veya daha fazla bağımsız bölümü varsa, yönetici atanması mecburidir.”

DENETİCİNİN KAT MALİKİ OLMASI ZORUNLU

2- Kiracı da yöneticilik yapabilir mi? Denetçi kat maliki mi olmalı?

Kat malikleri kurulunun temsilcisi niteliğinde, yöneticilik, kiracı dahil olmak üzere herkes tarafından yapılabilir. Ancak denetçilerin kat maliki yani tapu sahibi olması zorunludur. Denetim kurulu zorunlu bir organ ve kanunda açık ve net bir şekilde görevleri belirtilmiştir.

Yazının Devamını Oku

Kirada ‘arabuluculuk’ dönemi... Ev sahipleri taahhütname alabilir mi

28 Ağustos 2023
1 Eylül’de, kira ve kat mülkiyeti hukuku kaynaklı uyuşmazlıklarda yeni bir dönem başlayacak.

Arabuluculuk Yasası’ndaki değişiklik yürürlüğe girecek. Ev sahipleri de kiracılar da kira uyuşmazlıklarına mahkemeden önce arabulucularda çözüm arayacaklar. Konut kira sözleşmesi nasıl hazırlanmalı? Konuta özel mi olmalı? Bir avukata danışılarak mı hazırlanmalı? Ev sahipleri kiracıdan taahhütname alabilir mi? Bu taahhütname düzenlenirken nelere dikkat edilmeli? Sorularınızı Ankara Barosu avukatı Murat Tezcan yanıtladı.

KONUTA ÖZEL KONTRAT 

1- Kira sözleşmesi nasıl hazırlanmalı?

Türk Borçlar Kanunu’nda (TBK) kira sözleşmelerine ilişkin genel hükümler düzenlendikten sonra konut ve çatılı işyeri kiralarına ilişkin ayrıca özel hükümlere de yer verilmiştir. Konutlara ilişkin kira sözleşmeleri hazırlanırken bu özel hükümler de dikkate alınmalı, sözleşmeye diğer kira sözleşmelerinden ayrı olarak konuta özel maddeler eklenmelidir. Kira sözleşmesinde özellikle kira bedeli, ödeme tarihi, depozito bedeli, kira artış oranı net olarak belirlenmelidir. Aidat ve sair giderlerin kim tarafından karşılanacağı da sözleşmeye açıkça yazılmalı, kiralananla birlikte teslim edilen eşyalar ve demirbaşlar tek tek listelenmelidir. Burada sayılanların yanında ileride uyuşmazlık doğmaması adına sözleşmede kiralananın kullanım amacı belirlenmeli, konutun alt kiraya verilmesine rıza gösteriliyorsa, bu durum sözleşmeye yazılmalıdır. Bazen kiracılar, evin satılması halinde haklarının satın alan kişiye karşı da korunabilmesi için kira sözleşmesini tapuya şerh ettirmek istemektedirler. Kiracıların böyle bir talepleri olduğunda bu şerh yetkisi de kira sözleşmesine yazılmalıdır. Kira sözleşmesiyle ilgili dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli konu kefalete ilişkindir. Eğer kefalet alınacaksa kefaletin geçerli olabilmesi için yasal şekil şartlarına uymaya da özen gösterilmelidir.

HUKUKİ DANIŞMANLIK ALIN

TBK’nda kira sözleşmeleri için yazılı olması veya resmi memur önünde yapılması gibi herhangi bir şekil şartı düzenlenmemiştir. Ancak sözleşmenin her iki tarafının da hak ve yükümlülüklerinin güvence altına alınabilmesi, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığının sağlanabilmesi bakımından sözleşmenin yazılı şekilde yapılması önemlidir. Bununla birlikte bazı durumlarda tarafların sözleşmedeki imzalarını inkâr ettiklerini ve bu konuda uyuşmazlığa sebep olduklarını görmekteyiz. Böyle bir durumda sözleşmenin noter aracılığıyla yapılması, bu tip inkâr ve itirazların önüne geçilmesini sağlamaktadır. Ayrıca ileride doğabilecek uyuşmazlıkların öngörülmesi ve buna ilişkin tedbirlerin alınabilmesi, muhtemel risklerin engellenebilmesi, tarafların hak ve yükümlülüklerinin mevzuata uygun bir şekilde eksiksiz düzenlenebilmesi bakımından bir avukattan hukuki danışmanlık alınması da faydalı olacaktır.

Yazının Devamını Oku