İlhan Söyler

Renkliler renksizler

3 Mart 2014
23’üncü haftada ligin alt basamağında 8,9 takım asansöre bindiler. Üçüncü katta kim inecek diye merak içindeler.

Fenerbahçe yine en yakını Galatasaray’ a 6, ikinci Beşiktaş arkalarından takip ediyorlar.
Bazı takımlar olduğu yerde sayıp duruyorlar, bazıları ise yoldan çıkmak için savaş veriyorlar. Bakalım geçtiğimiz hafta neler olmuş.

RENKLİLER

Gökhan(F.Bahçe):Hız kesmeden oynamaya devam ediyor.
Alper(F.Bahçe): Takımın gaz pedalı. Yol bulduğu zaman, fren yapmadan hedefe gidiyor.
Telles(G.Saray): Takımda bir tek kazanmak düşüncesinde olan oyuncu idi.
Chedjou G.Saray): Ligde üçüncü golünü attı. Oyuncu golü atmasa hücum adamları atamazlardı, bir puanı getiren kişi idi.

Yazının Devamını Oku

Trafik kazası!

3 Mart 2014
GALATASARAY’ın servis yapmakla görevli isimleri Selçuk, Sneijder ve Melo, hep ileriye hareket etmek istedi.

Ama Çaykur Rize defansının yarattığı trafiğe takıldılar! Selçuk topu kazansa, Rizesporlu Kıvanç ortaya çıkıp, kaptı. Sneijder meşin yuvarlağı kapsa, Kağan ona ‘Dur’ dedi. Bunlar da yetmiyormuş gibi ‘Kanattan gideyim’ diyen Veysel’in karşısına Liban Abdi çıktı. Bekte Ali Adnan da, ısrarla ‘Geçiş yasak’ diyordu. Solda Sneijder, Telles’le kısa verkaçlar yapıp rakip orta alan ve savunmayı geçmeyi planlasa da, onlar da başarıya ulaşamadı. Galatasaray, Rize’nin defans hattını geçse, ileride markaj altında kalan Umut ile Burak
topu göremedi.

MANCINI ÇARE OLAMADI

BU sahneleri kenardan belli bir süre izleyen Mancini, kağıda kaleme sarıldı. Burak ve Umut’un daha öne gelip, top almalarını istedi. Ancak İtalyan hoca da, kaçan gollere çare olamadı. Galatasaray’ın puan kaybetmesinde şu etkenler öne çıktı:
1-Ali Adnan durmadan kaleye füzeler gönderdi. Rizeliler sürekli, G.Saray defansını rahatsız etti.
2-Umut Bulut’un gereksiz top kayıpları, Çaykur Rize’ye hızlı atak şansları doğmasına sebep oldu.
3-Galatasaray, kaleye şut atamadı. Peki Umut ve Sneijder, topu boş kaleye nasıl atamaz?

ELİNİN TERSİYLE İTTİ...

Yazının Devamını Oku

'Galatasaray'a gelişi olay olmuştu'

28 Şubat 2014
Kubilay Türkyılmaz’ın, 1993-94 yıllarında Galatasaray’a gelişi olay olmuştu. Aynı yıllarda ben de Galatasaray’da göreve başlamıştım. O dönemki teknik direktör ise Saftig’di.

Kubilay’ın gelişi gazete sayfalarında çarşaf çarşaf yer alırken, özel röportaj yapabilmek için herkes büyük bir yarışın içindeydi. Kulübün izin vermesi bir yana futbolcunun isteği de oldukça önemliydi. Oda yetmezmiş gibi bir de ücrete tabiydi.
Şimdinin parasıyla 3 bin lira futbolcuya veriyorsunuz oda aldığı parayı kulüpte bulunan bir sandığa atıyordu.

Toplanan ücretler personel birimlerine dağıtılıyordu. Galatasaray’da o zamanlarda tanıdık bir sima vardı, Hikmet Karaman… Almanya’dan gelmişti, görevi ise tercümanlıktı. Bunun yanı sıra futbol eğitimi de görmüştü. Spor servisi Kubilay ile söyleşi yapmak için ısrar ediyordu. Ancak Kubilay’ı razı edemiyordum.
Birlikte deplasman maçlarına gittiğimizde futbol konuşuyor, samimiyetimizi ilerletiyorduk. Ve bir gün Kubilay’dan teklif geldi, “İlhan abi seninle röportaj yapacağım, gününü sen belirle” deyince rahatlamıştım.

Gün gelip çattığında Kubilay, Hikmet Karaman ile birlikte benimle görüştü. Ancak bir şartları vardı; “Hep birlikte yemek yiyeceğiz, masa sebze ağırlık olacak, balık hariç et ürünü olmayacak”

Gazetede ki müdürümüz Nezih Alkış’da durmadan “ Kubilay röportajı ne zaman olacak” diye sorup duruyordu. Ben de gelen teklife “tamamdır” dedim.

Yazının Devamını Oku

Umut...

27 Şubat 2014
OYUNUN ilk bölümünü anlatayım...

Galatasaray zincirleme üst , üste kaza yapmaya başladı. Futbolda hatalı top nerede kullanırsa kullansın, rakibe avantaj sağlar. Hele defans oyuncusu isen bu daha da pahalıya patlar. Eboue’nin top kaybı da savunma merkezine hemen bozdu. ‘Eboue’nin yerine Sabri tercih edilebilir miydi?’ diye sorarlarsa hayır demem...
Mancini’ye Bir diğer sorum da Semih Kaya’nın yerine -ki sakat değilse- Hakan Balta niye oynadı? Burak Yılmaz’ın da girdiği gol pozisyonlarında vuruş ritmini bulması gerekliydi. Ki bir gol bulan Burak bu kez çalan düdüğe takıldı. Futbol öyle bir oyun ki hiçbir zaman yanlışlığı kabul etmez. Takım halinde düşünceleri aynı olursa başarı gelir. Nedir bunlar?
- Takım birlikteliği.
- Yaratıcılık ruhu.

DİNAMİZM GETİRDİ

Takım ruhumdan kastım, örneğin takımın en tecrübeli oyuncusu, bencilce gole gitmek yerine takım arkadaşı Hajrovic’e topu vermezse bu bir yanlıştır!
Mancini baktı orta alanda arıza var, hemen değişikliğe gitti. Yekta’nın oyuna girip Hajrovic’in kenara alınması takıma dinamizm getirdi.

Yazının Devamını Oku

Renkliler renksizler

25 Şubat 2014
Süper Lig 55 yaşına girdi.

Bu zaman dilimi içinde ne maçlar oynandı, kimler şampiyon oldu, kimler düştü.
Düşenler artık tarihi kitaplarda kaldı.
Her sezon bitiminde bir takım şampiyon oldu. Kimi heyecan yaşadı, kimileri üzüldü.
Aramızdan ayrılanlar tarih sayfalarında yer aldı.
Hayat devam ediyor, aynı heyecan sürüyor.
Her takımın düşüncesi farklı, her futbolcunun oyun stili değişik, bakalım bu hafta hangi oyuncular renk aldı, hangileri renksiz kaldı

RENKLİLER

Yazının Devamını Oku

Derbiyi kazanan lider!

23 Şubat 2014
BÖYLE büyük maçlarda liderler ortaya çıkar. Dün saha kenarında Galatasaray’ın lideri Mancini, Beşiktaş’ınki ise Bilic’ti...

İki teknik adam da, takımlarını bir adım öne taşımak adına haftaiçinde gecelerini gündüzlerine katıp hazırlanmıştı şüphesiz... Ancak Mancini, tasarladıklarını uygulamaya da rahatça geçiren taraftı. Peki İtalyan lider, neler yapmıştı;
1-Sol kanadı rahat tutmak için Hakan’ın önüne genç Telles’i yerleştirdi.
2-Merkez savunmada hata riskini en aza indirmek için Ceyhun’u monte etti.
3-Felipe Melo’ya ‘Önce top kap, sonra servis et ve atakları düzenle’ görevi verdi.
4-Veysel’e şans verdi. Genç oyuncu da önce bocaladı sonra toparladı.

BİR BURAK KLASİĞİ

MANCINI’nın Galatasarayı, uzun müddet oyun düzeninde değişime gitmedi. Sadece son bölümlere doğru, bir sarı kartı olan Ceyhun’u yanına çekti. Defansı sağlama almak için de Sneijder’ın yerine Gökhan’ı aldı.

Yazının Devamını Oku

İşte 17 yıl önce tanıdığım Emre

19 Şubat 2014
Yıllar yılları kovaladı, futbolu bıraktıktan sonra gazeteci olarak görev yapmaya başladım.

Fenerbahçe muhabirliğinden sonra görev yerim bu kez Galatasaray’dı. Ve 1997 yılında bir genç dikkatimi çekti. Kumaşı o kadar parlaktı ki 16 yaşında olmasına rağmen geleceğe damga vuracağını anlamıştım. Topa her dokunuşunda gençlik yıllarımı hatırlatıyordu.

“Çocukluğumda futboldan başka bir şey düşünmüyordum. Karagümrük ilk kulübümdü. Futbolda iyi bir geleceğe sahip olacağımı düşünen büyüklerim hep yanımda oldu” diyen bu genç adam Emre Belözoğlu’ndan başkası değildi.

Tam 17 yıl önce...

Emre, Kazlıçeşme’ de oturuyordu. Şehrimi lisesine gidiyor, okul çıkışları trenle Florya’nın yolunu tutup idmana gidiyordu Galatasaray formasıyla kimilerinin ilgisini çekerken, kimileri de bu çocuktan bir şey olmaz diyordu. Bende kendisine sürekli eşlik ediyordum.

Onun en büyük isteği, anne ve babasına iyi bir hayat yaşatmaktı. Başardı da… Artık Emre transfer ücretlerini zamanında alıyor ve ailesine bakıyordu. O dönem yaptığı en yanlış şey ise, “ lüks araba” almak oldu.

Emre, Kazlıçeşme’de bulanan evlerini sattı, ailesini Florya’ya taşıdı. Zaman su gibi akıp gidiyordu o günlerde her şey lehine gelişti. Artık Emre için yurt dışında oynama zamanı gelmişti. İtalya’nın İnter takımında Okan ile birlikte oynayacaklardı. Ben de Milono’ya gidip bu yapılacak sözleşmeyi beklemeye başladım.

Yazının Devamını Oku

Renkliler renksizler

18 Şubat 2014
Her hafta bir heyecan, her hafta bir sevinç ve her hafta bir korku.

Süper Lig’de bu duygular aldı başını gidiyor. Trabzon kendi içinde bir teknik adamla da yollarını aradı, zamanla söylenen sözlerden biri, 'Taze kan'ı Hamdi başa geçti.

Bu güne kadar uykudan uyanamayan Kayserispor ‘un yüzü soğuk su ile yıkandı uyandı. Süper Lig'de kimler bu rollerde star oldu, kimler olamadı.

RENKLİLER

Alper(F.Bahçe): Adeta uyuyan arkadaşlarına uyanın dercesine bir enerjisi vardı, neredeyse Kasımpaşa defansını tek başına delip geçecek bir futbol sergiledi

Emre Belözoğlu(F.Bahçe): Uzun zamanda bildiği işi unutan Emre tekrar hayata döndü. Böyle gol vuruşları mazide bırakmıştı, tekrarı da olması gerekir.

Gökhan Töre(Beşiktaş): Son haftalarda Beşiktaş’ın kurtarıcısı oldu. Dinmek bilmeyen arzusu, heyecanı , kazanma duygusu Beşiktaş’a çok şeyler kazandırıyor.

Emre(Trabzonspor): Genç kazanma duygusu olan bir genç. Devamlı oynama şansını kazandı. Yükseklerde dolaşmaya başladı, bu sürdürmekte kendisine kaldı.

İshak (Karabükspor):

Yazının Devamını Oku