Burcu Sancar Çapa

Anne-babalar için çocuklarıyla kaliteli zaman geçirme rehberi

9 Temmuz 2019
Günlük hayatın koşturmacası içerisinde kimi zaman çocuklara zaman ayırmak, onlarla beraber etkinlikler, aktiviteler yapmak düşündüğümüzden zor olabilir. Ancak her ne kadar iş ve ev sorumluluklarımız çok olsa da, günlük rutinlerin içerisinde çocuklarla kaliteli zaman geçirmeye fırsat verecek anlar bulunabilir. Aslında kaliteli zaman demek, uykudan önce okunan hikâyeler, beraber yenen akşam yemekleri gibi sağlıklı gelişim için önemli, anlamlı ve basit aktivitelerdir.

Öncelikle kaliteli zamanın ne demek olduğu konusunda şunları hatırlamakta fayda var:

1. Gerçekçi olun: İnternet ortamında gördüğünüz çocuklarıyla her gün türlü türlü aktiviteler yapan, her gün gezilere çıkan ailelerin paylaşımlarının her zaman ve herkes için geçerli, gerçekçi paylaşımlar olmadığını aklınızda tutun. Kendinizi bu örneklerle karşılaştırmak yerine, kendi hayat tarzınıza, bütçenize uygun aktiviteler üzerine yoğunlaşmanız çok daha önemlidir. Çocuklar sizin onlarla zaman geçirmekten keyif aldığınız, paylaşımda bulunduğunuz aktivitelerden çok daha fazla zevk alırlar.

2. Dinleyin: Çocuklarınız sizinle konuşurken onları dinlemeniz, onlarla ilgilendiğinizi gösteren en önemli faktördür. Beraber olduğunuz zamanlarda telefona, televizyona bakmak yerine onlara dikkatinizi bölmeden verin. Kaliteli zamanın en önemli özelliği, çocuk ve anne-babanın birbirlerini dinledikleri, paylaşımda bulundukları zamanlar olmasıdır.

3. Gülümseme ve ‘aferin ’in gücünü hafife almayın: Çocuklarınızın yaptığı güzel davranışları mutlaka takdir edin. Kardeşlerine karşı daha sabırlı davrandıklarını, sofrayı kurmaya kendiliğinden yardım ettiklerini fark ettiğinizi gülümseyerek takdir etmeniz, çocukların kendilerini iyi ve anlaşılmış hissetmelerini sağlar. Gündelik hayatın akışı içerisinde bile kaliteli bir an paylaşmanıza yardımcı olur.

4. Çocuğunuzun ilgi alanlarının farkında olun: Çocuklarınızın nelerden zevk aldığını bilmeniz, ona bu keyifli aktivitelerde eşlik etmenize imkân verir. Örneğin çocuğunuz müzik dinlerken, bisiklete binerken ona bu keyif aldığı etkinlikte eşlik edebilirsiniz. Unutmayın beraber keyif alınan etkinlikler, kaliteli zaman için en iyi fırsatlardır.

5. Değişen ihtiyaçlarını göz önünde tutun: Çocuklar büyüdükçe ihtiyaçları değişebilir. Ergenlik dönemi ile beraber eskiden sizinle beraber gitmeyi sevdiği sinemaya artık arkadaşlarıyla gitmek isteyebilir. Bu son derece normal olmakla beraber, siz de beraber yapılabilecek yeni etkinlikler aramaya başlayabilirsiniz. Örneğin özellikle ergenlik döneminde çoğu çocuğa anne-babalarıyla beraber doğa gezisine çıkmak, kampa gitmek ya da araba sürmeyi öğrenmeye başlamak çok daha çekici gelebilir.

Çeşitli yaş grupları için uygulaması kolay, günlük rutine uydurulabilecek kaliteli zaman aktivelerine birkaç örnek:

Yazının Devamını Oku

Çocuğum kreşe başlamaya hazır mı?

26 Haziran 2019
Çocuklar, genellikle 3 yaş civarlarında okul öncesi eğitime başlarlar. Ama aslında bu 3 yaşına gelen her çocuğun okul öncesi eğitimine hazır olduğu anlamına gelmez. Bazı çocuklar daha erken, bazıları ise daha geç okula başlamaya hazır olabilir. Okula hazır olma durumu yaştan çok çocuğun gelişimsel aşaması ile ilgilidir.

Çocuğunuz sosyal, duygusal, fiziksel, bilişsel olarak günlük, düzenli bir eğitim programına diğer çocuklarla beraber katılmaya hazır mı?
He ne kadar bu sorunun cevabı için bir beceri listesine bakıp ‘evet çocuğum buna hazır’ demek çok cazip gelse de aslında bu metot her zaman başarılı olmayabilir. En iyi karar verme yolu çocuğunuzu sizin iyice gözlemlemeniz ve eğer emin olamadığınız noktalar var ise bunları çocuğunuzun doktoru ve diğer aile üyeleri gibi onu çok iyi tanıyan insanlara danışmanızdır.

Siz karar vermeye çalışırken aşağıdaki maddeler size yardımcı olabilir:

Çocuğunuzun kreşe başlaması aileniz için önemli bir karar olduğundan çocuk kadar anne ve babanın da bu duruma hazır olması gerekir. Anneler ve babalar bu konuda ortak karar vermeli ve endişelerinden kurtulmalıdır. Kreş konusunda önce kendileri bu duruma hazır olmalıdırlar ki çocuk da kaygısız, endişesiz ve rahat bir şekilde ortama uyum sağlayarak mutlu olsun. Anne ve babanın sakin ve rahat tutumu çocuk için çok önemlidir.

Tabii ki 3-4 yaşındaki çocukların her şeyi kendi başına yapması beklenemez, ama yine biraz bağımsızlık gereklidir. Çocuğunuz az destekle de olsa ellerini yıkamak, yemek yemek gibi temel becerilere sahip olmalıdır. 3 yaş ya da daha küçük çocuklar için tuvalet eğitimi şart olmasa da, çoğu 4 yaş ve üstü okul öncesi programları çocukların tuvalet alışkanlığını edinmiş olmasını bekler. Ama yine de çocuğunuzun biraz yardıma ihtiyacı varsa ya da kazalar olabiliyorsa bu çok normal karşılanır ve bu konuda desteklenir. Eğer çocuğunuz tuvalet alışkanlığını edinmek üzereyse diğer çocukları tuvalete giderken görmek onu motive edecek ve daha hızlı öğrenmesine yardımcı olacaktır.

Kreşe başladığı zaman çocuğunuzun temel ihtiyaçlarını, duygularını ifade edecek ve kendisine söylenenleri anlayacak derecede iletişim becerilerinin gelişmiş olması önemlidir. Diğer çocuklarla kreşte vakit geçirdikçe hem alıcı, hem ifade edici dil becerileri gelişecektir.

Eğer çocuğunuz sizden ayrı zaman geçirmeye alışkınsa, okula gitmek için sizden ayrıldığında duruma daha kolay adapte olacaktır. Eğer daha önce hiç ayrılmadıysanız yine de merak etmeyin. Kısa zaman dilimlerinde okula yavaş yavaş bırakarak onu alıştırabilirsiniz. Pek çok okul çocuğunuzu ilk zamanlar bir ya da birkaç saatliğine okula bırakmanıza izin verir. Okulda kalma süresini yavaş yavaş artırabilirsiniz. Eğer çocuğunuz okulda sizden ayrılırken çok fazla ağlıyorsa, ilk başta daha kısa süreler okulda kalması konusunda okulla beraber bir program oluşturabilirsiniz.

Okul öncesi eğitimde çocukların hep beraber katıldıkları öykü zamanı gibi etkinlikler yapılır. Çocuklar beraber oynar ve öğrenirler. Aynı zamanda bu etkinlikler süresince çocukların oturmaları ve dinlemeleri beklenir. Bu 3 yaş altı çocuklar için çok zor olabilir. Çünkü onlar keşfetme dönemindedirler ve diğer çocuklarla oynamaya henüz hazır olmayan gelişimsel dönemde olabilirler. Eğer çocuğunuz grup aktivitelerine alışkın değilse, onu ilk zamanlar kısa oyun gruplarına götürebilirsiniz.

Yazının Devamını Oku

Çocuklar ev işlerine yardım etmeli mi?

17 Haziran 2019
Anne-babaların en çok merak ettikleri konulardan birisi de çocuklarının ev işlerine yardım etmesinin, onlar için gerçekten yararlı olup olmadığıdır. Bazı ebeveynler, çocuklarını bu tarz sorumluluklardan olabildiğince uzak tutarken, bazıları ise çocuklarının ev içerisinde sorumluklarının olmasının temel hayat becerilerini öğrenmeleri açısından çok faydalı olduğunu savunurlar.

Bu konuda, Harvard Üniversitesi tarafından sürdürülen bir araştırma bizlere ilginç veriler sunuyor. Bu araştırma, çocukluk dönemindeki psiko-sosyal etmenlerin, yetişkinlik hayatındaki iyi ve sağlıklı olma durumları ile ilişkilerini incelemiş ve çocukluk döneminde ev işlerine yardımcı olan kişilerin, yetişkinlik hayatında daha mutlu, sağlıklı, bağımsız ve kendilerine güvenli yetişkinler olduklarını bulmuş.

Çocukken yemeğini yedikten sonra masayı silmekle, öz güvenli bir yetişkin olmak arasında nasıl bir ilişki olabileceğini de araştıran bu çalışma, ev işlerine katkıda bulunan çocukların kendilerini daha yeterli ve öz güvenli hissettiklerini bulmuş. Ayrıca ev işlerinde iş bölümü yapmanın, çocukların aidiyet hissini artırdığı, yardımlaşmanın önemini kavramalarına yardımcı olduğu da bulunmuş.

Peki, çocuklar hangi yaşlarda hangi işlere yardımcı olabilirler? Okul öncesinde çocuklar bir ya da iki aşamalı basit ev işlerine sizin gözetiminizde yardım edebilirler. Hatta bu konuda çok istekli de olabilirler. Okul yıllarından itibaren ise daha karmaşık işleri önce sizin yardımınız ve gözetiminizde, sonrasında bağımsız olarak yapabilirler. İşte birkaç örnek:

• Oyuncaklarını yerden kaldırmak
• Kirlilerini kirli sepetine atmak
• Masanın tozunu almak

• Dökülen bir şeyi kağıt havluyla silmek

• Yatağını toplamak

Yazının Devamını Oku

Tuvalet eğitimi başlıyor!

10 Haziran 2019
Geçen hafta tuvalet eğitimine başlamadan önce dikkat edilmesi gereken noktaları paylaşmıştım. Bu hafta tuvalet eğitimine başlama ve kazaları en aza indirme ile ilgili ipuçları ile devam ediyorum.

Öncelikle tuvalet eğitime başlamak için evde olduğunuz, dışarıya çıkmayı planlamadığınız bir günü seçebilirsiniz. Bu daha kontrollü bir ‘ilk bezsiz gün’ yaşamak için size yardımcı olacaktır.

• İlk gün en önemli nokta, çocuğunuza artık bez takmadığını, tuvaleti gelince lazımlık ya da klozete gideceğini anlatıp belirli aralıklarla tuvalete götürmektir. Genel olarak çocuğunuzun kakasını ne zaman yaptığı biliyorsanız, örneğin kahvaltıdan sonra, onu bu sürelerde tuvalete götürmeniz çok önemlidir.

• Tuvalette çişinin, kakasının gelmesini beklerken yanında kalıp onunla sohbet edebilirsiniz, şarkı söyleyebilirsiniz. Önemli olan çocuğun bu süreyi mutlu bir şekilde, stres olmadan geçirmesidir.

• Çocuğunuz çişini, kakasını yapmadıysa yapana kadar tuvalette bekletmek ceza gibi algılanacağı için, tuvalette geçirilen süreyi çok uzatmamak, çocuğu zorlamamak önemlidir.

• Çocuğunuzun çabasını övün. Klozete oturmasını, beklemesini, ilk denemelerini mutlaka ‘çok güzel oturdun, denedin’ gibi sözlerle destekleyin. Çocuğunuz aşama kaydettikçe, geçtiği adımlara olan övgüyü yeni edindiği becerilere yöneltin. Örneğin ‘bu kez çişin olduğunu sen haber verdin, harikasın, çok iyi öğreniyorsun’ gibi.

• Çocuğunuza tuvalete gitmesini hatırlatırken zamanlamalarınıza dikkat edin. Sürekli tekrar etmeniz ve zorlamanız çocuğun baskı altında hissetmene sebep olabilir ve bu yüzden tuvalete gitmeyi reddedebilir.

• Başarılı olduğu her adımı, yavaş da olsa mutlaka övün.

• Kolay giyip çıkarılabilen kıyafetler seçin. Islandığını fark etmesini sağlayın.

Yazının Devamını Oku

Tuvalet eğitimine başlarken nelere dikkat etmelisiniz?

27 Mayıs 2019
Şunu hatırlatmakta fayda var: Tuvalet eğitimi süreci, her çocukta aynı hız ve zamanlamada gerçekleşmez. Kimi çocuk, bir hafta içerisinde tamamen gece ve gündüz bezini bırakırken, kimisinin ise her ikisini de bırakması haftalar alabilir.

Havaların ısınması ile beraber tuvalet eğitimi sezonu da açıldı. Yazın çocukların kat kat giyinmemesi, yıkanan çamaşırların kolayca kuruması, temizliğin ve kontrolün nispeten daha kolay olması sebebiyle, tuvalet eğitimi için en çok tercih edilen mevsim ilkbahar ve yazdır. Peki, bu eğitim nasıl verilmelidir? Nelere dikkat etmek gerekir?

Öncelikle şunu hatırlatmakta fayda var: Tuvalet eğitimi süreci, her çocukta aynı hız ve zamanlamada gerçekleşmez. Kimi çocuk, bir hafta içerisinde tamamen gece ve gündüz bezini bırakırken, kimisinin ise her ikisini de bırakması haftalar alabilir. Bazı çocuklarda da tuvalet eğitimi sonrasında kazalar uzun süre devam edebilir. Bu yüzden tuvalet eğitimi, kimi çocuklar için çok kolay, kimisi için daha zorlu bir süreçtir. Ebeveynlerin sabırlı ve olumlu yaklaşımları bu dönemin çok daha rahat atlatılmasını sağlar. Bu nedenle çocuğunuzun hazır olması kadar sizin de hazır olmanız, sabırlı bir şekilde tuvalet eğitimini verebilmeniz açısından büyük önem taşır.

Tuvalet eğitimi için çocukların hazır oldukları belirli bir yaş yerine, bir yaş aralığı vermek daha doğrudur. Bazı çocuklar tuvalet eğitimine hazır olduklarının işaretlerini 18 aylıktan itibaren vermeye başlarlar. Kimisi bu işaretleri 2-2 buçuk yaşlarında, kimisi ise 3 yaş civarlarında göstermeye başlar. Yani bu konuda kişisel farklılıklar, çok fazladır. Genelleme yaparak 1,5-3 yaş arasındaki dönemin tuvalet eğitimi için uygun olduğunu söyleyebiliriz.

Peki, çocuğunuzun hazır olduğuna dair işaretler nelerdir?

• Yürüyebiliyor ve oturabiliyor.
• Kendi başına bir şeyleri tamamlamayı seviyor. Daha bağımsız davranıyor.

Yazının Devamını Oku

Çocuklar dudaktan öpülür mü?

20 Mayıs 2019
Çocuklarımıza duyduğumuz sevgiyi sık sık öpücüklerle, sarılışlarla ifade ederiz. Peki, anne-babalar bir sevgi ifadesi olarak çocuklarını dudaklarından öpebilirler mi? Sosyal medyada paylaşılan çocuklarını dudaklarından öpen ünlülerin fotoğrafları, bütün dünyada çok tartışıldı. Bu konuda birbirine zıt pek çok görüş ifade edildi. Kimileri bunun masum bir sevgi ifadesi olduğunu ve kötü niyetle bakmamak gerektiğini söyledi. Kimileri ise çocukları dudaklarından öpmenin bütün gelecek hayatlarını etkileyecek kadar tehlikeli ve yanlış bir davranış olduğunu iddia etti.

Her iki bakış açısının savunduklarını kısaca özetlersek:

Çocuklarımızı yanaklarından, ellerinden, gözlerinden, göbeklerinden de öperiz. Bu görüşe göre dudaktan öpmek de bunlardan farklı değildir. Eğer dudaktan öpmek yanlışsa, çocuklarımızı hiç öpmememiz gerekir. Bu fikri savunanlar, çocukları öpmenin doğal olduğunu, bunun masum bir sevgi göstergesi olduğunu düşünürler. Diğer bütün öpücükleri kabul edilebilir bulurken, sadece dudaktan öpmenin yanlış olduğunu düşünmenin saçma ve kötü niyetli olduğunu savunurlar.

Kuşkusuz hepimiz çocuklarımızı çok seviyoruz ve onlar için en iyisini istiyoruz. Çocuklarımıza bol bol sarılmakta, öpmekte tabii ki yanlış bir şey yok. Hatta bu onların sağlıklı, güvenli, mutlu gelişimi için oldukça faydalı. Ama mutlaka dikkatli olmamız gereken noktalar da var.

Çocuklarımızı ne çok mesafeli olarak, ne de çocuğun aklını karıştıracak, mahremiyet eğitimindeki özel alan algısını bozacak, mikrop kapmasına sebep olacak şekilde sevmemek en mantıklısı. Aslında sadece dudaktan öpmenin yanlış olduğunu düşünmek de doğru değil. Çocuk öpülmek istemediği zamanlarda yanaktan da olsa öpmekte ısrar etmek, sıkıştırarak, ısırarak öpmek çocukların psikolojik ve sosyal gelişimi açısından zararlı davranışlardır. Bunları yaparak sevginizi ifade ettiğimizi düşünürken, onların gelişimine, benlik algısına zarar veriyor da olabiliriz.

Çocuklarımız neyin doğru, neyin yanlış olduğunu ilk başta bizi gözlemleyerek öğrenirler. Bu da bize anne-babalar olarak çok önemli görevler verir. Çocuklarımıza doğru örnekler sunalım. Sevgimizi, tabii ki onlara gösterelim. Ancak sevgimizi gösterirken, onların birer birey olduklarını ve buna saygı duyulması gerektiğini unutmayalım.

‘Bir çocukla iletişim halindeyken iki duygu içinde ol: Çocuk olduğu için sevgi, yarın büyüyeceği için saygı…’ Louis Pasteur

Yazının Devamını Oku

Çocukluk döneminde tiklere dikkat!

15 Mayıs 2019
Çocuğunuz hasta olmadığı halde sık sık burnunu mu çekiyor? Ya da bu aralar çok sık gözlerini kırptığını mı fark ettiniz? Bu hareketler çocuğunuzda tik bozukluğu olduğu anlamına geliyor olabilir. Ancak bu hareketlerin tik olup olmadığına ve bu konuda neler yapmanız gerektiğine karar vermeden önce tik ne demek, ne şekilde görülür, sebepleri nelerdir iyice araştırmak gereklidir.

Tikler, belli kas ya da kas gruplarının istem dışı olarak sık sık, aynı ve ya benzer hareketleri hızlı bir şekilde tekrar etmesidir. Hareket bilinçli olarak değil, kendiliğinden istemsizce oluyor gibidir. Çocuklar, bu hareketleri yaparken isteseler de engel olamayacaklarını hissederler. Hatta bu hareketleri yapamamak çocuk için rahatsız edici oluyor bile olabilir. 

Tikler, genellikle okul çağındaki çocukları etkiler ve erkek çocuklarında daha sık görülür. En yoğun görüldüğü dönem 7-8 yaştan ergenlik dönemine kadar olan dönemdir. Aile geçmişinde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu, Obsesif Kompulsif Bozukluk olan çocuklarda tiksel davranışlar daha sık görüldüğü için genetik faktörlerin de oluşumlarında etkili olabileceği düşünülmektedir.

Tikleri dört kategoriye ayırabiliriz:

1. Basit motor tikler: Göz kırpma, omuz silkme gibi tikler bu kategoriye girerler.
2. Basit vokal tikler: Boğaz temizleme, kısık öksürük gibi sesli tiklerdir.
3. Karmaşık motor tikler: Diğer insanların hareketlerini taklit etme, zıplama, yürüme, eşyaları koklama gibi karmaşık yapıda tiklerdir. Daha nadir görülürler.
4. Karmaşık vokal tikler: Diğer insanların söylediklerini istem dışı tekrar etme, ortama uygun olmayan kelime ya da söz öbeklerini söyleme gibi tiklerdir.

Yazının Devamını Oku

Çocuğunuzun sizi gerçekten dinlemesini nasıl sağlarsınız?

6 Mayıs 2019
‘Sanki söylediklerim bir kulağından girip diğerinden çıkıyor.’, ‘Beni hiç duymuyormuş gibi davranıyor. Defalarca oyuncaklarını toplamasını hatırlatmam gerekiyor.’ Anne-babalar sıklıkla çocuklarının kendilerini hiç dinlemediklerinden şikâyet ederler. Hemen hemen her yaş grubunda yaşanan bu problemin altında pek çok sebep olabilir. Öncelikle dikkat edilmesi gereken çocuğunuzla doğru şekilde iletişim kurabilmektir.

Karşılıklı doğru iletişim kurabilmek, sağlıklı çocuk-ebeveyn ilişkileri için ve de davranış problemlerini önlemede en önemli adımdır. Bu yüzden çocuğunuzla konuşurken ne söylediğiniz kadar nasıl söylediğinizin de çok önemli olduğunu unutmayın.
İşte, çocuğunuzun sizi dinlemesini kolaylaştıracak öneriler:

• Dinleyin:

Çocuğunuz konuşurken, onu dinleyin. Eğer çocuğunuz size gününün nasıl geçtiğini anlatırken siz televizyon ekranına ya da telefona bakıyorsanız, çocuğunuzun da bunu model alarak aynısını uygulayacağını unutmayın.

• Konuşurken yakınında olun:

Çocuğunuza bir şey söylemek istediğinizde bunu onun yakınında iken söyleyin. Yan odadan seslenildiğinde ya da aynı odada başka bir şeyle ilgilenirken söylenildiğinde çocuğunuz sizi duysa bile dinleyemeyebilir. Hatta çoğu zaman göz kontağı kurarak konuşmak çocuğunuzun sizi dinlemesini ve anlamasını kolaylaştıracaktır.

• Yaşına uygun konuşun:

Çocuğunuzla konuşurken yaşını ve dikkat seviyesini göz önünde bulundurun. Cümle uzunluklarına mutlaka dikkat edin. Küçük çocuklarla konuşurken çok uzun olmayan cümleler kurun. Gerektiğinde bahsettiğiniz şeyleri gösterin. Çocuklar yaşları büyüdükçe dikkat süreleri artar.

Yazının Devamını Oku