GeriSeyahat Tüp geçit için vurulan kazma bu antik limanı ortaya çıkardı
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Tüp geçit için vurulan kazma bu antik limanı ortaya çıkardı

Tüp geçit için vurulan kazma bu antik limanı ortaya çıkardı

Hem metro, hem de Marmaray adıyla anılan tüp geçit için ana istasyon yeri olarak Yenikapı’daki Langa Bostanları bölgesi seçilmiÅŸti. Ancak gerek metro gerekse tüpgeçit istasyonu için burada yapılan neredeyse her kazı, bir tarihi eserin ortaya çıkmasına yol açıyor.Roma ve Atina gibi Ä°stanbul da bu kazılarla hem modern bir ulaşım için hem de görkemli bir geçmiÅŸin keÅŸfi için yeni adımlar atıyor. Yenikapı’da denizden 1.5 kilometre içerideki metro çalışması sırasında önce iki Bizans kalyonu, sonra bir Osmanlı limanı kalıntısı bulundu. Tüp geçit istasyonu çalışması sırasında ise Roma-Bizans döneminden kalma Theodosios Limanı ortaya çıktı. Metro ve tüp geçit için çalışan mühendisler, artık arkeologlarla yan yana çalışıyor.Marmaray adı verilen tüp geçidin Avrupa yakası merkez istasyonu olan Yenikapı’daki alan, aynı zamanda Taksim’i Yenikapı’ya yeraltından baÄŸlayacak olan metro hattının da merkez istasyon çıkışı. Bu nokta, Gar Gazinosu’nun hemen arkasında. Mustafa Kemal, Namık Kemal ve Küçük Langa caddeleri arasında kalan ulaşım ağı baÄŸlantı aksı, 24 bin metrekarelik bir büyüklüğe sahip. Alan, son iki yılda istimlak edilerek kamulaÅŸtırıldı. Bölge 750 metre uzunluÄŸunda ve 40 metre geniÅŸliÄŸinde. Burası, yüzyıllarca Langa Bostanları olarak anılmış ve Ä°stanbul’un taze sebze ihtiyacını karşılamıştı. 1872’de Yenikapı Tren Ä°stasyonu inÅŸa edilmiÅŸti. Bölge 30 yıl önce imara kapalıydı. Bostanların üstüne son yıllarda birkaç büyük yapı inÅŸa edilmiÅŸ, alanın bir kısmı da otopark ve pazar yeri olarak kullanılmıştı.AYNI ÇUKURDA Ä°KÄ° BATIK2 Kasım 2004’te metro için ilk kazma vurulduÄŸunda bostan arazisinin altında ne olduÄŸu bilinmiyordu. Gar Gazinosu’nun arkasında tesadüfen açılan çukurun 8 metre altında ahÅŸap bir tekneyle karşılaşıldı. Çukur biraz daha kazıldığında ikinci bir gemi daha tespit edildi, Ä°stanbul Arkeoloji Müzesi’ne haber verildi. Müze uzmanları batıklar konusunda uzman Bodrum Sualtı Arkeolojisi Enstitüsü’ne haber gönderdi. Enstitü’nün ikinci baÅŸkanı Prof. Dr. Cemal Pulak ertesi gün bir uçaÄŸa atlayıp soluÄŸu Ä°stanbul’da aldı. Deniz dibinden onlarca tekne çıkaran ve bu alanda dünyanın belli baÅŸlı uzmanlarından biri olan Cemal Pulak batığı gördüğünde çok heyecanlandı ve hemen kazı alanının üstünün örtülmesini istedi. Çünkü, yüzyıllardır toprak altında kalmış olan bu gemilerin ansızın havayla teması hızla çürümesine yol açıyordu.Texas A&M Ãœniversitesi hocalarından Prof. Dr. Pulak, çalıştığı üniversiteye de haber verdi. Bodrum’daki enstitüden ve Teksas’taki üniversiteden ekipler geldikten sonra çalışmalar baÅŸladı. Önce birkaç metre ötede bulunan ikinci batığın üstü, bozulmasın diye kil tabakasıyla örtüldü. Ä°KÄ°NCÄ° GEMÄ° DAHA DA ÖNEMLÄ°Ä°lk bulunan tekne üzerinde ayrıntılı inceleme yapıldı. 11. yüzyıl baÅŸlarına ait bir ticaret gemisiydi bu. Halatları ve çıpaları üstünde duruyor. UzunluÄŸu 11 metre. Alt omurgasından küpeÅŸtesine kadar saÄŸlam. Prof. Pulak, ‘Dünyada çıkarılan yaklaşık bin gemiden sadece beÅŸi küpeÅŸtesine kadar saÄŸlam’ diyor. Bizans dönemine ait benzer kalıntılar var ama teknik özellikler açısından bunun bir eÅŸi daha yok. Haberi alan bilim çevreleri batığa büyük bir ilgi göstermeye baÅŸladı. Åžimdiden, dünyanın birçok yerinden sualtı arkeolojisi uzmanları gelip batığı ziyaret etti. Cemal Pulak, 9. yüzyıldan kalma ikinci geminin daha önemli olduÄŸunu söylüyor: ‘Kürekli bir yolcu gemisi. Ä°lk tekneden daha uzun ve ince olduÄŸunu saptadık. Bugüne kadar insanlar bu gemiyi sadece kitaplardan okudu. Çünkü örneÄŸi bulunamadı.’ Birincisi bittikten sonra ikinci teknenin çıkarma iÅŸlemine baÅŸlanacak. Kazı alanında tekneler için bir konservasyon havuzu inÅŸa edildi. Çıkarılan parçalar özel kimyasallarla dolu bu havuza yatırılıyor. Konservasyon iÅŸleminden sonra geminin parçaları birbirine ekleniyor. Altı ay içinde iki teknenin de yeniden inÅŸa edilip ortaya çıkması bekleniyor. Bu arada teknelerin çevresinde 45’i saÄŸlam binlerce anfora parçası bulundu. THEODOSÄ°OS LÄ°MANI BULUNUYORMetro ekibi bu çukurdan umudu kesince 15 metre ilerde ikinci bir çukur kazdı. Yine bir sürpriz: Bu defa karşılarına Bizans ve Osmanlı döneminden kalma bir liman yolu ve binaları çıktı. O sırada Marmaray ekibi de onların 600 metre ilerisinde tüp geçit istasyonu için bir kazı yaptı. Onların ÅŸaÅŸkınlığı daha da büyük oldu. Çünkü, Roma, erken Bizans, Bizans ve Osmanlı yapılarının üstüste bindiÄŸi olaÄŸanüstü bir ören yeri çıktı ortaya. Kent arkeolojisi açısından çığır açacak bu yapı topluluÄŸu Ä°stanbul’un saklı tarihi hakkında binlerce ipucuyla dolu: Bölgenin Ä°stanbul’un kayıp antik limanı olduÄŸu sonucuna varıldı. Wolfgang Müller-Wiener’in ‘Bizans’tan Osmanlı’ya Ä°stanbul Limanı’ adlı eserinde sözünü ettiÄŸi Theodosios Limanı iÅŸte burası. Ä°kinci kazı alanında ortaya çıkan kent parçası iç içe geçmiÅŸ, kanallar ve tünellerle birbirine baÄŸlanan su yapılarını da barındırıyor. Ortaya çıkan kent parçasının geçmiÅŸinin 2. yüzyıla kadar uzandığı tahmin ediliyor.METRO KAZILARINDA 2300 TARÄ°HÄ° ESER ÇIKTIKazı alanını birlikte gezdiÄŸimiz kültür ve turizmden sorumlu Ä°stanbul Vali Yardımcısı Cumhur Güven TaÅŸbaşı (saÄŸda), metro kazılarının Ä°stanbul’un tarihinin gün ışığına çıkması için büyük bir fırsat olduÄŸunu düşünüyor. TaÅŸbaşı, ‘Bundan sonra ne yapılacağına uzmanlar ve Anıtlar Kurulu karar verecek. Ama bana kalırsa Atina’da olduÄŸu gibi metro istasyonlarıyla tarihi eserler yanyana olabilir’ diyor. Atina Metrosu kazıları sırasında çok sayıda tarihi eserin ortaya çıktığını, restore edilip camekanlara konularak ziyaretçilere açıldığını hatırlatıyor. ‘Bu eserler Atina turizmine ivme kazandırdı. Åžimdi sıra Ä°stanbul’da. Bu fırsatı çok iyi deÄŸerlendirmemiz gerekiyor.’ Son beÅŸ yılda Tarihi Yarımada’da yapılan metro kazılarında 2300 tarihi objeye ulaşıldı, Anıtlar Kurulu 17 Eylül 2003’te tarihi eserlerin çıktığı kazı alanlarını koruma altına aldı. Ä°ÅŸte çıkan eserlerden bazıları:3 Vezneciler’de 100 metrekarelik bir mozaik döşeme bulundu.3 Aynı bölgede Kanuni Sultan Süleyman ve II. Selim dönemine ait 98 altın sikke ve 76 Venedik dükası ortaya çıktı.3 Aksaray’daki kazıda 3. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar uzanan zaman dilimine ait çok sayıda Bizans ve Osmanlı eserine rastlandı.3 Ancak, metro kazılarında ortaya çıkarılan en önemli buluntular iki batık gemi ve Theodosios Limanı. Kazı sırasında çıkan eserler Arkeoloji Müzesi tarafından alınarak envanter çalışmasına baÅŸlandı.Bu liman Alman tarihçinin en büyük rüyasıydıİstanbul’un antik limanları üzerine en kapsamlı çalışmayı kaleme alan Wolfgang Müller-Wiener (1923 Thüringen-1991 Ä°stanbul) sanat ve mimarlık tarihçisiydi, 1976-1988 arasında Ä°stanbul Alman Arkeoloji Enstitüsü’nün direktörüydü. Ä°stanbul hakkında dört kitabı olan Müller - Wiener, ‘Bizans’tan Osmanlı’ya Ä°stanbul Limanı’ adlı eserini tamamladığı gün Ä°stanbul’da öldü. Ä°stanbul’un antik limanlarından en büyüğünün Langa Bostanları’nın altında yattığını söyleyen ilk araÅŸtırmacıydı.Wiener, bu limanın bulunması için arkeolojik kazı yapılmasını önermiÅŸti. Kitabında buranın kentin en büyük tahıl limanı olduÄŸunu, bir dönem askeri amaçla da kullanıldığını anlatıyor. Wiener, Portus Theodosiacus adıyla da anılan limanın son günleri hakkında ÅŸu bilgileri veriyor:‘Liman 7. yüzyıl baÅŸlarında, Mısır’dan tahıl sevkiyatının sona ermesiyle iÅŸlevinin en önemli bölümünü yitirmiÅŸ, ondan sonra belki de, güney kıyısında oturan balıkçılar tarafından kullanılmıştı. Kaldı ki bu bölge -tıpkı Haliç’teki kıyı ÅŸeritleri gibi- komÅŸu semtlerin sakinleri için kullanışlı bir moloz dökme alanı haline gelmiÅŸ olmalı. Öyle ki eski liman bölgesi Osmanlı devrinin ilk zamanlarında karaya katılmış durumdaydı. Vlanga (ÅŸimdiki Langa’yı kastediyor) denilen bölge artık bostan olarak kullanılıyordu...’Â
False