Assassin's Creed: Syndicate | Londra'ya hükmeden dünyaya hükmeder

Güncelleme Tarihi:

Assassins Creed: Syndicate | Londraya hükmeden dünyaya hükmeder
Oluşturulma Tarihi: Kasım 28, 2015 11:25

Dünya genelinde oldukça fazla takipçisi olan Assassin's Creed serisine yeni bir halka daha eklendi. Bizi Victoria çağına götüren Assassin's Creed: Syndicate'te olay mahalli bu defa Londra. Sanayiye iyiden iyiye geçilmiş, ortam at arabaları ve aynı tip giyinen İngiliz arkadaşlarla dolmuş, taşmış.

Haberin Devamı

Ubisoft’un bir dönem yaratma konusunda eline kimsenin su dökemeyeceği bir kez daha, bir AC oyunuyla birlikte gözler önüne seriliyor. Yaratılan Londra imajı o kadar iyi ki gerçekten şehri bir başından, öbür ucuna kadar yürüyerek gitmek istiyorsunuz.

Assassins Creed: Syndicate | Londraya hükmeden dünyaya hükmeder


Üstelik öyle karelere bölünmüş, birbirinin kopyası binalarla dolu da değil şehir. Her bölgeyi birbirinden ayıran birçok detay görmek mümkün oluyor. Zaten şehri Thames Nehri ortadan ikiye de bölüyor ve bu sayede kendi işinde gücünde birçok gemiyi de izleyebiliyorsunuz.

Assassins Creed: Syndicate | Londraya hükmeden dünyaya hükmeder

Londra resmen yaşıyor. Bir köşede oyun oynayan çocuklar, bir ara sokakta çamaşır yıkayan kadınlar, bir köşede öpüşen bir çift, bir başka yerde tartışan kişiler, tren bekleyenler, at arabasıyla dolananlar…

Haberin Devamı

Binalara baktığınızda da kaplama işinde Ubisoft’un tam anlamıyla coştuğunu gözlemleyebiliyorsunuz. Binaların üzerine resmen lekeler, ufak kırıklar bile işlenmiş. Şehrin genel atmosferi bayağı bir sağlam anlayacağınız.

Assassins Creed: Syndicate | Londraya hükmeden dünyaya hükmeder


Bizim kontrolümüzde de bu defa Evie ve Jacob Frye kardeşler bulunuyor. Bu iki karakterin amacı, şehri ele geçiren bir adam ve çetesi Blighter’ların hükümdarlığına son vermek. Tabii bunu yapmak için çıktığımız yolda bizi 1005 farklı iş karşılıyor ve direkt olarak yönümüzü şaşırıyor, ana görevi terk ediyoruz.

Şehrin haritası kıpkırmızı bir şekilde açılıyor. Her bölge de çeşitli kısımlara ayrılmış. Amaç bu kısımları ele geçirip şehri yavaştan Rooks adındaki, Frye kardeşlerin çetesinin kontrolüne geçirmek. (Tabii arada ana görevde de ilerlemek.) Bu bölgeleri ele geçirmek için de farklı bir takım işler yapıyoruz. Bu, oyuna yeni eklenen köle çocukları kurtarmak da olabiliyor, bir Templar’ı öldürmek de, bir Templar’ı kaçırmak da, bir şeyleri sabote etmek de…

Assassins Creed: Syndicate | Londraya hükmeden dünyaya hükmeder


Çocuk kurtarma işinde, bölgedeki bir fabrikaya gizlice sızıp birkaç grup çocuğu serbest bırakıyoruz. Birilerini canlı kaçırmak için de çevreyi iyice bir temizleyip, bu kişiyi tutup bir at arabasına tıkmaya çalışıyoruz. Bunu yaparken çevremizde bir daire beliriyor ve o daire, bir rakibe denk gelirse fark ediliyoruz. Bu sırada rehinemiz de kaçma teşebbüsünde bulunup duruyor, bu da halkayı aniden genişletebiliyor. Dolayısıyla çevrede hiç düşman bırakmadan düşmanınızı ele geçirirseniz, işler çok daha rahat ilerliyor.

Haberin Devamı

Assassins Creed: Syndicate | Londraya hükmeden dünyaya hükmeder


Her yaptığınız görev size para, crafting materyali olarak geri dönüyor ve o görevde rolü bulunan kişiyle ilgili bağınız güçleniyor. Bu kişiler Charles Darwin de olabilir, Karl Marx da, Charles Dickens da… Bir ara Florence Nightingale bile sahne alıyor. Tarihten tanıdığımız bu kişilerle karşılaşmak ve onlar için görevler yapmak, yine eskisi gibi eğlenceli. Hele Charles Dickens’ın “korku” türündeki görevleri ayrı bir keyifli olmuş. 

Oynanıştaki en büyük değişiklik, oyunun hemen başlarında bulduğumuz Batman-vari kanca ile birlikte geliyor. Bununla yüksek yerlere anında ulaşabiliyor, iki nokta arasında “zipline” adı verilen hattan kurup kayabiliyoruz. Oynanışı resmen bambaşka bir hale getiriyor bu cihaz, peşinen söyleyeyim. Bir yerlere gizlice ulaşmanın yanında, başınız sıkıştığında da yüksek bir noktaya kancayı salıp kaçabiliyorsunuz.

Assassins Creed: Syndicate | Londraya hükmeden dünyaya hükmeder


Karakterlerimiz dövüştükçe, görevleri yaptıkça tecrübe puanı kazanıyor ve bunlarla da çeşitli yetenekler satın alabiliyoruz. Kazandığımız para ile de yeni silahlar, ekipmanlar alabiliyor, bunları güçlendirebiliyor, daha fazla bomba, daha fazla bıçak taşıyabilmek için çantalar “craft” edebiliyoruz. Craft işinde paranın yanında, deri, ipek vs. gibi diğer materyaller de rol oynuyor ki bunları da şehrin her tarafına yayılmış sandıklardan bulmak mümkün.

Haberin Devamı

Oyunu her daim iki karakterle oynamak da mümkün kılınmış –ki burada Ubisoft resmen oyuncuların çenesini kapatmak istemiş zira iki karakter arasında çok az bir farklılık var. Jacob erkek olduğundan daha dayanıklı ve daha iyi vuruyor, Evie ise gizlilik konusunda birazcık daha iyi. Bu farklılık da yetenek ağacında bazı yeteneklerin sadece belirli karakterler tarafından seçilebilmesiyle belirlenmiş. Eğer bir görevde gizlilik esassa Evie’yi, bir bölgeyi ele geçirdikten sonra ortaya çıkan Gang War gibi görevlerde de Jacob’ı tercih etmenizde fayda var.

Assassins Creed: Syndicate | Londraya hükmeden dünyaya hükmeder


SONUÇ OLARAK...

Hikaye anlatımı gerçekten bir dizinin, herhangi bir bölümünde olan olaylar kadar durağan. Hikaye ne yükseliyor, ne ana görevler çeşitlenip sizi sinematik bir maceraya sürüklüyor, ne de heyecan artıyor. Ubisoft demiş ki, “Bu defa Londra’yı yaptım. Yine içine bir dolu görev, bulunacak sandık ekledim, ünlü tarihi isimlerle de ortamı şenlendirdim, şimdi oturun, saatlerinizi bu oyuna harcayın…”

Bir kum havuzu üretme konusunda Ubisoft’un eline su dökmek gerçekten zor fakat hikayenin durağanlığı da bir yandan oyunu monotonlaştırıyor. Oynanıştaki o haz veren etken, sağlam atmosfer olmasa zaten oyunu herkes yarısına gelmeden bırakır fakat Ubisoft artık olayı bir adım ileriye götürmeli. Yani en azından yan görevler ana görevlere etki etse, biraz şaşırtacak bir şeyler olsa da biz de oyuna dönmek için neden bulsak.

BAKMADAN GEÇME!