Zagreb hakkında her şey

Futbola olan ilgimden olacak Hırvatistan bu zamana kadar benim için milli takımından ibaret bir yerdi, bilmiyorum belki de ülke olarak sıklıkla turnuvalarda eşleşmemizden ötürüdür. Hırvatistan milli takımı ülkesinden daha bilindik benim için. Ben de bu cahilliğime son vermek adına Ljubljana gezimin peşine Hırvatistan'ın başkenti Zagreb’i de eklemek istedim. İşte size Zagreb gezi rehberi...

Haberin Devamı

Hafta sonu için planladığım gezi cumartesi sabah erken saatte Münih'ten (hala bilmeyenler için yaklaşık bir senedir Münih'te yaşıyorum) Ljubljana’ya otobüsle geçip tüm gün orayı gezdim, ardından da akşam yeniden otobüse binip Zagreb'e geçtim. Zagreb hakkında her şey
Ancak Ljubljana'dan iki saatlik mesafedeki Zagreb’e yaklaşık beş saat sonra varabildim! Yok, trafik sebebiyle değil!

Eğer Hırvatistan’a karayoluyla geçiyorsanız sınırda sıkı bir pasaport kontrolünden geçiyorsunuz ve bu iki ülke de turistik bir ülke olduğundan yüzlerce turist taşıyan onlarca turist otobüsü sırada bekliyor! Ben bu durumla ilgili hiçbir yerde hiçbir yazı okumadım tabii ki sebebi Zagreb’e gidenlerin birçoğunun ya uçakla doğrudan ya da kara yoluyla özel araçlarıyla gidiyor olmaları.

Eğer araba kiraladıysanız elbette sınırda siz de bekliyorsunuz ama otobüs yolcuları kadar değil çünkü otobüsler için ayrı bir sıra var ve diğer tüm sıralardan özel araçlar geçiyor. Neyse bu paragrafı da Zagreb’e benim gibi kara yoluyla ve otobüsle gidecek şanssız azınlık içindi işte. Ama İstanbul’dan uçağınıza binip kral gibi de gelebilirsiniz burada, o da bir seçenek.

Haberin Devamı

Zagreb hakkında her şey

Zagreb’e normalde aksam 6’da varmam gerekirken ancak 9’da varabildim ve otobüs terminalinde inince anladım ki otelimle terminal arası baya uzak. Anladım diyorum çünkü gitmeden önce Google Maps ile haritadan işaretlemiştim ve sadece yürüyerek 26 dakika mesafedeydi! Tabii ben bu hesaplamayı yaparken otobüs terminalinin şehrin içinde olmadığı gerçeğini hesaba katmamışım. Gece karanlığında Hırvat dilinde yazılmış tabelaları ve tramvay hattını çözmeye çalıştım ve tabii ki çözemeyerek yanlış tarafa giden tramvaya bindim. Otobüs terminalinin önünde tramvay durağı var ve şehir merkezine giden tramvaylar (Jelacice’ye giden tarafa binmeniz gerek) bu duraktan geçiyor. Bileti kaç paradır hiç bilmiyorum zira giderken de gelirken de bilet almadan bindim, birincisi bileti nereden alacağıma dair hiçbir fikrim yoktu ikincisi de elimde Euro vardı ama Euro’yu Kuna’ya çevirecek herhangi bir döviz bürosu göremedim. Aslında otobüs terminalinde varmış da Esenler Otogarı’na benzeyen terminalin iç kısımlarına pek de girmek istemediğimi itiraf etmeliyim. Bu arada Hırvatistan 1 Temmuz 2013'te Avrupa Birliği’ne üye olmasına rağmen Euro kullanmıyor, para birimleri Kuna ve 1 Euro yaklaşık 7 Kuna ediyor.

Haberin Devamı


Zagreb’de bir gece konakladım ve otelimi her zamanki gibi ‘’booking.com’’ üzerinden buldum. B&B Cool Zagreb gerçekten çok merkezi ve özellikle yalnız gezginler için çok uygun bir otel. Normalde aksam 10’da resepsiyon kapanıyormuş, bana kaçta geleceğimi sormuşlardı ben de marjlı olarak 9 gibi gelirim demiştim ama maalesef sınırdaki kuyruk rezaletinden ve yanlış yöne giden tramvaya binmem yüzünden dedim otele yetişemeyeceğim ve sokakta kalacağım! Otele vardığımda saat 10’u geçiyordu ve Ivana (sorumlu personel) hala beni bekliyordu. O kadar ilgiliydi ki bana gidebileceğim yerleri anlattı, mutfakta istediğimi yeyip içebileceğimi gösterdi, odaları ve anahtarları anlattı (birden fazla anahtarla giriliyordu otele alttaki demir kapı için ayrı, giriş kat için ayrı, apartman kapısı için ayrı ve oda için ayrı anahtar vardı ve cidden sınıflandırma sistemleri müthişti. Her kapının resminin olduğu magnet seklinde anahtarlık yaptırıp anahtarları bunlara geçirmişler dolayısıyla hangi anahtar hangi kapınındı diye sürekli denemek zorunda kalmıyorsunuz).

Haberin Devamı

Zagreb hakkında her şey

Otele çantamı bıraktıktan sonra açlığımı gidermek için kendimi hemen dışarı attım! Eksi Sözlük’ten ve bloglarda çok övülen Nokturna’ya gittim. Tkalciceva caddesindeki Nokturna hem geleneksel yemekler hem de çok güzel İtalyan yemekleri yapıyor, buranın en meşhur ama fiyatları da bir o kadar uygun restoranı kendisi. Ben risotto yeyip bir kadeh şarap içtim ve sadece 48 Kuna ödedim yani yaklaşık 7 Euro! Evet, Hırvatistan’ın en sevdiğim yanlarından biri oldukça ucuz bir şehir olması! Ertesi gün bozdurduğum 10 Euro ile neredeyse her yeri gezdim ve her şeyi yedim!

Zagreb hakkında her şey

Ertesi gün erkenden uyanıp şehri keşfetmek üzere kendimi tekrar sokaklara attım. Normalde Avrupa’da pazarları açık yer bulmanız imkânsıza yakınken burası çok canlı ve pazar günleri de birçok mağazası açık bir şehir. Aksam dörtteki otobüsle döneceğim için günü verimli kılmak adına önce Jelacica meydanını, Dolac’da kurulan pazarı, sonrasında katedrali (Cathedral of the Assumption of the Blessed Virgin Mary – Katedrala Marijina Uznesenja), ST Marks kilisesini (St. Mark’s Church - Crkva Svetog Marka), tas geçiti (Stone Gate – Kamenita Vrata), Kirik Kalpler müzesini (Museum of Broken Relationships) ve Ilica ile Tkalciceva caddelerini gezdim. Görmeniz gereken neredeyse her yeri aşağıdaki haritada işaretledim. Benim gidemediğim ama insanların öve öve bitiremediği Mirogoj Mezarlığı’na da vaktiniz olursa gidin bence. Dediklerine göre bir mezarlık için fazla güzel bir yermiş.

Haberin Devamı

Gelin bu gezdiğim yerlere tek tek bakalım:

Dolac Market

Dolac Meydanı’na kurulan market 1926’dan beri kuruluyormuş ve hemen her şeyin tazesinin satıldığı bir pazar. Pazarın bir kısmı et/balık kısmı, bir kısmı hediyelik eşya ve ev eşyası kısmı, bir kısmında çiçek pazarı ve klasik meyve sebze tezgâhlarıyla dolu ve fiyatlar da oldukça uygun.

Bakire Meryem Katedrali

Birçok kez hasara maruz kalan ve birçok kez restore edilen bu gotik katedral oldukça görkemli… Ama yazık başına gelmeyen de kalmamış; depremler, yangınlar, savaşlar darken perti çıkmış zavallının ve aslından pek çok şey kaybetmiş. Ama hala pazar ayinlerinin yapıldığı ve insanların ibadet ettiği bir yer! Ben pazar günü tam da ayin vaktinde gittim, farklı bir dinin ibadetine tanık olmak farklı bir deneyimdi gerçekten.

Haberin Devamı

Zagreb hakkında her şey

St. Marks Kilisesi

Bu kilisenin diğerlerinden tek ve en güzel farkı bence çatısındaki seramiklerle yapılmış motifler. Dalmaçya, Slovenya ve Hırvatistan ülkelerinin amblemlerinin yer aldığı bu çatı bu yapıyı bambaşka bir hale getirmiş.

Taş Geçit

Eski şehir bölgesinde (Gornji Grad) yer alan beş geçitten tek sağlam kalan geçit burası. Aslında pek de bir numarası yok, bir sokakla diğer sokağı bağlıyor günümüzde ama rivayete göre 1731’de bombalanan bu bölgeden hasar almadan ayakta kalan tek yapı buymuş, hasar almamasının sebebi de içinde yer alan Hz. İsa ve Meryem resim ve heykelleri. Şu anda hemen herkes oradan geçerken ikisinin de ruhuna Fatiha okuyarak geçiyorlar.

Zagreb hakkında her şey

Kula Lotrscak

Burası şehri tepeden görebileceğiniz bir nokta. St. Marks Kilisesi’nin hemen solunda kalan bu alandan Zagreb’e tepeden bakabilirsiniz. Ayrıca gördüğüm en güzel graffiti de yine buradaydı.

Kırık Kalpler Müzesi

St. Marks Kilisesine bir dakika mesafede olan ve biten ilişkilerin ardında kalan eşya, obje, hatıraların sergilendiği ‘’Kırık Kalpler Müzesi’’ kesinlikle ve kesinlikle görülmesi gereken bir müze. Bilet ücreti 30 Kuna yani yaklaşık 4 Euro. Yazları (1 Haziran-30 Eylül) sabah 9’dan akşam 22.30’a kadar açık, kışınsa (1 Ekim – 31 Mayıs) 9.00-21.00 arasında gezebilirsiniz ve her gün! Evet, bu müzenin en güzel yanlarından biri de her gün açık olması. Gittiğinizde hatırım için görmeden dönmeyin.

Füniküler Hattı

Dünyanın en kısa raylı hatlarından biri Zagreb’de, yaklaşık 50 saniye sürüyor yolculuk ve eğer formunuzdaysanız inanın hattın yanındaki merdivenleri kullanarak fünikülerden daha kısa sürede varabilirsiniz tepeye

Zagreb hakkında her şey

Ilica Caddesi

Burası Zagreb’in İstiklal Caddesi! 5,6 kilometre uzunluğunda oldukça uzun ve çokça mağaza ve restoran barındıran bir cadde. Yolunuz mutlaka düşer, hiç meraklanmayın.

Trg Bana Jelacice Meydanı

Her Avrupa şehrinde olduğu gibi Zagreb’de de genişçe bir meydan var. Şehrin merkezinde ve buranın tam ortasında da ata binen bir dayı. Josip Jelacic denen bir beyefendinin ata bindiği halinin aktarıldığı bir heykel bu.
Zagreb’de ne yenilir ne içilir kısmına gelince birçok yere göre bence seçeneği fazla olan bir şehir. Öncelikle hamur isi rocks! Çılgın gibi ekmek, burek (bizdeki börekle çok benzer bir hamur) ve kurabiyeler yapıyorlar. Her köse başında Pakerna denilen bu pastanelerden görebilir ve birçok şey alıp tadabilirsiniz. Cidden çok ucuz. Ben bir torba börek ve türevlerinden aldım (evet gözüm dönmüştü) ve 20 Kuna falan ödedim sanırım yani yaklaşık 3 Euro. Ayrıca buranın en meşhur tatlısı Kremsnita. Allah’ım gitmeden önce o kadar okudum ki övgüleri, günümün yarısını bunu yiyebileceğim bir yer arayarak geçirdim diyebilirim. Aslında Vincek Slasticarnica adında buranın en iyi Kremsnitasını yapan bir pastane varmış ama pazar olmasından mütevellit kapalıydı. Ben de sora sora Bağdat bulunur hesabı birden fazla yere sorarak Jelacica Meydanı’na çok yakın bir sokakta Millenium isimli pastaneye gittim ve bir dilim kremsnita aldım (6,5 Krondu, yani yaklaşık 1 Euro). Ve evet eğer başıma bir şey gelmeyecekse söylüyorum: Sevmedim! Safii krema ve ne şekerli ne şekersiz arada bir krema. Bin kaloriyi bence boşuna aldım ama olsun denemeden dönersem çok üzülürdüm. O yüzden siz bana bakmayın ve eğer fırsatınız olursa Vincek’te tadın bu tatlıyı.

Zagreb hakkında her şey

Ivana (Oteldeki kızcağız) Tkalciceva’da ev yapımı biraları olan bir mekân önermişti. Tkalciceva bizdeki Asmalımescit’e benzeyen, dışarıda masaların atıldığı mekânları olan ve genellikle gençlerin takıldığı bir cadde. Burada pek çok mekân gerçekten çok güzel görünüyordu. Geceleri bazı mekânlarda müzik de oluyor ve birçok genç sokakta dans ediyordu. 


İşte bu caddede Meli Medo diye bir mekân var burada Black Queen isimli koyu biralarından içmemi tavsiye etmişti bana. Ben de Zagreb`den ayrılmama yarım saat kala gittim ve bir 33’lük Black Queen söyledim. Normalde koyu bira sevmem (biliyorsunuz biz Bavyeralılar hep Weissbier içeriz) ama Black Queen gerçekten içimi çok kolay bir koyu bira. Ben de tavsiye ederim size. 33’lügün fiyatı 17 krondu (2,5 Euro civarı) ve menüdeki Hırvatça adı Griskav Jestica

Zagreb hakkında her şey

Biramı da içtikten sonra Jelacice’den gecen 6 numaralı tramvaya binerek otobüs terminaline gittim ve otobüsüme binip yaklaşık sekiz saatlik yolculuktan sonra Münih’e geri döndüm. Zagreb de Ljubljana da gerçekten çok güzel ve modern şehirler. İster günübirlik isterseniz hafta sonu için gidebilirsiniz ikisine de. Hırvatistan ayrıca Adriatik Denizi’ne kıyısı olan bir ülke ve deniz tatili yapabileceğiniz çok güzel kıyıları ve koyları var. Zadar, Sibenik, Rijeka gibi sehirlere gidip deniz tatili de yapabilirsiniz.

Zagreb hakkında her şey

Fotoğraflar: Hamide TEKİN

Yazarın Tüm Yazıları