Tibidabo'dan kuş bakışı Barselona
Havası, suyu bize en çok benzeyen İspanya'nın deniz kokan şehri Tibidabo'dan kuş bakışı bakıp tüm şehri kucaklamak ister misiniz? Bu manzarada La Rambla Caddesi ve Sagrada Familia Bazilikası gibi birçok güzelliği göreceksiniz… Peki bu güzel şehirde nereleri gezmeli ve neler tatmalı? İşte size Barselona gezi rehberi...
Tibidabo ismi Latince İncil’deki bir pasajda geçer. Şeytan Hz. İsa’yı kendi tarafına çekmek için tüm dünyayı ayaklarının altına sermiş ve ona “tibi-dabo” (dünyayı) "sana vereceğim" demiştir. Tepede, Temple Expiatori del Sagrat Cor Kilisesi, lunapark ve gözlem kulesi bulunmaktadır. Metro ile 7 nolu hatla gelip Tibidabo istasyonunda indikten sonra, füniküler tren ile tepeye çıkabilirsiniz.
Her çocuk gibi lunaparklarda üstümüz başımız eğlence kokmuştur, ama böyle en tepede olunca korkuyor insan, dönen salıncakta bir an acaba bu demirlerden biri koparsa ben Gaudi’nin hangi Unesco Eseri’nin kucağına düşmek isterdim diye sorarken, cevabım Park Güell oluyor.
Barselona Dâhil İndirimli ispanya Turları için Tıkla:
Park Güell
Güell ailesinin soyluluk göstergesi olarak yaptırılan şirin park, minik mantar evleri ile ünlüdür. Evleri görünce, Gaudi'nin bu şehir için değerini bir kez daha anlıyorsun. Bazı şehirler şanslıdır, bir kişi doğar tüm kaderini değiştirir. Gaudi bu şehirde bir çocuk heyecanı ile tüm legoları kendi renkli dünyası ile birleştirip yeniden şekillendirmiş. Oysaki 1878 mezuniyeti sırasında Profosör Elias Rogent "Bir dehayı mı yoksa budalayı mı mezun ediyoruz, bilmiyorum" diyerek uğurlamıştı onu. Gaudi ise yanındaki arkadaşına "Benim şimdiden bir mimar olduğumu söylüyorlar." diyerek hayallerini gerçekleştirmeye başlamış. 7 Temmuz 1926'da 74 yaşındayken bir trafik kazasında hayatını kaybetmeden önce sonralarda Unesco Listesine girecek 8 eserin temellerini atmıştı. (Park Güell, Palau Güell, Casa Milà, La Sagrada Familia’nın “İsa’nın Doğuşu” cephesi ile yeraltı türbesi, Casa Vicens, Casa Battlo ve Colonia Güell Türbesi)
Eğer Barselona’da oteli La Rambla Caddesi üzerinde ayarlarsanız hem otel balkonundan cıvıl cıvıl sesler duyar, hem de bir çok noktaya yürüyerek ulaşabilirsiniz.
Cadde, Katalonya meydanı ile Port Vell Limanı'nı birbirine bağlar. Cadde boyunca restoranlar, hediyelik eşya dükkanları, sokak sanatcıları, yıllara meydan okumuş ağaçlar, oteller arda arda sıralanmış. Restoranların birinde oturup bir öğle yemeğinde Paella’nın tadına bakabilirsiniz. Paella, tavuk eti, balıklar ve deniz ürünleri ile pişirilen son derece lezzetli bir pilav yemeğidir.
Karınlar doyduktan sonra isterseniz caddeden onlarca sokak sanatcısının arasından geçip limana Kristof Kolomb Heykeli’ne doğru yol alabilir, isterseniz Katalonya Meydanı'nı da geçip Casa Mila (La Pedrera)'ya doğru yol alabilirsiniz.
Casa Mila (La Pedrara)
Gaudi, ön cephede dalgalı deniz ve deniz yosunları duygusu yaratmak istediği yapıyı 1906-1912 yılları arasında tamamlamıştır. Dökme demir balkon demirleri dalga efektinin daha güçlü biçimde algılanmasına yardımcı olur. Yapı, daire ve ofislerden oluşan bir rezidans olarak tasarlanmıştır.
La Pedrara’dan sonra bitmez tükenmez kuyruğu ile ünlü (La Sagrada Familia) Bitmeyen Kilise’ye sıra gelmişti. Her şehrin ünlü bir yapısı ile kuyruk çilesi vardır. Bu şehirde de La Sagrada Familia. Gaudi'nin doğa aşığı olduğunu tüm eserlerinde gözlemleyebilirsiniz. Doğa’dan aldığı ilham ile iç mekânı şekillendiriyor. Bazilika’yı ayakta tutan kolonları dallanıp budaklanan ağaçlar şeklinde tasarlamış. Böylece La Sagrada Familia'yı dolaşırken sanki ormanda dolaşmaya çıkmış gibi oluyorsunuz. İç kilisenin çatısındaki taştan yapraklarda, Barselona’daki çınarlardan esinlenilmiş. Kilise duvarlarını kaplayan camlar doğa figürleri ile işlenmiş. Gaudi gibi bu şehirde bir dönemini geçirmiş biri daha var. Picasso... Bu şehirde 'Mavi Dönemim' dediği eserlerini yaratmış. Ünlü ressamın eserlerini şehirdeki Picasso Müzesi'nde ziyaret edebilirsiniz.
En son Nou Camp Stadyumu'na uğrayıp sipariş edilen formları da aldıktan sonra bir şehrin daha sonuna gelmiş oluyoruz. Nou Camp, 99.300 seyirci kapasitesi ile Avrupa'nın en büyük futbol stadyumudur. Tüm dünyada Camp Nou olarak anılan stadyumun resmi ismi Estadi del Futbol Club Barcelona (FC Barcelona Stadyumu)'dur. Futboldan çok anlamıyorum, ama sahaya çıkıncı bir an 99.300 kişiyi karşımda hayal edip, tam ortasındayken sevgi, merhamet, adalet adına iyi birşeyler söylemek isterdim. Ben söyleyemezsem de Barış Manço söylesin, biz dinliyelim. Ben yazıyı yazarken bol bol dinledim. Umarım siz de okurken dinlersiniz.
Hele destur maşallah bu ne bolluk böyle
Hele destur helalinden kazandıysan söyle
Hele destur gözümüz yol Allah daha çok versin
Ama paylaş, gel beni dinle, paylaşırsan sevaba girersin
Aç gözünü daha vakit erken gör şeytanın gör dediğini
Bir kulak ver de dinle sağır sultanın duyduğunu,
Sen öyle devekuşu gibi şaşkın şaşkın bakınırsan
Birgün elbet duyarsın Dıral dedenin düdüğünü
Hele destur maşallah bu ne iştah böyle
Hele destur yetim hakkım yemedin mi söyle
Hele destur gözümüz yok afiyet şeker olsun,
Ama paylaş, gel beni dinle, gariplerin karnı doysun
Aç gözünü daha vakit erken gör şeytanın gör dediğini
Bir kulak ver de dinle sağır sultanın duyduğunu
Sen öyle devekuşu gibi şaşkın şaşkın bakınırsan
Birgün elbet duyarsın Dıral dedenin düdüğünü
Hele destur maşallah bu ne kudret böyle
Hele destur zayıfları ezmedin mi söyle
Hele destur gözümüz yok Allah daha iyi etsin
Ama paylaş, gel beni dinle, ardından herkes dua etsin
Aç gözünü daha vakit erken gör şeytanın gör dediğini
Bir kulak ver de dinle sağır sultanın duyduğunu
Sen öyle devekuşu gibi şaşkın şaşkın bakınırsan
"Glamping" adı nereden geliyor?
