Sonsuzluğun simgesi: Masai Mara / Kenya

Kenya'nın en geniş rezerve bölgesi Masai Mara benim için sonsuzluk anlamına, yerel dilde ise 'benekli bölge' anlamına geliyor. Uçsuz bucaksız bu bölgenin ev sahibi Afrika'nın beş büyüğü olarak da bilinen mandalar, leoparlar, aslanlar, filler, kara gergedanlar ve onlara eşlik eden dünyanın en şık canlıları leoparlar, zürafalar... Burada doğa tüm seslerini fısıldıyor, elinde avucunda ne varsa tüm cömertliğiyle sana sunuyor. İşte size Masai Mara gezi rehberi...

Haberin Devamı

Masai Mara insana kendini unutturuyor. Bu yolculuğa çıkmadan önce detaylıca tüm safari bölgelerini araştırdım. Daha önce Afrika bölgesinde hiç bulunmadığımdan Afrika'ya gidince uçaktan iner inmez tüm sineklerin bizi öldürmek için hazır beklediğini, tüm yolların tehlike saçtığını, güvenlik sorununun tüm şehri hakimiyeti altına aldığını düşünüyordum.



Durumu abarttıkça abartıyor, soruyor, okuyor onlarca acenta ile yazışıyordum. İşe önce aşılardan başladım. Katar'da prosedür oldukça kolay herhangi bir sağlık ocağına gidip tatil için gideceğin ülkeyi söyledikten sonra onlar tüm aşılarını ücretsiz yaptıktan sonra uluslararası geçerli aşı kartını veriyorlar. Kenya'ya giderken "Eeee kimse sormuyor" bu kartı diye düşünürken, Katar'a dönerken aşı kartı olmayanlar uçağa alınmayınca durumun ne kadar önemli olduğunu anlamış oldum.

Haberin Devamı

Sonsuzluğun simgesi: Masai Mara / Kenya

Masai'deki bir otel ile iletişim kurarak, tatili planladım. Onlar tüm safari turlarını ayarladılar. Bana kalan sadece Masai bölgesine en güvenli şekilde ulaşabilmek oldu. Masai karayolu ile Nairobi merkezden beş saate yakın sürüyor. Bu yol farklı nedenlerle tercih edilebilir. Ama Afrika bölgesine ilk defa gitmenin verdiği korku nedeniyle tercih etmedim. Nairobi Wilson Airport'tan kalkan 19 kişilik uçaklarla 50 dakikalık yolculuk sonrası bölgeye vardım. Karayoluna oranla bayağı pahalı ama daha az yorucu ve daha güvenli. Orada toprak bir piste iniş yapıyorsunuz.





Otelden gelen yerel Masai halkından insanlar sizi karşılıyor. Otele varmak için rezerve bölgesinin içinden geçmek zorundasınız. Yani siz uçaktan iner inmez safari başlıyor. Sonralarda alışıyorsunuz ama ilk anda zebralar, aslanlar, zürafalar, filler arasından bavullar dolu bir cip ile yolculuk bayağı ilginç geliyor. Önünüzden filler geçiyor. Ağaçlarda leoparlar uyuyor. Aslanların dünya umrumda değil, oraların kralı olduğundan havasından geçilmiyor.

 

 

Haberin Devamı

Sonsuzluğun simgesi: Masai Mara / Kenya

Dış hatlar, iç hatlar üstüne bir de otele kadar yaklaşık 40 dakika süren Afrika masajı (cip içerisinde toprak arazide yapılan yolculuk sırasında hopla zıpla takır tukur eşliğinde çektiklerine deniliyor) sonrası otele varmış oldum. Tabi banyo yapıp uyumak istiyorsun, ama öyle kolay değil... Elektrik yok akşam altıdan sonra veriliyor, internet istiyorsun paylaşım yapacaksın, yok öyle hemen. Safariye geldin. 4G internet yok buralarda. Otelin dışına çıkabilir miyim diyorsun hop nereye bir leopara yem mi olmak istiyorsun diyorlar. Neyse akşam oluyor safariden dönenlerle karşılaşıyorsun gözlerindeki mutluluğu görüyorsun olsun her şeye değer diyerek heyecanla karışık yorgunlukla uyuyorsun. Ve yeni bir gün başlıyor, safari turları... Ya sabah erkenden beş gibi başlıyor, ona doğru otele dönüyorsunuz, ya öğleden sonra üç gibi başlıyor yedi gibi otele dönüyorsunuz. Ben çok seviyorum enerjim de var diyorsanız, gün boyu safari de tercih edebilirsiniz, sabah dokuz gibi başlıyor akşam beşe doğru dönüyorsunuz. Ama baştan söyleyeyim gün boyu safari çok kolay değil, gün boyu cip içerisinde hayvanları en iyi nasıl görebilirim diye uçsuz bucaksız arazide kilometrelerce yol katediyorsun. Bir de öğle arası uyuduğundan çok kolay göremiyorsun. Ben bir tam gün, diğer iki günde bir sabah, bir akşam safariyi tercih ettim. Sabah akşam safari de otele dönüp öğle arası uyumak iyi geliyor. Toplamda üç gün tüm hayvanları görmeme ve safarinin tadını çıkarmama yetti. Arada bir de orada okulları, kabile köylerini gezdim.

 

 

Haberin Devamı

Sonsuzluğun simgesi: Masai Mara / Kenya

Safari ciplerden inmedikten sonra tehlikeli bir aktivite değil. Hayvanlar toprağa ayağınız değmediği sürece cipleri bir nesne gibi algılıyorlarmış. Fotoğraf için yanınıza iyi bir fotoğraf makinesi, kaliteli bir lens alabilirseniz muhteşem kareler yakalama fırsatı yakalayabilirsiniz. Safari bölgesi sonsuzluğun simgesi. Yön duygusu yok, yol yok, nerden başlayıp nerde bitirdiğimizi ben üç gün boyunca anlamadım. Safari şirketleri arasında muhteşem bir haberleşme sistemi var. Leopar kendini mi gösterdi, bir aslan ailesi mutlu mesut mu yaşıyor. Rehberler telsiz sistemi ile birbirlerine haber veriyor seni de oraya yönlendiriyorlar. Güneş dünyanın hiçbir yerinde bu kadar güzel doğup, bu kadar güzel batmıyordur. O an yaşanılan duyguları 29 harf ile ne kadar anlatabilirim bilmiyorum ama güneş ile beraber sen de hayata doğuyormuşsun gibi. Yeniden başlıyorsun. Olduğun yaşa kadar ki süreci hiç yaşamamışsın gibi. Doğa tüm seslerini fısıldıyor, elinde avucunda ne varsa tüm cömertliği ile sana sunuyor ve sen de o duruluk, çıplaklık karşısında bir kere daha hayran kalıyorsun ağaca, güneşe, toprağa, hayvanlara...

Haberin Devamı

Sonsuzluğun simgesi: Masai Mara / Kenya

Bir aslanın gözlerine bakınca gerçek asalet nedir anlıyorsun. Aslanın asilliğe dalmış gitmişken insanın hoyratsızlığını, düşüncesizliğini, doğaya verdiği zararı bir leopar getirip önüne koyuyor tek kare ile. Elindeki şu şişeni de, içindeki tüm kirlenmiş taraflarını da al evimden git diyor. Biz leopara yaklaşırken o çocukları ile oynuyordu. Cipin sesini duyunca önündeki su şişesini alıp bize doğru hareketlendi. O an burda olmamalıyız, adı safari de olsa onları evlerinde rahat bırakmalıyız diye düşünürken rehberin gün sonu yaklaşıyor en geç altıda rezerve bölgesinden ayrılmalıyız sesleri ile hayata dönüyorum.

 

 

Sonsuzluğun simgesi: Masai Mara / Kenya

Başka yeni bir gün de rehberin "Hadi hadi çabuk olun. Safari bölgesinde bir doğum gerçekleşmiş. Bunu görmenizi istiyorum." diyip nefes nefese ciplere atlamamız ile başlıyor. Biz gidene kadar minik can çoktan merhaba demişti vahşi hayata. Safari anlarına birkaç gün de olsa dahil olunca Şems-i Tebrizi'nin gözünden yorumladığı hayatı daha iyi anlıyorsun ne der Şems-i Tebrizi:

Haberin Devamı

"Hayat bu, bir bakarsın her şey bir anda son bulur. Hayat bu, son dediğin an her şey yeniden can bulur."

Bir yan da ölümler, bir yan da doğumlar, yeniden başlangıçlar ile hayat tüm renkleriyle burda da devam ediyordu.

Sonsuzluğun simgesi: Masai Mara / Kenya

Miniği gördükten sonra Masai Nehri'ne doğru yol aldık. Otele bayağı uzaktı. Büyük göç vaktiydi ama öğlen saatlerinde varabildiğimizden toplu bir göç göremedik. Hayvanları uyurken görebildik. Tüm bu görkemi isterseniz balon safari ile de görebilirsiniz. Nehrin kenarında yaşadığım birkaç günü anlamlandırmaya çalışırken tüm bu sonsuzluğun içinde hayatta kalmak için verilen mücadelelerin, doğumların, ölümlerin yanında her doğan yeni bir güneşle aşk da nefes alıyor muydu acaba bu topraklarda? Zürafanın gözlerinde gördüğüm bir damla yaş aşk mıydı acaba?

 

 

Sonsuzluğun simgesi: Masai Mara / Kenya

Ne güzel de tanımlar demi aşkı Şems-i Tebrizi:

"Sonsuzluğa götüren bir denizin kıyısına varmıştım.

O zaman anladım ki susmak bir cüsse işi. Derin denizlerin işi...

Sığ suları en hafif rüzgârlar bile coşturabiliyor, derin denizleri ise ancak derin sevdalar...

Anladım ki derin ve esrarengiz olan her şey susuyor. Anladım ki susan her şey derin ve heybetli..."

Sonsuzluğun simgesi: Masai Mara / Kenya

Nehri de gördükten sonra dönüş yolu boyunca kara gergedan aradık. En sonunda bulduk. Ne yazık ki Dünya Korunma Birliği (IUCN) tarafından hazırlanan kırmızı listede siyah gergedan, nesli kritik tehlikede olarak sınıflandırlmıştır. İnsanlık boynuzları için avlıyor onları. Çin tıbbında öğütülmüş gergedan boynuzunun her hastalığa iyi geldiği söylense de aslında hiçbir etkisi yoktur. Olsa bile hastalanmış ruhları iyileştirmek için tek çare gergedan boynuzu olmasa gerek... Beş büyüğü görmenin verdiği mutlulukla bir sonraki gün erkenden Nairobi'ye doğru yol alıp Karen Blixen'in ülkesine onun da müzesini ziyaret ettikten sonra veda ediyorum. Henry Miller diyor ya "Yolculuğun hedefi gideceğin yer değil, göreceğin yeniliklerdir." Bu topraklarda biriktirdikleriniz hayatınıza yepyeni bakış acısı katıyor, sanki her şey daha anlamlı oluyor.

Yazarın Tüm Yazıları