GeriSeyahat Otostopla gezdiğimi anlıyorum, her seferinde heyecan yaşıyorum
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Otostopla gezdiğimi anlıyorum, her seferinde heyecan yaşıyorum

Otostopla gezdiğimi anlıyorum, her seferinde heyecan yaşıyorum

Ankaralı Gökhan Çalbay (21), Amasya Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü son sınıf öğrencisi. İki yılda 16 ülkede 17, Türkiye’de 55 şehir gezmesinin sırrı, otostop. “Çok daha heyecanlı. Evet risk var. Ama risk her yerde” diyor. Çalbay, otostopla Kastamonu turunu anlattı.

Seyahat tutkunuz nasıl ortaya çıktı?
- İlkokuldan beri haritalarla haşir neşirim. Önüme açıp her kıtanın üzerinde göz gezdirir, ülkeleri tek tek inceleyerek hayal kurardım. 13-14 yaşlarında fotoğraf merakım beraberinde seyahat tutkumu canlandırdı. Gezdikçe fotoğraf çekiyor, fotoğraf çektikçe geziyorum.

TURİST SANIYORLAR

Uzun yolculuklara ne zaman başladınız?
- 2011’de Semih adlı çok yakın bir arkadaşımla bir anda aklımıza Güneydoğu’ya doğru gitme fikri geldi. Ertesi gün Mersin-Anamur’dan çıkıp Mersin-Adana-Osmaniye üzerinden Gaziantep’e kadar gidip geri dönmüştük. Çoğu kişi gezmenin maliyetinden çekinip yola çıkmıyor. Oysa gezmek isteyen, mutlaka bir yolunu bulur. Otostopla seyahat çok daha farklı ve heyecanlı. Risk her yerde var… İlk fırsatta çantanızı alın ve yola çıkın. Sanıldığı kadar zor bir şey olmadığını göreceksiniz.

İlk deneyimde neler yaşadınız?
- Nisan 2011’di. Üniversiteden arkadaşım Ahmet ile Doğu Karadeniz turuna çıkmıştık. İlk önce Samsun’dan otostop çekmeye başladım. Başlarda tedirginlik vardı açıkçası. Ama yine de içimde cesaretin yanı sıra farklı insanlarla tanışıp sohbet edecek, onları yakından tanıyacak, yeni yerler keşfedecek ve bunları fotoğraflayıp yazacak olmanın verdiği bir heyecan vardı. Bu heyecan zamanla cesarete dönüşüyor ve kendinizi bir anda yollarda buluyorsunuz. Bir zaman sonra da o tedirginlik ortadan kalkıyor ve kendinizi o hayatın bir parçasıymış gibi hissetmeye başlıyorsunuz.

O zaman mutlaka eğlenceli bir anınız vardır.
- Elbette. Genellikle otostopla arabasına bindiğimiz kişilerle muhabbetlerimiz sırasında çok eğleniyoruz. Ya da bizi turist zannedip İngilizce soru sormaya çalışan yurdum insanının hal ve hareketleri çok komik oluyor.

Peki bu şekilde seyahat etmenin ne tür yarar ya da zararları oluyor?
- Tanımadığın kişilerle tanışır, hikâyelerini dinler, dertlerine, sevinçlerine, üzüntülerine ortak olur, yaşamlarına dokunursun. Gerçekten yaşadığının ve gezdiğinin farkına varırsın. Bir sonraki hareketin, olayın bilinmezliğinin yarattığı büyü ve heyecan çeker seni içine. Kötü taraflarından biriyse zamanlama. Bazı yerlerde saatlerce beklemek zorunda kalabiliyorsunuz. Bu da gezi içerisindeki planlarınızın aksamasına neden olabiliyor.

KASTAMONU’YU SEVDİM

Bindiğiniz aracın gittiği yere göre rota değiştirir misiniz?
- Genellikle güzergâhım üzerinde giden araçlara biniyorum. Bazen esnek davranıp ufak değişiklikler olabiliyor. Fakat bu genel planı etkilemiyor. Yalnız “Bir gün, bindiğim araç nereye gidiyorsa ben de oraya gideceğim ve öyle gezeceğim” fikri uzun zamandır yapmak istediğim ve ilerde mutlaka yapacağım bir şey.

Kastamonu’ya sizi çeken neydi, ne zaman gittiniz?
- İlk kez 2012 Temmuzu’nda gittim. Bir hafta Kastamonu Kadıdağı Doğa Kampı’na katılıp şehri gezmiştim. İki ay sonra, yani eylül ayında ise üniversiteden arkadaşım Hakan ile Batı Karadeniz kıyılarını otostopla gezmek için yola çıktık. Bir de o zaman gördüm. Bir kente giderken özellikle oranın tarihini, tabiatını, insanlarını, insanlarının tarihi dokuya ve tabiata verdiği değeri, kentleşmeyi ve yöreye has nelerin olduğunu merak ederim. Ayrıca Cumhuriyet tarihimizde Kastamonu’nun çok önemli bir yeri var. Bu anlamda Kastamonu’dan beklentim fazlaydı. İlk gittiğimdeyse çok derin bir tarihin izlerini ve tarihe verilen değeri gördüm. Çok fazla tarihi mekân, külliye, cami ve türbe var. Merkezden kıyı kesimlerine doğru giderken ise Küre Dağları’nın muhteşem manzarasını seyretmek mümkün.

Otostopla mı gittiniz?
- İkinci gittiğimde kıyı kesimlerini otostopla gezmiştim. Amasya’dan Hakan ile yola çıkmıştık. Sinop tarafından gelerek Kastamonu’nun Çatalzeytin’den Cide’ye kadar olan bütün kıyı ilçelerini gezip gördük. Otostop turlarım arasında geçen en zorlu ama en keyifli yolculuklarımdan birisiydi.

TAM ÜMİDİMİZİ YİTİRMİŞTİK Kİ

Neden zorluydu?
- Çok az vasıtanın geçmesi hızımızı yavaşlattı ve bizi yordu. Saatlerce otostop çekmek zorunda kaldık. Hatta Abana’ya 15 kilometre kalmıştık ki hava iyice karardı. Bir yandan yavaş yavaş yürüyor bir yandan da arkamızı gözlüyorduk. Kulağımız gelecek olan aracın sesindeydi. Virajlardan her an bir araç çıkabilirdi. Bu yüzden tetikte olmamız gerekirdi. Tek tük geçen de durmadı. Geceye kalırsak işimiz çok zordu. Artık umudumuzu iyice yitirmeye başlamıştık. En kötü ihtimal Abana’ya kadar yürür yine varırız diyorduk fakat kalacak yer sıkıntı olacaktı bu sefer. Neyse ki bir otomobil sesi duyuldu. Virajı döner dönmez adeta önüne atladık durması için. Az ilerde durunca hemen koşup ağabeye anlattık durumu. O da Abana’ya gidiyormuş. Sağ olsun aldı bizi ve ilçeye getirdi. Ardından karnımızı bir güzel doyurduk. Daha sonra hava kararmasına rağmen ilçeyi gezip bir parkın içerisine çadır kurmayı başardık.

Neler dikkatinizi çekti Kastamonu, İnebolu ve Abana’da?
- Tıpkı tarihi Safranbolu, Şirince ve Amasya’nın yalı boyu evleri gibi özgünlüğünü yitirmemiş çok güzel evler gördüm. Merkezdeki kadar yoğun olmamakla birlikte İnebolu ve Abana’nın eski mahallelerinde de rastladım. Ayrıca Kommenler Hanedanı zamanından kalan meşhur Kastamonu Kalesi tüm ihtişamıyla ‘buradayım’ diyordu. Abana ve İnebolu’da sonbahar sessizliği hâkimdi. Karadeniz’in hırçın dalgaları çıplak sahili dövüyor, rüzgâr yaprakları savuruyordu. Hüzünlendim açıkçası.

Halkın tavrı nasıldı?
- Bir şehri tanımak istiyorsanız halkıyla muhabbet etmelisiniz. Gerek kent merkezinde, gerekse köy ve ilçelerinde olsun sohbet ettiklerim bizi çok samimi karşıladı. Bunu Anadolu’nun her köşesinde görmek mümkün. Kenti gezerken sanki tarihin sokaklarında yolculuk yapıyorsunuz. Sakin ve huzurlu. Özellikle kıyı kesiminde bulunan İnebolu ve Abana gibi ilçeler kafa dinlemek isteyenlerin sığınabileceği bir huzur bölgesi adeta.

812 ÇEŞİT YEMEK

Yemekler nasıldı?
- Kastamonu’da yemek kültürü çok zengin. Çok ilginç bir bilgidir; yapılan derleme çalışmalarında Kastamonu’da 812 çeşit yemek tespit edilmiş ve bu yemeklerden yaklaşık 500 adedinin Anadolu’nun diğer yörelerinde bilinmediği ortaya çıkmış. Kıyı kesimlerindeyse balıkçılık oldukça gelişmiş olduğu için yemeklerin de birçoğu balık üzerine.

Bu bölgede otostop çekmeniz nasıl karşılandı?
- Bizim turumuz sırasında kıyı şeridinde yollar pek işlek değildi. Bu yüzden sıkıntı yaşadık. İlçe merkezlerindekiler ve otomobiline bindiğimiz kişiler de buralarda otostop olayına pek rastlanmadığını belirtti. Hepsi çok şaşırıyor ama gizliden gizliye de sempati duyuyordu.

False