Tutkulu bir yaşam ve yazmak eylemi

Güncelleme Tarihi:

Tutkulu bir yaşam ve yazmak eylemi
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 15, 2022 10:10

Cengiz Solakoğlu, ‘Koç’ta 38 Yıl: Anadolu’dan Anılarla’ kitabında belirli bir nesnellik içinde ülkemizin insanını ve yaşadığı çevreyle olan karşılıklı ilişkilerini anlatıyor. Kitapta 1950’li yıllarından bugüne ülkenin sosyokültürel resmi de ortaya çıkıyor.

Haberin Devamı

Gelişen iletişim teknolojileri günümüzün insanını giderek birçok değerden uzaklaştırıyor. Böylece anlamlı birçok olay sıradanlaşıyor ve ileriye yönelik değerlendirmeler yapmak da giderek zorlaşıyor. Oysa hem iş hem de özel yaşam bazı durumlarda sadece yaşayan kişi için değil başkaları için de önemlidir. Hele ki iş yaşamına tutku ile bağlanmış bir kişinin yaşadığı anılar... Anı yazmak, yaşamın gerçek yüzünü ortaya koyma çabasıdır. Okuyan kişi, yaşadığı dönemle anlatılanlar arasında sanki bir tür zaman yolculuğu yapar.
Elbette her insan yaşamı kendine özel ve anlamlıdır. Bir de yaşama, çalıştığı işe tutkuyla bağlı olanlar vardır. Örneğin, ülkemizde Koç Topluluğu’nda tutkuyla 38 yıl çalışan bir işinsanın anıları... Hiç kuşkusuz böylesi anılar birçok insan için yol göstericidir.

Haberin Devamı

Cengiz Solakoğlu ülkesine, ülke insanına ve iş yaşamına tutkuyla bağlı biri. ‘Koç’ta 38 Yıl: Anadolu’dan Anılarla’ adlı kitabında; belirli bir nesnellik içinde ülkemizin insanını ve yaşadığı çevreyle olan karşılıklı ilişkilerini anlatıyor. Kendisinin de hep bir şekilde parçası olduğu olay ve durumları abartıdan uzak bir şekilde kaleme almış; “Yetişemediğin köyün berisinde yatacaksın” sözü yaşamına ışık tutmuş. Koç Topluluğu’ndaki 38 yıllık iş yaşamı bağlamında, hep bir köye yetişmeye çalışırken içinde yer aldığı sayısız olay ve durumu dile getirmiş. Kitapta, ticaret erbabı bir ailede yetişme serüveni ve 1950’li yıllarından bugüne ülkenin sosyokültürel bir resmini ortaya çıkarıyor.
Bir tarafta uluslararası nitelikteki Koç Topluluğu, öte yanda Anadolu coğrafyasının şehirleri, kasabaları ve köyleri. Cengiz Solakoğlu bu toplumsal yapı içinde Anadolu’nun küçük bir şehrindeki tüketicinin buzdolabı, çamaşır makinesi, mutfak fırını gibi gündelik yaşamın vazgeçilmezi olan araçlarla tanışmasını dile getirmiş. Bunu yaparken Anadolu insanının kıvrak zekâsıyla uluslararası iş yapan kuruluşların ilişkisini çarpıcı örneklerle vurgulamış.

Bu kitapta neler var? İyi bir işinsanı olmanın yolları. Ülkenin topraklarını adım adım dolaşmanın önemi. İnsanların bir araya gelerek iş yapma yeteneği. Tutumlu bir yaşam. Çalışanların liyakat yoluyla ilerlemesini sağlama. Bilgili insanların ve danışmanlığın önemi. İyi dinleyerek karar verme. Aldatarak yükselmenin değil, yol göstererek servet kazanmanın örnekleri. Sivil toplum etkinliklerine duyarlı olma. Bütün bunların yanında insan ve aile sevgisi...
Koç Topluluğu’nda genç bir satıcı iken ve üst düzey yönetici olduğunda da “Başkasının mutsuzluğu üzerine mutluluk kurulmaz” anlayışı ile çalışmış olan Cengiz Solakoğlu, ülkenin kültürel değerleriyle de hemhal olmuş; “Din iyi insan olmanın, iyi ahlaklı olmanın, yaşadığın topluma uyum sağlamanın, saygılı olmanın yol göstericisidir” diyor. Koç Topluluğu, insan ilişkileri ve sayısız olaylar... Bütün bu anlatılanlar Cengiz Solakoğlu’nun yaşamını bir örtü gibi kaplamış. Bu örtü kaldırıldığında altında görülecek şey; memleket ve insan sevgisi, inançlı bir yaşam ve Atatürk aşkıdır.
Cengiz Solakoğlu’na sorarsanız, 55 yıllık iş yaşamında ‘yetişemediği köyün berisinde kalmış’. Oysa ‘Koç’ta 38 Yıl: Anadolu’dan Anılarla’ kitabı okunduğunda kolay ve anlaşılır üsluplu cümlelerinden anlıyoruz ki, ‘ulaşmak istenilen köye’ çoktan ulaşmış kendileri.

Tutkulu bir yaşam ve yazmak eylemi

KOÇ’TA 38 YIL-
ANADOLU’DAN ANILARLA
Cengiz Solakoğlu
Alfa Yayınları, 2022
224 sayfa.

BAKMADAN GEÇME!