Şiirin okyanusunda yaşayan şair: Gülten Akın

Güncelleme Tarihi:

Şiirin okyanusunda yaşayan şair: Gülten Akın
Oluşturulma Tarihi: Mart 11, 2022 09:48

Tuğrul Keskin, Söke’de yapılacak bir edebiyat şenliği için beni ve Gülten Akın’ı çağırmıştı. Sahneye birlikte çıktık. Beni gönendiren bir konuşma yapmıştı: “Bizim okunmamızda, tanınmamızda Doğan Hızlan’ın büyük rolü vardır. Ona teşekkür ederiz.”

Haberin Devamı

Şiirini ve kendisini sevdiğim, saydığım şairlerden biri de Gülten Akın’dır.
Sedat Örsel’in önerisiyle yaptığımız ‘Yaşayan Edebiyatçılar’ adlı televizyon programı, bana Ankara’dan birçok dost kazandırdı.
Onunla çekim yaptık; şairlere alçakgönüllülüğü yakıştırırım, Gülten Akın bu açıdan da şiir ve dostluk çizelgemde ayrı bir yerdedir.
Kimi dizeler vardır ki onları hayatın akışı içinde sık sık kullanırız. Bir edebiyatçı ve bir şiir okuru aşağıdaki dizeleri kim bilir kaç kez kullanmıştır:
“Ah kimselerin vakti yok/Durup ince şeyleri anlamaya”
Aramızdan yakarak ayırdıkları Metin Altıok’un adını taşıyan şiir ödülü de ona verildi. Her zaman adına ödül verilenle ödül alan arasında bir gönül bağı, bir edebi bağ kurulmasını isterim.
Gülten Akın
TÜYAP Onur Konuğu seçildiğinde yapılan konuşmalar, şiiri üzerine yorumlar kuşkusuz ona genç kuşaktan okur kazandırmıştır. Nilüfer Belediyesi’nin Gülten Akın üzerine sempozyum düzenlemesi de iyi bir girişimdi.
Bir şair kendisini ve ülkesini yazar. Onun şiiri ülkesine, Anadolu’ya sevgisini yansıtır. Bu şiir güdümlü değildir, ideolojik bir amacı gerçekleştirmek için yazılmamıştır.
‘Yaşayan Edebiyatçılar’ TRT’nin çalışmasıydı. O günden bugüne yaptığım çalışmalarda bana televizyonda duruşu öğreten Sedat Örsel’in büyük rolü vardır. Belki de bu dizi olmasaydı, Ankara’da yaşayan birçok sanatçıyı tanıyamayacak, dostluklarını kazanamayacaktım.
Folkloru şiirde kullanmak ustalara özgüdür; hem Anadolu’yu gezeceksiniz hem oranın ruhunu, şiirini şiirinize yansıtacaksınız.
Unutamadığım dizelerinden biri de her zaman dilimin ucundadır: “Kaç Eyüp şaşkına döner sabrımızdan.”
Şair şairleri över, çok azı da eleştirmenleri över.
Tuğrul Keskin, Söke’de yapılacak bir edebiyat şenliği için beni ve Gülten Akın’ı çağırmıştı. Sahneye birlikte çıktık, elbette ilk sözü ona verdik.
Beni gönendiren, mutlu eden bir konuşma yaptı: “Bizim okunmamızda, tanınmamızda Doğan Hızlan’ın büyük rolü vardır. Ona teşekkür ederiz.”
Bir kuşağın şiiri var ki övünmeden, böbürlenmeden Türk edebiyatına büyük eserler vermiştir. Hiçbir zaman da bununla bir kişilik farkı sezdirmezler insana. Gülten Akın gibi, Behçet Necatigil gibi... Necatigil’in ölüm ilanında ‘şair’ yazıyordu.
Evet, anılar denizinde Gülten Akın, her zaman şiirin okyanusunda yaşar.

 

BAKMADAN GEÇME!