Modern hayatı kurabilme çabası

Güncelleme Tarihi:

Modern hayatı kurabilme çabası
Oluşturulma Tarihi: Mart 04, 2022 12:35

Oğuz Demiralp’in ‘Avare Kalemden Yazıntılar’ı için denilebilir ki, modern hayata dahil olma, bu hayatı kurabilme çabası, arayışı sorunsal edinilmiş. Anlatılan ‘hikâyeler’, yaşandıkları zamandan koparılarak, anlatıcı benin tarihsel sorunsalı bağlamında yeniden kurmaca olarak ‘inşa’ edilmiş. Bu nedenle ‘yazıntılar’.

Haberin Devamı

Oğuz Demiralp’in kitaplarının, ‘deneme’ olarak sınıflandırılmış olmasıyla dikkat çekicidir. Sadece ‘Orhan Bey ve Kitapları’, ‘eleştirel denemeler’ olarak nitelenmiştir. ‘Kutup Noktası’ da ‘deneme’ olarak okura sunulur ama Demiralp bu çalışmasını da ‘eleştirel deneme’ olarak niteler. Deneme kavramı, burada, beklenti ve gerekli olanın çağrısı karşısında sadece özgür ve bağımsız olmayı değil, aynı zamanda belli bir ‘mesafede kalmayı’ da dile getirir. Oğuz Demiralp’in kitaplarının, ‘deneme’ olarak sınıflandırılmış olmasıyla dikkat çekicidir. Sadece ‘Orhan Bey ve Kitapları’, ‘eleştirel denemeler’ olarak nitelenmiştir. ‘Kutup Noktası’ da ‘deneme’ olarak okura sunulur ama Demiralp bu çalışmasını da ‘eleştirel deneme’ olarak niteler. Deneme kavramı, burada, beklenti ve gerekli olanın çağrısı karşısında sadece özgür ve bağımsız olmayı değil, aynı zamanda belli bir ‘mesafede kalmayı’ da dile getirir. 
Demiralp, çıkışını 70’lerin ikinci döneminde yapmıştı. ‘Kutup Noktası’ (1993) ile ‘Okuma Defteri’ (1995) bu çıkış yıllarının eserleridir. Bu kitapların basım tarihleri yanıltıcı olabilir, ‘Okuma Defteri’, ‘Kutup Noktası’nın, yani ‘Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Yapıtı Üzerine Eleştirel Deneme’ çalışmasına önceldir. ‘Okuma Defteri’ni oluşturan yazılar, 1975 ile 1980 tarihleri arasında kaleme alınmış; ‘Kutup Noktası’ ise 1979’un mayıs-eylül ayları arasında yazılmıştır. Bu yıllarda, edebiyat ortamımıza egemen olan anlayış toplumculuk edebiyat yaklaşımıydı. Demiralp’in, yazılarını yayımladığı dergiler, o yıllarda ‘bireyci burjuva edebiyatı’ olarak adlandırılırdı. Romanda, bütün tartışmaların, Kemal Tahir’in ‘Devlet Ana’ romanına odaklandığı bir dönemdir bu. Herkesin Kemal Tahir’i tartıştığı bu dönemde, Demiralp, Ahmet Hamdi Tanpınar üzerine çalışır. Bir kez daha altını çizmek isterim, Tanpınar’ı, Oğuz Demiralp keşfetti. Oğuz Demiralp’in son yıllarda, ısrarla altını çizdiği bir ayrım var; ‘edebiyat’ ile ‘edebiyat piyasası’ ayrımıdır bu. ‘Edebiyat piyasası’ ifadesiyle, kimi kitapların, edebi değerinden çok, ticari kaygıyla sunulmasını ve gündeme getirilmesini kasteder. Bu ayrım, aslında Demiralp’in yazılarında ve yaklaşımında, baştan beri vurguladığı bir ayrımdır. Nitekim ‘Devlet Ana’ etrafında yapılan tartışmaları da, edebiyat piyasasının girişimi olarak görür. Yukarıda mesafe derken kastettiğim tam bu noktada ortaya çıkar; edebiyat piyasasına karşı, bu tecimsel piyasaya mesafeli durarak, edebi yapıtların değerinden ödün vermemek anlayışı. 
Bu uzun girizgâhı, Demiralp’in yeni yayımlanan ‘Avare Kalemden Yazıntılar’ kitabı için yaptım. Bu kitabı oluşturan denemeler, ne yazın yapıtları ile felsefi eserlerin okunmasına dayalı ne de dilsel çağrışımla kaleme alınmış. Demiralp, doğrudan kendi yaşantı adalarına odaklanıyor. Deneme, Montaigne ile Pascal’ı hesaba kattığımızda, insanın modern hayata uyum sağlayıp sağlayamadığı ya da modern hayat karşısında ruhunu kurtarıp kurtaramadığı deneyimi ve problemi üzerinde düşünmekten doğmuştur. ‘Avare Kalemden Yazıntılar’ için de denilebilir ki modern hayata dahil olma, bu hayatı kurabilme çabası, arayışı sorunsal edinilmiş.Demiralp’in diplomat geçmişini de yer yer hatırlatıyor bu metinler. Demiralp, yaşantı olması bakımından ilklik niteliğindeki deneyimlerini bir anı olarak değil, bir kurmaca benin anlatısı olarak dile getiriyor. (Yazar mı bilmiyorum ama anılarını da merak ederim.) Burada anlatılan ‘hikâyeler’, yaşandıkları zamandan koparılarak, anlatıcı benin tarihsel sorunsalı bağlamında yeniden kurmaca olarak ‘inşa’ edilmiş. Bu nedenle ‘yazıntılar’. ‘Felsefi argümanlar da söz konusu; bir referans olarak değil, Demiralp’in bilgeliğinin, kendi görgüsünün bir sonucu olarak. Sözgelimi Kafkavari ‘Tereke’ denemesinin bir yerinde şöyle der: “İnsan ölünce onunla birlikte kullandığı eşyalar da ölür” ya da “Yalnızlık en çok mutfakta hissedilir”.
‘Mahzen Yolcusu’ndan bahsetmeyeceğim; iyi yüzyıllık siyasi hikâyemiz bu kadar muhteşem anlatılır. 
‘Seven Kadının Sesi’ denemesinden bir kesit: “‘Amore’... Ağzından çıkan ilk sözcük oldu bu. (...) Sözcüğün kuru cismini değil, söylenişindeki yumuşaklığı, sevgi yükünü unutamıyorum. Yeryüzünün, insan hayatının bütün tatlı vaatleri saklıydı, gizliydi bu söyleyişte.”

AVARE KALEMDEN YAZINTILAR

Modern hayatı kurabilme çabası

Oğuz Demiralp
Alakarga Yayınları, 2022
288 sayfa, 30 TL.

BAKMADAN GEÇME!