İkamet Kadıköy, başkent Kadıköy

Güncelleme Tarihi:

İkamet Kadıköy, başkent Kadıköy
Oluşturulma Tarihi: Nisan 15, 2022 10:53

Adnan Giz’in, ilk olarak 1988’de yayımlanan çalışması ‘Bir Zamanlar Kadıköy’ özenli tasarımıyla yeniden elimizde. Sanatçılar, edebiyatçılar, gazeteciler, sporcularla renkli bir galeri, Haldun Taner’in deyişiyle ‘Türkiye’nin en kültürlü kenti’ Kadıköy’ün 150 yıllık hikâyesi bu...

Haberin Devamı

Kadıköy’ün özerkliğinden söz edilebilir mi? Kesinlikle, hem de 100-150 yıldır.
Örnek: Yıl 1920, Mütareke dönemi. İstanbul işgal altında. Bir buçuk, iki yıldır ‘esir şehir’.
“O aralık Kadıköyü’üne nakletmiştim” diyor Refik Halid (Karay), “Kadıköy, İstanbul’un en hür, en şen mahallesiydi.” ‘İstanbul’un İçyüzü’nü o yıl, orada yazıp yayımlayacaktır. Kendisi Damat Ferit hükümetlerinin baş destekçisi, namı diğer Kirpi; sivri ve etkili kalem. Kuvayı Milliye karşıtı ‘Aydede’yi çıkaracaktır.
Ahmet Haşim de o sıra Kadıköy’e sığınanlardan. İlk durağı Rıhtım Caddesi, İskele Sokak’ta bir ara İngilizlerin karakol olarak kullandığı köhne yapı. Yakın dostu Yakup Kadri’nin deyişiyle “Bir lokma ekmeğe muhtaç” vaziyettedir. Nitekim, parasızlıktan Kuşdili Çayırı’nda tek odalı bir harabeye taşınır. Kirayı ödeyemeyince Moda Caddesi yakınlarında bir pansiyona, sonra başkasına ve başkalarına… Yine 1920’de Sanayi-i Nefise Mektebi’nde (Devlet Güzel Sanatlar Akademisi, şimdiki Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) hocalığa getirilene dek sürünür. Hemen her iş çıkışı Yakup Kadri’yle buluşup Kadıköy’e geçerler. Saat 18 vapurunu asla sektirmez Haşim: Bir kıza tutulmuş, ilanı aşkı da kabul edilmiştir. Vapur çıkışlarında üçü birlikte yürürler. Evlilik hazırlığı başlar. Sevgilisi, kız arkadaşlarından birinin Yakup Kadri’nin yazılarına hayran olduğunu, tanışmak istediğini söyler. Yakup Kadri kaçınsa da buluşma gerçekleşir… Ve Haşim bu kez o kıza tutulur, sevgilisinden soğur! 
Abdülhak Şinasi Hisar, huysuzluğuyla ünlü Haşim’in “Kadıköy vapuruna binince, sanki terliklerimi ve gecelik entarimi giymiş gibi rahatlar, ferahlık duymaya başlarım” dediğini nakleder.  Haşim sayısız aşk ve evlilik girişiminden sonra nihayet 17 Mayıs 1933’de Tekel İdaresi memuru Zarife Özgünlü’yle evlenir, eşine Güzin adını vermiştir. Bahariye Caddesi 72 nolu Belvü Apartmanı birinci katına taşınmıştır, hastadır. Ziyaretine gelen Halit Fahri Ozansoy’a, “Kadıköy ne güzeldir değil mi? Ben nedense buradan asla ayrılamam. Şu levhaya bakın! Şu ağaçlara, şu…” Fakat sadece 15 gün sonra, 4 Haziran 1933’de hayata gözlerini yumacaktır. 

VAPURUN GETİRDİKLERİ
Kadıköy, Abdülmecid döneminde 1850’lerde vapur seferleriyle özerkleşmeye başladı dersek yanlış olmaz. Adnan Giz, ‘Bir Zamanlar Kadıköy’de hanedan mensupları ve paşaların Kurbağalıdere’den başlayarak Kadıköy’ü keşfedip saray yavrusu köşklerle bu yakaya konuşlandığını kaydeder. II. Abdühamid devri paşalarında bu iş Moda’dan Caddebostan’a, Göztepe’den Erenköy’e ‘akın’ halini alacaktır. 
Namık Kemal’den Recaizade Mahmut Ekrem’e uzanan ilk kuşak Osmanlı aydını, yazarı kente, hayata, dünyaya Çamlıca Tepesi’nden bakar: Osmanlı’da ilk roman örneklerinden Namık Kemal’in ‘İntibah’ı Çamlıca Tepesi’ndeki seyranla açılır, 1876. Recaizade’nin bir tür Oblomovluk diyebileceğimiz Bihruz Sendromu’nu konu ettiği ‘Araba Sevdası’ da öyle, 1898. 
Samipaşazade Sezai’nin ‘Sergüzeşt’inde mekân Moda Burnu’ndaki Asaf Paşa Konağı. Paris’te resim okumuş paşazade Celal ve ona modellik eden esire/odalık Dilber üzerinden ‘özgürlük-eşitlik’ temaları dillendirilir, 1889. Bu da yazarın kapısında zaptiyelerin nöbet tutmasını, göz hapsine alınmasını getirir.Kısaca, Osmanlı-Türk romanının mekân olarak doğum yerlerinden biri Kadıköy. ‘Kadıköyü’nün Romanı’ysa 1938’de yayımlanır. Safiye Erol “Bir Kadıköylü köyünden uzak yaşarsa hayra alamet değildir,” der. Yine vapurdayız: “Kadıköy’ün daha köprü iskelesine ayak bassan kendi evinin avlusuna girmiş olursun. (...) Bu Kadıköy denilen muazzam tarikatın mensupları oluk oluk dört tarafa dağılır. İskeleye ayak basınca adeta başka bir hava ile karşılaşırsın.” 

GAZETEDEN TİYATROYA...
Mütareke’den bir ay önce, 20 Eylül 1918’de yayına başlayan Akşam, Kadıköy ’ün gazetesidir. Kurucu ortaklar Kazım Şinasi, Necmeddin Sadak ve Ali Naci’nin yanı sıra başlıca yazarları, muhabirleri ve nihayet okuruyla da Kadıköylü’dür gazete. Mesleğe orada başlayan, savaş muhabiri olarak ünlenecek Hikmet Feridun Es der ki, “Akşam Gazetesi, bir kentin değil, bir semtin tirajına güveniyordu. Ona Kadıköy gazetesi diyenler çoktu. O devirde Kadıköy yalnız İstanbul’un değil, bütün ülkenin en aydın semti olarak tanınmıştı”. 1928’de Latin alfabesine geçilmesiyle tiraj kaybı karşısında Akşam, bir başka Kadıköy sakini Vala Nurettin’le yeni okur kazanma başarısını gösterir: İri punto, bol resim, hafif yazı... 1957’de gazeteyi yine Kadıköylü işadamı Malik Yolaç devralır. 1960’lar toplumsal muhalefetinin ateşli kalemi yine Kadıköylü Çetin Altan’la gazete 12 Mart sonrası satılana dek yeni kimlikle yol alır.
Oradan 1 Mayıs 1983’e gelelim, Milliyet gazetesinde bir başka Kadıköy sakini Haldun Taner’in yazısına; Kültür Kenti Olarak Kadıköy’e bakalım. Taner, 1950’lerde bir oyun sonrası izleyicileri gösteren Muhsin Ertuğrul’un, “Biliyor musun, bunların üçte biri Kadıköylü’dür” sözünü anarak başlıyor. “Nereden biliyorsun” sorusuna “Daha biz Ferah’da temsiller verirken de böyleydi. Yine üçte bir. Bugün bu oran belki beşte ikiye bile çıkmıştır,” yanıtını veriyor Dragoslu Muhsin Ertuğrul. Ferah Tiyatrosu, 1924/25’de tek sezon perde açmış… Haldun Taner, “eminim ki şu satırları okuyan İstanbullu okurların yüzde otuzdan fazlası yine Kadıköylüdür,” diyor 1983’de. Ona göre geçmişten beri “Şehrin kalburüstü sanatçıları, yazar çizer takımı, hep Kadıköylü.” Sıralıyor: Hale Sineması, Afife Jale’nin ilk kez sahneye çıktığı Apollon Tiyatrosu, ona nazire olarak yaptırılan Süreyya Opereti; Sermet Muhtar, karikatürist Cem, Şehir Mektupları müellifi Ahmet Rasim, eğitimci yazar İsmail Hakkı Baltacıoğlu, Adalet – M. Ali Cimcoz, Sabiha – Zekeriya Sertel, ressam Celile Hanım ve oğlu Nazım Hikmet, ressamlar Şeref Akdik, Eren – Bedri Rahmi Eyüboğlu, piyanistler İdil Biret ve Ayşegül Sarıca, Aziz Nesin’den Fazıl Hüsnü Dağlarca’ya…. “saymakla bitecek gibi değil.” 

TÜRKİYE'NİN EN KÜLTÜRLÜ KENTİ
Kırk yıl öncesinde Taner’in de işaret ettiği gibi hayat tarzları değişti, değişiyor, “dünya hırçınlaştı, bencilleşti, Kadıköy’e eskiden yerleşmiş efendilik, Kadıköy centilmenliği buna karşı tam solmadı. İçin için eskisi kadar olmasa da şurasından burasından sürüyor.” Ve el yükseltiyor Haldun Taner: “Bana sorarsanız Türkiye’nin en kültürlü kenti Kadıköy’dür.” Adnan Giz, yazması yönünde kendisini özendirip destekleyen Haldun Taner’in sözleriyle noktalıyor 'Bir Zamanlar Kadıköy’ü. Ne yazık ki Taner kitabı göremeden, 7 Mayıs 1986’da aramızdan ayrıldı. Kitap 1988’de yayımlandı, İletişim Yayınları İstanbul Dizisi onunla başladı. Giz de ertesi yıl, 13 Haziran 1989’da hayata veda etti. Giz, okullar, vapurlar, çarşı, eczaneler - doktorlar, çayırlar, tiyatro ve sinemalar, semtler üzerinden mekan - insan bağını kurarak başlıyor bir zamanların Güzel Kadıköy’ünü anlatmaya. Bunu Osmanoğulları ve paşaların son demlerinden tanıklıklarla Köşklerin Dramı izliyor.
Üçüncü ve son bölüm Kadıköy’ün İnsanları: Gazeteciler, yazarlar, müzisyenler, tiyatrocular, sporcularla renkli bir galeri.
'Bir Zamanlar Kadıköy' zengin ve nitelikli görsel malzemesi, özenli tasarımı, baskısıyla yeniden elimizde. Bir albüm kitap. Editörlüğü ilk basımdaki gibi yine Fahri Aral üstleniyor. İBB Kültür A.Ş.’yi kutlamak gerekiyor: İstanbul Kitapçısı’nı yeni katkılarla kentin gündelik yaşamına kazandırdılar. Profesyonel yayıncılıkla, nitelikli ürünlerle düşünce ve kültür dünyasına yeni açılımlar getiriyorlar. 
Kadıköy’e dönersek; ilki Ocak 2012’de beş ayrı mekanda düzenlenen İkametgâh Kadıköy sergilerini mi söyleyelim, on yıldır genç sanatçılar semtine dönüşen Yeldeğirmeni’ni mi, sayıları 15’i aşan tiyatro topluluğu ve salonlarını mı? 1980’lerden beri yükselen Kadıköy Sound’u mu anımsatalım; adını bir zamanların Cağaloğlu dönüşü Sirkeci-Kadıköy vapur seferinden alan 6.45 Yayınları’nı mı? 1970’lerde İskele önündeki gazete, dergi kitap sergisinden doğup mağaza zincirine dönüşen Nezih Kitabevi ve dahası…  Boşuna “kültür başkenti” denmiyor!
İlker Mumcuoğlu’nun eşsiz çalışması 'Kadıköy Sözlüğü' apayrı yazı konusu.

BİR ZAMANLAR KADIKÖY

İkamet Kadıköy, başkent Kadıköy

Adnan Giz
İBB Yayınları, 2022
344 sayfa.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!