Haldun Taner ile sohbet etmek

Güncelleme Tarihi:

Haldun Taner ile sohbet etmek
Oluşturulma Tarihi: Mart 15, 2018 16:23

Haldun Taner’in eserlerini mutlaka okumuşsunuzdur. Eğer kendisini de bizzat tanıyıp sohbet etmişseniz, konuşma üslubunun da yazıları, öyküleri kadar ustalık ürünü olduğunu bilirsiniz.

Haberin Devamı

Bazı çok sevdiğim, saydığım yazarlar vardır ki, tanıştığımız tarihi anımsamam, sanki onlarla alfabeyi söktüğümden beri tanışıyormuşum gibi gelir.
Haldun Taner’le ilk karşılaşmamda, oturup kalkmasından, konuşmasından, şehirli olmayı sindirmiş bir İstanbulluyla muhatap olduğumu anladım.
Alçakgönüllü, ironiyle bakan gözleri, yazdığı öykülerden birinin kahramanı olduğunu gösterirdi.
Taner’den yazı istediğinizde, almak için gideceğiniz yer Kadıköy vapur iskelesinin karşısındaki Karaköy İşkembecisi’ydi. Daktiloyla yazdığı yazısını oraya bırakırdı.
İşkembeciyle arkadaşlık da kurmuştu. Öykülerinin özündeki halk tipi onun için sahihtir.
Gazeteden çıkıp Tünel’e taksiyle gelirken, yolda şoförle yaptığı sohbetten notlar aktarırdı. Çoğunlukla da Tünel başında indiğinde buluşup Markiz’e giderdik.
Ancak bir işkembeciyle, bir şoförle sohbet eden büyük bir yazar ‘Keşanlı Ali Destanı’nı, ‘Sersem Kocanın Kurnaz Karısı’nı yazabilirdi.
Yıllar önce TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı’nda üçümüz Haldun Taner’i konuşmuştuk. Rahmetli Zeki Alasya, Metin Akpınar ve ben.
Devekuşu Kabare’nin çalışma düzenini onlardan dinlemeliydiniz.
Bir gün yolda Erol Toy’la karşılaştık, tanışmıyorlardı, tanıştırdım. Evine gittiğim ender yazarlardandı. Demet Taner, hiç kuşkusuz iyi bir ev sahibi, büyük bir yazara eş olacak niteliklere sahip biriydi. Evde müzikten söz ederdik. Besteciler üzerine konuşurduk. Aslında Haldun Bey’den çok hoşuma giden bir şey öğrendim. Hem cep saati kullanırdı hem de kol saati. Saati bilme oyunuydu bu. Saate bakardık, diyelim ki saat 10.00. Oturur konuşurduk, pastalarımızı yerdik. Sonra da birden sorardı “Saat kaç” diye, tahminlerimizi karşılaştırırdık. O günden sonra kafamda bir gizli saatin akrep ve yelkovanının seslerini duyar oldum.
Haldun Taner’e Saygı Gecesi de anılarımın içinde unutulmaz bir yerdedir. Sevgili dostum Can Gürzap, İstanbul Devlet Tiyatrosu’nun başındaydı, yazar geceleri düzenliyordu. Bir gün gazeteye geldi ve Haldun Taner gecesi için beni de görevlendirdi. Taksim Sineması’nda yapılan gecede, ne yazık ki birçok kişi kalabalıktan içeriye giremedi. Oturumu yönettiğim için gecenin mutlu adlarından biriydim.
Şimdi adına düzenlenen ödülün jüri başkanıyım.
Yazıların amacını tekrarlayalım: Yeniden Haldun Taner okuyun, ironiyle zekânın ustaca bileşimini bulacaksınız.
Bugün saat 15.00’te Kadıköy’de Haldun Taner Müzesi açılıyor. Ayrıca YKY’nin yayımladığı, eşi Demet Taner’in ‘Canlar Ölesi Değil - Fotoğraflarla Haldun Taner’in Yaşamöyküsü’ kitabını tavsiye ederim.


BAKMADAN GEÇME!